Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu'nda eğitimine devam ederken sanata yağlı boya resim yaparak başlayan Halil Çiçek, 1977 yılında Gırgır Dergisi'nde bir yıl boyunca karikatür çizdi. 1979 yılında üniversiteden mezun olup tayinle İzmir'e gelen Çiçek, uzun süre ara verdiği sanata önce kilden sonra ahşaptan heykeller yaparak yeniden başladı. Elektrik öğretmeni olarak görev yaptığı Atatürk Endüstri Meslek Lisesi'nden 2005 yılında emekli olan Çiçek, 10 yıl boyunca tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki dükkanında taş işlemeciliği ve takı tasarımı ile uğraştı. Limontepe semtinde 70 metrekarelik evinin balkonunda birkaç metrekarelik atölye kuran Çiçek, burada bit pazarından aldığı, çöpten topladığı; bufalo dişinden geyik boynuzuna, köpek kafatasından ceviz ve şeftali çekirdeğine kadar birçok farklı atıkla mask, takı ve heykel yapıyor.


PANDEMİYİ ANLATAN 'SANCILI DOĞUM' SERGİSİ
Özellikle pandemi döneminde evde oturma süresinin uzadığını ve yaklaşık 200 eser ürettiğini söyleyen Çiçek, "Bu pandemi dönemi bizim için çok sancılı geçti. Benim uğraşım olduğu için ben bu dönemi biraz daha sancısız atlattım diyebiliyorum, ama benim yaşımda olup da uğraşısı olmayanlar için bu dönemin gerçekten zor geçtiğini düşünüyorum. Ben 10 yıldır haftada 3 gün kurs veriyordum, bu dönemde kurs da veremeyince evde kalma sürem arttı ve bu günleri değerlendirmek zorunda kaldım. Bu dönemde ürettiğim 200 objeyi sancılı doğum olarak düşünüyorum. Pandemi dönemi bitince, sadece bu döneme özel, bu dönemde ürettiklerimden bir sergi açmayı düşünüyorum. Her kötünün içinde bir iyilik var. İnsanın baktığı yere bağlı bir şeydir bu. Bir şeyde güzellik ararsanız güzel görürsünüz. Ben de bu pandemi döneminden böyle bir güzellik ortaya çıkardığımı düşünüyorum" dedi.


'BU AYNI ZAMANDA BENİM İÇİN DOĞAYA SAYGI MESELESİ'
70'li yıllardan bu yana sanatın birçok farklı dalıyla ilgilendiğini belirten Çiçek, "Önce resim, sonra 3 boyutlu eserler üretmeye başladım. Son dönemlerde atıkların değerlendirilmesi üzerine çalıştım. Çünkü bu benim için doğaya saygının bir ifadesi. Atık maddeleri sanat objelerine, heykele ya da takıya dönüştürüyorum. Bütün organik atıklardan yapıyorum. Ahşap, endüstriyel atıklar, hayvan kemikleri, dişler, çeşitli hayvanların boynuzları, şeftali çekirdeği gibi birçok farklı maddeden sanat objesi üretiyorum. Kendi dişimden bile obje yaptım" dedi.