Manavgat'ta bir restoranda garson olarak çalışan ve iş yerinin üst katındaki dairede kalan Kamil Tarık Albayram, 19 Eylül günü saat 05.00 sıralarında, bilinmeyen nedenle 2 ekmek bıçağını ustası Lütfü Salma'nın boğazına dayayarak rehin aldı.
DHA'nın haberine göre, restoran çalışanlarının ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Kendi vücudunu kesen, restoranın mutfak kısmında, "Güvenlik kameralarını açın. Kameralar gelsin. Arka taraftaki çıksın oradan. Benim sigortam yok" diye bağıran Albayram, bir süre sonra rehin aldığı ustasıyla çalıştığı iş yerinden çıkarak Sorgun Bulvarı'nın karşı tarafına geçti.

Albayram, boğazına bıçak dayadığı Lütfü Salma'yı 800 metre ilerideki alışveriş merkezinin kapısına götürdü. Alışveriş merkezinin girişinde sıkıştırılan Albayram, uzun süre direndi. Sürekli etrafına bakınan Albayram, elinde tuttuğu ekmek bıçak ile Salma'nın boğazını kesti. Bu sırada can havliyle silkelenen Salma, Albayram'ın elinden kurtuldu.

"UYUŞTURUCUNUN ETKİSİ ALTINDAYDIM"
Polis tarafından etkisiz hale getirilen Albayram, emniyete götürüldü. Lütfü Salma da hastaneye kaldırıldı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Kamil Tarık Albayram, ifadesinde, "Uyuşturucunun etkisi altındaydım. Ne yaptığımı bilmiyordum. Öldürme kastım yoktu, öldürmek isteseydim, öldürürdüm" dedi. Albayram 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar verme', 'silahla yağma', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'tehdit' suçlarından tutuklandı.
Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında dava açılan Kamil Tarık Albayram, duruşmaya tutuklu bulunduğu Alanya Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla katılırken, şikayetçi Lütfü Salma, sanık avukatı ve yakınları salonda hazır bulundu. Sanık Albayram, iş yerinde yaklaşık 1 ay önce çalışmaya başladığını belirterek, "Ben uyuşturucu bağımlısıydım. 10 yıldır uyuşturucu kullanıyordum. Son zamanlarda psikolojik sorunlar yaşıyordum. Ailem beni doktora götürmek istedi, gitmedim. Manavgat'a hem uyuşturucu bağımlılığımdan kurtulmak hem de aileme maddi destek olmak amacıyla geldim" dedi.

'3 GÜNDÜR UYUMUYORDUM'
Olaydan önce iş yerinde tartışma yaşandığını iddia eden Albayram, "Benim sigortamı yapmadılar. İşten ayrılmak istedim bana sinkaflı sözler söylediler. Orada tartıştık, insanlar üzerime gelmeye başladı. Kendi canımı kurtarmak için rehin aldım" dedi. Mahkeme başkanının "Olay nasıl oldu" sorusu üzerine Albayram, "500 liraya esrar ve metamfetamin aldım. 3 gündür uyumuyordum. Bu maddenin etkisiyle bıçağı Lütfü Salma'nın boğazına dayadım. Sağlık görevlileri ve polisler de beni ikna edemedi. Polisleri de beni öldürmeye gelen insanlar olarak gördüm. Çok pişmanım, müştekiden özür diliyorum" dedi.

'NASIL DAYANDIĞIMI BİLMİYORUM'
Şikayetçi Lütfü Salma ise sanığın iş yerinde olaydan 15 gün önce çalışmaya başladığını belirterek, şöyle konuştu:
"Dışarı servis götürmüştüm. İçeri geldiğimde elinde 2 bıçak vardı. 'Ne yapıyorsun?' diye sordum. 'Benim düşmanlarım var, Sefa (iş yeri sahibi) beni sattı' dedi. Benden bıçak zoruyla para istedi. Cüzdanımı çıkardım, 300-400 lira vardı verdim. Sonra beni rehin aldı. Bıçaklardan birini boğazıma, diğerine belime dayadı. 'Beni bırak' diye yalvardım, bana 'Seni bırakırsam, beni öldürecekler' dedi. Bıçağın birini attı, sonra beni boğazıma bıçak dayalı olduğu halde alışveriş merkezine kadar götürdü. 'Seni öldüreceğim' diyordu. 5 saat boyunca beni rehin tuttu. Nasıl dayandığımı bilmiyorum."

Sanık avukatının görüntülerde yere düştüklerinin görüldüğünü söylemesi üzerine Lütfü Salma, "Ben ona saatlerce yalvardım. Beni bırakmadı. Saatlerce ayakta duracak halim yoktu ki. Ben yere düşünce kaldırıp boğazıma bıçak dayıyordu. Beni boğazıma bıçak dayamış halde saatlerce tuttu. Boğazımdan yaraladı. Şikayetçiyim" dedi.

İş yeri sahibi Sefa Gökü de olayın olduğu gün saat 02.00'de eve gittiğini, saat 05.00 sıralarında gelen telefonla iş yerine geldiğini, sanığı Lütfü Salma'nın boğazına bıçak dayamış halde gördüğünü hem kendisinin hem polislerin ve sağlık görevlilerinin hem de diğer çalışanların sakinleştirme çabalarının sonuçsuz kaldığını anlattı. Sanığın Lütfü Salma'yı boğazına bıçak dayalı şekilde alışveriş merkezine kadar götürdüğünü anlatan Sefa Gökü, "Sanık orada bana da sinkaflı cümleler kullandı" dedi.

Sanık avukatı Ömer Faruk Fesligil ise müvekkilinin bu davranışını uyuşturucu etkisi altında yaptığını belirterek, tahliye talebinin olmadığını, ancak müvekkilinin ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk edilerek gerekirse yatarak tedavi edilmesini istediğini belirtti.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk edilerek akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor alınmasına karar verip duruşmayı erteledi.