İzmir'de Milli Eğitim Müdürlüğü'nde şef olarak görev yapan evli ve bir çocuk babası, doğuştan görme engelli Ali Rıza Yavuz, aynı zamanda Karabağlar Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde açılan Braille alfabesi kursunda eğitmenlik yapıyor. Kursta, biri hariç görme engeli bulunmayan 14 kişiye, görme engelli bireylerin okuma yazması için kullanılan Braille alfabesini öğreten Yavuz, kursiyerlere engelli vatandaşların günlük hayatta karşılaştıkları zorluklar hakkında da bilgi veriyor. Yavuz, "Bu tür çalışmalar, engellilerin toplum içerisinde fark edilmesi, toplumdaki yeri, engellilerin sıkıntılarının çözülmesi için farkındalık yaratılması açısından çok önemli. Sadece alfabe olarak bakmıyoruz. Engellilerin yaşam tarzları, hayatta karşılaştıkları sıkıntılar ve çözüm önerileri üzerinden de arkadaşlarımızla görüş alışverişinde bulunuyoruz. Toplumsal farkındalık yaratmak, engellileri toplum içerisinde daha fazla dahil etmek için çabalıyoruz" dedi.

'HALK ENGELLİLERE KARŞI BİLİNÇSİZ'
Kursiyerlerden bazılarının özel eğitim öğretmeni olduğunu, bu kişilerin çalıştıkları okullarda görme engelli bireylerin olması halinde, onlara okuma yazma öğretmek için kursa geldiklerini aktaran Ali Rıza Yavuz, "Herkesin hayatının bir aşamasında görme engelli bireylerle karşılaşma ihtimalleri var. Onlara faydalı olmaları açısından da bu kursun alınmasında yarar görüyorum" diye konuştu. Günlük hayatında bir takım sorunlarla karşılaştığını da ifade eden Yavuz, "Bütün engelli arkadaşlarımız gibi ben de normal hayatımda sorun yaşadım. Önemli olan bu sorunları asgari düzeye indirmek. En büyük sıkıntı halkın, engellilere karşı bilinçsizliği. Bu konuda eğitimlerin yetersiz olması ciddi sorun" dedi. Engellilerin farkına varılmasını isteyen Yavuz, kendisinin de engelli bireylerin hayat kalitesini artırmak için çalıştığını belirtti.
Kursiyerlerden emekli öğretmen Emine Kösem (63) 2 kızıyla beraber annesinin yanında yaşam sürüyor. Uzun yıllar sağlıklı şekilde yaşadığını, 2008 yılında görme yetisini yitirmeye başladığını söyleyen Kösem, "İlk kez 2008 yılında gözlerimde sorun olduğunu fark ettim. Doktorlar, göz sinirlerim yıprandığını söyledi. Daha sonra görme engelim yıllar içerisinde arttı. Şimdi yüzde 90'a ulaştı. Şu anda çok bulanık olsa da çevreyi görüyorum. İlerledikçe hiçbir şey göremez duruma geleceğim. Okumayı seviyorum. Bu nedenle gözlerim tam olarak görme yetisini kaybetmeden bu kursa gelerek, alfabeyi öğrenmek istedim. Bu alfabeyi, kör olmadan öğrenmek istedim" dedi.

'MERCEK YARDIMI İLE GÖRÜYORUM'
Mercek yardımı ile uzağı görmeye çalıştığını belirten Emine Kösem, derslerde de tahtada yazılan alfabeyi yine aynı mercek yardımı ile görüyor. Hayatının gittikçe zorlaştığını söyleyen Kösem, "Daha önce kendi başıma yaptığım birçok şeyi şimdi birilerinin yardımı ile yapıyorum. Yürümeyi çok severdim, günde 15 kilometre yürürdüm, şimdi caddelerde, sokaklarda rahat rahat yürüyemiyorum. 85 yaşında bir annem var, o da az görüyor ve bana o yardımcı oluyor. Annem benim gören gözüm, ben de onun yürüyen bedeni oluyorum. Sabit durduğumda otobüslerin gelişini görmek için mercek kullanıyorum. Çevreyi bununla seyrediyorum" dedi. Kursiyerlerden Nisanur Tündükozan (19) da "Daha önce işaret dili eğitimi aldım. Görme engelli ve işitme engelli bireylere yardım etmek için bu kursa başladım" diye konuştu.