Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, antikorların, koronavirüs teşhisinin ardından en az 4 ay koruyuculuk sağladığı yönündeki araştırmayı değerlendirdi.

Prof. Dr. İlhan, "Vücutta yeterli seviyede antikor olması, tekrar o hastalığa yakalanmaktan koruyor demek. Bir hastalıktan korunmak için ya aşı yolu ile antikor üretiyoruz ya da o hastalığın geçirilmesi yolu ile antikor üretilmiş oluyor.​​​​​​​

Eğer yeterli düzeyde antikor yoksa kişiler tekrardan hasta olabilirler. Bazen duyuyorum, görüyorum çok üzülüyorum. Koronavirüs tanısı almış, evde izolasyon koşulu verilmiş ya da yakınlarına karantina koşulu verilmiş, ama vatandaşlar bunu hiç dinlemiyorlar. Dışarıya çıkıyorlar, parka-bahçeye gidiyorlar, 'zaten evdeyim' diye düşünüyorlar. 'Ben koronavirüs geçirdim, iyileştim, dışarıda dolaşabilirim, bana bir şey olmaz' diye düşünmemesi gerekiyor" ifadesini kullandı.​​​​​​​

BAŞKA ÜLKELERİN AŞISINA GÜVENEMEYİZ

'BAŞKA ÜLKELERİN AŞISINA GÜVENEMEYİZ' 
Dünyada yapılan aşı çalışmalarına da değinen Prof. Dr. İlhan, şunları söyledi: "Bir aşının bir ülke tarafından üretilip, kullanıma sokulması bizim de kullanıma sokacağımız anlamına gelmiyor. Yurt dışında üretilen tüm aşılar için bizim kendi ülkemizde de onay alınması gerekiyor. Biz başka ülkelerin aşısına güvenemeyiz. Bu aşıların 'faz çalışmaları' diye ifade ediyoruz ya bu çalışmaların çok hızlı geçerek piyasaya sürülmüş aşılar olabileceği konusunda endişeler var.​​​​​​​

Bu süreçler öyle kolay bitecek süreçler değil. Bu süreçlerde bakılan koşullardan biri de yan etkiler. Yan etkiler 1 ayda da çıkabilir, 2 ayda da, 3 ayda da çıkabilir. Bu süreçleri tamamlamadıkları için tüm aşılara dikkatli bakmak gerekiyor. Sağlık Bakanlığı'nın onay verdiği aşılar olduktan sonra sorun olmayacaktır" dedi.​​​​​​​

TÜRKİYEDE AŞI ÇALIŞMALARI İLERİ AŞAMADA

'TÜRKİYE'DE AŞI ÇALIŞMALARI İLERİ AŞAMADA' 
Prof Dr. İlhan, Türkiye'de de Sağlık Bakanlığı onaylı aşı çalışması yapan gruplar olduğuna işaret ederek, "Oldukça ileri aşamada olduklarını söyleyebiliriz. Yine yılbaşı, yılbaşı sonrasında aşının piyasada olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. 'Aşı piyasaya çıkacak, yüzde yüz koruyacak' diye bir şey söz konusu değil. Aşı yeterli dozda antikor oluşturmazsa bu defa kişiler aşıya bağlı yeterli korumaya da sahip olamayabilir. Her aşı bağışık hale getirmeyebilir kişiyi. Aşı olsa bile vatandaşlarımız süreç iyice azalana kadar koruma önlemlerine dikkat etmesi gerekiyor" diye konuştu.​​​​​​​

ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYLI OLMASI

'ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYLI OLMASI' 
Prof. Dr. İlhan, dezenfektan satın alırken dikkat edilmesi gerekenlere de değinerek, dezenfektan kullanımının el yıkamanın yerini tutmadığını söyledi. İlhan, "Vatandaşların hatta dezenfektanları satın alan ticari işletmelerin, kamu kuruluşlarının en önemli dikkat etmesi gereken konu dezenfektanların Sağlık Bakanlığı onaylı olması.​​​​​​​

Pek çok korsan dezenfektan da ortaya çıktı. İçlerinde bırakın dezenfektanı, normal sudan çok da farklı bir şey olmadığı ortaya çıkmıştı. İçindeki maddeye vatandaşlar çok takılmasınlar. Önemli olan Sağlık Bakanlığı'nın bu maddeyi dezenfektan olarak onaylamasıdır" dedi.

