Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Türkiye’de çıkan orman yangınlarının söndürülmesine destek vermek amacıyla, yangın bölgelerine gitmişti. Başkan Tugay ile birlikte bölgeye giden Karşıyaka Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürü Çaplayan İnanlı, bölgede yaşananları anlattı.

Bölgede son derece travmatik bir tablonun olduğunu belirten İnanlı, “Belediye Başkanımız Cemil Tugay, yangın bölgesine gitmek isteyenlerle birlikte gönüllü bir ekip oluşturmak istediğini söyledi. Başkanın daveti üzerine, belediyenin ekibinin yanında biz de veterinerlik işleri olarak bir ekip kurmak istedik. İhtiyacı olan hayvanlarla ilgili elimizden ne geliyorsa yapmayı istedik. Başkanımız uygun gördü ve kendilerinin talimatlarıyla ekip olarak gittik. Bölgeye 3 veteriner hekim, 1 sağlık teknikeri ve 2 tane de işçi personelle gittik” dedi.  

“TEDAVİLERİ YAPTIK” 

Yangın bölgesinde yaban hayvanlarından daha çok çiftlik hayvanlarının zarar gördüğünü aktaran İnanlı, “İlk olarak Bodrum Mazı bölgesinde konuşlandık. Ekip olarak ne yapabileceğimize baktık, gelen hayvanlara ilk müdahale için bir ekibimizi burada bıraktık diğer bir ekiple köylere çıktık. Son derece travmatik bir tablo vardı. Yangının girdiği köylerde, çiftçiler hayvanları yangından kaçmaları amacıyla salmışlar. Yangın bölgelerinde çiftlik hayvanlarıyla ilgili çok fazla tahribat vardı. Biz köyde onların tedavilerine yardımcı olduk. Hayvanlardaki en büyük tahribat ise tırnaklarında, memelerinde ve ağız bölgelerineydi. Yüzleri yanmıştı. Sürekli ateşin içinde kalmışlar. Biz ahırlara alınan hayvanların tedavilerini yaptık. Yaban hayvanlarında ise yangından en çok kaplumbağalar etkilenmişti. Çünkü çok yavaş hareket edebildikleri için yangına maruz kalmışlar. Diğer hayvanlar tabi ki yangın çemberinin içinde kalmadıysa kaçıyorlar. Bölgede vatandaşın duyarlılığı çok hoşuma gitti. Yanımıza zaten ilaç ve gerekli tertibatla gitmiştik” diye konuştu.  

“SELDEN VE YANGINDAN ZARAR GÖREN HAYVANLARA MÜDAHALE EDİLDİ” 

Kemalpaşa’da kurulan çiftlikte yürütülen çalışmaları anlatan İnanlı, “Köylerdeki çalışmamızdan arta kalan zamanda gönüllü vatandaşların oluşturduğu sahra hastanesi tarzındaki alanlara gittik. Buralara da sahibi belli olmayan yanan hayvanları almışlar. Orada gerekli tedavileri uyguladık. İzmir’e döndük. Kemalpaşa’da bulunan kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağı ile zaten Karşıyaka Belediyesi olarak sürekli irtibat halindeyiz. İmkanlarımız doğrultusunda hayvanlar açısından bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kemalpaşa’daki çiftliğe de veteriner hekim desteği veriyoruz. Özellikle çiftliğe gelen pet hayvanlarının tedavilerini ve kısırlaştırmalarını yapıyoruz. Yangın bölgesinde zarar gören inek ve koyunlar da bu çiftliğe geldi. Aynı zamanda da sel bölgesinde, selden zarar gören kedi ve köpekler geldi. Selden ve yangından zarar gören hayvanların tedavi, bakım ve kısırlaştırmalarını yaptık” dedi.  

