Türkiye'de tüm gözler bir kez daha Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün yapılacak olan kabine toplantısına çevrildi. 

Saat 15.00'te başlayacak olan kabine toplantısında, Pazar günleri uygulanan sokak kısıtlamasının kaldırılması, haftaiçi ve Cumartesi günü saat 22.00'de başlayan kısıtlamanın ileri bir saate alınması ile aşılama çalışmalarına ilişkin son durum ele alınacak.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Saray'da yapılacak toplantı öncesi kritik açıklamalarda bulundu.

"BULAŞTIRMA POTANSİYELİ OLAN KİŞİ SAYISI ARTIYOR"

Aşılamayı yüzde 70'lere çıkarmadan önlemleri gevşeten bütün ülkelerde vaka artışları görüldüğünü belirten Ceyhan, "Hala çok ciddi bir vaka sayısı var ve kimsenin dikkatini çekmeyen bir durum var. Son bir haftadır iyileşen vaka sayısı, yeni vaka sayısının altında. Yani her geçen gün toplumda bulaştırma potansiyeli olan kişi sayısı artıyor. Bunlar çok dikkat çekmesi gereken noktalar. Diğer ülkelerden de örnekler var. İngiltere yüzde 55'in üzerinde iki doz yapmasına rağmen önlemleri gevşetince  vaka sayısı hemen 2 binden 15 bine çıktı. Fransa'da, Endonezya'da da oldu. Aşılamadan bir yarar görmemiz için aşılamanın yüzde 70'lere varması lazım. Aşılamayı yüzde 15'ten yüzde 30'lara artırıldığında bir etkisi görülmüyor. Kaldı ki tek doz yapılan aşının da ancak yüzde 31 koruduğuyla ilgili 4 gün önce bir yayın çıktı. Dolayısıyla tek doz aşıya güvenip Türkiye'nin yarısından fazlası aşılandı demenin çok fazla bir yararı yok" dedi.

KABİNEYE ÇAĞRI: ÇOK RİSKLİ OLACAK

Önlemlerin çok dikkatli kaldırılması gerektiğini söyleyen Ceyhan, "Bulunduğumuz nokta geçen sene Nisan ayındaki pik düzeyinde olduğu nokta. O zamanki vaka sayısı 5 bin 300 vakaydı. Biz bu vaka sayısıyla sokağa çıkma yasakları, iş yerlerinin, okulların  kapatılması gibi  bir sürü önlem aldık. Geçen sene bu kadar tedbir aldığımız düzeyi şimdi güvenli sayıp önlemleri kaldırmak çok riskli olacaktır" ifadelerini kullandı.

"BİZİM RUSYA'YA KARŞI DAHA DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKİRKEN TERSİNİ YAPIYORUZ"

Genellikle dalgaların  yeni varyantlarla ortaya çıktığını kaydeden Ceyhan, "Mart ve Nisan ayındaki artışın nedeni İngiltere varyantıydı. Şimdi Delta varyantı çıktı. Delta varyantı, İngiltere varyantına göre çok daha  bulaşıcı. Delta varyantı bir çok yerde artmaya başladı. Bu ülkelerden biri de Rusya. Rusya bizden çok daha kötü bir durumda ve vaka artışını durduramıyorlar. Rusya gelip vatandaşını göndermek için  Türkiye güvenli mi diye inceliyor. Tam tersine bizim Rusya'ya karşı dikkatli olmamız gerekirken biz tüm önlemleri kaldırıp öyle kabul ediyoruz. Böyle bir temastan asıl bizim korkmamız gerekiyor. Ama işte turizm gelirine ülkenin ihtiyacı var. Turizm büyük bir sektör, bu işten ekmek yiyen insanlar var. Tabii ki turizmi yasaklamak mümkün değil ama bu kadar da rahat olunmaması lazım" diye konuştu.

MASKE KULLANILMAK ZORUNDA

Maskelerin çıkarılacağına yönelik açıklamaları sorduğumuz Ceyhan, "Yüzde 70 aşılama düzeyine ulaşıncaya kadar 2 metreden yakın temaslarda maske kullanılmak zorunda, değişen bir şey yok. Şu anda esas bel bağladığımız şey maske- mesafe önlemleri. Aşılama yüzde 70'e varıncaya kadar vaka sayısının artışını önlemek için  yine bu iki önlem, en iyi korunma yolu. Dünyada bir vaka artışı görülürse eğer Türkiye'de bunun görülmemesi mümkün değil. Bu aldığımız önlemlerle onları durduramayız" dedi.

"TAMAMEN TEDARİK SORUNU"

Aşı dozları arasındaki süreye de dikkat çeken Ceyhan sözlerine şöyle devam etti;

"İki aşı arasına 6 hafta diyen de bunun normal bir süre olmadığını biliyor.  İngiltere de 3 aya kadar uzattı ama 3 ay uzatmak daha iyi sonuç veriyor diye uzatmadı. Tamamen tedarik sorunu. Eğer yeteri kadar aşı tedarik edilebilirse o ara uzatılmaz, 4 hafta arayla yapılır. Gelen tüm aşılar ilk doz olarak yapılınca tabii ki ikinci dozlar gecikiyor. Ama  ilk doz da korumadığı için belli riskler göze alınmış oluyor. Bunlardan birincisi, sürenin uzadıkça mutasyon riskinin artması. İkincisi de süre daha da uzaması durumunda ilk aşı yapılan insanların antikoru kaybetme riski olması dolayısıyla tekrar aşılama gereksinimi duyulması."