Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Merkez üssü Yunanistan’ın Sisam Adası açıkları olan 6.6 şiddetindeki deprem, İzmir’in Bayraklı ilçesinde büyük yıkıma neden olmuştu. 30 Ekim tarihinde 117 kişinin yaşamını yitirdiği depremin üzerinden 10 aydan fazla geçti. Günümüze kadar olan süreçte ilçede riskli görülen birçok yapı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yıkıldı. Yıkılan binaların yerine yine Bakanlıkça yapılan yeni binalarda, zeminin uygun olmadığı gerekçesiyle kat sayılarında ve metrekarelerinde küçülmeye gidildi. Bayraklı’da 7 proje alanının yanı sıra Şehir Hastanesi’nin arka tarafında belirlenen rezerv alanda da yeni binaların inşaları sürüyor.  Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir’e gelerek temel atma törenine katıldığı depremzede konutlarının ilk teslim törenine de katılacağı belirtiliyor. İlk teslim töreninin depremin yıldönümünde gerçekleşmesi bekleniyor. 

KARAMAN: “MAĞDURİYETLERİMİZ ÇÖZÜLMEYECEK BÜYÜKLÜKTE DEĞİL”

Yıkılan Gediz Apartmanında ofisi bulunan ve Üçüncü Proje alanı içinde hak sahibi olan Avukat Nilsu Karaman Aktarıcı, depremzedeler için bilinmezliklerle ve mağduriyetlerle dolu sürecin, depremin üzerinden 10 aya yakın zaman geçmesine rağmen devam ettiğini söyledi. GÜNDEME BAKIŞ’a konuşan Karaman, “Deprem anında ofisteydim, bizzat depremi yaşayan bir depremzedeyim. 10 ay bir süre geçti, bu süreç içinde sesimizi duyurmak, yaşadığımız mağduriyetleri anlatmak için birçok kez Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile AFAD’ın önüne gittik. Bizim mağduriyetlerimiz giderilemeyecek mağduriyetler değil. Yöneticilerimizle bir araya gelerek bunların çözüme ulaştırılması mümkün” diye konuştu. 

“SESİMİZİ SADECE DENİZ YÜCEL DUYDU”

Geçtiğimiz günlerde depremzedelerin sorunlarının çözülmesine yönelik yapılması gerekenleri anlatarak, çağrıda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in açıklamalarını hatırlatan Karaman, “Bugüne dek sesimizi somutlaştıran sadece CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel oldu. Kendisi mağduriyetimize sahip çıktı. Biz bu durumu takdir ve teşekkürle karşıladık. Bizim siyasetçilerden isteğimiz de buydu aslında. Siyasiler, vatandaşa hizmet için o koltuklara gelirler. Biz burada birtakım mağduriyetler yaşıyorsak, bunların anlatılması bir takım çözüm önerilerinin sunulması bizler açısından mutluluk verici. Sayın Deniz Yücel’in sundukları önerileri de olabilirliği olan konular ve çözümler. Biz proje alanları depremzedeleriyiz. Bir de proje alanı dışındaki depremzede arkadaşlarımız var. Sayın Deniz Yücel’in onlar için de çözüm önerileri oldu, bizler için de oldu. Sayın Yücel’in açıklamalarının Çevre Şehircilik Bakanlığı ve AFAD tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum” dedi. 

“MAĞDURİYET SÖZ KONUSU”

Depremzedelerin mağdur olduğunu anlatan Karaman, “Biz proje alanı mağdurları olarak Şehir Hastanesi’nin arka tarafındaki rezerv alandan da hak sahibi olmak istiyoruz. Proje alanı dışındaki arkadaşlarımıza oradan bir ev hakkı tanındı ama bize tanınmadı. Kanunların uygulanmasında eşitlik ilkesinin uygulanmasını, hepimiz aynı kanunlara ayrım yapılmaksızın tabi olmak istiyoruz. Biraz da feryadımız bu yüzden. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’e gelerek deprem konutlarının bazılarının teslim törenine katılacak, sesimizin duyulmasını istiyoruz. Proje alanlarındaki mağduriyetlerimizi dikkate almasını ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda talimat vermesini, bizleri kucaklamasını bekliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak 7 proje alanından oluşan bin 819 bağımsız bölüme tekabül eden mülklerimiz 8 kattan 5’e indirildi, metrekarelerimiz azaldı. Biz bunları tekrar ödeme yapmak suretiyle geri alacağız. Burada bir mağduriyet söz konusu ve bunlar giderilemeyecek mağduriyetler değil. Biz vatandaşlar ve yöneticiler olarak bu sorunları çözebiliriz” açıklamasında bulundu. 