“6 BİN HAYVAN KISIRLAŞTIRDIK” 

Kısırlaştırma alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren İnanlı, “Türkiye’deki ilçe belediyeler açısından veterinerlik işleri olarak en önde gelen belediyelerden bir tanesiyiz. Her geçen gün üstüne bir fazlasını koyuyoruz. Bizde şu an 9 tane veteriner hekim, 4 tane sağlık teknikeri görev yapıyor. Örnekköy ve Mavişehir olmak üzere 2 tane kliniğimiz var, 3 tane ekip aracımız var, toplam 47 personelle bu işi yapmaya çalışıyoruz. Türkiye genelinde ve İzmir’de en fazla personel sayısına ve donanıma sahip olan ilçe belediyesiyiz. Ciddi rakamlara ulaşıyoruz, 2020 yılında 4 bin kısırlaştırma yaptık, 2021 yılında ise 6 bin 500 hedefi koyduk. Eylül ayına geldik ve pandemiye, kapanma dönemine rağmen tutturacağız. Biz çalışmalarımızı gönüllü vatandaşlarla yapıyoruz. Vatandaş bizim en büyük destekçimiz, kendilerine çok teşekkür ediyorum” dedi.  

“EĞİTİM VERİYORUZ” 

Yerel hayvanları koruma görevlilerine eğitim verdiklerini aktaran İnanlı, “Sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde, hem hayvan beslenmesi hem yaralı hayvanlara yetişilmesi hem de kısırlaştırılmanın devamlılığını sağlamak amacıyla çalıştık. Birinci önceliğimiz sokak hayvanlarının beslenmesi, bakımı ve kısırlaştırılması. Bu amaçla bir bakım evimiz ve 2tane kliniğimiz var. 30 bin civarında sokak hayvanına hizmet veriliyor. Çalışmalarımızın hepsinde gönüllü vatandaşlarımız bize destek veriyor. İl Hayvanları Koruma Kurulu var, 5199 sayılı hayvanları koruma kanununda belirtilen bir kurul, Vali başkanlığında tüm ilgili kurumların bir araya geldiği, kararların alındığı. Burada yerel hayvan koruma eğitimlerini biz yapıyoruz. Yılda 3 defa eğitim düzenliyoruz. İzmir genelinde yerel hayvan koruma görevlisinin yüzde 50’si sadece Karşıyaka merkezde. İzmir genelinde en son 800 görevlisi varsa bunun 400 tanesi Karşıyaka merkezli. Bizim amacımız işbirliğinde olduğumuz vatandaşlarımıza temel eğitimlerin de verilmesi” ifadelerini kullandı.  

“ATIK YEMEK DÖKMEYİN” 

İnanlı, “Hayvan bakımı, beslenmesi, sokaktaki hayvanlara yardımcı olunması evet, vicdani bir olay ama mutlak surette bilgi gerektiren bir olay. Çünkü yardım ediyoruz sanırken hayvanalar zarar verebiliyoruz. Onların davranışlarını, ihtiyaçlarını çok iyi bilmemiz lazım.  Beslenme alanında Türkiye içinde İzmir son derece duyarlı bir kent, İzmir içinde ise Karşıyaka en duyarlı ilçe. Çok fazla mama dökülüyor, yemek artıkları atılıyor. Bu da hayvan beslenmesinden ziyade ciddi anlamda çevre kirliliğine sebep oluyor. Gıda maddesini döküyorsunuz, İzmir’in 40 derece sıcağında çok çabuk bozuluyor. Bunun eğitimini vermeye çalışıyoruz. Atık gıda dökümünün hayvanlara faydası yok. Bir kedinin, köpeğin yiteceği yiyecek insan gıdasıyla eşdeğer. Evde siz yemediğiniz sulu yemeğinizi sokağa koyduğunuzda maksimum 1 saatte bozulmalar başlar. İçinde bakteri, mantar gibi zararlı organizmalar üremeye başlıyor. Nasıl insana zararı varsa, kediye, köpeğe de var. İyilik yapalım derken aslında hem hayvanların sağlığı açısından sakınca yaratılıyor hem de çevre kirliliği yaratıyor. Biz, Karşıyaka’da sokak hayvanlarının kuru mamayla beslenmesine özen gösteriyoruz. Bu yönde yönlendirme yapıyoruz. Ekiplerimize herhangi bir yerde yemek ya da mama atığı gördüğünde toplayın talimatı verdik, çünkü onun hayvana yararından çok zararı var” diye konuştu.  