Gazi Üniversitesi Hastanesi'nde 3 yataklı servis, 3 yoğun bakım ünitesinde yüzde 100 doluluk oranıyla Covid-19'a karşı büyük mücadele veriliyor. Kendilerine bulaş riskini azaltabilmek için koruyucu önlemleri çok sıkı uygulayan sağlık çalışanları, yoğun bakımda bunaltan sıcağa rağmen tulumların içinde maske, gözlük ve siperliklerini takıp özveriyle çalışıyor.​​​​​​​

İzole alanda olan yoğun bakım doktor ve hemşireleri, dışarıyla telsiz ile bağlantı kurarak, iletişimlerini sağlıyor. Yatakları tamamen dolu olan yoğun bakımda solunum cihazına bağlı şekilde uyutulan hastalar, yaşam mücadelesi verirken, tedavi gören genç hasta sayısındaki artış dikkat çekti.​​​​​​​

YÜZDE YÜZ DOLULUK ORANIYLA ÇALIŞIYORUZ

'YÜZDE YÜZ DOLULUK ORANIYLA ÇALIŞIYORUZ' 
Yoğun bakımda çalışırken uzun süre taktığı maske ve siperlik nedeniyle yüzünde izler oluşan Gazi Üniversitesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Doktor Öğretim Üyesi Nazlıhan Boyacı Dündar, sağlık çalışanlarının mücadelesini anlattı. Dr. Dündar, normalleşmeyle birlikte sosyal mesafe ve maske kurallarına uyulmadığı için vaka sayılarının özellikle temmuz ve ağustos başı itibarıyla artmaya başladığını söyledi.​​​​​​​

Dündar, "Toplu sünnetlerin olması, kurban bayramı ve etkinliklerde sosyal mesafeye uyulmaması gibi sebeplerle tüm Türkiye'de olduğu gibi Ankara'da da vaka sayıları çok ciddi artış gösterdi.​​​​​​​

Haziran döneminde Covid pozitif hastalara baktığımız yoğun bakım ünitelerimizi küçültme yoluna gitmiştik; ama şu an için 3 tane aktif yoğun bakımımız sadece Covid hastası bakmakta ve artan sayılardan dolayı yüzde 100 doluluk oranıyla çalışmaktayız. Covid hastalarına baktığımız servis sayımız haziran ayında teke düşmüştü, artan sayılarla beraber 3 servise çıktı" dedi.

YAŞ GRUBUMUZ 30LARA İNDİ

'YAŞ GRUBUMUZ 30'LARA İNDİ' 
Dündar, son dönemde genç hasta sayısında da artış olduğuna işaret ederek, "İlk salgındaki yoğun bakım hastalarımız biraz daha yaşlı gruptu özellikle 60 yaşın üstündeydi. Ama bu yeni vaka artışları ile beraber bu yaş grubumuz 30’lara kadar indi. Şu an en genç hastamız 34 yaşında ve aktif olarak takip ediyoruz.​​​​​​​

En yaşlı hastamız 93 yaşındaydı onu taburcu edebildik, sağlığına kavuşturabildik. Şu an yaşadığımız vaka artışlarında dikkati çeken şey; daha genç hastaları da, altta yatan hiçbir hastalığı olmayan hastaları da maalesef yoğun bakımlarımızda solunum yetmezliği ile yatırmamız" ifadelerini kullandı.​​​​​​​

2 GENÇ HASTANE PERSONELİMİZ YOĞUN BAKIMDA

'2 GENÇ HASTANE PERSONELİMİZ YOĞUN BAKIMDA' 
Dündar, yoğun bakımda 2 hastane personelini de ağır solunum yetmezliği nedeniyle cihaza bağlı takip ettiklerini söyleyerek, "Bu iki personelimizin de altta yatan hiçbir hastalığı yokken çok genç yaşlarında yakalandılar. Covid sadece yaşlıları, başka hastalığı olanları etkilemiyor. En başta sağlık çalışanları olarak birebir bu hastalarla ilgilendiğimiz için risk altındayız. Tüm toplum sosyal mesafeyi korumadığı için tüm toplum risk altında.

Koronavirüs ortadan kalkmış değil, tam tersine yayılmaya devam ediyor. Sadece yaşlıları ya da ek hastalıkları olanları etkilemiyor, gençleri, çocukları ve bizleri de etkiliyor. O yüzden herkesin sosyal mesafeye ve hijyene uymasını rica ediyoruz. Bu, yayılması çok kolay bir virüs olduğu için bizim hastanemizde de pek çok personel enfekte oldu" diye konuştu.​​​​​​​

KORUYUCU PLASTİK VİRÜSÜ ENGELLEMİYOR

'KORUYUCU PLASTİK VİRÜSÜ ENGELLEMİYOR' 
Vaka sayılarının artmasının kendilerini tedirgin ettiğini söyleyen Dündar, bu sürecinde üstesinden tedbirlerle gelinebileceğini kaydetti. Dündar, "Virüs şu an çok yaygın. Lütfen sosyal mesafeye dikkat edelim. Maskemiz olmadan dışarıya çıkmayalım. Maske takmadan koruyucu plastik takılıyor. O virüsü engellemiyor. Çünkü virüs havada çok küçük partiküllerle geziyor​​​​​​​''

