Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Ayakkabı tamircisi denildiğinde belki de hiç kimsenin aklına "kadın" gelmez. Hepimizin gözü önünde eli yüzü ayakkabı boyası olmuş çocuk ya da yaşlı erkek figürü belirir. Urla'nın Barbaros Köyü'nde 1959 yılında dünyaya gelen 63 yaşındaki Türkan Aydın, ezberleri bozdu, önyargıları kırdı. 40 yıldır Gaziemir'de eskiyen ayakkabıları tamir ederek alın teri döken Aydın, geçen yıl eşini kaybetmiş ve 2 çocuğuyla hayat mücadelesi veriyor. "Erkek işi yapıyorsun, neden bir kadın işi bulamadın" diyenlere inat "İşimde en iyi benim" iddiasını ortaya koyan Aydın, tüm kadınlara "Çalışın, kendi ayaklarınızın üzerinde durun" diyor.

MUHTAR ADAYLIĞINDAN AYAKKABI TAMİRCİLİĞİNE

Yaşam mücadelesi içerisinde siyasetin içinde de bir süre aşık atmış Aydın... Siyasetin 'Demir Leydi'si olmasa da o iki çocuğunun ve hayatını kaybeden eşinin 'Çekiç Leydi'si olmuş. 

Aydın'ın ilgi çeken hayat hikayesini kendi ağzından dinleyelim: 

Urla'nın Barbaros Köyü'ndeniz ama ben 7 yaşındayken İzmir'e geldi ailem. 1959 doğumluyum. 1994 seçimlerinde Gaziemir'de Doğru Yol Partisi'nin (DYP) yönetimini kurduk, orada Sosyal Politikalar Başkan Yardımcısıydım. Adnan Yüksel, İsmet Kılıç ile çalıştım. Meclis Üyesi Adayı, muhtar adayı süreçlerim oldu. Eşim de Sümerbank'ta çalışıyordu, sosyal konutlarda oturuyorduk, haftada sadece 1 gün 1 barakada ayakkabı tamiri yapıyordu. 1 tane de makinemiz vardı. Ben muhtar adayı olunca, yaşanan çekişmelerden dolayı birileri şikayet etmiş ve barakaya vergi memurları geldi. Ben de 'Neden barakaya vergi vereyim, o zaman dükkan tutar, dükkana vergi veririm ve en azından her gün açarım' dedim. Ben o zamana dek elime çekiç bile almamışım. Sosyal konutlarda 5 tane dükkan vardı. Emlak Konutları yapılırken, oranın sahibi onları belediyeye vermişti. Ben de Adnan Yüksel'e 'Başkanım oradan 1 dükkan istiyorum' dedim. Başkanım da Allah razı olsun 'Tamam' dedi. İhaleye girdim, aldım. O gün bugündür ayakkabı tamir ediyorum.

EŞİM ŞAŞIRMIŞTI

Eşim 'Hanım açıyoruz ama dükkanda kim duracak' dedi. 'Ben yapacağım' dedim. Eşim şaşırdı, 'Nasıl yapacaksın? Sen hiç eline çekiç almadın' dedi. 'Yapacağım' dedim ve başladım. 8 sene sosyal konutlarda ayakkabı tamiri yaptım, halk eğitim kursu açtık. O gün bugündür ben bu tamiri yapıyorum. 

YADIRGANDIM

Dükkanım minibüsçülerin son durağındaydı, yadırgandım mı evet yadırgandım. 'Sen erkek işi yapıyorsun' dediler. Neden, her kadın her işi yapar isterse... İlla ki kadın birine bağımlı olmak zorunda değil.

KADIN İSTERSE YAPAR

Ben bu yıl 10 Kasım'da eşimi kaybettim. Allah rahmet eylesin, ben iyi ki bu mesleği öğrenmişim ve ayaklarımın üzerinde durabiliyorum. Allah'tan başka kimseye muhtaç değiliz çok şükür. Çok yadırgadılar, 'Bu mesleği kadın yapamaz, sen yapamazsın' dediler. Müşteri geliyordu, 'Usta nerede?' diyordu. 'Beyefendi usta benim' diyordum. Hayır siz ustayı çağırın diyorlardı. Şimdi ise müşteriler geliyor ve 'Sizi tavsiye ettiler' diyorlar. Yani kadınların yapamayacağı hiçbir şey yok, kadın isterse yapar. 