“HAMZA DAĞ VE KEREM ALİ SÜREKLİ’NİN DANIŞMANLARI ARADI”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin danışmanları ve yardımcıları tarafından arandığını fakat sonuçsuz kalındığını, herhangi bir adım atılmadığını aktaran Karaman, “Sayın Hamza Dağ’ın başdanışmanı tarafından arandım. Bir de AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Sayın Deniz Doğan tarafından arandım. İki aramada da bizim içimizden bir temsilci ile görüşme sağlamak istediler ama ben kendilerine temsilci değil de bin 819 bağımsız bölümdeki tüm vatandaşlarımıza hitaben bir açıklama yapılması gerektiğini ilettim. Çünkü belki ağızdan ağza bir değişikliğe sebebiyet vermemek için temsilci ile değil tüm mağdurlar olarak hepimizin gelebileceğini belirttim. Buna bir dönüş olmadı. Biz nihayetinde bir dernek değiliz, proje alanları içi olarak bir platformuz. Bir tüzel kişiliğimiz olmadığı için, aracı olup iletmek yerine hepimizi bilgilendirmelerini rica ettik ama buna bir dönüş olmadı. Herhalde bir çözüm önerisi olmadığı için bir dönüş de yapılmadı diye düşündük” dedi. 

“CUMHURBAŞKANIMIZA MAĞDURİYETİMİZİN İLETİLMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Depremzede Nilsu Karaman Aktarıcı yaptığı açıklamada, “Biz proje alanı içi olarak 5-6 bin kişiye varan sayıdayız, proje alanı dışında ise 80 bin konut var. 622 binamız ağır hasar gördü, proje alanı içinde olan az hasarlı hatta hasarsız binalarımız da vardı. Proje alanında kaldıkları kabul edildikten sonra hasar durumuna bakılmaksızın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yıkıldı. Mağduriyetlerimizden biri de bu, hasar durumuna bakılmaksızın nasıl binalarımız yıkıldıysa yine hasar durumuna bakılmaksızın hepimiz aynı kanuna tabi olmak istiyoruz. Bizim katlarımız indirildi ama aynı bölgede çok yakın mesafede gökdelenler var, hemen yanımızda hasar görmemesi sebebiyle proje alanına dahil edilmeyen, 2000 yılından sonra yapılmış ve şimdi Bayraklı Belediyesi imarına tabi olan bina var. Katı korunacak yarın da emsal verilirse artı 3 emsal alabilecek. Dolayısıyla Bayraklı’da binaların hukuki statüleri 3 gruptan oluşur hale geldi. Birisi 8 kattan 5 kata düşürülenler, bir grup gökdelen izni verilenler ki; hala oturma ruhsatı almayıp inşaatı devam eden gökdelenler var, hatta çok yakın zamanda bize kuş uçuşu 200-300 metre mesafede 53 kat inşaat izni verilen yapılar var. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bunların iletilmediğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“CUMHURBAŞKANIMIZDAN MÜJDE BEKLİYORUZ”

