Halime ERDOĞAN/ GÜNDEME BAKIŞ Menemen Belediye Başkanı iken yolsuzluk ve irtikap suçlamasıyla tutuklanarak, İçişleri Bakanlığınca görevden el çektirilen Serdar Aksoy’un duruşması, Karşıyaka 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.  24 sanığın yargılandığı duruşmaya, tutuklu eski Başkan Serdar Aksoy, Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

BİR SAAT İFADE VERDİ

10 sanığın ifadeleri tek tek alındı en sona Menemen eski Belediye Başkanı Aksoy yaklaşık bir saat boyunca ifade verdi. ilk duruşmada sanık avukatları müvekillerinin beraatini istedi. Mahkeme Aksoy ve diğer sanıkların adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. 

KAYITLARIN OLMADIĞINI TESPİT ETTİK

Aksoy ifadesinde şunları söyledi:

“31 Mart seçimleri sonrasında, nasıl bir belediye devraldığımı tespit etmek için, Pof. Dr. Duran Bülbül rapor hazırlayıp sunması için görevlendirdim. Tüm birim amirleri çalıştı ve bana rapor sundu. Belediyede sorunlar olduğu tutanakla tespit edildi. 10 günde 240 adet suç duyurusunda bulundum Menemen Belediyesi’yle ilgili. Bu suç duyuruları genel olarak taşınır ve  taşınmaz mallarla ilgiliydi. Bu raporlardan şöyle bir sonuç da çıktı, bizim sağlıklı bir envanterimizin olmadığı tespit edildi. Aynen Nagihan Hanım’ın söylediği gibi… Olan taşınır taşınmazların fiilen olmadığını, fiilen olanların da kaydının olmadığını tespit ettik. Benim envanter sistemimin böyle olması mantıksızdı, demirbaşların kime zimmetli olduğu belli değildi bununla ilgili çalışmalarımızı yaptık ve biz de barkod sistemine karar verdik ve geçtik”

HAKİMDEN UYARI SEN DE RAHAT EDERSİN BİZ DE!

Duruşmanın Hakimi, Aksoy’u ”Barkod sistemi buranın konusu değil, Şu anda, burada siyaset yapmıyorsun davamızda sana tebliğ edilen iddianamedeki suçlamalarla ilgili savunmanı yaparsan, sen de rahat edersin, biz de rahat ederiz” diye uyardı.

AYRIŞTIRMA İŞLEMİ YAPILDI

Hakimin uyarısının ardından sözlerine devam eden Aksoy, “Hurda olayına geldiğimizde, biz göreve geldiğimizde envanterlerin sağlıklı olmadığını söylemiştim. 2020 yılı Şubat Ayında biz barkod sistemine geçiyoruz dedim. Bundan sonra elimizde ne olduğunu bilelim, bunları sayalım. Büyük şantiyemiz var, bu şantiye bize ait değil. Bunu biz taşıyacaktık. Envanterde sıkıntı vardı ve ben mallarımızı öğrenmek istiyordum. Kendimize ait olmayan şantiyede ayrıştırma işlemi yapılarak, kendi arazimize taşınmasını istedim. Bununla ilgili ayrıştırma işlemi yapıldı, o sırada olay vuku buluyor. Bu olay vuku bulduğunda ben de Cumhurbaşkanımız, Devletin en üst kademesindeki kişi Menemen’e geliyor. Kuzey Ege Otoyolu’nun açılışını yapmaya geliyor. Ben de Cumhurbaşkanımızı karşılamaya gidiyorum. Ben tamamıyla ona odaklanmış vaziyetteydim. Mart-Nisan ayında bu iş sosyal medyada, orada burada yankılanınca, ben de bu iş nedir ne değildir diye bürokratlarıma sordum. Envanterimizle ve bu olayla ilgili ben 4-5 kişiyle 4-5 kez toplantı yaptım. Nagihan Hanım, Kenan Bey; Murat Bey vardı. Nagihan Hanım taşınır mallarımızın tam olduğunu iddia ediyordu, Murat Bey de eksikler olduğunu iddia ediyordu”

