Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- Türkiye'de hekimlerin özlük haklarında iyileştirici düzenlemeler içeren ve tüm partilerin oybirliğiyle TBMM'ye getirilen yasa teklifinin geri çekilmesi üzerine Türk Tabipler Birliği(TTB)’nin başlattığı hak eylemleri ve itirazları devam ediyor. 1 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin uygulanmaya başlamasıyla birinci basamak sağlık hizmeti merkezlerinde sorunlar art arda gelmeye başlamıştı. “Sağlık çalışanlarını cezalandırdığı” gerekçesiyle tepki gösterilen yönetmelikte herhangi bir geri adım atılmazken İzmir Sağlık Platformu, hekimlerin ekonomik hakları ile ilgili düzenleme tasarısının meclis gündemine alınması için yürütülen eylemlilikler kapsamında geri çekilen haklarının verilmesi için basın açıklaması düzenledi. İzmir Tabip Odası Konferans Salonu’nda yapılan basın açıklamasına İzmir Sağlık Platformu bileşenleri katıldı. 

AİLE HEKİMLERİ SOSYAL MEDYA YASAĞIYLA TEHDİT EDİLDİ  

Basın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, devlet eliyle yürütülmesi gereken birinci basama hizmetin devlet mi özel mi belli olmayan garip bir modelle yönetildiğini söyledi. Birinci basamak sağlık hizmetleri hastalıkları önleme ve toplum sağlığını korumak için vazgeçilmez olmasına rağmen ASM’lerde hekimlerin sözleşmeli ve güvencesiz çalıştığını ve ücretli yıllık izin haklarının olmadığını ifade eden Yüksel, “Sözde sözleşmeyi karşılıklı imzalıyoruz ama sağlık bakanlığı bu sözleşmenin bir tarafı olan bizlerin fikrini sormadan sürekli ek iş yüklüyor. Yeni yönetmelik çıkarıyor. Sürekli negatif performans getiriyor. Dünyada hiçbir ülkede negatif performans diye bir uygulama yok. Avrupa ülkelerinde ki uygulamada yaptığınız her iş için ek pirim alıyorsunuz. Bizde ise sürekli tehdit ve mobbing devam ediyor. Aile Sağlığı Merkezi Çalışanlarının emeklerinin hiçe sayıldığı, iş güvencelerinin ellerinden alındığı, ceza yönetmeliği olmanın ötesine geçemeyen bu yeni yönetmelik, beklenti ve taleplerinin karşılanması bir yana, bir öncekinden daha da kötü bir düzenleme getirmiştir. Yapılması mümkün olmayan HYP tanımlaması, negatif performans uygulamasıyla zaten ağır olan şartlar iyice ağırlaştırıldı. Aile hekimlerine sosyal medya yasağı ile tehdit edildi” diye konuştu. 

BİZ CEZALANDIRILIYORUZ
İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Muhtevel Çolak, 1 Temmuz’da yürürlüğe giren Aile Hekimleri Sözleşmesi ile hekimlerin sözleşmelerinin keyfi olarak iptal edilebildiğini iddia etti. Aile Hekimlerinin sözleşem ile cezalandırıldığını dikkat çeken Çolak, “Ağustos ayında iş bırakma sonrasında Türkiye’nin başka hiçbir yerinde görmediğimiz şekilde İzmir’de maaşımızdan para cezaları kesildi, soruşturmalar devam ediyor. Biz bunları mahkemeye vereceğiz. Savunma istenmeden ceza uygulaması kapitalist sistemde yok. Asgari ücrete zam yapıldı. Bence eksik bile yapıldı. ASM’de çalıştırdığımız ek personel var. Cari giderden bunu karşılıyoruz. Cari gidere ne kadar zam olacağı belli değil. Biz bu personelin parasını ödeyebilecek miyiz diye çalışırken böyle bir sözleşme çıkarılıyor. Pandemi sürecinde birçok klinik kapatılırken aile hekimleri kliniğinde aralıksız çalıştık. Biz cezalandırılıyoruz” dedi. 

MÜCADELEMİZ SÜRECEK
1 Temmuz’da yürürlüğe giren Aile Hekimleri Sözleşmesi’nin hayal kırıklığı olduğunu ifade eden Lütfi Çamlı, “Günü birlik kararla sahada kopuk uygulamalarla kaotik bir durum almıştır. Defalarca sorunları dile getirmiş, sahanın gerçeklerine uygun düzenlemeler istenmişti. Talepler karşısında yeni bir düzenlemenin uygulamaya sokulacağı ve bunla sorunların çözüleceği vadi karşısında umutlu beklenti oluştu. 1 Temmuz’da yürürlüğe giren aile sağlı çalışanları sözleşmesine baktığımızda eskisinden geriye giden, aile hekimlerini yok sayan bir yönetmelik gördük. Yönetmeliği temelsiz susturma, cezalandırma, kaotik durumu daha da derinleştiren bölümler dikkatimiz çekti. Tepkiler basın açıklamaları, mitingler ve iş bırakmalar oldu. Bütün bu itirazlarımızı görmezden gelen, yok sayan iktidarın, aslında bu uyarılarımızın ne kadar haklı olduğunu gösteren uygulamalarını şahit olduk. Aile hekimleri sözleşmelerinde haksız sözleşmelerle aile hekimliğinde çalılan arkadaşlarımızın sözleşmelerini yenilenmediğini gördük. Eylemler sonrası bazı arkadaşlarımızın sözleşmeleri yenilendi. Bir kere daha haykırıyoruz. Ceza yönetmeliğini, infaza komisyonunu kabul etmiyoruz. Bu yönetmelik geri çekilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. 

9 BİNE YAKIN HEKİM İSTİFA ETTİ  

Pandemi döneminde Türkiye genelinde 9 bine yakın hekimin istifa ettiğini veya emekliliğe ayrıldığını dikkat çeken Çamlı, bin 405 genç hekimin ise yurt dışına çalışmak için meslek örgütlerinden belge aldığını söyledi. İzmir’de de aynı süreçlerin yaşandığını değinen Çamlı, “Hekimlerin emekleri değersizleştirildi. Hekimler bu süreçte tükendiler, düzenlemeler yapılmazsa sağlık emekçisi bulamayacağız. OECD verilerine göre hekim sayısı giderek düşmekte buna bağlı olarak da hastanelerde ciddi sorunlar yaşıyoruz. Randevu almakta zorlanıyoruz. Sağlıkta dönüşümün getirdiği bir süreç bu. Sağlığın ticarileşmesi ne yazık ki halkın kaliteli hizmet almasını engel oldu. Hem de sağlık emekçilerin sömürülmesine, tükenmesine yol açtı. Bu sistem artık yeniden inşa edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İzmir’de de istifaların, erken emekliliklerin olduğunu biliyoruz. İzmir’de de ülke genelinden farklı bir tablo yok” dedi.