Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar 21 Haziran’da gerçekleşecek kongre öncesi önemli açıklamalarda bulundu. 30 ilçe başkanının kendisini desteklemesinden onur duyduğunu belirten Kırkpınar, “Arkadaşlarımızın açıklaması bir il başkanı olarak beni onurlandırdı. Ben o onuru kendileriyle paylaşıyorum. Hepimizin onurudur. Bizim çıktığımız bu yolculukta ben arkadaşlarımı mahcup etmeyeceğime söz verdim. Hepsi çalışkan, hepsi birbirinden kıymetli, teşkilata yeni katılan arkadaşlarımız da buna dahildir. Yani siyasette çok eski olmayan, tecrübesi olmayan arkadaşlarımız da var. Öyle bir konsept, öyle bir birliktelik yakalandı ki İzmir’de en kötü ihtimalle 2’nci parti olacağız gibi geliyor bana” dedi.

“COŞKULU BİR KONGRE HAZIRLIĞI YAPMIŞTIK”
İl kongresinin seyircisiz yapılacak olmasından dolayı burukluk yaşandığını dile getiren İyi Partili Kırkpınar, “Biz 29 Mart gününe il kongremizi almıştık. Pandemi sebebiyle hem genel merkezimizin kongreleri askıya alması hem de hükümetin genelgeleri ve Bilim Kurulu’nun tavsiyeleriyle bugüne geldik. Yani biz 5 Haziran’da müracaatımızı yaptık. Seçim kurulundan görüş aldık, Yüksek Seçim Kurulu’nun belli kriterleri ve genelge üzerinde talepleri var. Biz çok coşkulu bir il kongresi yapacaktık. Biz 2’nci olağan kongremizi yaşayacağız. Arkadaşlarımız, ilçe başkanlarımız, il yönetim kurulu üyelerimiz, teşkilat mensuplarımızla birlikte coşkulu bir kongre hazırlıklarımızı başlatmıştık. Onların tamamı ertelendi. Seyircisiz, sadece delege, başkan adayları ve davet edilen kişiler var. Bunların dışında maalesef seyirci olmayacak. Bu da tabi bizde bir burukluk meydana getirdi. Bu burukluk inanıyorum ki bir dahaki kongremizde ya da kurultayımızda çünkü önümüzde kurultayımız da var, daha güçlü, görkemli bir kurultaya gidiyoruz” dedi.

“KADIN ADAYLARIMIZ PARTİ ZENGİNLİĞİDİR”
İYİ Parti İzmir İl Başkanlığına 2 kadın adayın talip olmasını ‘Parti zenginliği’ olarak tanımlayan Kırkpınar, “Ebru Candaş Güleç Hanımefendi, kendisi bizim yönetim kurulumuzdaydı. Tülay Akkoç Yaman Hanımefendinin de böyle bir demecini sosyal medyada okudum. Her ikisine de başarılar diliyorum. Bir tanesi yedek yönetim kurulu üyemizdi. Belediye meclis üyeliği için istifa eden arkadaşlarımız oldu. Hanımefendi de aşağıdan, yedekten gelmiş yönetim kurulu üyemizdi. Yani teşkilatlarımızın kapısı açıktı. Kendisi de yönetim kurulu üyemiz. Teşkilat mensuplarına, delegeye ulaşma konusunda sıkıntı yaşamamışlardır diye düşünüyorum. Cumartesi askıya çıktık, Pazar, Pazartesi saat 17.00’ye kadar. Bu sabah davet ettim, kendisi geldi. Liste telefon numaraları, GSM numaralarının olduğu listenin tamamını kendisine verdim. Diğer arkadaşımız da gelirse listemiz hazır, kendisine de vereceğiz. İzmir’de 2 kadın adayın çıkmasını parti zenginliği olarak düşünüyorum” dedi.