“SÜT, KEDİLERE ZARARLI” 

Sokak hayvanlarını bilinçsiz beslemenin hayvanlara ciddi zararlar verdiğinin altını çizen Veteriner Hekim Çağlayan İnanlı, “Süt kedilere zararlıdır. Bir canlıyı değerlendirirken gözünüzün önüne onun insan müdahalesi olmadan, doğal ortamındaki yaşamını getirin. Yavru bir kedi, ortalama 2 aylık olana dek anneye bağımlıdır. Kedi sütü içer. İnek sütü veya diğer hayvanların sütü nasıl ki insanlarda sindirim sorunları yaratıyorsa yavru kedilerde bunun çok daha fazlası yaşanıyor. Anne sütüne ihtiyacı var, annesi yoksa toz halinde kediler için üretilen anne sütleri var onlarla beslenmeli. Etçil canlılar kediler ve köpekler yediği yiyecekler belli. Hayvanlara yapılan en büyük kötülük onları insanlaştırmak, insan gibi bir forma sokmak. Baklava yerken çok büyük zevk aldığı için kişi, köpeğine de baklava yedirmeye çalışıyor, bunlar var. O da bu lezzeti tatsın istiyor ama o bir köpek ve o baklavanın ona çok büyük zararı var. İnsan olarak düşündüğünüzde vicdanınızı rahatlatıyorsunuz ama iyilik yapalım derken zarar veriyoruz” dedi.  

“KEDİYAKA EVLERİ İLE KORUYACAĞIZ” 

İnsanların hayvanlara fayda sağlamak amacıyla bazen zarar verebildiğini vurgulayan İnanlı, “Karşıyaka’da ‘Kediyaka’ diye bir proje başlattık. Bunun sebebi de koyulan kedi evlerinin kontrolsüz olması, insanlar vicdanlarını rahatlatmak amacıyla  ağzı burnu akan bir hasta kediyi nasıl olsa burada bakılıyor diyerek, bizim kliniğimize getirmek yerine, kedi evine koyuyor. Bunu, hastane ortamında yeni doğan bebekten, Kovidli hastaya, nezleden, gribe her türlü hastanın aynı odada kalması gibi düşünün. Siz o hasta kediyi kedi evine koyarak, tüm kedileri hasta ediyorsunuz. Şu an sokakta viral hastalık ciddi bir sorun haline geldi. Çok fazla kayıplara sebebiyet veriyor. Bunların hepsi kedi evlerinden kaynaklanıyor. Karşıyaka’da 367 tane yeşil alan, park var. Biz kedi evlerindeki sorunları, kontrolsüzlüğü aşmak amacıyla bu 367 noktaya Kediyaka yapmak istiyoruz. Şu an 20 noktada yaptık. Bu evlerin özelliği, etrafı 3 metreye 3 metre civarında telle çevrili, üstü çatılı ve kapısı kilitli bir alan. Bunun içinde kedilerin yaşayabileceği ahşaptan yapılmış yuvalar var. Yuvalarda temiz kuru mama ve suları var. Kediyaka evlerinin alt tarafları bir köpeğin ya da insanın girişine müsait olmayacak. Dolayısıyla kediler bu alana girip insandan ya da köpekten uzakta içeride güvende olacaklar. Kapı neden kilitli, biraz önce bahsettiğimiz vicdanını rahatlatmak için yemek döken insanların engellenmesi amacıyla. Bu alanın 1 anahtarı, o bölgedeki gönüllü ve eğitimli vatandaşımızda oluyor, 1 anahtar parkta çalışan belediye görevlisinde, 1 anahtar da dış ekipte görev yapan veteriner hekimimizde oluyor” açıklamasında bulundu.  