BENİM TALİMATIM OLMADI

“Hurdaların satışıyla ilgili kesinlikle benim herhangi bir talimatım olmadı. Belediyenin, kamunun malını tespit etmek için sayıma geçen bir belediye başkanı böyle bir şeyi nasıl yapar, olmaz ki… Şantiyeden seni arayan oldu mu, whatsaaptan arayan oldun mu? Büyükşehir Belediyesinden geliyor buraya diyen oldu mu? Hatırlamıyorum, Sayın Başkanım. Ben suç tarihinde Cumhurbaşkanımızın ilçemize gelmesinin hazırlıklarıyla ilgileniyordum. Öyle bir görüşme yaptığımı hatırlamıyorum.  Mehmet Çakmak’ı görevlendirmesi için, ben özel kalem müdürüme söyledim. Çakmak’ı görevlendiren bizzat benim”

SORUMLULARI BELİRLEYİN DEDİM

Hukuki açıdan Ayşe Hanım’ı görevlendirdim, inceleme yapması için… Çakmak’ı da idari birimlerde inceleme yapması için görevlendirdim. Daha sonra Mehmet Çakmak Bey raporu bitirdiğini söyledi. Mehmet Çakmak’a, ‘Ne olursa olsun, sonuna kadar git’ dedim. Özel kalem müdürüm geldi, Mehmet Çakmak geldi, bunu verdi dedi, raporu, ben de tamam dedim. Sanki Mehmet Çakmak’ın hazırladığı raporda bir şeyler silindi gibi algı yaratılıyor. Ben 2 büyük şirkette çalıştım, bir şeyi silemezsiniz, silseniz de bu daha büyük sıkıntılara sebep olur. Sanki bu rapor silindi, yok öyle bir şey. Rapor silinse izi kalır. Bu süreçte Ayşe Hanım da raporunu hazırlamıştı. Çakmak, raporu alıp Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ne götürmüş. Ayşe Hanımla olan görüşmelerimizde, kendisi burada kamu zararı olduğunu söyledi. Ben de bunun üzerine Mustafa ve diğer arkadaşlarımla görüştüm, kamu zararını kapatma talimatını  ben verdim. ‘Kamu zararını kapatın’ dedim. ‘Buradaki şantiye alanına kimler girdi? Onları tespit edin, sorumluyu belirleyin, dedim.

KAYITLARIN SİLİNMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Mehmet Çakmak’a kayıtların silinmesiyle ilgili bir talimat vermedim. kayıtların silinmesi de mümkün değildir, sisteme girdi. Mehmet Emin Ergin benim seçimlerden çok önce tanıdığım, dükkan alışverişinde bulunduğum ve kısmen parasını aldığım bir kişidir" dedi. Hakimin, "Buna para havalesi yapılmış ama senin adına değil, başkaları adına yapılmış" sorusu üzerine konuşan Aksoy, "Ben seçimleri aldıktan sonra çok yoğun bir süreç geçirdim. Belediyeyi ayağa kaldırmaya çalıştım. Bu süreçte Mustafa İlhan dışında kimseyle ticaretim yoktur. Benim ticaret yaptığım dönemde Mustafa’dan alacağım vardı, bu sebeple benim adıma ödeme yapması için Mustafa’ya söyledim. Mustafa ödemeyi yapıp, bana olan borcundan düşüyordu. Murat Kurşun benim şoförümdür. Mehmet Çakmak’la Mehmet Cin arasında sürekli sürtüşme vardı. Menemen Belediyesince düzenlendiği iddia edilen belgenin altındaki imza bana ait değildir. Eşimin kredi kartı ödemesi vardı, hesabımda para olmadığı için Mustafa İlhan’dan rica ettim. Ben aracımı genelde belediyenin altındaki parkta tutarım, zaman zaman herkes aracımı kullanır, ihtiyacı olan kullanır”

KİM NE DEDİ?