"BİRİNİ YAP BOZULMAZSA DİĞERİNİ DE GETİRECEĞİM"

45 yıllık ayakkabı tamirciliğinde başından enteresan olaylar geçtiğini anlatan Aydın, şunları kimi zaman gülerek anlattı:

Geçen hafta bir kadın geldi ve 2 çanta getirdi. Kızağı değişecekti, kadın bana 'fermuarı değiştir' dedi, fermuar 30 lira sadece kızağı değişmesi lazım, ben de fermuarı değil kızağı değiştirelim 10 lira dedim. Bunun üzerine kadın 'Kaç yıl garanti veriyorsun' diye sordu. 'Bunun garantisi olmaz, biz Rabbimin kuluyuz, bizim bile garantimiz yok' dedim. Kadın da 1 tanesini yap, eğer bozulmazsa diğerini de getireceğim dedi.

"AYAKKABISINI YUMURTAYLA YAPIŞTIRAN GÖRDÜM"

Bir kadın geldi, çıkan ayakkabının tabanını yumurtayla yapıştırmış. Taban komple açık, iki tarafına yumurta sürmüş ve kapatmış. Nasıl kokuyor ayakkabı, 'Bacım sen ne yaptın' dedim. 'Annem tabakları, çanakları yapıştırıyordu bununla, ben de olur diye bunu yaptım' dedi. Yumurta nedir, japon yapıştırıcı sürüp getirmelerine alışığım ama yumurtayı ilk kez gördüm. Aslında japon yapıştırıcısı da sürülmemesi lazım çünkü deri zedeleniyor. O kadar ilginç anım var ki...”

"HERKESİN ELİ EKMEK TUTMALI"

Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

“Evinde otursana diyenler oldu. Bir kadın eğer namusuyla çalışıyorsa her işte çalışır. Benim eşim bana çok destek oldu. Allah razı olsun... Eşim vefat etti, kimseye muhtaç olmadık. İyi ki bu işi yapıyorum. Benim 3 tane mesleğim var, terziyim, nakışçıyım ve ayakkabı tamircisiyim. Gençlere diyorum ki; 'Baba bana yol parası ver' demeyin. Ben okul okumadım, ilkokul 3. sınıftan terkim ama ehliyetimi aldım, Yahya Kemal Beyatlı'dan diplomamı aldım. Gençlerimize şunu tavsiye ediyorum, okuyun, öncelik okumak ama okurken de hedefinizin ne olduğunu bilin. Gençler okula gidiyorum deyip hedefsizce yaşıyorlar ve geleceklerini bitiriyorlar. Part Time da olsa mutlaka çalışın, kendi paranızı kazanmanın nasıl bir şey olduğunu, para kazanmanın anlamını bilin. Garsonluk yapın, el işi yapın. Kadınlarımız da evde oturuyor ve 'Kocam çalışmama izin vermiyor' diyor. Ben ayakkabı tamiri işinden önce evde ayakkabı üstü dikiyordum, Kemeraltı'nda ayakkabıcılar vardı, sonra onlar Işıkkent'e taşındı, oradan eşim getiriyordu ve evde oturup günde 48 çift ayakkabının üstünü dikiyordum. İnsanoğlunun başına her şey gelebilir, önemli olan ayakta durabilmek. Herkesin eli ekmek tutmalı. 

"GÖRÜCÜ USULÜ EVLENİP 45 SENEYİ BİTİRDİK"

17 yaşımdaydım evlendiğimde, ben bugün 'İyi ki' diyorum. 'İyi ki eşime denk gelmişim, iyi ki onunla evlenmişim. Görücü usulü evlenip 45 seneyi bitirdik. Bana hiç karışmadı, şunu yapamazsın demedi. Her zaman 'Hanım ben senin yanındayım' dedi. Politikayla uğraşıyordum, gece gündüz çalışıyordum. Beni hep destekledi rahmetli. Çocuklarım da öyle...  Gaziemir'de kimse bana 'Türkan hanımı boş verin' diyemez. Politikaya olan ilgimi hiç kaybetmedim”