Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- Ege Bölgesi Sanayi Odası Haziran ayı olağan meclis toplantısı  Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen yönetiminde gerçekleşti.  Toplantıya Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu  da katılarak açıklamalarda bulundu.

PANDEMİ ÇALIŞTIK
Toplantıda konuşan Hisarcıklıoğlu, “Pandemi bizi birbirimizden uzaklaştırdı. Diğer taraftan masraf yoktu. Uzun bir aranın ardından birbirimizin görmüş olduk. Pandemi şartlarından sonra odalar birliği olarak örgütlendik. Bir haberleşme kanalı kurduk. Her gün il ve ilçede sorunlar bana rapor olarak geldi. Değerlendirmeler yapıldıktan sonra ilgili bakanlara iletme fırsatımız oldu. Mahmut Özgener en aktif çalışan başkanımızdı. Kendisine teşekkür ediyorum. Oda borsalara da teşekkür ediyorum. Onlar da müthiş bir performans gösterdiler. 200’ün üzerinde talebin 195’i öyle ya da böyle çözülmüş oldu” dedi.  

ÜYELERİMİZİN SORUNLARINI BİLİYORUZ

Üyelerin sorunlarını bildiklerini ve ilgili bakanlıklara bildirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, “Eğer Türkiye dana az hasarlı atlattıysa, sizin bize bizim de hükümete sunmamızdandır. Burada sizlerin de çok büyük emeğiniz var. Sıkıntılar var, bunların hepsini biliyorum. Kapalı toplantılarda görüşüyoruz. Anayasa’nın bana verdiği yetkiye dayanak, hükümete anlatıyorum. Sorunlarınızı toplantıları takip ediyorum. Döviz, kredi, yüksek girdiler, artan enflasyon, işletme sermeyesi ihtiyaçları… Hepsini biliyoruz. Gerekli yerlere iletiyoruz. Kredi destek paketi önümüzdeki günlerde açıklanacak. Yaklaşık 150 milyarlık bahsediyoruz. Kredi garanti fonu sizin kurduğunuz bir kurum. Biz kefaret veriyoruz. Dünyanın iş dünyasında hiçbir şekilde üyesine kefil olsun. Biz kefil oluyoruz” diye konuştu.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ DEĞİLİZ

Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir meslek örgütüyüz. Sivil toplum örgütü değiliz. Aradaki farkı iyi anlamamız gerekiyor. Bizim sistemimiz ahilikten geliyor. Demokraside anayasa var. Bunun çerçevesinde dışına çıkıp hareket edemeyiz. Bu sefer kuralları herkes baypas eder. Sorunları çözüp çözmemek kesinlikle bizde değildir. Bizim görevimiz bu sorunları yetkili yerlere iletmek”

TÜRKİYE’DE İKİNCİ SIRADA

İzmir’in ülke ekonomisine verdiği katkıya dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “İzmir için çok büyük veri var. 90 bin üreticimizi 4 bin ürünü analiz ettik. Burada sonuç sanayi liderleri ortaya çıktı. İzmir ikinci sırada çıktı, İstanbul’un sonrasında geldi. 4 bin üzerinde 373’ünce Türkiye birincisiniz. Yine listede Türkiye'nin birinci, ikinci, üçüncü sıradasınız… Yani yüzde 58’i ile Türkiye'ye liderlik yapıyorsunuz. Türkiye’nin zenginleşmesine İzmir’in sağladığı katkılardan dolayı her zaman gözbebeği olmalısınız. İzmir'in ülkemiz için, sanayisi için önemini bir kez daha bilmeliyiz. Başkan olduktan sonra İzmirliler her zaman yanımızda oldu. Akreditasyon konusunda EBSO, İZTO İTB temsil noktasında müthiş işler yapıyorlar. Bu bir kalite anlayışıdır. Daha önce bu birlikteliği İzmir’de görememiştim. Şimdi müthiş bir birliktelik var. Bu birliği sağladığınız için Allah sizlerden razı olsun. ” diye konuştu.  

İZMİR'İN 7 İLÇESİNE OKUL KAZANDIRACAĞIZ 

Hisarcıklıoğlu, "İzmir'de 24 derslikli okulu yapıp Milli Eğitim’e tahsis edeceğiz. 7 ilçede bulunan Oda ve Borsalarda hepsine birer tane daha okul kazandırıyoruz. Eğitime her işte kar da var zarar da var. Ama bir yerde yüzde yüz kar var. İnşallah ülkemiz, ilçelerimiz ile kazanacak. Arsa temini ve çalışmalar devam ediyor" diye konuştu. 