“KEDİYAKA EVLERİ İÇİN BAĞIŞ KABUL EDİYORUZ” 

Kediyaka evlerinin sokak hayvanlarını sağlıklı bir ortama kavuşturacağını belirten İnanlı, “Artık her yerde atıl, yenmemiş kuru mamalar var. Herkes cebinde kuru mamayla geziyor ve gördüğü her yere mama döküyor. Bunun en trajikomik örneği Karşıyaka çarşıdır. Çarşıda mevcut köpeklerimiz hem bizim hem esnafın hem de ekiplerin tanıdığı Karşıyakalı köpeklerimiz. Onların birinci sorunu obezite, hepsi obez. Bir iş hanının önünde köpek yatıyor, görüyorsunuz şişman, hayvan uyuyor baş ucunda boyoz ve tulumba duruyor. Geçen vatandaşlar tulumba tatlısı bırakıyor. Bu tabi ki insanların ne kadar hayvan beslemeyi içselleştirdiğini gösteriyor ama hayvana yararı değil zararı var. Aç olmasa da, hayvan obez de yemek bırakılıyor. O an yemek aramayan ve uyuyan bir hayvanın başucuna boyoz ve tulumba tatlısı bırakmanın veya kuru mama dökmenin bir mantığı yok. Hayvanseverlerin bu konuya dikkat etmesi gerekiyor. İhtiyaçlar doğrultusunda hareket edilmesi gerekiyor. Kedi evleri, kedilerin bu sorununu çözecek. 367 parka yapılacak olan evleri gönüllüler ve bağışçılarla birlikte yapmak istiyoruz. Çünkü belediye imkanlarıyla bunu bir çırpıda yapmamız imkansız. Bağışları kabul ediyoruz, bağışlar malzeme de olabilir. Biz onların belediyenin atölyesinde montajını  ve işçiliğini yapıyoruz. 367 parka bunu koyduğumuzda, içinde ıslak battaniyelerin olduğu, atıkların olduğu kediler için hastalık kaynağına dönüşen kedi evlerine ihtiyaç olmayacak, etrafa dökülen mama ve yemek atığına ihtiyaç olmayacak. Kediler hem sağlıklı mamaya hem de sağlıklı ortama kavuşmuş olacak” diye konuştu.  

“TUGAY, HAYVANSEVER BİR BAŞKAN” 

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın hayvansever bir belediye başkanı olduğunu aktaran İnanlı, “Günde ortalama kısırlaştırma da dahil 200 hayvana müdahale ediliyor. Cemil Tugay, hayvansever bir başkan. Zaten mesleği doktorluk, kendisi çevreye, insana, çocuğa, hayvana son derece duyarlı. Yangın bölgesine gidilmesi olayında, belediye başkanı orada bizzat kendi elleriyle çalıştı. Ekip arkadaşlarımızla birlikte bir başkan olarak değil bir insan olarak yapabileceği ne varsa onu yaptı. Karşıyaka içinde çevre sorunlarına, hayvan ihtiyaçlarının karşılanması, çocuklar ve engelliler alanında yaptığı çalışmalarla son derece duyarlı bir insan. Hayvanlara karşı çok duyarlı bir başkan olması, bizim açımızdan çok avantajlı bir durum. Veteriner İşleri Müdürlüğü için çok büyük bir avantaj. Yasal mevzuatla her ne kadar bizim işimiz belirlenmişse de, 2 tane belediye başkanı düşünün. 1 tanesini küçükken köpek ısırmış ve travma yaşamış, hayvana dokunamıyor, sevmiyor. Diğer başkan ise, hayvanlarla büyümüş, sokakta yaşayan kedinin, köpeğin farkında ve bu 2 insan 2 belediyeye başkan. Hizmetler aynı olmuyor. Belediye başkanının hayvana bakış açısı hem bütçe hem hizmet açısından büyük önem arz ediyor, bizim çalışmalarımızı etkiliyor. Bu sebeple biz şanslıyız” dedi.