Batı Görev Grup Komutanlığı bünyesinde yerli ve milli yapım Heybeliada (Türkiye'nin yerli ve milli ilk savaş gemisi), Burgazada, Kınalıada ve Büyükada isimli 4 korvet gemisinden bir komodorluk oluşturuldu. 2'nci Korvet Filotillası Sancak Tevcih Töreni, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın katılımıyla düzenlendi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından sancağın 2. Korvet Filotillası Komodoru Deniz Albay Gökhan Temizöz'e  teslim edildiği tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Törene, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Ege Ordu Komutanı Korgeneral Ali Sivri, Güney Deniz Saha Komutanı Tümamiral Kadir Yıldız, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Donanma Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu katıldı.

4 adet ada sınıfı korvetten oluşan ve deniz savunma harekatı, hava savunma harekatı ile su üstü harbi harekatı icra edebilen komodorlukta yaklaşık 450 personel görev alacağı bildirildi. 4 korvetin keşif, karakol ve arama kurtarma görevi yapacağı belirtildi.

'TERÖR ÖRGÜTÜNE AĞIR DARBELER VURULDU'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, törendeki konuşmasında, terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki barınma alanları, mevzi, sığınak ve mühimmat depoları ile teröristlerin saldırı hazırlığında olduklarının belirlenmesi ve elde edilen istihbaratın teyidi için Pençe Kartal-2 Harekatı'nın düzenlendiğini dile getirdi. Harekatta 40'dan fazla uçağın görev aldığını söyleyen Akar, "Halkımızı ve hudutlarımızı korumak maksadıyla Gara'ya yapılan bu harekat 10 Şubat saat 02.55'te uçaklarımızın faaliyeti ile başladı. Harekat kapsamında 50'den fazla hedef seçildi. Güvenlik nedeniyle bunların bir kısmı iptal edildi ve 48 hedef büyük bir başarıyla vuruldu" dedi. Türkiye'nin tüm komşularının olduğunu gibi Irak'ın da toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu belirten Akar, harekatın dost ve müttefiklerle koordineli bir şekilde yapıldığını söyledi. Akar, "PKK terör örgütü tarafından 'girilemez', 'ulaşılamaz' denilen, güvenli alan olarak sayılan bölgede terör örgütüne ağır darbeler vuruldu. 75 kilometre genişliğinde 25 kilometre derinliğindeki bir alanda yer alan tüm hedefler başarılı bir şekilde tahrip edildi. PKK terör örgütünün kaçacak bir yerinin kalmadığını örgütün sözde yöneticileri çok iyi anladı. Söz konusu bölgedeki inler teröristlerin başlarına yıkıldı" dedi.

'ÖRGÜTÜN HAREKET KABİLİYETİNİN CİDDİ ŞEKİLDE SINIRLANDI'

Pençe Kartal-2 Harekatı ile dördü sözde üst düzey sorumlu olmak üzere 53 teröristin etkisiz hale getirildiğini dile getiren Akar, şunları ifade etti:

"Harekat ile PKK terör örgütünün sözde üst düzey yönetiminde ciddi bir panik ve derin endişe olduğu, örgütün hareket kabiliyetinin ciddi şekilde sınırlandığı gelen istihbari bilgiler arasında yer almaktadır. Harekat sonrası terör örgütünün iç değerlendirmelerine yönelik alınan istihbarattan, teröristlerin büyük bir darbe aldıklarını ve büyük bir panik içinde olduklarını öğreniyoruz. Teröristler bundan sonra kendilerini hiçbir yerde güvende hissedemeyecekler. Harekatın planlanması ve icrasında her zamanki şekliyle hassasiyetler göz önüne alındı, sivil halkın, masum insanların can ve mal güvenliği bakımından her türlü tedbir yerine getirildi. Harekat sırasında çevrenin korunması bakımından da alınabilecek tüm tedbirler gerçekleştirildi."

Pençe Kartal-2 Harekatı'nın özelliğine yönelik bilgiler veren Akar, "Operasyon kara desteği olmadan çok geniş bir alanda son derece zor ve çok ciddi zorluklar içeren arazi ve iklim koşullarında gerçekleştirildi. Bugüne kadar icra ettiğimiz harekatlar arasında bakıldığında gerçekten alan olarak, kapsam olarak en büyük alanı bu harekat kapsamaktaydı. Gözbebeğimiz olan Özel Kuvvetlerimiz'n katıldığı bu harekat zor coğrafyada icra edildi ve burada Özel Kuvvetlerimizin her türlü arazi ve iklim koşullarında sınırlarımızdan irtibat olmadan da harekatlarını icra edebilecek kabiliyete sahip olduklarını ve daima göreve sahip olduklarını bir kez daha gösterdiler" dedi.

