Dünyayı etkisi altına alan ve çok sayıda insanın ölümüne neden olan yeni tip koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında, uzmanların 'Evde kal' çağrılarına uyan çok sayıda vatandaş evde çalışma sistemiyle iş hayatını sürdürüyor. Evlerin tıpkı birer ofis haline geldiği dönemde ise, çalışanların evde geçirdiği kazaların iş güvenliği açısından hangi kategoride değerlendirileceği merak konusu oldu. İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alp Limoncuoğlu, karantina döneminde evde yapılan kazaların da artık birer iş kazası sayılacağını belirtti. Evden çalışanlarla ilgili ispat hususunun önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Limoncuoğlu, "Örnek olarak iş görme esnasında bir kişinin teknolojik alet vasıtasıyla evden işini gördüğünü varsayalım. Bu esnada kişi teknolojik aletteki arızadan dolayı elektrik akımına kapılsa bu zarar iş kazası olarak nitelendirilir. Evde çalışıp işine ara veren ve mutfağa gidip bir kaza geçiren kişinin zararı ise iş kazası olarak nitelendirilmeyecektir. Teorik olarak evdeki kazaları iş kazası olarak tanımlamak mümkün, ancak pratiğe döküldüğünde ispat durumu önemli. Bu iş kazasının hangi aşamada, nasıl, neden ötürü gerçekleştiği gibi faktörlere bakılması gerekmektedir. İspat yükü ise işçinin üzerinde olacaktır" diye konuştu.

'EVDEN ÇALIŞMADA RİSK SIFIRA İNMİYOR'
Tüm vatandaşların işini yaparken de sosyal hayatında da risk altında olduğunu söyleyen Doç. Dr. Limoncuoğlu, "Bizim uzaktan çalışma dediğimiz çalışma türü eskiden beri gerçekleşen bir çalışma türüydü. Bu uygulamanın 2016 yılına kadar yasal alt yapısı yoktu. 2016 yılında ilk kez yasaya dahil edildi. Evde çalışma veya tele çalışma gibi isimlendirilen bu uygulamaya uzaktan çalışma adı verildi. Pek çok sektörde uzaktan çalışma durumu söz konusuydu ancak evden çalışma koronavirüsün ortaya çıkmasıyla birlikte ciddi anlamda arttı. Özellikle birçok iş yerinin fiili olarak kapanmasından dolayı uzaktan çalışan sayısı arttı. Uzaktan çalışmaların çoğu da evden gerçekleşiyor. Sosyal Güvenlik Hukuku açısından incelendiğinde evden çalışanların riski azaldı, çünkü iş yerlerinde birden çok kişilerle temas halindeyken, evden çalışma durumunda bu risk ortadan kalkıyor. Bu durum yine de riskin sıfırlandığı anlamına gelmez" dedi.

'EVDEN ÇALIŞAN KORONAVİRÜSE YAKALANIRSA İŞ KAZASI SAYILABİLİR'
Covid-19 virüsünü kapan birisinin iş kazasına uğrayıp uğramadığı konusunda güncel pek çok tartışma olduğunu söyleyen Doç. Dr. Limoncuoğlu, "Teorik olarak iş gördüğünüz esnada yaşanan ve kişiyi geçici veya sürekli olarak fiziki veya ruhi engelli hale getiren durumlar iş kazası olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda da Covid-19 virüsünün evden çalışanlar bakımından da iş kazası olarak tanımlanabilmesi mümkün. Çünkü işin görüldüğü yeri iş hukuku literatüründe iş yeri kabul ederiz. Klasik bir iş yeri olgusunun dışında eğer kişi evden çalışmaya devam ediyorsa, o esnada işin görüldüğü yer ev de olsa iş yeri kabul edilir. Burada bir riskin, kazanın veya hastalığın gerçekleşmesi halinde iş kazası kabulü mümkündür" diye konuştu.

'VİRÜSLE İLGİLİ EMSAL KARAR VAR'
2019 yılında yaşanan bir olayın koronavirüs vakalarına emsal olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Limoncuoğlu, "2019 yılında çıkan önemli bir Yargıtay kararımız var. Bunun bir emsal karar olduğu görülüyor. Bu kararda da uzaktan çalışan bir kişinin, iş verenin talimatıyla iş gördüğü sırada yakalandığı H1N1 virüsünden dolayı hayatını kaybetmesi durumu söz konusuydu. Yüksek mahkeme bunu iş kazası olarak kabul etmiştir. Bu da bize kişinin koronavirüse iş gördüğü sırada yakalanması durumunda mahkemelerin kararının bu yönde olacağını göstermektedir" dedi.

'YENİ YASA İŞ HUKUKU AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR GELİŞME'
Koronavirüs salgını nedeniyle özel sektöre üç ay süreyle işten çıkarma yasağının getirilmesiyle ilgili teklifin kabul edilmesini yorumlayan Doç. Dr. Limoncuoğlu, şunları söyledi:

"Yasa, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Torba yasa olması itibariyle çok geniş kapsamlı değişiklikler getirilmiş durumda. İş hukuku bakımından daha önce hak olarak düzenlenmemiş ücretsiz izin kavramı düzenlendi. Bu sistem ancak çalışanlarla işverenlerin anlaşması halinde uygulanan bir sistemdi. Şimdi işverenlerin işten işçi çıkarmaları ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan durumlar harici yasaklandı. İşçilere tek taraflı eylem ile ücretsiz izne çıkmaları bir hak olarak tanındı. Bu iş hukuku açısından oldukça önemli bir gelişme."