Avrupa Birliği desteğiyle başlatılan "Kist Hidatik Farkındalığının Yaratılması" projesi kapsamında, Konak'ta bir otelde tanıtım toplantısı düzenlendi.

Türkiye Hidatidoloji Derneği Başkanı ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Nazmiye Altıntaş, yaptığı sunumda, hastalığın Türkiye'de yaygın olmasına rağmen halk arasındaki bilinirliğinin düşük olduğunu ifade etti.

Hastalığın köpeğin dışkısında bulunan parazitlerin toprak ya da yere yakın sebze meyvelere bulaşması yoluyla insana geçtiğini, başta karaciğer olmak üzere bütün iç organlara kan yoluyla bulaşabildiğini belirten Altıntaş, hastalık tedavi edilmezse ölüme kadar götürebilen sonuçlar doğurabildiğine dikkati çekti.

Amaçlarının kamuoyunda farkındalık yaratmak olduğunu ifade eden Altıntaş, İzmir ve 10 ilçesinde öğrenciler, yetişkinler ve sağlık çalışanları için eğitim seminerleri düzenleyeceklerini, hastalığın görülme sıklığının tespiti için saha araştırması yapacaklarını, insanlarda ve hayvanlarda sebep olduğu ekonomik kayıpları tespit edeceklerini belirtti.

Altıntaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşısının olmamasının, hastalığın yaygın olmasını kaçınılmaz hale getirdiğini vurgulayarak proje kapsamında hastalığın artık korkulan değil korunabilecek bir hastalık haline gelmesini hedeflediklerini bildirdi.

Kist hidatiğin klinik olarak çok fazla belirti veren bir hastalık olmadığını vurgulayan Altıntaş, parazitin yerleştiği organa göre belirti verdiğini, karaciğere yerleşirse sırtta ya da karında ağrı, kusma ve bulantı, akciğere yerleşirse göğüste ağrı, solunum güçlüğü, kan tükürme gibi şikayetlere yol açabildiğini dile getirdi.

"AŞI ÇALIŞMALARI DESTEKLENMELİ"
Hastalığın genel olarak rastlantısal bir şekilde ortaya çıktığını söyleyen Altıntaş, "Hastalık çok karakteristik belirtisi olmayan, genellikle bir hekime başka bir şikayetle gidip de ortaya çıkan bir hastalık. Onun için saha çalışmaları, ultrason taramaları, hayvanlardaki yaygınlığın, hangi bölgelerde ne kadar yaygın olduğunun belirlenmesi önemli." ifadelerini kullandı.

 Kistin büyüklüğüne göre tedavi şeklinin değiştiğine değinen Altıntaş, şunları kaydetti:
"İlk etapta kist çok büyük değilse ultrason eşliğinde kist sıvısının boşaltılması sağlanıyor ama daha sonra aynı yerde tekrarlayabiliyor ya da sızıntı olursa gidip bir başka yerde kist oluşabiliyor. Diğer bir tedavi, büyük kistler için cerrahi operasyon. Ameliyatla bu kist çıkarılıyor. Bu hastalığın tedavisinde kullandığımız sadece bir ilaç var ama yüzde 100 başarılı bir tedavi şekli değil. Yeni ilaçlar üretilmeye çalışılıyor. Köpekler ve insanlar için aşısı yok. Sadece koyunlar için bir aşısı var fakat hükümetlerin çiftçileri desteklemesi gerekiyor. Çünkü aşılar pahalı. Ülkemizde aşı geliştirme çalışmaları desteklenmesi gereken bir alan."