Yıkılan Ali Çolakoğlu Sitesi sakini, üçünü proje alanı hak sahibi depremzede Serkan Güngör ise, “Bizim Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Emine Erdoğan Hanımefendiden beklentimiz var. Bizim binalarımız depremde ağır hasar gördü ve yıkıldı. Binalarımız 8 katta 5 kata düştü, 120 ila 140 metrekare arasında olan 3 artı 1 dairelerimiz, şu anda 2 artı 1, 60 metrekareden başlayarak en genişi 80 metrekareye düştü. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizi kırmayacağını, bize müjde vereceğini biliyoruz, kendisine en başından beri güveniyoruz. Bizim binalarımızın çıkacak olan borcunda piyasa rayiç bedelinden belirlenen arsa payımızın, binamızın enkaz ve hurda bedelinin ve metrekare kaybımızın düşülmesini, bize Şehir Hastanesi’nin arkasında rezerv alan olarak ilan edilen alandan da hak verilmesini istiyoruz. Bu ücretsiz bir talep değil, oradaki binanın maliyeti neyse ondan bir hak istiyoruz. Binalarımızın borcundan hak kayıplarının düşülmesini Sayın Cumhurbaşkanımızın rica ediyoruz ve rezerv alandan hak istiyoruz” dedi.

 “DASK ÖDEME YAPMADI”

DASK ödemeleri sebebiyle de hak kaybı yaşandığını belirten Güngör, “Binalardan ağır, orta ve az hasarlı ayrımın kaldırılmasını bekliyoruz. Çünkü Bakanlık tarafından hasar durumuna bakılmaksızın proje alanı içinde olan binalar yıkıldı. Hafif hasarlı ve hasarsız olarak Bakanlık tarafından yıkılan binalar için DASK ödeme yapmadı. Bu da insanları daha da mağdur etti. Bizler belirli bir gelir grubunda olan insanlarız, memuruz, emekliyiz, işçiyiz. DASK’tan alınacak ödeme bizim hakkımız. Deprem anında Bakanlık tarafından analizler yapıldıktan sonra riskli ilan edildi ve binalar yıkıldı. Bu binaların DASK’tan ödeme almasını  ve tam hak sahipliği talep ediyoruz. Ağır hasarlı hak sahibine nasıl ödeme planı çıkıyorsa orta ve hafif hasarlı olanlar için de aynı ödeme planı çıkmalı. Bazı depremzede komşularımız evlerini banka kredisiyle satın almışlardı. Bina depremde yıkıldıktan sonra ödemelerine devam ediyorlar. Bu binalar bittikten sonra da bir borç çıkacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuya da bir çözüm bulacağına inanıyoruz. Zemin katta yapılan meskenler var, bu apartmanlarda daha önce zemin katta mesken yoktu. Kura yapılacak ve önceden katına ve cephesine göre ödeme yaparak satın aldığınız binalarda şimdi zemin katta oturacaksınız, şerefiyesini ödeyerek. Bunların ticari sınıfına devrolmasını, mesken statüsünden çıkartılmasını talep ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın İzmir’e bayram sevinci yaşatacağına inanıyoruz ve kendisini hasretle bekliyoruz” diye konuştu. 

LALE: “ÖDEMELER EŞİTLENSİN"

Yıkılan Nergis Apartmanı sakini, üçüncü proje alanı hak sahibi depremzede Tansu Lale, “Benim evim de orta hasardan resen yıkıldı. Borçlandırma senetlerine imza attık çünkü mecbur bırakıldık. ‘Ya imzalarsınız ya da arsa paylarınızı alır çekilirsiniz’ denildi ve imzalamak zorunda kaldık. Benim Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan isteğim; orta hasarlı yıkılan binama ben 2 yıl ödemesiz 8 yıl ödemeli ve faizli ödeme çıkıyor. Hemen yanında yıkılan komşunun binası ağır hasardan yıkıldığı için ona çıkan ödeme; 2 yıl ödemesiz 18 yıl vadeli ve faizsiz ödeme. Eğer olay bu şekilde gerçekleşirse benim ve yan komşunun ödemesi bir değil, benim akşam evime alışveriş yapacağım torbanın büyüklüğüyle komşunun evine yapacağı alışverişin torbası aynı olmayacak. Çünkü benim aylık ödemelerim yüksek olduğu için ben evime daha az gıda götürüyor olacağım, bu da haksızlık. Ben Cumhurbaşkanımızın bu haksızlığı ortadan kaldıracağına inanıyorum.  Yıkılan tüm binalara 2 yıl ödemesiz, 18 yıl ödemeli ve faizsiz ödeme imkanı sağlanmasını istiyoruz. Aylık 7-8 bin kredi ödemesini, Bayraklı’daki bu bölgede kimse ödeyemez. Herkes oradan göç etmek, evini satmak zorunda kalır. Evdeki 2 kişi emekli olsa dahi ödeyemez, ne yiyip ne içecek bu insanlar. Hasar derecesi ayrımı ortadan kaldırılmalı” açıklamasında bulundu. 

