Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ  - Birleştirilen dosyayla birlikte 14 ayrı olayın yer aldığı davanın, 9’uncu duruşmasına tutuklu sanıklar SEGBİS ile katıldı. Suç örgütü liderleri Binali Camgöz bağlantısı olabileceği düşünülen olaya ilişkin tutukları sanıkların ifadeleri alındı.

SANIK BAYRAM T. “CAMGÖZ’Ü TANIMIYORUM”
Sanık Bayram T. İfadesinde, “Fırat S. ile aramızda konuşma geçti, ‘Urla’ya gideceğiz’ dedi. Vedat abi bizden önce taksiyle gitti ben de Fırat abiyle evde kaldım. Vedat ve Fırat arasında telefon görüşmesi oldu. Vedat, Fırat’a ‘Gelin beni taksiyle alın’ dedi. Yoldan Vedat abiyi taksiyle aldık, ticari taksideydik. Ben tam olarak nereye gittiğimizi bilmiyordum. Biz bir yere gittik, Vedat abi bir yere gitti. Biz takside oturduk, Vedat abi tekrar taksiye geldi. Birlikte Karşıyaka’ya gittik oradan lirika (uyuşturucu hap) satın aldık. Ben kullandım, çarşıya gittik Vedat abi telefon ve hat aldı. Devamında yola çıkıp Urla’ya gittik. Arabanın kimin arabası olduğunu bilmiyorum. Sanayiye giderek bir araba aldım. Urla’ya vardık. Vedat abi telefon görüşmesi yapıyordu. Oradan bir sokağa gittik arabayı Fırat Söğüt kullanıyordu. Ben Fırat’ın yanında sağ ön koltukta, Vedat arkada oturuyordu. Aradan birkaç saat geçti başka sokağa arabayla girdik. Sonra bir arabayla yan yana geldik. Vedat abi korkutma amaçlı, arabanın camından havaya ateş etti. Ben uyuşturucu etkisindeydim kaç el ateş ettiğini bilmiyorum. Havaya ateş ettiğini görmedim, gelişigüzel ateş etti. Ben bir şey sorduğumda Vedat bana hemen yüklendiği için neden böyle bir olay olduğunu soramadım . Vedat ve Fırat arasında konuşma oluyordu, mahalleye gideceğiz diyorlardı. Ateş etmeden sonra Vedat Gül telefonla görüştü, kimle görüştüğünü bilmiyorum. Yolda Vedat abi telefon hattını ve telefonu da kırıp attı. Ateş edilen arabada kaç kişi vardı görmedim. Sonra bir dağa gittik, oraya arabayı bıraktı. Oradan yürüyerek uzaklaştık. Vedat abi bana özellikle bu olay sonrasında bir para vermedi. Zaten bana her zaman para veriyordu, bakıyordu. Ben bu ikisi dışında adı geçen diğer sanıkları tanımıyorum. Fırat abiyi de o gün gördüm sadece. Ben 6 yıldır İzmir’de yaşıyorum, Deniz Camgöz’ü tanımıyorum. Kimsenin öldürülmesi için bir eyleme iştirak etmiş değilim” dedi.  İkinci gerçekleşen eylem sorulan Bayram, “Bu olaydan 1 hafta sonra Ramazan Gül ile görüştüm. Vedat Gül aracılığıyla Ramazan’ı bu bir haftada tanımıştım. Bana, ‘Karşıyaka’ya git, orada bir motor seni bekliyor. Urla’ya gideceksiniz, orada Vedat abinle buluşacaksın’ dedi. Umut Can Özgür vardı motorda. Kendisini Vedat abi aracılığıyla tanıdım. Hatta Vedat abi almış olduğu telefonu kullanmam için bana verdi. Otobana çıkınca yolu karıştırıp, ters yönden, sonra Urla’ya gittik. Ramazan Gül, telefonda, ‘Plakasını tam olarak hatırlamadığım bir plaka verdi, arabayı bulun Vedat abinle güzelce bir dövün arabadaki adamı’ dedi. Motoru Mehmet Can Gürkan kullanıyordu. Arabanın yanında geçerken arabadaki şoför silahla bize ateş etti. Biz 2-3 defa onun yanından geçtiğimiz korkutmak için öldürmek için ateş etti. Mermiler kafamızdan geçti. Bizde silah yoktu. Sonrasında zaten benden parmak izi aldılar, barut izi aradılar bir şeye ulaşılamadı. Devamında biz bakkala gittik sigara aldım. Bu sırada Ramazan’la telefonla görüştüm. Bana bulunduğunuz yerin adresini ver Vedat abi oraya geliyor dedi. Onunla o adamı dövecektik. Bakkalın adresini verdim, telefonu kapattık bir anda polisler etrafımızı sardı. Ben herhangi bir şekilde bize arabadan ateş eden kişiye ya da ateş etmedim, Mehmet Can’da ateş etmedi zaten silahımız yoktu. Bize ateş edilen arabada kaç kişi vardı hatırlamıyorum. Devamında Vedat abiyle buluşamadık, Mehmet can kaçtığı için sadece memurlar beni gözaltına aldı. Ben oraya sadece bir şahsın dövülmesi amacıyla gitmiştim, kimseye ateş etmedim. Birinci olayda bahsi geçen diğer tanıkları da tanımıyorum. Ben 18 yaşına daha yeni basmıştım. Sokakta kalıyordum, uyuşturucu etkisindeyim. 1 yıldır cezaevinde yatıyorum, suçsuzum. Her ne kadar her 2 olayda tetikçi olduğum iddia edilmiş ise de bir şeyler olursa suçu ben üstlenecektim. Ben kimseye ateş etmedim” dedi. 