'TERÖR KÜRESEL BİR BELADIR'

Harekat sırasında ilk temasta 3 kahraman personelin şehit olduğunu belirten Akar, sözlerine şöyle devam etti:

"Harekatın başlangıcında ilk teması müteakip biri yabancı olmak üzere toplam 13 evladımız şehadet mertebesine erdiler. Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, gazilerimize şifa diliyorum, tüm milletimizin başı sağ olsun. Yakınlarına ve Silahlı Kuvvetlerimize bir kez daha başsağlığı diliyorum. Alçak PKK'nın ne kadar cani bir örgüt olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Aynı zamanda yurt içinde ve yurt dışında da PKK terör örgütünün yandaşları, destekçileri de tüm dünyanın ve asil milletimizin gözleri önüne serildi. Bugüne kadar hiçbir şehidimizin kanını yerde bırakmadığımız gibi bu şehitlerimizin de kanını yerde bırakmadık. PKK terör örgütü bugüne kadar en büyük zararı bölge halkına, Kürt kardeşlerimize vermiştir. Tüm muhataplarımız bilmelidir ki terör küresel bir beladır. Terörün her türlüsüne karşı olmak ve ortak bir duruş sergilemek hepimizin görevi, her şeyin ötesinde bir insanlık görevidir."

İki gün süren NATO savunma bakanları toplantısının video konferans yöntemi ile gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, "Toplantı öncesinde ve sırasında NATO Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg gerçekten müttefiklik ruhuna yakışır ve güçlü bir şekilde, katliamın sorumlusu olan PKK terör örgütünü kınadı. NATO'nun Türk halkı ile dayanışma içinde olduğunu ifade etti. Buradan kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum."

'SURİYE'DE TERÖR KORİDORU ENGELLENDİ'

"Suriye'nin kuzeyinde Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytindalı Harekatı, Barış Pınarı Harekatı başarılı bir şekilde icra edildi. Sınırlarımızın ve asil milletimizin bölgedeki güvenliği sağlandı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak terör koridoru da orada engellendi" diyen Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'de anayasa çalışmaları yapılabiliyorsa, bunun bizler tarafından yapılan operasyon ve faaliyetler sayesinde olduğu ve yapılan bu faaliyetlerle bu noktaya gelinmesinde çok önemli katkılar sağladığını da hiç kimse unutmamalıdır. Türkiye tüm sorunların karşılıklı iyi niyet ve saygı çerçevesinde müzakere ile barışçıl, yol ve yöntemlerle çözülmesinden yanayız. Diyaloga daima açığız. Sayın Cumhurbaşkanımız, NATO Genel Sekreteri ile görüştüler, ayrıştırma toplantılarının yapılmasına karar verdiler. Biz bunu destekliyoruz. İstişari olarak yapılan toplantılar da artık Ege İstişare Toplantıları'na dönüştürüldü ve 61'ncisi gerçekleştirildi."

'YUNANİSTAN BİR TAKIM YANLIŞ ANLAŞILMALARA SEBEP OLABİLECEK AÇIKLAMA VE EYLEMLERDEN KAÇINMALI'

Yunanistan'ın silahlanma çalışmaları konusunda da açıklamalarda bulunan Akar, "Yapılan çalışmaların da gerginliği tırmandırmasının yanı sıra Yunan halkının da refahının aleyhine birtakım harcamalar olduğunu ve beyhude çalışmalar, gayretler olduğunu da söylemek mümkün" dedi. Akar, 83 milyonluk Türkiye olarak samimi diyalog, müzakere ve barışçıl yöntemlerle sorunu çözmeye çalıştıklarını ifade edip, "Ancak Yunanistan bir takım yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek açıklama ve eylemlerden kaçınmalı. Başkalarına güvenmeyip geçmişten ders alarak hareket etmelidir. Türkiye'nin haklı tarihi sürece uygun makul ve mantıklı yaklaşımını görmeli. Görüşmelerde meselelerin hak, hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ele alınmasını ve bir çözüme ulaşılmasını umuyoruz. Ön koşulsuz olarak her türlü görüşmeye hazır olduğumuzu daha önce beyan ettik ve buna göre görüşmeler başladı ve biz diğer güven artırıcı önlemler çerçevesinde görüşmelerin de Ankara'da yapılmasını bekliyoruz. Kimsenin toprağında hakkında, hukukunda gözümüz yok. Bunu birçok kez söyledik ve uygulamalarda da açıkça gösterdik. Ancak diğer taraftan da haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi, hakkımızı çiğnetmeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Özetle söylemek gerekirse şehit de oluruz, gazi de oluruz ancak hiçbir oldu bittiye izin vermeyiz. Uluslararası hukuka bağlı kalmamız iyi komşuluk ilişkilerini arzu etmemiz herhangi bir şekilde birileri tarafından taviz gibi bir zafiyet gibi görülmemelidir. Hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceğiz. Hakkımızı, hukukumuzu sonuna kadar koruyacağımızı dememiz de hiç kimseye tehdit olarak algılanmamalıdır, anlaşılmamalıdır" ifadelerini kullandı.

