Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Kuaförler Odası Başkanı Sezai Apaydın Pandemi ile mücadele konusunda kuaförlerin aldığı önlemleri anlattı. Kuaförlerin büyük sıkıntı içinde olduğunu dile getiren Apaydın, “İzmir kuaförlük sektöründe çok büyük sıkıntı var. Müşteri yok. Müşterinin neden olmadığı konusunda ise televizyonlarda çeşitli programlar yapılarak ‘Kuaförlerin tehlikeli olduğu’ söyleniyor. Hatta daha ileriye giderek kuaförler için ‘Mikrop yuvası’ tanımını yapanlar oldu. Bu söylemler nedeniyle de müşterilerimiz artık salonlara gelmeye korkuyor. Zaten iş hacmimiz yüzde 50 azaldı. İçeriye sadece 1 müşteri alıyoruz, 1 müşteri varken 2’nci müşteriyi almıyoruz ya da 1 koltuk boş, 1 koltuk dolu olacak şekilde düzenlemeler yaptık. Bizlerin de ailesi, annesi, babası, çocuğu var. Bizler virüs kapıp, onu ailemize, sevdiklerimize taşımak ister miyiz? Kim ister? Bizler sadece gelen müşterilerimizi değil, aynı zamanda aldığımız önlemlerle kendimizi de koruyoruz. Salonlarımızda virüse karşı tüm tedbirleri alıyoruz. Daim olarak tüm gereçleri, koltuklardan aynalara, kullanılan tüm malzemelere kadar dezenfekte ediyor, maskesiz, eldivensiz, siperliksiz çalışmıyoruz. Gelen müşterilerimize de maskesi yok ise biz maske veriyor ve içeri girer girmez ellerini dezenfekte etmesini istiyoruz. Biz böyle bir salgın ortamında hem kendi sağlığımızı hem de müşterimizin sağlığını koruyarak, dükkanlarımızı ayakta tutma derdindeyken, bu denli zorlu bir süreçte mücadele verirken birilerinin televizyona çıkarak, insanları korkutması kabul edilemez bir durumdur” dedi.

“ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ”
Kuaförlerin birçoğunun kirasını ödeyemediğine dikkat çeken Başkan Apaydın, “Bu iş nereye varacak bilemiyoruz, önümüzü göremiyoruz. İnsanlar kirasını ödeyemiyor, evine aş götüremiyor, müşterisini alamıyor çünkü müşteri korkutulmuş durumda. Ciddi sıkıntılar içindeyiz. Ben sektörümüzün geleceği ile ilgili iyimser düşünmeye çalışıyorum. Her şeye rağmen böyle yapmaya çalışıyorum ama şu an tüm arkadaşlarımız çok zor durumda. Bakın ben buradan bir kez daha yineliyorum. Kuaförler gerçekten çok ciddi hazırlandı. Normalde tek kullanımlık havlunun 100 adeti 30-35 TL civarındayken bir anda 60-65 TL’ye çıkartıldı. Buna rağmen gidin, görün tüm kuaförlerimiz tek kullanımlık havluları aldılar. Her türlü tedbir alındı, hijyen konusunda çok dikkat ediyorlar. Belediyeler zaten tüm salonları ilaçladı, ilaçlamaya da devam ediyor. Kuaförlerimiz çok titiz çalışıyor. Fiyatlarına zam da yapmadılar. Biz tarifeleri dağıtıyoruz, ‘Başkanım biz bu tarifeyi nasıl uygulayacağız’ diyorlar. Müşterileri de kaçsın, kırılsın, üzülsün istemiyorlar. Biz şu an sadece maliyetine hizmet sunuyoruz. Ben insanların televizyon ekranlarına çıkıp konuşurken düşünerek konuşması için çağrıda bulunuyorum. Görerek, yaşayarak, belki yerinde tetkik edip bilgi sahibi olarak konuşmalı insanlar. Aksi takdirde insanları korkutmanın, toplumu paniğe sevk etmenin kimseye bir yararı olmaz” dedi.