SANIK ÇAĞDAŞ İ. “SUÇ ÖRGÜTÜNE MENSUP DEĞİLİM”
Sanık Çağdaş İ. ise verdiği ifadede, “Ben bir araç verdiğimden dolayı buradayım. Benim oto servisim var. 13.05.2020’de Eyüp Gürgür ve Bülent Kadayıfçıoğlu’nun da olduğu bir ortamda benden 1 günlüğüne araç istedi. Normalde biz kiralık araç temin ediyoruz ama kendisi arkadaşım olduğu için hatır olarak araç verdim. Plakayı hatırlamıyorum. Verdiğim aracın tamponları söküktü kendi elemanım Rıfkı’yı çağırdım aracı toparladı, ‘teslim et’ dedim. Biz o gece Eyüp ile alkol aldık, sabah 8 gibi evime gittim. Eyüp beni telefonla aramış, ulaşamayınca Bülent’i aramış, Rıfkı’yı aramış. Sonra elemanım beni aradı ‘aracı teslim et’ dedim. Aracı bıraktım. Ben Bülent ile alkol almaya başladım. Akşam üzere ikametgahına gittim. Arabanın ne şekilde ve niçin alındığı konusunu sormadım. Eyüp, 15 yıllık arkadaşım bazen arabalarımızı alırdık. Kendisi zaten bizim sektördeydi. Bir suçta kullanılacağı konusunda bilgim yoktu. Eyüp, Rıfkı ve Bülent dışında kimseyi tanımıyorum. Suç örgütüne üyeliğim söz konusu olamaz. Bilerek, isteyerek kimseye yardım etmedim. Arabada zaten CPS kayıtları var, emniyete de verdim. Suçsuzum. O gün arayan kişi sizden araba alacağız dediği için telefon etti. Eyüp yönlendirdi dedi. İkinci sanayi sitesindeki işyerinin konumunu istedi. 1 gün sonra telefonumun olayın olduğu yerde sinyal verdiği konusuna gelince, arabayı terk etmişler, Rıfkı, ben ve Bülent arabayı bulmak için o bölgeye gitmiştik. Bu sırada telefonum sinyal vermiş olabilir” diye konuştu. 