BİRBİRİNİZİ ÖTEKİLEŞTİRMEYİN

Son olarak oda üyelerine seslenen Hisarcıklıoğlu, “Ne olur birbirimizi ötekileştirmeyin. Farklı düşünüyor diye birbirimizden nefret etmeyelim. Seversen, başarılı olursun. Hatasız noksansız bir kişi gösterin. En fazla hata noksan bende var. İtiraf edeyim. Birbirimizi sevelim, o zaman mükemmel insan olur. Zor günlerde bu millet bir araya geliyor. Ama biraz refaha erince, herkes ayrı bir cumhuriyet. Bu genlerden geliyor herhalde. Zor bir coğrafyadayız. Ekonomik olarak güçlü olmalıyız” diye konuştu.

ZAMLAR KONUŞULUYOR
Yükselen enerji fiyatlarına dikkat çeken EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, “Sayın Başkanım sizlerin de takip ettiği üzere enerji maliyetleri özellikle birçok sektör açısından katlanılamaz boyutlardadır. Savaşla birlikte küresel enerji fiyatları artışı bu durumu tetiklese de bu konuda desteklerinizi arz ediyoruz. Son 1 yılda kademe 2 doğalgaz sanayi kullanımına gelen zam oranı yüzde 603’dür. Son 1 yılda sanayide elektrik kullanımına gelen zam oranı yüzde 304’dür.  Fiyat artışlarının geri çekilmesine ilişkin hiçbir girişimimize olumlu cevap alamadığımız gibi artış eğilimi de devam ediyor. Ve yeni zamlar konuşuluyor. Diğer taraftan enerji temininde de kışın yaşanabilecek sorunlara yönelik acil önlemlerimizi bugünden almamız gerektiğinin de altını çizmek isterim” diye konuştu.  

TÜRKİYE’NİN KARNESİ 

Yorgancıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Nihai olarak Türkiye’nin karnesine baktığımızda ise tablo net. TÜFE ve ÜFE arasındaki makasın rekor kırdığı bir süreçte; %73,5 enflasyon ile Dünyada 5., 1.548 ÜFE endeks değeri ile 3.,800’leri aşan CDS risk primi ile 2. ülke iken, gelişen ülke para birimleri arasında TL’nin en çok değer kaybeden para birimi olduğu, son 1 yılda Doların TL karşısında %99 değerlendiği, gerçeğine gözümüzü kapayamayız.  Ve bu tablonun maliyetini hepimiz yükleniyoruz. Her geçen gün de maliyet katlanarak artmaktadır. Yaptığımız üretim de ihracat da değerini yitiriyor. Sahip olduğumuz avantajlarımızı bir bir kaybediyoruz. Fiyat istikrarı tamamen kaybolmuş durumda. Oysa ki, Merkez Bankası Kanunu’nda 4. madde der ki: “Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.”Atılan adımlar da ne yazık ki, uzun soluklu olamıyor. Enflasyon artışı ve kur oynaklığı önlenemiyor. Küresel piyasalarda yüksek likidite dönemi de sona eriyor. Uzmanlar tarafından art arda küresel riskler için kasırga, kusursuz fırtına gibi tanımlar kullanılıyor. O nedenle de, ivedilikle içerde riski artıran unsurları ortadan kaldırmak zorundayız. Yeniden güveni sağlamak, istikrarlı, akılcıl para ve maliye politikaları ile üretim için uygun şartların oluşturulmasını beklerken, Cuma günü piyasalar kapandıktan hemen sonra bir karar açıklanıyor.

BDDK ÇIKIŞI
Yorgancılar, “BDDK, “Bağımsız denetime tabi şirketlerin yabancı para nakdi varlıklarının 15 milyon TL'den fazla olması halinde, YP nakdi varlıklarının, aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının %10'unu aşması durumunda, kredi kullandırılmamasına” karar verdi.   Bu karar, ilk bakışta şirketlere elindeki dövizi sat ve yeni döviz alma şeklinde özetlenebilir. Şirketlerin ithalat ve döviz kredisi yükümlülükleri bizi ilgilendirmez deniyor. Şok etkisi hariç, kura etkisini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Firmaların bunu birçok yolla çözme imkanı var. Grup firmalarına aktarabilirler, borç verebilirler.  Ancak bu karar ve ihracatçının ihracat dövizinin %40’ını bozdurma gibi uygulamalar, faizi artırmamak için yapılan denemeler, ekonomiyle ilgili belirsizliği ve riski maalesef artırıyor. Dış ticarete endeks değerleri üzerinden baktığımızda; ihracat birim fiyat endeksinin, ihracat miktar endeksinin oldukça altında kalması, daha çok malı daha düşük fiyatla sattığımızı göstermesi açısından önemlidir. Yeşilin farkı ise enflasyon olarak bizlere yansıyor. 21 Şubat 2001 yılında; tarihe, adını yazdıran bir kriz yaşadık. Ve kriz 21 Şubat 2001’de patlak verdiğinde dolar 685 TL idi. 22 Şubatta 957, 23 Şubatta 1.072’yi görüyor. Ekim 2001’de kur 1.661’e geliyor. Ve yılı ortalama 1.230 ile kapıyor 2001 yılında ihracat, 31.3 milyar dolar gerçekleşti. (2000’de 27.8 Milyar dolar) Ekim 2021’de dolar 9.14 TL iken, Ocak ayında 13,52’ye çıktı. Bugün ise 16,5-17 seviyelerinde.5 aylık ihracat rakamımız ise 102,5 milyar dolar. Yıllık hedefimiz 250 milyar dolar. Yani, 2001 krizi benzeri bir kur atağı ile karşı karşıyayız. 2001 krizinden ihracat ile doğru para ve maliye politikaları ile reformlarla ve ekonomi odaklı yönetim ile çıktığımızı hatırlatmak isterim” diye konuştu.  