“PANDEMİ SEBEBİYLE ERTELENEN ÇALIŞMALARIMIZI YAPACAĞIZ”
Kovid-19 salgını sebebiyle İzmir genelinde planlanan çalışmaların yapılmadığını, bu çalışmalara kongrenin ardından start verileceğini söyleyen İyi Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, “Pandemi yüzünden gerçekleştiremediğimiz hazırlıklarımız vardı. Ayın 29’unda kongremiz olsaydı Nisan ayının 3’ü Cuma günü için plan yapmıştık. Menderes havzası, Bakırçay havzası ve Yarımada’ya doğrudan tarım alanındaki tüketicilerin ziyaretlerine gidecektik. Sahaya inmek değil. Biz gidip dert dinleyecektik. Çiftçilerimiz, hayvan yetiştiricilerimizin, süt ürünleri üreticilerimizin hepsini yerinde ziyaret edip, dertlerini, girdi maliyetlerinin nerelere geldiğini, hasadın toplanmasında yaşanan sıkıntıları, toplanan hasadın gerçek değerini bulup bulmadığını ve kazançlarının ne durumda olduğunu dinleyecektik. Aynı yerleri 2’nci tur olarak da ziyaret edecektik. Mayıs’ın 3’üncü haftasında bu turumuzu gerçekleştirecektik. Bizim Sayın Genel Başkanımızın oluşturduğu kurullar var. Bu kurullar içinde milletvekillerimiz, akademisyenler, tarımda, turizmde, sağlıkta, çevrede alanında uzmanlarımız var. Biz topladığımız doneleri kurullarımıza gönderecektik. Buradan gelen çözüm önerilerini, İYİ Parti’nin bu meseleye nasıl baktığını, derdini dinlediğimiz sakinlerimize giderek anlatacaktık. Kongreden sonra bu çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. Dünyaya ihracatımız olarak dışarıdan gelerek, bizim burada montajını yaptığımız lokomotifi değil, tarım ürünlerini koymamız lazım.  Bütün dünyada meyveden, sebzeden, saklanabilir, korunabilir ürünlerden bahsedilirse herkesin Türkiye’ye bakması lazım. Bunu yaratmamız lazım. Bu hayvancılıkta da olur, tarımın diğer alanlarında da olur” dedi.

“MİLLİYETÇİYİZ, DEMOKRATIZ, KALKINMACIYIZ”
Ülkenin kalkınmasını sağlamak için yabancı yatırımcıya da ihtiyaç olduğunu söyleyen Kırkpınar, “1980 sonrasında turizmle ilgili bir kalkınma planı ortaya çıktı, bunun meyvelerini aldık ama yeterli değil. Biz sadece güneşimizi, denizimizi değil aynı zamanda yayla turizmini, sağlık turizmini geliştirmemiz lazım. Hükümet daha yeni yeni bu konulara bakıyor, o da sadece sağlık turizmi ile ilgili. Biz partimizi tarif ederken, ‘Milliyetçiyiz, demokratız, kalkınmacıyız’ diyoruz. Bu kalkınma hamlelerini yapabilmek için bu ülkeye yabancı yatırımcının da gelmesi lazım. Sadece kendi kaynaklarımızla olmaz. Bu yatırımcının gelebilmesi için de ülkeye güven olması lazım. Bu güveni sağlayacak olan da önce demokrasi sonra hukuk ve onun ardından da adalettir. 1 Ocak 2020’den 30 Nisan 2020’ye kadar bu ülkeden 8 buçuk milyar çıktı, gitti. Bu hazinenin sattığı tahvil ve hisse senetleridir. Geldiler, teslim ettiler, paralarını alıp gittiler. Neden gidiyorlar? Bunun bir sebebi olmalı. İşte İyi Parti bu sebebe kafa yoruyor. Bu ülkenin kalkınmadan, daha doğrusu üreterek kalkınmadan bir yere taşınacağını düşünmüyoruz. Dışarıdan borç bul, ülkede zaten her şey satıldı, kalan ne var bilemiyoruz. Ülkeye gelecek yatırımcı için cazibe olması lazım” dedi.