“KUAFÖRLERİN DURUMU ÇOK VAHİM!”
Gündeme Bakış’a konuşan İzmir Profesyonel Kuaförler ve Güzellik Uzmanları Derneği (İZKUDER) Başkanı Hüseyin Ulaş meslek mensuplarından yüzlerce telefon aldığını söyleyerek, meslek mensuplarının durumunun vahim olduğunu ifade etti. İzmir’de 39 yıldan beri kuaförlük yapan Başkan Ulaş, “İzmir’deki kuaförlerin durumu çok vahimdir. Sosyal medya, sağlıkçılar, doktorlar bizim mesleğimizi çok karaladılar. Televizyonlarda her gün çeşitli ithamlarda bulundular. Bu sebeplerle benim kuaförüm çok vahim durumdadır. İzmir’deki meslek mensuplarımızdan her gün yüzlerce telefon alıyorum. Benim 2 kuaför salonum var. Orada da şahsen yaşıyorum. Sosyal medyadan bize yönelik yapılan sağlıkçıların saldırısı yüzünden alınan randevular dahi iptal edildi. Gün boyu 8 randevunuz var diyelim, çünkü saatte 1 alıyorsunuz müşterinizi, buna rağmen randevulardan çoğu iptal ediliyor. Gelenler korktukları için, ‘Sadece boyamı sürün, ben evde yıkayayım, kusura bakmayın’ diyor. İzmir’de randevu sistemi kuaförlerde oturmadı, buna müşterilerimiz de alışık değil. Kimi telefon açarak gelemeyeceğini haber veriyor fakat bazılarıysa ‘Nasıl olsa benim yerime başkası gider’ diyerek randevu iptalini haber bile vermiyor” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE MÜLK SAHİBİ KİRACI DAVALARI BAŞLAYACAK”
Kuaför salonlarında tüm önlemlerin alındığına dikkat çeken Ulaş, “Maddi açıdan birçok zorluk yaşanıyor ama farkında olunmayan bir durum var. Önümüzdeki günlerde kiracı ve mülk sahibi davaları başlayacak. Ben sadece bana gelen telefonlarla yetinmiyorum, arkadaşlarımızı da ziyaret ediyorum, durumları hakkında bilgi alıyorum. Yüzde 80’i şu an kiralarını ödeyemiyor. Çünkü yok, yok, yok! Bir anda virüs ülkemize geldi ve yayıldı. Zaten kuaförün çok paralar kazanarak, çalışmadan 3-5 ay kendini geçindirebileceği bir para kazandığı yok ki. Bu 5 parmağı geçmez. Şu an benim kuaförüm çok zor durumda. Benim kuaförüm çok zor günler yaşıyor. Benim söyleyeceğim tek şey artık düşün yakamızdan, artık bizi rahat bırakın. Biz virüse karşı alınması gereken tüm önlemleri zaten almış durumdayız. Belediyeler de bizlere destek oluyorlar. Virüsün yayılım koşulları belli, alınması gereken önlemler belli. Kuaför salonları marketlerden çok daha risksiz alanlardır, artık bir düşün yakamızdan ya! Televizyonlarda konuşanlar hayatlarında kaç tane kuaför salonu gördüler, kaç saat geçirdiler? Çalışma sistemleri, dezenfekte sistemleri, hijyen sistemleri hakkında ne biliyorlar? Keşke mecliste bizleri de temsil eden birisi olsa. Bizim en büyük eksiğimiz, sorunumuzun ana kaynağı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bizleri temsil edecek, sektörden gelen, tanıyan birinin olmamasıdır” dedi.

“GÜNÜ 2 MÜŞTERİ İLE KAPATIYORUZ”
İzmir’de yaklaşık 20 yıldır kuaförlük yaptığını belirten İsmail Şeker ise, “Ben bu süreci nasıl atlatacağımızı bilemiyorum. Bilim kurulunun önerdiği tüm tedbirleri aldık. Sterilasyon makinesi, tek kullanımlık havlu, dezenfektan, kolonya, maske, eldiven, galoş, siperlik, koruyucu kıyafet gibi akla gelebilecek tüm önlemleri aldık. Her müşteriden sonra hem koltuğu ve kullanılan malzemeleri, hem de salonu dezenfekte ediyoruz. Belediyelerimiz de dezenfekte konusunda bize destek oluyor. Zaten denetleniyoruz. Tüm bu tedbirlere rağmen günü 2 müşteri ile anca kapatıyoruz. Bu zorlu süreçte bizler yaşam mücadelesi verirken bizi hedef ve ‘Mikrop yuvası’ olarak tanımlayanların açıklamalarını vicdanların kabul edeceğini düşünmüyorum” dedi.