ŞANLI: “AYRIM YAPILMASIN”

Yıkılan Barış Sitesi sakini depremzede Harun Şanlı ise, “Depremde 11 canımız gitti. Evlerimiz 140 metrekareydi şu anda 75 metrekareye düştü. Benim 2 kızım var, biz 4 kişilik bir aileyiz. Şu an kiracıyım ve yapılacak olan 75 metrekare evde yaşama şansım sıfır. Benim Sayın Cumhurbaşkanımızdan ricam, bizlere de rezerv alandan 1 tane daha ev verilmesi. Bu evi de ücretini ödemek kaydıyla istiyoruz. 4 kişi 75 metrekarede yaşayamaz. Ya orası ya burası diye bir ayrım istemiyoruz. 2 tarafın da parasını ödemek kaydıyla bunu talep ediyoruz” dedi. 

“KİRA YARDIMLARI UZATILSIN”

 Kira yardımlarına dikkat çeken Karaman, “Enkaz bedellerimiz, içeride kalan eşyalarımızın hurda bedellerinin bizlere verilmesi gerekiyor. Ben eşya yardımı alamadım, çünkü işyeri olduğu için vermediler. Tapuda mesken olarak gözükmesine rağmen sadece ikametgahı binalarda olanlara eşya bedeli ödemesi yapıldı. Ben alamayan gruptayım. Biz hayatlarımızı devam ettiriyoruz. 1 sene geçmesine rağmen temeli atılmayan binalarımız var. Arkadaşlarımızın birçoğu İzmir şartlarında 2 bin lira kirası olan evlerde yaşıyorlar ve kiraların kesilmesi söz konusu. Bu kira desteğinin evlerimiz teslim edilinceye kadar uzatılmasını istiyoruz. 6306 sayılı kanuna tabi bulunan depremzedeler için de kira yardımlarının yapılmasını talep ediyoruz. Kanunda maalesef kira yardımı alanların krediden faydalandırılamayacağına ilişkin bir madde var. Bu çelişkinin de giderilerek, bu ayrıştırmanın da ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Ben tamamen bundan dolayı bu yardımlara başvuramadım” diye konuştu.

“ADALET ÖNÜNDE HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ”

Karaman, imar planlarını yargıya taşımayı düşündüklerini belirterek, “Bu araziler bizim kendi arazilerimizdi, TOKİ ya da Hazine arazisi değildi. Aslına bakarsak kuraya tabi olmamız da doğru değil. Proje alanı içinin 5 kata indirilmesi de hakkaniyete uygun gözükmüyor. Buradaki imar planlarının da iptaliyle ilgili adalet önünde haklarımızı arayacağız. Siyasetçilerimizin bizim mağduriyetlerimizi daha da uzamadan gidermesini talep ediyoruz” dedi.

MİLLETVEKİLLERİNE DAVETİYE

Nilsu Karaman, tüm İzmir Milletvekillerine seslenerek, “Bizim içimizde her partiye oy vermiş depremzede var. Her partiden milletvekiline oy vermiş bir kitleyiz. Dolayısıyla depremzede olarak hiçbir siyasi kimliğimizle değil, siyasetten ari olarak hareket ediyoruz. Çünkü deprem siyaset üstü bir durum, bu sebeple tüm İzmir Milletvekillerini bizim sesimiz olmaya, sesimizi duyurmaya davet etmek istiyoruz. Eylül’ün 26’sında, bir araya gelmek üzere tüm milletvekillerimize davetiye göndereceğiz. Mağduriyetlerimizi bir kez daha dile getireceğiz. Biz yaşam alanlarımızı geri istiyoruz. Biz ticaret yapmıyoruz, ‘Daha önce eviniz şu kadardı, şimdi 3 kat değerlenecek’ kısmıyla ilgilenmiyoruz” ifadelerini kullandı.