Plastik parçayı takmış olmanız açık alanlardan o virüsü almayacağınız anlamına gelmiyor. Ama maskeyi düzgün bir şekilde kullandığınız takdirde virüsü alma ihtimaliniz azalıyor. Eldivenle gezen vatandaşlarımız var; ama eldivenle her yere değiyorsunuz. Eldiveninizle bir yerlere dokunmuş olmanız sizi virüsten korumuyor. O yüzden sık sık el yıkama ile hijyeni sağlayalım. Eldiven el hijyeni sağlamaz" ifadelerini kullandı.

KORUYUCU PLASTİK VİRÜSÜ ENGELLEMİYOR

'KORUYUCU PLASTİK VİRÜSÜ ENGELLEMİYOR' 
Vaka sayılarının artmasının kendilerini tedirgin ettiğini söyleyen Dündar, bu sürecinde üstesinden tedbirlerle gelinebileceğini kaydetti. Dündar, "Virüs şu an çok yaygın. Lütfen sosyal mesafeye dikkat edelim. Maskemiz olmadan dışarıya çıkmayalım. Maske takmadan koruyucu plastik takılıyor. O virüsü engellemiyor.​​​​​​​

Çünkü virüs havada çok küçük partiküllerle geziyor. Plastik parçayı takmış olmanız açık alanlardan o virüsü almayacağınız anlamına gelmiyor. Ama maskeyi düzgün bir şekilde kullandığınız takdirde virüsü alma ihtimaliniz azalıyor. Eldivenle gezen vatandaşlarımız var; ama eldivenle her yere değiyorsunuz. Eldiveninizle bir yerlere dokunmuş olmanız sizi virüsten korumuyor. O yüzden sık sık el yıkama ile hijyeni sağlayalım. Eldiven el hijyeni sağlamaz" ifadelerini kullandı.​​​​​​​

İYİLEŞEN HASTALARI GÖRÜNCE SEVİNİYORUZ

'İYİLEŞEN HASTALARI GÖRÜNCE SEVİNİYORUZ' 
Yoğun bakım hemşiresi Nuray Delen ise ailelerinden ve sevdiklerinden uzak kalarak yoğun bakımdaki zorluklarla mücadele etmenin çok zor olduğunu söyledi. İyileşen hastaları görünce çok sevindiklerini kaydeden Delen, "Giderken de onları uğurlamak güler yüzlerini görmek paha biçilemez bir şey. Hastaların bütün bakımlarını bizler sağlıyoruz.​​​​​​​

Çok büyük emekler var. Biz birbirimize kenetlenmiş durumdayız. Bir telsizimiz var içerisi dışarısı olarak onunla da iletişim sağlıyoruz. Bu zorlu süreçte gerçekten sağlık çalışanlarının çok büyü emeği var" dedi.​​​​​​​

POZİTİF VAKALAR TEMASLILARI SAKLIYOR

POZİTİF VAKALAR TEMASLILARI SAKLIYOR! 
Kayseri İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Ali Ramazan Benli, yeni tip korona virüs (Covid-19) ile mücadele sürecine ilişkin, "Bu dönemde temas içinde olan kişileri izole edemezsek, kontrol etme şansımız olmaz" dedi​​​​​​​

Test sonucu pozitif çıkan vatandaşların, yakın temasta bulundukları kişi isimlerini doğru vermediğini gözlemlediğini ifade eden Kayseri İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Benli, sosyal medya hesabında zor şartlarda çalışan sağlık çalışanlarının fotoğraflarıyla uyarılarda bulundu.​​​​​​​

Benli açıklamasında, "Sağlık çalışanlarımız bu kıyafetlerin içinde gece demeden gündüz demeden mücadele icindeler. Virüsü tespit edip çevrelemek ve riskli kişilerin gezip dolaşmalarını engellemek için çalışıyorlar. Ancak pozitif olan kişilere temaslı oldukları kişiler sorulduğunda doğru bilgi verilmediğini üzülerek gözlemlemekteyim.

Kural olarak şikayetlerin başlamasından önceki son 48 saatte 2-15 dakikadan fazla, maskesiz (yüz yüze) 1 metreden yakın birlikte olunan kişiler yakın temaslı sayılmaktadır. Temaslı bilgisi doğru verilmediği zaman virüsün yayılımının önüne geçemeyiz” ifadelerini kullandı.