GÜNDEME BAKIŞ- İNGEDER Başkanı Tayfun Karabulut'un yaptığı açıklama şu şekilde:
İnciraltı toprak sahipleri olarak yıllardır plan ha bugün ha yarın çıkacak ümidi ile yaşamak bizleri umut yorgunu yaptı. Bugüne kadar kanun ve nizamdan ayrılmadan devlet büyüklerimizin sözlerine güven duyarak bu günlere İnciraltı toprak sahipleri olarak geldik. Geldiğimiz süreçte çok yıprandık, hem manevi hem de maddi çok zararlar ettik ve de hala ediyoruz.
2002 yılında İnciraltı ve Bahçelerarası bölgesi SİT ilan edildi. Kamunun mülkü olan Kent ormanı çevresi 1.derece karşısında olan ve şahıs mülkiyetinde olan 5 milyon m2 arazilerimizde 2 veya 3.derece SİT olarak belirlendi. 2002 yılından bugüne yani yirmi senedir planların yürürlüğe gireceği günü tüm imkansızlıklara rağmen sabırla inanarak bekledik.

ANAYASA İLE TEMİNAT ALTINDA OLAN MÜLKİYET HAKKIMIZ SINIRLANDIRILMIŞTIR
Anayasa Madde 35’in ilk fıkrası herkese mülkiyet hakkını tanımakta, güvence altına almakta ikinci fıkrası mülkiyet hakkının hangi koşullarda sınırlandırılabileceğini ya da mülkünden yoksun bırakılabileceğini düzenlemektedir. Bu fıkra mülkiyet hakkının ancak ”kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlandırılabileceği.” şeklindedir. İçinde bulunduğumuz durumda kamu yararı değil tam tersine kamu zararı vardır.
Mülkiyet hakkı başkasına zarar vermemek ve yasaların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla, kişinin, bir şey üzerinde dilediği biçimde yararlanma, tasarruf etme, başkasına devretme, kullanma biçimini değiştirme, harcama ve tüketme yetkilerini kapsar.

ATALARIMIZDAN BİZE; TARIM VASFI BİTMİŞ TOPRAKLAR VE EMLAK VERGİLERİ KALDI
Bizler ise Anayasa ile teminat altına alınmış olan mülkiyet hakkımız olan topraklarımızda, daha önceki beyanlarımda da belirttiğim gibi bölgenin tarım vasfını kaybetmesi nedeniyle sadece vergi ödeyerek bekçilik yaptık. Bu vergileri devletimize olan inancımız ve güvenimiz nedeniyle, mülkiyetimizden bir kuruş dahi kazanmadan hep zorluklarla ödedik. Atalarımızdan bize iki şey miras kaldı. Tarım vasfını yitirmiş topraklar ve Emlak Vergileri. Bizlerde çocuklarımıza yada bu gidişle torunlarımıza böyle bir miras bırakmak istemiyoruz. Anayasada güvence altına alınmış mülkiyet hakkımızı kullanmak istiyoruz.

2002’DEN BERİ BEKLİYORUZ
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kanuna göre:
“SİT ilanından sonra, Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir ve 18 ay içerisinde Koruma Amaçlı İmar Planları hazırlanır.”
İnciraltı ve Bahçelerarası bölgesinde SİT ilanın 2002 yılı olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. İnciraltı ve Bahçelerarası’nda toprak sahibi olup, dışarıda kirada oturan, arazisinden bir kuruş bile gelir elde edemeyen yüzlerce toprak sahibi var. 5 nesildir sahip olduğu topraklarda Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşulları ilan edilmediği için mülkiyet hakkımızı kullanamıyoruz. 
Mülkiyet hakkımız üzerindeki bu sınırlamalar nedeniyle hem bizler zorluk içinde yaşamaya çalışıyoruz hem de büyük bir kamu zararı doğuyor. Bu konu özelinde; Kamunun yararı/ihtiyaçları ile malikin/bireyin hakkı/çıkarı arasında “adil bir denge” olmadığı hususu çok açıktır.  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı sayın Murat Kurum’a çağrımız bizlere söz verilen imar planlarının bir an önce çıkması yönündedir. Eğer planlar daha da gecikecekse 2002 yılından bugüne kadar yapılması gereken ve kanuni bir zorunluluk olan Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşullarını lütfen ivedilikle ilan ediniz."