İlaç firmasında çalışan biyokimyager Halise Ayvaz, İzmir Kent Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'nde tedavi gördükten sonra, hamile olduğunu öğrendi. İkiz bebekleri olacağını öğrenen Ayvaz, müjdeli haberi eşi Anıl Ayvaz (35) ile paylaştı. Çift büyük bir heyecan içinde ayların sağlıkla geçmesini beklerken, gebeliğin 14'üncü haftasında beklenmedik sorun çıktı. İkizlerden erkek olan bebeğin anne karnında kalbi durdu.

Ölen bebeğin rahim ağzında kalması enfeksiyon riskini de beraberinde getirdi. Anne adayının gebelik takibini yapan Kent Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Orçun Sezer, yaşamsal riskleri artan Halise Ayvaz'ı hastaneye yatırarak tedaviye başladı. Hastanede10 gün tedavi gören Ayvaz, enfeksiyon tehlikesini atlatırken, Opr. Dr. Sezer çeşitli risklere karşın gebeliğin 24'üncü haftasında sonlandırılmasına karar verdi ve 9 Ekim'de sezaryenle İdil bebek dünyaya geldi. 700 gram ağırlığında, 33 santimetre boyunda doğan İdil bebek, kuvöze alındı. İkiz kardeşinin anne karnında ölmesiyle ortaya çıkan enfeksiyon riskinin hayati tehlike yaşattığı İdil bebek, 128 gün yaşam savaşı verdi. Yaşam savaşını kazanan İdil bebek, kuvözden Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi sorumlusu Uzm. Dr. Cengiz Öztürk, sorumlu hemşire Havva Gökduman ve diğer hemşireler tarafından ailesine teslim edildi, evine uğurlandı.

'HER TABURCU ETTİĞİMİZ BEBEKTE AYNI MUTLULUĞU YAŞIYORUZ'
700 gram ağırlığında tedavi ve bakıma aldıkları İdil bebeği 4 ayı aşkın bir süre misafir edip 2 kilo 560 gram olarak anne ve babasına teslim ettiklerini belirten Uzm. Dr. Öztürk, "Bebeklerin normal zamandan önce, düşük kilolu ve sağlık sorunlarıyla dünyaya gelmesi onların doğumunu heyecanla bekleyen anne ve babalarını elbette çok üzüyor. Bu bebeklerimizden biri de İdil'di. Ama doğru tedavi, özenli bakımla onu da büyüttük ve ailesine teslim ettik. Anne babalar gibi her taburcu ettiğimiz bebekte biz de aynı mutluluğu yaşıyoruz" diye konuştu.

'İDİL'İN HAYATA TUTUNMA GÜCÜ BİZE İLHAM VERDİ'
Hamileliği sırasında çeşitli risklerle hayati tehlike yaşadığını belirten anne Ayvaz ise duygularını şöyle anlattı:

"Benim ve bebeğim için riskler artınca erken sezaryen kararı alındı. Doktorum Orçun Bey çok iyi zamanda en doğru kararı almış. Ben enfeksiyon riskini tedavilerle atlattım. Ama erken doğan bebeğim için zor bir süreç başladı. Solunum probleminin yanında erken doğmasından kaynaklanan bazı riskler vardı. Çok şükür ucuz atlattık. Bebeğimiz doktoru ve hemşire ablaları tarafından çok iyi bakıldı. Hiç gözüm arkada kalmadan 128 gün boyunca hastaneye gidip geldim. İdil'i hastanede bırakıp gitmek çok zordu. Moralimi hep yüksek tutmaya çalıştım. Kendimi motive ederek sütümü sağıp, 128 gün boyunca her gün kızıma getirdim. Onu 10 dakika bile görmek bana iyi geliyordu. Sonrasında kanguru bakımı için kızımı kucağıma verdiler, onu besledim, beni rahatlattılar. İdil, çok güçlü bir bebek. Kızım bize sabrı ve umudu öğretirken, sevginin gücünü fark etmemizi de sağladı. Onun hayata tutunma gücü bize ilham verdi. Yorgun ve uykusuzuz, ama onun verdiği güçle üstesinden geliyoruz. O bir mucize bebek. O yüzden hiç kimse hiçbir şey için umutsuzluğa kapılmasın. Mucizeler olabiliyor."