GÜNDEME BAKIŞ – Menemen Belediyesi’ne yapılan “irtikap ve zimmet” soruşturması kapsamında tutuklanan Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un ifadesi ortaya çıktı. Aksoy, ifadesinde şunları söyledi:

"Ben Menemen Belediye başkanı olarak görev yaparım. Gamze ve Fedai isimli kişileri tanımıyorum, herhangi bir irtibatım bu zamana kadar bulunmamıştır. Ben Oğuzhan Yar isimli kişiyi tanımam. Tarkan Fikret Çalık’ı siyaseten tanırım. Seçimler sırasında oradan bilirim. M.Ç isimli kişiyi tanımam. Zeki T. ve Fikri B. isimli kişileri tanımam. Gökhan U. isimli kişiyi siyasetten tanırım. Kenan Y.’yi tanırım. Kendisi şantiyede çalışır. Ben, Kenan veya M.C telefon görüşmesi yapıp yapmadığımı bilmiyorum. O günlerde telefonla arayıp aramadığına hatırlamıyorum ancak böyle bir konuyu kendisi bana aktarmamıştır. O günlerden çok sonra sosyal medya üzerinden bir takım görmeye başladım”

YAZI İŞLERİNDEN GEÇMİŞ LAZIM!
“Şantiye ile alakalı bir takım sorunların yaşandığı iletildi. Akabinde bu arkadaşlarla görüştüm. Bir ara sık sık geldik. Duru değerlendirmesi yaptık.  Bu konuda  benim bilgim sosyal medya üzerinde başladı. Tahminen bu olaydan 1,5 ay sonra falandır. O ara kovid yaygındı. Bir yazının çıkabilmesi için yazı işlerinden geçmesi lazım. Kayıt altına alınması lazım.  M.O böyle bir sıkıntının olduğu söyledi. Ben de bu arkadaşlarla sürekli görüşme yaptım. Onlarla bilgi akışı yaptık. İşin başlangıcından sonuna kadar 3 tane rapor istedim. Ben, M.Ç, avukat hanımdan bilirkişi statüsünde rapor istedim.

BELEDİYENİN FOTOĞRAFINI ÇEKTİRDİM! 18 ARACIN YERİNDE OLMADIĞINI TESPİT ETTİK
Arkadaşlarla bir araya gelip konuştuğumuzda temel mantık şuydu: M.O Koyundere şantiyesinde eksiklik var diyordu. Nagehan Hanım yok diyordu. Bizim sağlıklı bir demirbaş listemiz yoktu. Ben 31 Mart’tan itibaren  profesöre belediyenin fotoğrafını çektirdim. Eksiklikler nelerdir diye. Nisanın sonlarına doğru 18 aracın kayıp olduğu raporu geliyor. M.O. başka bir şey söylüyor, Nagehan Hanım başka bir pey söylüyor. Arada bir tutarsızlık vardı. Söyledikleri sözler aynıydı. Temel hata elimizde bizim güncel bir demirbaş listemiz yoktu. Demirbaşlarımızın nerede olduğunu bilmiyorduk. Kayıplar var. İşin üzerine gittim. Öncelikle ben 11/04/2019 tarihinde göreve başlamamdan sonraki süreçte D.B. isimli hocamızdan bir rapor tanzim etmesini istedim. O da biz gelmeden önce kayıtlı olan 18 aracın yerinde olmadığını tespit etmiştir. Ayrıca bu rapordan önce çelişkileri tespit etmek amacıyla müvekkilim rapor alıyor. M.Ç ise usule uygun ifade almıyor. Bunun haricinde bahse konu iddialar gündeme geldiği için ayrıca ben 31/08/2020 tarihinde N.C, avukat hanım ve profesörden rapor istedim.

BİR ANDA CHP GENEL MERKEZİNDE DOLAŞMAYA BAŞLADI
Benim 35 ACE 769 plakalı şahsi aracımı şoförüm kullanıyordu. Ben kullanmıyordum. M.K kullanıyordu. Arada M.C de kullanır. Benim oraya gitmemi gerektirecek bir husus yoktur. Kamera görüntülerinde görünen kişiyi M’ye benzetiyorum ama ‘kesinlikle odur diyemem’ ama aracımın neden orada olduğunu bilemem. M.Ç isimli kişiye görev veren benimdir. Görevi ben tebliğ ettim. ‘Sonuna kadar gi’t dedim. Biz görevi verdikten sonra raporunu makam katına getirdi. Özel kalem müdürü diyor ki ‘başkanlık makamı tarafından verildi bana hitaben yazmayın’ diyor. Dosya bana geldiği vakit raporun altında flaş bellek yoktu. Rapor belediyenin sisteminde var. Sisteme girilmiş olan bir şeyin kaybolması, silinmesi mümkün değildir. Ekranı kapattım. Çünkü rapor üzerinde oynama yapmasını istemedim. Dosyanın kaybolması mümkün değildir. Belediye sisteminde dosya kayıtlıdır. 3 bilir kişiden ayrı raporlar istedim. M.Ç’nin hazırlamış olduğu raporun bir anda CHP Genel merkezinde dolaşmaya başladığını öğrendim. H.Ü isimli meclis üyesiyle bu raporu dolaştırmıştır. Bu iş devlet memuruna yakışan bir iş değildir. Ayrıca yasaktır. Bu nedenle M.Ç’ye tepkim oldu ve gerekli işlemleri hukuki olarak yaptık ve savunmasını istedim.