SANIK FIRAT G.“SADECE ARABA KULLANDIM”
Fırat G. ise, “Polisler bizi sabah aldığında en son benim ifademi almışlardı. Mehmet Can’ın ilk önce ardından Hüseyin’in ifadesi alındı. Nezarette olduğumdan kimin benden önce ifade verdiğini biliyordum. Mehmet Can ifade sırasında şiddete uğradığını söyledi, bana da ifadem alınırken yumruk attılar. Baro avukatı gelmeden 45 dakika önce beni sorgu odasına aldılar, bana psikolojik şiddet uyguladılar, Ben sadece Vedat’ı tanıdığımı diğerlerini tanımadığımı söylediğim halde bana inanmadılar. Epilepsi hastası olduğumu söylediğim halde ilacımı vermediler. Bizden 15 gün önce Bayram ve Sait gözaltına alındı, Bayram’ın para muhabbeti yaptığını söylediler. Furkan denilen şahsı tanımıyorum. Sait E. bu şekilde bir ifade vermiş, benim de bu şekilde ifade vermemi istediler. Bu nedenle eylem karşılığında 400 bin TL alınacağına dair beyanda bulundum. Normalde yok. Alacak borç ilişkisinden bahsedilmişti ama tam bilmiyorum. Tabanca zaten bekar evindeydi. Tabanca arabadayken Bayram’ın yanındaydı. Tabancanın kimden alındığını bilmiyorum. Furkan Yeşil’i tanımıyorum. Tabancanın bu şahıstan mı alındığını ya da tabancayı eve kimin getirdiğini bilmiyorum. Ateş edilme olayından sonra telefon edip ‘adamı öldüremediniz’ gibi bir telefon konuşmasına yönelik bilgim yok. Ramazan’ın bu yöndeki anlatımlarını bilmiyorum. Eyüp Gürgür’ü tanımıyorum. Urla’ya gittiğimizde arabadaki müştekinin vurulup vurulmayacağı konusunda benim bilgim yoktu. Sadece alacak verecek meselesi olduğunu biliyordum. Beni arkadaşım çağırdı, ‘sadece araba kullanacaksın’ dediği için arkadaşımı kırmamak için arabayı kullandım yoksa eyleme iştirakim söz konusu değildir. Ramazan Gül’den emir ya da talimat almadım, abisi benim okul arkadaşım, Ramazan’ı mahalleden tanırım. Çağdaş’ın telefon hattının benim tarafımdan aranması doğru değil, ben Çağdaş’ı tanımıyorum. Arabadaki diğer arkadaşlarım telefonumu kullanmış olabilir” dedi 

SANIK MEHMET CAN, “BEN TAMİRCİYİM”
Sanık Mehmet C., “Emniyette vermiş olduğum ifadelere eklemek istediklerim var. Olay günü Uğurcan Özgör beni arayarak ‘bir motor var yapar mısın’ dedi. Motorun yerini sordum ve tamiratını yaptım. Ücretini kimden alacağımı sordum. Motoru Bayram ile birlikte Urla’ya bırakın, bıraktığın yerde parayı alacaksın dedi. Ben Uğur Can’ın yanına gittiğimde Bayram bizden uzaktaydı, birlikte Urla’ya öğle saatlerinde gittik. Bayramın telefonuna adres geldi, beyaz bir arabanın yanından geçtik. Ben motoru kullanmaya başladığımda motorda plaka vardı ama yolda düştü. Arabadan bize ateş edildi, korkuyla kaçtım. Arabada hatırladığım kadarıyla 2 kişi vardı, ne taraftan ateş edildiğini görmedim. Olay yerinin 2 arka sokağında markette durduk, 3 el ateş edildiğini hatırlıyorum. Markette durduk, Bayram motordan indi, bir beyaz araba yaklaşınca tekrar aynı araba sanıp korkup Bayram’ı bırakıp kaçtım. Ben tamir ettiğim motorun parasını Urla’dan almak için gittim, 1000 TL para alacaktım o yüzden gitmiştim. Dönerken otobandan gitmeye çalıştım, motoru bir yere bıraktım, ticari taksiyle eve döndüm. Bana mağdur olduğum halde neden şikayete gitmediğimi soruyorsunuz. Ben korktum. Bayram’da silah var mıydı görmedim, bende yoktu, biz birlikteyken bizden kimse ateş etmedi. Devamında Uğurcan Özgör beni aradı, ‘ne yaptın Bayram’ı orada bırakmışsın’ dedi, ‘evet’ dedim, telefon konuşmam bu kadar. Ben buradaki çoğu arkadaşı tanımıyorum, suç örgütü üyesi değilim, tesadüfen oradaydım, kimseyi öldürme kastıyla hareket etmedim. Ben Urla’ya gittiğimde motoru başka şahsa vermedim. Müştekilerin bu motordan ateş edildiği iddialarını kabul etmiyorum. Ben olay yerinden 2 sokak arkaya gitmiştim. Müşteki ifade verirken bizi gördüğü ve yakalandığımız iddialarını kabul etmiyorum. Ben kask, motor hepsini bırakıp uzaklaşmıştım. Beni Bayram o gece aramadı, UğurCan aradı. Ben motosiklet tamircisiyim. Uğurcan Özgör’ü mahalleden tanırım benim motor, bisiklet tamir ettiğimi biliyor” diye konuştu.