“YAKIN TARİHTE EKONOMİK KRİZLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ”
Tarıma verilen önemi artırılması gerektiğine dikkat çeken Kırkpınar, “Manisa’da alt yapısı belediye ve Çevre Bakanlığı tarafından hazırlanmış olmasına rağmen 930 milyon Euro’luk bir yatırımdan vazgeçtiler. Yani bu vazgeçmenin sebebi Pandemi değil. Pandemiden önce ekonominin kırılganlığı ve girdabıdır. Sadece güneş ve denizle turizmden değil, tarımı da gelirştimemiz lazım. Tarımın önemi yeni dünya düzeninde giderek artacak. Tarım, tarıma bağlı ekonomi yeni dünya düzeninde çok önemseniyor. Dünyanın büyük ölçekli ekonomisi Afrika coğrafyasında tarım ürünlerini yetiştirmek için araziler kapattılar. Biz kendi tarım alanlarımızı, ekilebilir, dikilebilir olmaktan çıkarttık. Köylüye verilen destek, doğrudan yardım üretim yapması için değil. Köylümüz bu parayla karnını doyuruyor. Köylümüz ‘tarım para etmiyor’ diyor. Ülkede ekonomiyi yönetenler samanı, canlı hayvanı, mercimeği, nohudu dışarıdan ithal etmeye başladılar. Bu ithaller yüzünden hazinede döviz sıkıntısı yaşamaya başladık. Şu anda hazinedeki dövizimizin eksi seviyelerde olduğu iddia ediliyor. Yani swap anlaşmalarıyla ya da dünyadaki sayılı büyük ama fırsatçı finans kuruluşlarıyla bu işi kısa vadede belki çözümleyebilirsiniz ama yakın gelecekte maalesef bu ülke derin yaralanmalara sebep olacak ekonomik krizle karşı karşıya gelecek” dedi.

“HAZİNE BAKANI HERHALDE BAŞPAHELİVANDAN GÖRÜŞ ALACAK”
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan atamalarla ilgili değerlendirmede bulunan Kırkpınar, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında üniversiteden uzaklaştırılan akademisyenleri Grand Plaza yönetimine almasına tamamen hukuk gözüyle bakmak gerekir. 1 kişinin belediyede yönetim kurulu üyesi olması, genel müdür olması veya makama atanması, getirilmesi hukukla ilgili bir durumdur. KHK ile görevden uzaklaştırılan kişi ise devletin istihbarat birimleri, mahkemeleri, hakimleri, savcıları var. Usulsüz bir durum varsa atayamazlar. Doğrusunu isterseniz bu konuda 18 yıllık hükümetin yaptıklarına bakarsak 1 başpehlivanımızı Vakıf Bank yönetim kurulu üyesi yaptılar. Hazine Bakanlığı’nın varlık fonundaki vakıfla ilgili bir toplantıda herhalde başpehlivanımıza ‘Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?’ diye soracaklar. Bunları unutuyorlar. Partili Cumhurbaşkanının oluşturduğu yüksek istişare kurulunda eski ve yeni milletvekilleri, eski bakanlar belki il başkanları var. Devletin kamuya ait bankalarında olduğu gibi yüksek istişare kuruluna da siyasileri atadılar. Bu kuruldaki insanlar  gönüllü esasına dayalı mı o kuruldular yoksa maaş alıyorlar mı? Bu benzetmeyi yaparken bir taraftan böyle bir uygulama var, bir taraftan da devletin bütün organları sizin elinizde. Bu atamaları yok sayacak bir hükmünüz varsa açıklarsınız. Bununla ilgili torba yasaların içine de bir şey koyabilirsiniz. Bu da elinizde, gece vakti torba yasanın içine ne atarsanız o geçiyor zaten. Sizin de Büyükşehirleriniz var, Millet İttifakı’nın da Büyükşehirleri var. Bütün atamalarla ilgili yasa çıkartın. KHK kapsamında görevden uzaklaştırılmış hiç kimseyi göreve alamazsınız diye yasa çıkartsınlar” dedi.