NASIL REKABET EDİLEBİLİR
Yorgancılar sözlerini şöyle sürdü:
“Bütçemizin bir kısmını yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm için kullanmamız gerekirken, bugün biz daha müşteriye vereceğimiz fiyatı belirleyemiyoruz. Bu şekilde KOBİ’lerimiz nasıl üretebilir, ülkemizin kalkınmasına nasıl daha fazla katkı koyabilir? Nasıl rekabet edebilir? İstanbul Sanayi Odası ve Odamızın her yıl eşzamanlı yapmış olduğu 500 ve 100 büyük sanayi kuruluşu çalışmalarımız göstermektedir ki; tüm zorluklara ve mali kırılganlıklarına rağmen, sanayicimizin kapasitesi de, vizyonu da, heyecanı da çok büyük ve üretmeye gönül vermiş durumda. Lütfen bu heyecanın öldürülmesine izin vermeyin. Türkiye’nin dinamik üretim kapasitesi, bu krizleri aşacak güçtedir. Ancak, öncelikle politikaların doğru kurgulanması gerekiyor. Katma değerli üretim için eğitim sisteminin sanayi 4.0-5.0 alt yapısına uygun yeniden dizayn edilmesi ve Teknoloji liselerinin acilen kurulması üretim modelimiz açısından son derece önemlidir.  Bununla birlikte, sığınmacı meselesi de öncelikli çözüm bekleyen konular arasında yer almaktadır.

CUMHURİYET MİRASINA TEZAT DURUM
Yorgancılar “ Ve son olarak da, kadınlarımızı toplumdan dışlayan, kız çocuklarımızın okumasını engelleyen sadece dini ön plana çıkaran yaygınlaştıran tarikat liderlerinden sürekli övgü ile söz edilmesinin, Atatürk’ün bize bıraktığı cumhuriyet mirasına tezat olduğunun da altını çizmek isterim” dedi.  

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Aliağa Sanayi Organize Bölgesi’nde TOBB tarafından yaptırılan meslek lisesi bittiğini, eğitim öğretim döneminde hizmete sunulacağını açıkladı.


BİR AN ÖNCE TEMEL ATIP BAŞLAMAK ZORUNDAYIZ
Meclis’ten odanın yeni binasının Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılması yönünde karar çıktığını kaydeden Yorgancılar, bu konuyla ilgili bir türlü yol alınamadığını söyledi. Yeni binanın mevcut yapının yanında bulunan arazide yapılması yönünde teklifte bulunan Yorgancılar, “Acilen yapıp bitirmemiz gerekiyor. Elimizdeki paranı değeri de aşağıya doğru gidiyor. Vergi Dairesi’nin yetkilileri 6 kişilik heyetle geldiler. O binaya bize vererek kendilerine ihtiyaçları olan binanın ortak çalışması olabilir diye konuştuk. Bin kişiye yakın bina ihtiyaçları var. Ulaşımın rahat olan bir yerde olmasını istediler. Onlar değerlendirecekler. Daha önce çizdirmiş olduğumuz 3 tane bize uygun olan binalardan birini seçip bir an önce temeli atıp başlamak hedefimiz” dedi.

YASALARA UYMAK ZORUNDAYIZ

Yorgancılar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi 4562 yasasıyla belirlenmiş. Kendi başımıza hareket etmemiz söz konusu değil. Öncelikle yasaları iyi bilmemiz gerekiyor. 20’ye yakın sanayi bölgesinin kuruluşunda çalışmış bir arkadaşınız olarak, en dikkat ettiğimiz şey, gerek OSB, gerekse oda yöntemlerine yasalara uymak zorundayız. Bunun dışında bir şey yapmamız söz konusu değil. Dernek yönetmek farklı, şirketlerde farklı, oda yönetmek farklıdır. Çıraklığı, kalfalığı, ustalığa dayak yiye yiye bu işleri öğrendik. Bir kişinin yazdığı rapor nedeniyle mahkeme ile karşı karşıya geliyorsunuz. İstediğiniz kadar haklı olsun. Ondan sonra bunu temizlemek için hayatın boyunca uğraşacaksınız.”