 “MÜŞTEKİYİ İZLİYORDUK”
 Sanık Vedat G.,”Bayram arkadaşımdı, Bayram’la birlikte kalıyorduk. Uzaktan akrabam olan Ramazan Gül ile görüşüyordum. Ben çalışmıyordum. Maddi sıkıntılar yaşıyordum. Ramazan Gül, Urla’da 80 bin lira alacaklı olduğunu söyledi, kimden olduğunu söylemedi, şahısların parayı ödemediğini bunları korkutmamızı istedi. Karşılığında Bayram ve bana 20 bin lira verecekti. İlk kabul etmedim ama arkadaşı. Bayram ihtiyacımız olduğunu, birlikte bu işi yapabileceğimizi söyledi. Ramazan bu konuşmalara şahit. Bayram’ın ifadeleri yanlış, Ramazan’ın da iddianamede bahsi geçen ifadeleri yanlış. Ateş edip şahısları korkutacaktık. Silahı bize Ramazan Gül gönderdi, Bayram ateş edecek bu şahısları korkutacaktık. Arabanın nasıl temin edildiğini bilmiyorum, ben Bayram ve Fırat arabadaydık. Arabayı Fırat kullanıyordu, ben ön koltuktaydım, Bayram Arka koltuktaydı. Ramazan Gül bize konum attı, bu konumla şahsı bulacaktık. Ramazan araba temin edeceğini söylemişti, ben şoförlüğüm yok dedim, bunun üzerine Fırat Söğüt’ü aramamı istedi. Fırat zaten benim arkadaşımdı. Öncesinde Ramazan, Fırat ile konuşmuş, bu nedenle benim Fırat’tan özel bir isteğim olmadı. Fırat’ın ateş edileceğini bildiğini de beyan ederim. Arabayı aldığımız yerde kimse yoktu, anahtar aracın üzerindeydi. Arabayla dolandık sabah erkendi. Ramazan bu sırada neredeydi bilemiyorum. Akşam saatlerinde Urla’ya gittik. Ramazan’ın dile getirdiği konuma gittik. O plakalı arabayı gördük. Hatta müşteki arabadan indi eve çıktı biz bu sırada şahsı izliyorduk. Biz arabayı takip ettik, çıkmaz bir sokak vardı. Bayram bu sırada 2-3 el havaya ateş etti. Amacımız korkutmaktı. Aramızda 1 metre mesafe vardı kesinlikle öldürme kastımız yoktu. Sonra kaçtık, Ramazan’ı arayıp yola çıktığımızı söyledik. 20 bin lirayı sordum, yok dedi ve sinirlendim ve telefonu attım, parçaladım. Ramazan bu iş olmadı, adamı öldüremediniz gibi bir söylemi olmadı. Parayı şu an veremeyeceğini, parayı aldıktan sonra vereceğini söylediği için sinirlendim. Yoldayken Fırat’ın krizi tuttu, arabayı ormanlık bir alana bırakarak ticari taksiyle döndük. Bekar evine gittik, Ramazan, Fırat’ı arayarak araç anahtarı ve silahı sordu. Birinin geleceğini uzun boylu olduğunu arabanın anahtarı ve silahı ona verin dedi. Fırat’la ticari taksiye bindik, buluşma noktasına giderek, yüzünde maske olan uzun boylu bir adam tanımıza gelerek silah ve arabanın anahtarını teslim ettim. Arabanın nerede olduğunu söylemedim. Devamında Yamanlar’dan mahalleye gittik. Lirika hap satın aldık, eve gittik. O gün evde kaldık, sonra da dağıldık. İkinci olayla hiçbir alakam yok. İlk olaydan bir gün sonra Ramazan beni aradı, aynı şahsı dövmemizi istedi. Kabul etmedim. Hepsiyle iletişimimi kestim. Ramazan’ın birinden emir alıp almadığını bilmiyorum, ben iddia edilen örgüte üye değilim. Ramazan üye mi bilmiyorum. İkinci olayın olduğu gün aracım hasarlıydı. Tamircideydim. İkinci olayla ilgim yok, pişmanım. Ayrıca ben bu şekilde beyanda bulunduğum için şahıslar ikinci olayda varmışım gibi aleyhime beyanda bulunuyorlar. Ramazan kafe işletirdi. 80 bin lira alacağının gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Direkt bu şahsın öldürülmesi için 400 bin lira teklif edildiği iddiasını kabul etmiyorum. Uzun saçlı polisin bu beyanda bulunulması yönünde yönlendirmesi oldu. Birinci eylemde korkutuldu, ikinci defa dövün demesini soruyorsunuz, parasını alamadığı için dövün dedi. Fırat’ın ifadesinde geçen benimle Ramazan arasında olaydan sonra adamı öldüremediniz şeklinde beyanları olduğuna yönelik iddiayı kabul etmiyorum” dedi. 