İŞİN ÖĞRENMEK YERİNE GEREKLİ ARAŞTIRMALARI YAPTIM
Burada avukat hanımdan ciddi bir destek aldık. Nagehan K. isimli kişiyi park ofisine çağırdığım doğrudur. Tarihini hatırlamam mümkün değildir. Ayrıca bu toplantıya M.Ç ile çağırmışımdır. Bu kişilerin neden benim hakkımda mobbing uyguladığım ve onlara yazı yazdırdığıma dair savunmada bulunduklarını bilmiyorum. Ancak şu gerçektir ki Nagehan K.ve T.C demirbaşlarda eksiklikler olmadığını söylüyorlardı. M.C isimli kişi belediye başkan yardımcısı değildir. Kendisi sözleşmeli memurdur. Ben mobbing uygulamak yerine, işin ne olduğunu öğrenmek için gerekli araştırmaları yaptım. T.T’yi görevden aldım. Benim borçlarımı, alacaklarımı takip eden kişi Mustafa İlhan’dır. Benim ticari bir yaşantımda vardır. Bunun takibini Mustafa İlhan yapar. Mustafa İlhan’dan geçmiş yıllardan gelen bir alacağım vardır. 3 tane villamı Mustafa İlhan’a vermiştim. Bana ‘peyder pey verirsin’ dedim. Mustafa İlhan, T.T’ye ‘şu parayı al D. hanımın kredi kartını yatır’ demiş. Teoman’ın Tarkan Beyle arası iyi olduğu için parayı ona teslim ederek şu parayı alıp kredi kartını yatırır mısın demiş? Tarkan Bey de yatırmış. Bunu daha sonradan öğrendim. Daha sonra kendisini arayarak teşekkür ettim. Bizim Tarkan Beyle siyasi ilişkimiz vardı. Benim kişisel olarak verilerim datam Mustafa İlhan’dadır. Ödemeler, borçlar gibi. M.E isimli kişiye seçimlerden önce rakamını hatırlamadığım bir miktarda dükkanımı sattım. Daha sonra anlaşamadım bana kapora olarak verdiği paraları 6 taksitte kendisine iade edileceği şeklinde bunu avukatı olan damadı huzurunda yaptık. Dediğim gibi Mustafa İlhan’ın bana borcu vardı bahse konu ödemeleri Mustafa İlhan gerçekleştiriyordu. Bahse konu T.T’nen yatırmış olduğu para Mustafa İlhan tarafından T.T’ye verilip hesaba yatırılması durumudur. Anladığım kadarıyla Mustafa İlhan parayı Teoman’a verip hesaba yatırmıştır. Benim bankalardaki şahsi durumumu Mustafa İlhan takip etmektedir. Bana göstermiş olduğunuz 01/10/2020 tarihli T.T imzalı başkanlık hitaplı yazıdan şu an haberim oldu. Görevimdeyken bana bu dilekçe iletilmedi. … firmasıyla ile alakalı hiçbir bilgim yoktur. Bu şirket nedir sahibi kimdir nerede kurulmuştur. Bununla alakalı bilgim söz konusu değildir. Ben danışmış olduğum avukat hanıma ve D.B hocama danıştığımda kamu zararının olduğunu tespit ettiler. Ben de Nagehan’a Mustafa İlhan’a ve T.T’ye,  ‘kimin sebep olduğunu bulun' dedim. Onlarda ….adlı bir firma yapmıştır dediler. Tespitler nasıl yapılmış, kişiler kim gibisinden sordum. 21-22-23 Şubat dönemlerinde görev verdiğim kişiler temizlik yaparken de bazı şeyleri götürdüklerini, bu sebeple kamu zararının olduğunu söylediler. Avukat A. hanımın tutmuş olduğu bir tutanak var. Bu şirketle alakalı şirketin bunu kabul ettiği noktasında bir rapor tutmuştur. Ben bizzat şirketi tespit etmedim. Bu hususlar ile ilgili görev verdim. Amacım kamu zararının giderilmesiydi.

