Datça ilçesinin önemli ölçüde korunmuş, eski yerleşim yeri olan Reşadiye Mahallesi, daracık sokakları, beyaz badanalı taş evleri ve tarihi yapıları ile dikkat çekiyor. Kentsel sit nedeniyle yıllardır onarılamayan eski taş yapıların bulunduğu mahallede, 21 Temmuz 2017'de art arda meydana gelen depremler sonrası çoğu tescilli binanın 28'i ağır, 100'e yakını ise az ve orta derecede hasar gördü. Depremden sonra hasar tespitlerinin yapılması, binaların restorasyon projelerinin hazırlanması ve bölgenin bütünsel korunmasına yönelik çalışmalar yapılması gereken Reşadiye Mahallesi, bu yönüyle mimarlık fakültesi öğrencilerinin uygulamalı eğitim sahası oldu. İstanbul'daki özel üniversitenin güzel sanatlar tasarım ve mimarlık fakültesinden heyet, bu yıl da bölgede çalışmalarını sürdürdü. 71 kişilik öğrenci grubu, 6 günlük çalışma için Reşadiye Mahallesi'ne geldi.

HEM DERS HEM YARDIM
Üniversitenin Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülhan Benli, bu yıl 2'nci kez bölgeye geldiklerini belirterek, geçen sene de 18 binanın projelerini hazırlayıp, belediyeye teslim ettiklerini, bunların bir kısmının ilgili koruma kurullarına gönderildiğini söyledi. Doç. Dr. Benli, "Bu yıl ikincisini gerçekleştireceğimiz bu çalışmada yine 18 binanın projelerini yapacağız. Haziran ayı içerisinde çalışmalarımızı tamamlayacağız. Bu yıl 71 öğrenci ile buradayız. Hepsi İngilizce ve Türkçe 3'üncü sınıf mimarlık bölümü öğrencisi. Lisans programı içerisinde verilmiş olan eğitim, rölöve alma tekniği ve aynı zamanda restorasyona yönelik bazı yapısal önerilerin de yar alacağı malzeme analizlerinin öğrenildiği bir ders olacak. Bu ders kapsamında öğrenciler hem eğitim almakta hem 3 yıl boyunca almış oldukları eğitimi uygulama imkanı bulmakta. Aynı zamanda buradaki halka da yardım edebildiğimiz için bu iş sosyal sorumluluk ve gurur kaynağı" dedi.

'GELENEKSEL YAPIM TEKNİĞİ, DEPREMİN YIKICI ETKİSİNİ ARTIYOR'
Reşadiye Mahallesi'ndeki çalışmalara eşlik eden Yrd. Doç. Dr. Yıldız Salman ise 2 yıldır sürdürülen çalışmalar sırasında, geleneksel yapım tekniği nedeniyle depremin yıkıcı etkisinin arttığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Burada özgün bir yapım tekniği ile yapılan ve korunması gereken yapılar bulunuyor. Ancak bu geleneksel yapım tekniğinde bazı sebepler nedeniyle binalar, deprem yüklerine karşı zayıf ve çok ciddi hasar almalarına yol açıyor. Çevrede çalıştığımız çoğu binada aynı hasarları görüyoruz. Bu çalışmalar kapsamında, öğrenciler ile yapacağımız belgelemeler sonucunda ve sonrasında binaların geçmiş dönemlerde başlarından geçen olaylar ve nasıl onarılması gerektiği konusunda yaklaşım önerilerimizle yardımcı olmayı amaçlıyoruz."

Bu çalışmaların gerçekleşebilmesi için en önemli desteği, mülk sahipleri ve Reşadiye halkından beklediklerini kaydeden Salman, "Zira bu çalışmaların amacına ulaşabilmesi, onların da bu sürece isteyerek katılmaları ile mümkün olacak. Bize evlerinde, çalışmak için izin veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Dileğimiz o ki çalışmanın devamında kurul ve gerekli izinlerin alınması ve denetimlerin yapılması süreçlerinde, aynı hoşgörüyü göstermelerini bekliyoruz" diye konuştu.