Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı 'yeni normalleşme' açıklamasının ardından şehirler arası seyahat kısıtlaması sona erdi. Tatil planı yapan milyonların ise sahil kentlerine akını başladı. Sağlık Bakanlığı ve uzmanlar ise, tatilde alınması gereken önlemler konusunda vatandaşları uyarıyor.

Habertürk'ten Alper Uruş'a konuşan koruyucu Halk Sağlığı uzmanı Mikrobiyolog Prof. Dr. Oğuz Özyaral da, tatil esnasında alınması gereken önlemleri anlattı.

Kendisi de koronavirüsü yenen Özyaral'ın yaptığı uyarılar şu şekilde:

'ANTİBAKTERİYEL SOLÜSYON YA DA ANTİSEPTİK ISLAK MENDİL OLMALI'
"Bir şeyi lütfen unutmayın; koronavirüs bitmedi. Biz ve dünya, 'Azalan ölüm vakalarının ardından sadece biraz normale dönelim' dedik. Bu çerçevede deniz kenarında tatil yapacak olanlara ilk önerim, yanlarında mutlaka antiseptik çözelti içeren solüsyonlar bulundurmalarıdır. Kolonya demiyorum. Eczanelerde satılan antibakteriyel içeriğe sahip solüsyon ya da antiseptik içeren ıslak mendil, el ve yüzey temizliğinde olmazsa olmazlardan.

'EN AZ 3-4 MASKE BULUNDURMALI'
Virüsten korunmak için kullandığımız maskeler, ıslandığı anda bütün koruyucu özelliğini kaybeder. Bu nedenle denize girip çıktığımızı düşünerek sahile mutlaka yanımızda 3-4 maske ile gitmeli ve maskemiz ıslandığı anda artık onu kullanmamalıyız.

'ZERRECİK 15-50 METRE GİDEBİLİR'
Deniz kenarında, bir yakınımıza yüksek sesle, "Gel su çok güzel" diye bağırdığımızda ağzımızdan çıkan damlacık, 1 saniye içinde 15 ilâ 50 metre arasında yol alabilir. Şayet böyle bağıran birinin yakınındaysanız bu bir tehlike. Bu nedenle sahilde yüksek sesle konuşma, bağırma gibi eylemlerden hem uzak durmalı hem de bu hataya düşmemeliyiz.

'GÜNEŞ IŞINLARI BUHARLAŞTIRIYOR'
Burada şunu vurgulamak gerekir; bağıran, yüksek sesle konuşan insanlardan şayet uzaktaysanız, kişinin ağzından çıkan damla ve zerrecik güneş ışınlarınca buharlaşır ve kuma düştüğünde de yaşama şansı yoktur. İşte bu nedenle deniz kenarında dip dibe olmamalıyız.

'KONUŞMA SIRASINDA 2 METREYE KADAR GİDEBİLİYOR'
Konuşurken Kovid-19 taşıyan bir zerreciğin 2 metre, yüksek sesle konuşurken 3.5-4 metre, öksürüp hapşırdığımızda 5-6 metre bulaş özelliğinin olduğunu bilmeliyiz. Bu iş yani korunmak biraz da matematik. Sahilde, deniz kenarında maske takmalıyız. Plajda tenha alanları, kalabalık olmayan bölgeleri tercih ederek kendimizi tehlikeden izole etmeliyiz. Ağzını şapırdatarak yemek yiyenlerle aynı masaya oturmamalıyız. Bu noktada virüsün, 1-2 metrelik bulaş mesafesi olduğunu bilmeliyiz.

'SESSİZ VE SAKİN OLMALIYIZ'
Buraya kadar anlattığımı tek bir cümleyle özetlemek gerekirse; deniz kenarında sessiz ve sakin olmalıyız. Yüzme mesafesinde sınırımız 2 metre olmalı. Tuzlu suda Kovid-19'un yaşama şansı yoktur. Doğal plajlar, kimsenin denize girmediği alanlar tercih edilebilir. Yine sakin koylarda güneşlenilebilir.

GÜNEŞLENME SÜRESİ NE KADAR OLACAK?
Güneşlenmek, güneşin altında saatlerce yatmak değildir. Sosyal mesafeye dikkat ederek; saat 12.00 ile 15.00 arasında beyaz tenliler 10-12 dakika, buğday tenliler 13-15 dakika, koyu esmerler 20-30 dakikayı aşmayacak biçimde güneşlenmelidir. Esmerleştikçe süre artırılmalıdır. Kumdan yansıyan güneş ışınları sizin D vitamini almanız için zaten yeterlidir. Yine çadır ve kamp tatili de öneriyorum; insanlardan uzak olmak koşuluyla bu tatilde bir seçenektir.

'HAYALET TAŞIYICILAR VAR'
Yeni normalleşme sürecine ilişkin gözlemim ise insanlarımızın hiçbir şey yaşanmamış gibi davranması ve normalin çok üzerinde vatandaşımızın sokakta, caddede olması. Toplumumuz lütfen unutmasın; Kovid-19 bitmedi; devam ediyor. İnsanlar bu virüse yakalanıyor; hatta can kayıpları oluyor. Hayalet taşıyıcılar var. Bu kişiler enfekte oluyor ama belirti gözlenmiyor ve virüsü yayıyor. Bu nedenle her iki tarafın da maske takması gerekiyor.