Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, teşkilat çalışmaları hakkında bilgi verdi. Üye sayılarının her geçen gün arttığını belirten Kırkpınar, İYİ Parti’ye ayda ortalama bin yeni üyenin katıldığını kaydetti. Sahadaki tepkilerden memnun olduklarını ifade eden Kırkpınar, “Üye kayıt çalışmalarımız, saha ve stant çalışmalarımız hızla devam ediyor. 31 Aralık’a kadar 22 bin üye hedefimiz var ama büyük hedef 30 bin. Şu anda 19 bini geçtik yaklaşık 2 buçuk aydan beri başlattığımız üye kayıt kampanyasının Pazar günlerini çıkartırsak 26 günde bin küsur bin küsur yapmaya devam ediyoruz. Sahada İYİ Parti’ye olan ilgi oldukça iyi, bu da bizi çok memnun ediyor. Ortaya koyduğumuz emeğin karşılığını almak, milletimizle kucaklaşmak, buluşmak Sayın Genel Başkanımızın 20 Ocak tarihinden beri meydan meydan, sokak sokak esnaf, çiftçi ziyaretlerinin benzerini biz de İzmir’de ilçelerimizle birlikte yapıyoruz. Anadolu genelinde bütün teşkilatlarımız bu yolla çalışmalarına devam ediyor. İzmir’de ilçe ziyaretlerinde 3’üncü turu tamamlayan İYİ Parti’nin bu ay sonunda 4’üncü tura başladığını ifade eden Kırkpınar, “Stantlardaki arkadaşlarımız genelde hanımefendi kardeşlerimiz oluyor. Ağırlıklı olarak standımıza sempatiyle, gülümseyerek bakanlara, ‘Meral Akşener’e destek olur musunuz’ diyoruz. Partimize üye olur musunuz; yerine bu ifadeyi kullanıyoruz ve karşılık buluyor. Gerçekten Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in partisi ve kendisi Türkiye’nin umudu olmuş durumda. Meral Akşener’e desteğinizi sürdürmek isterseniz sizi üye yapalım; diyoruz, aldığımız cevapların yüzde 90’ı neden olmasın, oluyor. Kendilerine ikram edilecek bir şeyimiz varsa onları ikram ediyoruz, yoksa da üyeliklerini yapıp, sonra telefonla ulaşıp teşekkürlerimizi bildiriyoruz” diye konuştu.  

“OY ORANIMIZ ARTIYOR” 

Hem İzmir’de hem de Türkiye genelinde İYİ Parti’nin oylarının arttığını aktaran Kırkpınar, “1-31 Mayıs arası İzmir’deki İYİ Parti’nin oy oranı 18.3’tü. Eylül ayında Türkiye genelinde 19.3, Konda Bekir Ağırdır’ın başında bulunduğu araştırma şirketinin açıkladığı oy oranımızdı. Ekim ayında ise 19.6 olarak geldi, yani her geçen gün oyunu artıran bir siyasi hareketiz. Millet bizi çağırıyor dedik, sloganımız bu, biz milletle buluşuyoruz, millet de bizi bağrına basıyor. İnşallah yapılacak olan erken ya da zamanında genel seçim hiç fark etmiyor, bizim teşkilatlarımızın hazırlıkları tamamlandı, o günü bekliyoruz. İnşallah o güzel günde milletimize önce huzur, sonra ekonomik sıkıntıların sona erdiği günlere ulaştıracağız diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.  

“TÜRKİYE YÖNETİLEMİYOR” 

Ekonomik sıkıntıların arttığını, kaynakların etkin kullanılmadığını ifade eden Kırkpınar, “2018 yılının 24 Haziran seçimlerinde ülke yeni bir yönetim sistemine geçti. Partili Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin sonucu yönetilemeyen bir ülke, ekonomisi dar boğazda, dış politikada işler kötüye gidiyor. Bunu bir felaket tellalı gibi ifade etmek doğru değil ama bu herkesin günlük hayatında karşılaştığı bir durum. Hayatın pahalılığı ve enflasyon, yönetilemeyen ülkeden kastettiğimiz şu; bir gece yarısı 02:00’de AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Merkez Bankası başkanını değiştiriyor. Yani 02:00’de kim neyi takip eder? Biz sabahın ilk ışıklarında bunu duyuyoruz. Cumhurbaşkanımız uzunca bir zamandan beri ekonomideki daralma buna bağlı olarak hayat pahalılığı, enflasyon, işten çıkarmalar, hayatın çekilmez hale gelmesi yaşandığı halde inadından vazgeçmiyor bu da; faiz sebep sonuç enflasyon diyor. Bu iktisat literatüründe hiçbir yerde rastlanmamış bir şeydir, eğer kurduğunuz ekonomik model üretime dayalıysa faizlerin düşük olması kadar doğal bir şey yok.  İnsanlar bu faizleri kullanarak istihdam, katma değer yaratır. Devlet vergi alır, huzur, refah olur. Ama siz burada yanlış bir kurgunun içindesiniz o da faizin sebep, sonucun da enflasyon olması. Şimdi tutturdukları şey de ihracat kalemlerinin Türkiye rekorları kırdığı, peki bu rekorlar kırılıyor, dövizim artıyorsa hayatın her alanında, insanların hayatında neden değişiklik olmuyor? Dış ticaret açığının kapanması Türkiye ekonomisi açısından tabi ki olumlu bir sinyaldir ama günlük hayata yansımayan büyüme neye yarıyor! Bir yerlerde bir şeyler yanlış yapılıyor. Kaynaklar, iyi kullanılmıyor” dedi.  

“PROJEYE DEĞİL RANTA KARŞIYIZ” 

İktidara geldiklerinde ekonomi için  yapacaklarını anlatan Kırkpınar, “Biz geldiğimizde israfı kapatacağız. İsraf musluklarını kapatacağız. Bu ülkede devletin resmi kurumlarında araç sayılarını azaltmaya gidildi bir dönem. Kısıtlamalar yapıldı ardından tekrar alımlar başladı. Evlerde de öyle değil midir, tasarruf için elektriği, doğalgazı doğru kullanırsınız, mutfağa aldığınız şeyi yeteri kadar alır, çöpe atmazsınız, ekonomik büyüme tasarruf artı yatırımdır.  Bu yolu izlemiyorlar. Biz projelere karşı değiliz, biz ranta karşıyız” ifadelerini kullandı.  

“ASGARİ ÜCRET 5 BİN TL OLMALI” 

Asgari ücret ne kadar olmalı sorusunu yanıtlayan Kırkpınar, “Bunun hesaplamasını yapacak olanlar, devleti yönetenler. 2 bin 825 TL olan asgari ücret, 4 bin 500 – 5 bin lira olan açlık sınırının altında. Yoksulluk sınırı 11 bin TL, asgari ücret en azından açlık sınırın üstünde olmalı. 5 bin TL ancak, bunu da yıllık değil 6 aylık enflasyon ölçümleme dönemlerine bağlamak lazım. Siz iyileştirilmiş bir asgari ücretle, toplumun huzuruna çıkıp, ‘Asgari ücreti buraya getirdik’ diyorsunuz. 4-5 ay sonra bu asgari ücretin çarşıdaki, pazardaki alım gücü hızla eriyor ve en önemlisi 5 bin lira asgari ücret olmalı ve asgari ücretten vergi alınmaması lazım” dedi.