GİDERİLDİĞİNİ SÖYLEDİLER! BENİM İÇİN SÜRPRİZ OLDU
“Burada ben yetkili olan yukarıda belirttiğim kişilere ve hukuki danıştığım avukat arkadaşıma zararın giderilip giderilmediğini sordum. Onlar da bana giderildiğini söylediler. Ben de avukat hanımdan rapor istedim. O da raporu sundu. İçeriğinde tanzim edildiğini tanzim edilen tarafın mahkeme yolunun açık olduğunu da avukat bana belirtti. Son dört günlük süre içerisinde firmanın ne olduğunu öğrendim. Süreci başlatıp devam ettiren görevi veren benimdir. Firmanın ne olduğunu hangi tarihte kurulduğunu G.U isimli kişinin bu şirkette aracı olduğunu dün polis merkezinde öğrendim. T. Ve beraberinde bulunan G.U, ‘neden bu konuya dahil edildiğini bilmiyordum.  Benim için sürpriz oldu. Ben nezarette tek kişi olarak kaldım. Hastaneye giderken yanımızda polisler vardı. Gruplar halinde hastaneye gittik. G. K’yi tehdit ettiğim iddiası doğru değildir. Neden böyle bir iddiada bulundu bilmiyorum. M.Ç’nin girmiş olduğu raporu isteyen benim, sonuna kadar git diyen benim. D.B, hocanın hazırlamış olduğu raporda 18 aracımız kayıptı. M.Ç’nin sistemi kapatılmadı. Rapor sistemde duruyor. Bu komplo gibi bir şey. Arkadaşların tamamını görevlendiren benim. Benim zaten maddi durumum iyidir.

KURULU DÜZENE DEVAM ETMEDİM! HEM İMZA HEM İÇERİĞİ SAHDEDİR!
Biz göreve geldikten sonra 171 tane gayrimenkulümüz başkalarının elindeydi. Bunların geri alınmasının hukuki mücadelesini ben verdim. Ben kurulu düzene devam etmedim. Bunları geri almak için zorlu mücadele verdim. Barkod sistemine geçmem dahil Menemen Belediyesi'nde büyük bir olaydır. Gamze Hanıma verilmiş olan belge sahtedir. Hem içeriği hem imza sahtedir. Bir yazı yazılacaksa yazı işlerinden çıkmaktadır. Bu evrakın sahte olduğu aşikardır! Birileri bir şeyler yapmak istemiş ama ben arkasından koşdurmuşum, uğraşmışım. Kovide, depreme rağmen ben bunun arkasına düştüm. İmza kaşem vardı. E-belediye uygulamasına geçmeden önce 8-9 ay boyunca klasik kaşe kullandım. Sonra e imzaya geçtim. Belediyeye bir kimlik kazandırmak istedim. İmza kaşemi bilgim dahilinde makam katındakilerde vardı. Özel kalemde, sekretaryada, muhasebede vardı. Dosyaların kaybolmaması için e imza çok önemliydi. Ve e-imzaya geçtim. Kiriminal incelemede bunun sahte olduğu belirtilmiş. İmza benziyor ama kesinlikle benim imzam değildir. Ayrıca kiriminal raporda da bu belgenin ve imanın sahte olduğu belirtilmiştir. İmza kısmı bir başka belgeden fotokopi yoluyla alınarak bu belgeye eklenmiştir. Burada hem belge hem de imza sahtedir. Ben şantiyeyi dolaştım. Denetimlerimi yaptım. Şantiyemin karşısında bulunan Kafkas Beton ile görüşmedim. Başkalarını görüştürdüm. Kafkas Beto'na gitmememin sebebi bu şirketin ruhsatında sıkıntı olduğu için gitmedim. Ben bir karar almadan önce profesörümüze, hukuki danışman olarak danıştığımız avukat Ayşe Hanıma ve diğer birimde görev yapan çalışanlara danıştım. Özellikle Ayşe hanımın kamu zararının oluşmadığı bu yönde suçunda oluşmayacağı raporuna istinaden adli mercilere bir başvuruda bulunmadım.

KİMİN NE İŞ YAPTIĞI BELLİ DEĞİLDİ! BİR ŞEYLERİ TEMİZLEMEYE ÇALIŞTIK
31 Mart seçimlerinden sonra borç içerisinde bir Belediyeye geçtik. 171 adet gayrimenkulün 3.şahıslara verildiğini gördük. Kimin ne iş yaptığı belli değildi. Bu süre zarfında belediyeye kurumsal bir kimlik kazandırmak istedim. Bir şeyleri temizlemeye çalıştık. Belediyede çalışan kişi sayısı fazla. Teslim aldığımız belediye sıkıntılı idi. Elimden geldiğince de Menemen Belediyesi için uğraştım, çalıştım, çabaladım. Kamu yararını halkın yararını gözettiğim için çalıştım. Ben vicdanımı dinledim. 18 araç kayıp nerede olduğu belli değil ama ben işin üzerine gittim. Bunu bulup çıkartmak istedim. Sonuna kadar gidin dedim. ‘Bana bulun çıkartın’ dedim. Onlarda devletin malı halkın malı”