Tutuklu sanık Gamze Yıldız, mahkemede verdiği ifade şunları söyledi:

“Mali şubede ve Menemen savcılığında verdiğim ifadem geçerlidir. Sezai ile zaman zaman beraber çalışıyoruz, ancak ortak değiliz resmî olarak. Oğuzhan Yar bu işleri bulmuş, belediyenin işi olduğunu söylemiş, buna istinaden gittik görüştük. Bornova bir restoranda Oğuzhan Yar, Sezai kurt, Tarkan Çalık, Gökhan Uzun’la görüştük. Belediye hurdalarının satılacağını söylediler, tamam dedik sonra Teoman beyle tanıştırdılar bizi, biz de alıcı olabileceğimizi söyledik. Tarkan Bey Teoman Beyle tanıştırdı. Hurdaları bize doğrudan 1 TL’den ihale yapmaksızın satılabileceğini söylediler. Benim tek hatam devlet kurumundan ilk defa mal aldığım için ihale olması gerektiğini bilmiyordum. Bana doğrudan satış yapılacağını ve Serdar Aksoy’un bilgisi olduğunu söylediler. Yanımızda başkanım diye hitap ettikleri biriyle konuştular, benim tek hatam sözleşme yapmamak oldu. Yetki belgesi istedim, Aksoy’un bana yetki vermesini istediler. Bana el yazısıyla belge getirdiler kabul etmedim sonra antetli kağıtta getirdiler. Bunu Gazi kurşun’dan şantiyede istedim, belgeyi almadan işe başlamayacağımı söyledim. Belgeyi Orhan bey’den aldım. Ben şantiyeye Gazi kurşun’un şoförüyle gittim”

Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılan sanık Fikri Babur ise şunları kaydetti:

“Neredeyse iç Anadolu Dan buraya kadar ben hurda alışverişi yapıyorum. İnsanlar beni arar nereye hurda verelim diye sorar ben de tavsiye ederim ben hurdaları görmem, bana hurdayı alan komisyon verir. Ton başına 10-15 kuruş. Sadece beni ilgilendiren tarafı hurdanın hangi vasıfta olduğuyla ilgilenirim. Sezai beni aradı, bana ekstra yani orta düzeyde hurda dedi. Kendisini yaklaşık 10 yıldır tanırım. Kendisiyle birçok kez çalıştık. Malzemeyi bereden aldığına dair bilgi vermedi. Caner Polat’ı aradım ve elimde böyle bir malzeme olduğunu söyledim. Standart piyasa rakamları üzerinden anlaştık. Piyasada bana güven var, ben şuraya gidin dökün derim, para şoföre verilir. Mal kiminse şoförü o gönderir. Benim komisyonumu da satın alan kişiden uğrayarak elden alırım. Hurdaların belediyeye teslim olduğunu bilmiyordum. Haftada 30 tır mal alıyorum. Bunu cep telefonumdan çıkartabilirim, malzemeleri kimden aldığım kaç para aldığım kime verdiğim mevcuttur. Sezai beni alıcı bul dedi. Ben de Caner’e yönlendirdim. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ediyorum. Araba 20 tonsa 300 lira arabadan para alırım. 30 tonda 450 TL alıyorum. Bu hurdalarla ilgili olarak Gamze Yıldız’la görüşmedim sadece Fedai Kurt ile görüştüm. Belediye şantiye alanlarına gitmedim. Ankara, İstanbul firmalarının da yetkilisiyim, açılacak ihalelerde beni ararlar kime satabiliriz diye sorarlar. Makine kimya her malı kendi sahasına çekmiyor, yerinde satışlar da var” 

OLAYIN GEÇMİŞİ
Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy hakkında partisine gelen şikayetler üzerine soruşturma başlatılmış, İzmir'e gönderilen 3 milletvekili, Aksoy hakkında rapor hazırlamıştı. CHP Merkez Yönetim Kurulu, 16 Kasım'da Aksoy'u oy birliğiyle "kesin ihraç" istemiyle "tedbirli" olarak Yüksek Disiplin Kuruluna sevk etmişti. Aksoy ise 18 Kasım'da partisinden istifa ettiğini, görevine devam edeceğini duyurmuştu. Menemen Cumhuriyet Başsavcılığınca, "zimmet, irtikap, görevi kötüye kullanma ve evrakta sahtecilik" iddialarıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilen 29 şüpheliden Belediye Başkanı Serdar Aksoy'un da aralarında bulunduğu 27 zanlı, 20 Kasım'da gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 27 zanlıdan 4'ü serbest bırakılmış, diğer 23'ü ise Menemen Adliyesine sevk edilmişti. Aksoy, belediyeye yönelik yürütülen "zimmet ve irtikap" iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.