SANIK RAMAZAN, “CAN GÜVENLİĞİMDEN KORKTUĞUMDAN SUSTUM”
Sanık Ramazan G, “Can güvenliğimden endişe ettiğim için karakolda bir kısım bilgileri gizledim. Gerçek ise Vedat G. beni telefonla arayarak, Serkan Kurtuluş’tan iş aldığını bunlardan parasını tahsil edip edemeyeceğini bunların da camgöz ile husumette olduğunu, Serkan Kurtuluş’un işini yaparsak Binali Camgöz bize kızar mı kızmaz mı diye sordu. Ben de Kurtuluş’u tanımadığımı ama Camgöz’ü tanıdığımı söyledim. Vedat, ‘Binali Camgöz ile bizi görüştür’ dedi. Binali ile görüşmemizin olamayacağını söyledim, ısrar edince Binali’ye Facebook’tan ulaştım. Vedat Gül beni görüntülü aradı, yanındaki şahsı gösterdi, yanındaki Bayram Toksöz’dü. Vedat ‘işi Bayram ‘a yaptıracağım’ dedi. Camgöz’e ulaştım, Bayram ile Camgöz’ü görüştürdüm. Bayram, Camgöz’e bu olayı anlattı, böyle böyle yapılacak dedi. Binali’nin haberi yoktu. Bayram organize etti, Binali kızdı, ‘bu işlerle ne alakanız var’ dedi. Bana da ‘bir daha beni bu konularda rahatsız etme’ dedi. Sonra görüşmemiz kesildi. Akabinde Vedat beni aradığında ben bu işlere dahil olmayacağımı söyledim. Vedat, Serkan Kurtuluş ile görüşmüş kendisi husumetli olduğu Camgöz ile benim görüşmeme kızmış. Ben korktum, Serkan Kurtuluş’u zaten tanımıyordum. Avukatım ‘can güvenliğinin sağlanacak’ dediği için bunları anlatabiliyorum. Ben tüm aşamalarda suçsuz olduğumu anlatmaya çalıştım”

SANIK RAMAZAN, “BEN ORGANİZE ETMEDİM”
İddialara yanıt veren Ramazan G. “Benim olaya dahi olduğum, organize ettiğim yönündeki suçlamalar yalandır. Kimseyi eylem için yönlendirmedim. İlk olaya kesinlikle dahil olma imkanım söz konusu değil. Ben zaten ikinci olayı kolluk kuvvetlerinden öğrendim. Ben böyle bir olaya karışmış olsam kaçardım. İkinci olayla da ilgim yoktur. Binali Camgöz ile ilgim yoktur ya da suç örgütü üyeliğim söz konusu olamaz. Bana ısrar edilince Deniz Camgöz ile görüşme sağladım. Ben Çağdaş isimli şahsı da tanımıyorum. Benim 80 bin lira alacağım yok. Ben Gürcistan’a çalışmak için gitmiştim. Orada Binali Camgöz’le görüşmem olmadı zaten kendisi Gürcistan’da değildi. Fırat ve Bayram’ın da konuşmaları söz konusu olduğundan ben doğruyu söylüyorum. Arabanın kim tarafından temin edildiğini, silahın kim tarafından temin edildiğini bilmiyorum. Arabanın nereye bırakıldığını bilmiyorum. Bayram ve Mehmet Can arasında geçen konuşmayı, Vedat’ın getirdiği araçla Urla’ya gittiğini, ateş ettiğini, olaydan sonra dağlık bölgeye kaçtığını söyledi. Bayram’ın eşi kendisinin yaptığını zaten bu konuşmalarda söyledi. Fırat ile tanışıklığım abimin okul arkadaşı ama benim irtibatım yok” dedi. 

GÜRBÜZ’ÜN AVUKATI, “BİZİ BU DOSYADAN ÇIKARTIN”
Sanıkların ve avukatlarının yaptıkları savunmanın ardından konuşan Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz’ün Avukatı Soner Akgül, “Kılıç kardeşler, müvekkilimizin olaydan 2 gün önce olayın gerçekleştiği çay bahçesine geldiği söylüyorlar ama oraya gitmediği kameralarda sabit. Tanıklardan Vezir isimli şahsın, Kılıç kardeşler tarafından gönderildiği ortaya çıkmıştır. Müvekkilim sanık olarak görülse de aslında mağdurdur.  Olay gerçekleşir gerçekleşmez müvekkilimizin olay yerine geldiğini söylediler bunun da gerçek olmadığı sabit. HTS kayıtlarında müvekkilimle bu konuların alakasının olmadığı açık, müvekkilimize iftira atılıyor, müşteki olduğu dosyada mağdur ediliyor, tehdit edildi, şantaj yapıldı, ölüm tehdidi aldı. Bunlardan da şikayetçi olduk. Müvekkilimin dosyadan çıkartılmasını talep ediyorum” dedi.
Öte yandan Fatih Gürbüz’ün “bizi bu dosyadan çıkarın” talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi.