Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- Kesin olmayan sonuçlara göre yenilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini CHP’li Ekrem İmamoğlu kazandı. İmamoğlu, rakibi Binali Yıldırım’ı yaklaşık 800 bin oy farkla geçti. Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Tosun seçim sonucunu ve her iki adayın “artı ve eksileri”ni değerlendirdi.

AK PARTİ KURUMSAL KURUMSALLAŞMA SANCISI ÇEKİYOR
AK Parti’nin kurumsallaşma sorunu yaşadığını ve son yıllarda teşkilat ve toplum arasında temsil sorunu yaşandığını ifade eden Tosun, “17 yılda iktidarda kalan bir partinin İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi belediye başkanlıklarının kaybetmesi bir çöküşün göstergesi olarak değerlendirilemez. Fakat seçmen tercihlerindeki geriye dönüşü olmayacak, yeniden mevzilenmenin başlangıcı olarak görüyorum. Siyasi partiler de bir canlı organizmalardır. AK Parti 2001’de doğdu bir büyüme evresi geçirdi. Bugün gelinen noktada AK Parti ciddi anlamda bir kurumsallaşma sancısı yaşıyor. Çünkü siyasi partiler, bir ideolojiye, bir lidere, bir örgüte sahip yapılar, dolayısıyla AK Parti özellikle son yıllarda teşkilat ile toplum arasında temsil sorunu yaşıyor” dedi.

KUTUPLAŞTIRICI DİL… EKONOMİK SIKINTILAR… GENEL SEÇİM HAVASI… FABRİKA AYARLARI
İnsanların ekonomik sorunlardan ve kutuplaştırıcı dilden sıkıldığını ve bunun sandığa yansıdığını kaydeden Tosun 23 Haziran İstanbul seçimlerinin genel seçim havasında geçtiğini söyledi. Tosun, “AK Parti 2000’li yılların başlarında merkez sağın çökmesiyle doğdu. AK Parti, muhafazakar demokrat kimliğiyle, toplumsal kucaklayıcı bir söylemle çıktı. Bugüne bakıldığında son derece kutuplaşmış bir toplum oldu. AK Parti’nin önümüzdeki süreçte fabrika ayarlarına dönmesi gerekiyor. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntı insanları etkiledi. Evet, adı yerel seçim ama kampanyalara ve kullanılan dile bakıldığında tamamen bir genel seçim kampanyası şeklinde sürdürüldü. Ayrıca AK Parti çok ciddi anlamda, otoriter siyasal bir dilden medet umdu. Türkiye’de insanlar gerçekten yoruldular. Ekonomik sıkıntılar bir de bu kutuplaştırıcı dil, insanları yordu.  Bu seçim aynı zamanda insanların hoşgörü, bir arada durma, ekonomik koşulların iyileştirmesi ve refah arayışı içinde olduğunu gösterdi” diye konuştu.

HER İKİ ADAY DA…
Her iki adayın kampanya dönemi boyunca izlediği yol haritası hakkında değerlendirmelerde bulunulan Tosun, “İdeolojik tartışma yerine, daha somut, gündelik sorunlarını çözecek bir takım önermeler kimden geliyorsa ve bunu kim samimiyetle ılımlı dille söylüyorsa ona yöneliyor. Zaten İmamoğlu’nun başarısı da buradan geliyor. İmamoğlu’nun karşısındaki aday (Binali Yıldırım) kendisine bütün yüklenmelere rağmen, hoşgörüsünü asla ve asla yitirmeyen, sevecen, umut vadeden bir profil çizdi. İstanbul seçmeni çevreden gelen aktörlerden tamamen bağımsız hareket etmiştir. İstanbul seçimlerinde ne hemşehricilik ne de cemaatçilik etkili olmuştur. İstanbullu seçmen tamamen kendisine dokunan, İstanbul’un sorunlarına vakıf ve çözüm getiren bir aday ve ekibini başa gelmesini istedi. Bundan sonra Türkiye siyaseti oldukça sıcak geçeceğini düşünüyorum. Yerel seçim olmakla birlikte etkileri orta vadede genel seçim gibi yayılacağını düşünüyorum” dedi.