'KIBRIS MESELESİ BİZİM MİLLİ MESELEMİZDİR’

"Diğer taraftan herkesin bilmesi gereken bir husus da Kıbrıs meselesi bizim milli meselemizdir” diyen Akar, şunları kaydetti:

"Kıbrıs Barış Harekatı adaya barış, istikrar ve huzur getirmiştir. Türkiye, Kıbrıs'ta İngiltere ve Yunanistan ile garantör bir devlettir. Adadaki Türk askeri varlığının olduğundan farklı bir şekilde gösterilmeye çalışılması da gerçekleri yansıtmamaktadır. Yapılan yanlış beyan ve haksız ithamlar ne Yunan ne de Rum tarafına hiçbir fayda sağlamayacaktır. Rumların bir an önce uzlaşmaz tutumlarından vazgeçmesi ve oradaki Türk varlığını kabul etmeleri gerekmektedir. Onların egemen ve eşit unsurlar olduğunun bilinmesi, olmazsa olmaz koşullarımızdan birisidir. Avrupa Birliği'nin de stratejik körlüğü bir an önce bir kenara bırakması lazım. Olayları yakından takip ekip olayları olduğu gibi görmelerini de bekliyoruz.  50 yıldır başarısızlıkla sonuçlanan eski çözüm formüllerini tekrar tekrar konuşmak zaman kaybından başka hiçbir sonuç doğurmadı. 50 yıllık müzakere sürecinde bunu açıkça gördük, bütün taraflarından bunu görmesi lazım. Adadaki durumu da yakında takip eden bizler, adada artık iki devletli çözümden başka bir çıkış yolu olmadığını görüyoruz. Aklıselim sahibi olan herkesin de bunu görmesini bekliyoruz. Üçüncü taraflardan objektif olmaları, sorunları akıl ve mantık çerçevesinde değerlendirmeleri beklentimizdir. Bütün bunları söyledikten son şu hususlar da asla unutulmamalı; Kıbrıs ile alakalı Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk'ünün yer almadığı hiçbir projenin yaşama şansı yoktur. Kıbrıs dahil tüm denizlerimizdeki hak alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve çok şükür muktediriz. Diğer taraftan bugüne kadar olduğu gibi can kardeşimiz Azerbaycan Türkü'nün ve Libya'lı kardeşlerimizin haklı davasının da daima yanlarında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz."

'TEMİZLİK, MASKE VE MESAFE KONUSUNDA TAVİZ VERMEYECEĞİZ'

Koronavirüs sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin virüs oranının dünyadaki ordular arasında en düşük seviyede olmayı sürdürdüğünü belirten Bakan Akar, "Bu konuda herhangi bir şekilde rehavete kapılmamak lazım. Aynı ciddiyet ve samimiyetle ilk günkü aldığımız tedbirleri yürütmek durumundayız. Çok şükür şu ana kadar hareket alanında, denizde, havada ve karada herhangi bir vakaya rastlanılmadı. Bu konuda arkadaşlarımı bir kez daha kutluyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki koronavirüs oranı övünçle söyleyebiliriz ki; dünya orduları arasında en düşük seviyede devam ediyor. Aşı konusunda Sağlık Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar sonuçlandı. Kimlerin aşı olacağı planlandı. Harekat alanındaki kara, deniz ve hava unsurlarımızdan başlayarak öncelikler belirlendi, çalışmalarımız sürdürülüyor. Aşıyla birlikte korunma tedbirlerimizi artırmakla beraber her zaman söylediğimiz gibi temizlik, maske ve mesafe konusunda taviz vermeyeceğiz. Salgın bitene kadar sürdürmeye devam edeceğiz.  Sonuç olarak; Türk Silahlı Kuvvetleri terörler mücadele, Irak'ın kuzeyindeki faaliyetlerimiz, denizlerimiz ve semalarımızın yanı sıra, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı ve ikili anlaşmalar çerçevesindeki görevlerine, barışa, huzura katkısını bugüne kadar aralıksız sürdürdü ve sürdürmeye devam edecek. Azerbaycan'da, Libya'da, Kosova'da, Afganistan'da, Bosna Hersek'te, Katar'da, Somali'de, Sudan'da ve benzer şekilde birçok dost coğrafyada bölgesel, küresel barış ve istikrara katkı sağlamamızı sürdüreceğiz. Bundan sonra yapacağımız çalışmalarla da seçkin ve saygın yerimizi koruyacağız” diye konuştu.

Törenin ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, limanda bulunan 'TCG Gür' denizaltısında incelemelerde bulundu.