Gayrimenkul sektöründe çalışan İrlandalı evli ve 3 çocuk annesi Anne O Rorke, ülkelerindeki iç savaştan kaçan ve daha iyi bir hayat kurmak isterken denizlerde can veren ya da yoksulluğun pençesine düşen mültecilerin yaşadığı dramlara tanık oldu. Mülteciler için bir şeyler yapmaya karar veren Anne O Rorke, önce Yunan adalarına, ardından Atina ve Makedonya sınırına gitti. Bir süre buralarda gönüllü çalışmalar yürüten Rorke, ardından Türkiye’de sayısı 4 milyonu bulan mültecileri için İzmir’e gelmeye karar verdi. Konak’ın en yoksul mahallerinde olan Zeytinlik’teki eski bir binayı kiralayan ve kendi imkanları ile Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği’ni (TIAFI) kuran Rorke, bu eski binayı bedeninde ve ruhunda savaşın izlerini taşıyan mültecilerin sığınabileceği sıcak bir yuvaya dönüştürdü. Dernekte gönüllü olarak çalışan Suriyeli kadınlar tarafından her gün 150 kişilik yemek yapılıyor. Sadece mültecilere değil, isteyen herkesin gidip yemek yediği dernekte, yine Türk ve yabancı gönüllüler tarafından eğitim ve sağlık alanlarında isteyenlere destek veriliyor.

TÜM ÇALIŞANLAR GÖNÜLLÜ

Anne O Rorke, insanların sıkıldıklarında gelebilecekleri bir toplum merkezi oluşturmaya çalıştığını belirterek, işe giden mülteci kadınların çocuklarını derneğe bıraktığını söyledi. Rorke, şöyle konuştu:

"15 yıldır Türkiye’ye gelip gidiyordum. Mülteci sorunu ile ilgili bir şeyler yapıp, onlara yardım etmem gerektiğini fark ettim. Türkiye’de 4 milyon mülteci var ve aralarında en kırılgan olanlar, kadınlarla çocuklar. Özellikle de eşi olmadan tek başına burada yaşayan kadınlar. Entegrasyon konusunda sıkıntılar var, entegrasyon olmazsa hem mülteciler hem de Türk insanları sıkıntı yaşar. Kadın ve çocuklar üzerine odaklandım. İnsanların sıkıntıları olduğunda gelebilecekleri bir toplum merkezi oluşturmak istedim. Onlar geliyorlar, biz de neler yapabileceğimize bakıyoruz. Küçük bir ekibiz. Tamamen gönüllülerle çalışıyoruz. Engelli mülteci çocukları da derneğe geliyor. Onlara burada egzersiz yaptırıyoruz. Birçoğu okula gitmiyor. Onları okula gitme konusunda cesaretlendiriyorum. İzmir’de iş bulan mülteci kadınlar, çocuklarını derneğe bırakıyor. Eşi olmayan birçok kadın var, Türkçe bilmiyorlar, hastaneye gidemiyorlar. Biz onlara da destek oluyoruz. Yaşam koçluğu da yapıyoruz, onları psikolojik anlamda destekliyoruz."

'TÜRKİYE’NİN DESTEĞE İHTİYACI VAR'

Bazı çocukların günde yediği tek şeyin dernekte pişen yemek olduğunu ifade eden Anne O Rorke, "Bazı Türkler bize yemek yapabilmemiz için malzeme veriyor, yardımcı oluyorlar. Beslenme çok önemli. Kış yaklaşıyor. Ceket, ayakkabı, çoraba ihtiyacımız var. İnsanlar bize yardım edebilirler. Yerel ve küçük bir toplum merkeziyiz, ama birçok insana destek oluyoruz. Her şey para demek değil. Bazen sadece onlara iyi olup olmadıklarını sorup, bir bardak çay içmelerini sağlamak bile iyi geliyor. Bir annenin başı sıkışırsa ve yardıma ihtiyacı varsa mülteci olup olmaması önemli değil. Ona yardım ediyoruz" dedi.

Mülteci sorunu ile ilgili Avrupa’nın Türkiye’yi yeteri kadar desteklemediğini savunan Rorke, "Türkiye’nin desteğe ihtiyacı var. 4 milyon insan ülkenize geliyor ve bu her şeyi etkiliyor. Sağlık sistemlerini, eğitimi, ekonomiyi, toplu taşımayı etkiliyor. Avrupalılar bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Alman hükümetinden biraz para desteği alıyoruz, ama yetmiyor. Burada çok fazla kadın ve çocuk var. Daha fazla bağışa, gönüllü desteğine ihtiyacımız var. Aileler zar zor kira ödüyor, paraları kalmıyor. Kışın herkesin yakacak kömür ve oduna ihtiyacı olacak."

Çocuklarını ve eşini çok özlediğini, bu işin en zor kısmının da ailesine duyduğu özlem olduğunu anlatan Rorke, her şeye rağmen yardıma ihtiyacı olan insanlar için çalışmaya devam edeceğini belirtti.

HER GÜN 150 KİŞİLİK YEMEK YAPILIYOR

Fizik tedavi uzmanı olan ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Suriyeli Muhammed Abdüllatif de dernekte gönüllü olarak çalışıyor. Savaştan kaçan ailelere, çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda danışmanlık yaptığını, yardımcı olduğunu söyleyen Abdüllatif, “Çocuklar geliyor, burada oynuyor. 60 engelli çocuk geliyor. Diğer çocuklarla vakit geçiriyorlar. Sosyal iletişimlerini geliştiriyorlar. Aileler birbiri ile tanışıyor. Sadece mülteciler değil, biz kim gelirse gelsin yardım ediyoruz. Herhangi birine ‘hayır’ demiyoruz" dedi.

5 yıl önce Suriye’den İzmir’e gelen ve derneğin mutfağında gönüllü olarak yemek yapan 2 çocuk annesi Ayşe Abdulfettah, sabah saat 09.00’da merkeze geldiklerini, yemekleri hazırlamaya başladıklarını, burada hem Suriye hem de Türkiye mutfağından her gün 150 kişilik yemek yaptıklarını söyledi.