Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - ETİK Başkanı Mehmet İşler Ramazan Bayramı’nda otellerin kapalı olacağını açıkladı. Bayramda sokağa çıkma yasağı olacağı öngörüsünde olduklarını belirten İşler, “Dünyada genelinde Pandemi süreci nereye evirilecek bilemiyoruz. İnsan bir hafta sonrasını planlayamıyor. Böyle zor bir konjonktürden geçiyoruz. Dünyanın aynı anda yaşadığı bir krizle karşı karşıyayız. Bu yüzden bu süreçte tesislerin çoğu Ramazan Bayramını yakalayamayacak. Zaten hükümetin de bulaş olayının olabildiğince seyrelmesi amacıyla bayramda sokağa çıkma yasağı uygulayacağını düşünüyoruz. Şeker Bayramı hem devletin alacağı kararlar doğrultusunda sokağa çıkma yasağı kapsamında geçeceği için hem de şu andaki seyir vaka ve ölüm sayımızda düşüş olsa bile bayrama kadar sıfırlanmayacağını gösteriyor. Bunlardan dolayı bayramda turistik işletme ve otellerimizi bayramda açmayacağız” dedi.

“15 HAZİRAN İTİBARİYLE OTELLER AÇILMAYA BAŞLAYACAK”
Küçük otellerin 15-30 Haziran tarihleri arasında açılmaya başlayacağını ifade eden İşler, “Bayramdan sonra 15-30 Haziran arasında bazı tesisler açılacak. Bunlar daha çok Ege Bölgesi’nde yer alan küçük tesisler olacak. Alaçatı, Çeşme, Seferihisar, Ayvalık, Kuşadası, Marmaris Selimiye, Bozgun gibi yerlerdeki tesisler olacak. Tabi ki bu süreçte büyük tesislerden de çok olmasa dahi açanlar olacak. Fakat bu tesislerde Haziran ayında personel sayısı gelen müşteri sayısından daha fazla olacak. 1 Temmuz’dan itibaren sektörde bir hareketlilik bekliyoruz. Bu hareketlilik otellerin yüzde 50-70 doluluğunu getirecek. Yine yüzde yüz bir doluluk olmayacak. Şu andaki duruma göre Ağustos ve Eylül ayları için biraz yabancı turist bekleniyor. Tabi bu da pandemiye bağlı. 15-30 Haziran dönemi bir geçiş ve hazırlık dönemi olacak” dedi.

“AMAÇ DEVLETE YÜK OLMAMAK, İSTİHDAMA KATKI KOYMAK”
Otellerin Pandemi sürecinde kar yapmaktan çok devlete yük olmamayı hedeflediğini vurgulayan ETİK Başkanı Mehmet İşler, “Açar açmaz zaten kar yapılamaz. Temmuz, Ağustos, Eylül için satış yapılarak iş dengelenebilir. Yani para kazanmaktan ziyade işletmecilerimiz cebinden para çıkmadan bu ayları geçirebilecek. Çünkü bu fiyatlarla para kazanmak mümkün değil. Sadece bazı sabit giderlerini, personel giderlerini, elektriğini, suyunu ödeyip, devlete de yük olmadan bu 3-4 ay gemilerini yüzdürmeleri lazım. Amaçları kimseye yük olmamak. Açılmalarının istihdama da katkısı olacak. Bu sebeplerden dolayı otelcilerin bir kısmı açmayı düşünüyor. Buna ilaveten büyük bir kısmı da hiç açmamayı düşünüyor. Bu durum biraz da devletin vereceği açan ve açmayan otellerle ilgili olarak teşvik ve desteklerle de alakası, bağlantısı olacak. Süreç çok hızlı geçiyor. 1 hafta 10 gün sonramızı bile göremezsek yeni normalleşme dediğimiz sürece girerken diğer sektörlerin nasıl bir evirilmeye girerek çalışacaklarını gözlemleyeceğiz. Pandemi krizinin ülkemizde vaka sayısının azalmasına bakılacak. Bunlar yeni normalleşmede azalarak gidiyorsa, vaka sayısında düşüş devam ediyorsa, vatandaş tatile gitme arzusunda olacak. Biz şimdiden bir takım çalışmaları yapamazsak, vatandaş gelmek istediğinde tesisler hazır olmayacağı için vatandaş kabul edilemez. Bu yüzden bizler hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında hiç olmazsa devlete yük olmadan, istihdama da destek olsun diye, gelecek olan misafirlerle ve Temmuz’dan sonra da yabancılarla az az da olsa otellerimizi yüzde 50 oranında doldurabilirsek ne ala. Yüzde 50’nin üzerine çıkabileceğimizi zannetmiyoruz. Para kazanmayacağız. Sadece devletin yükünü hafifletmek, çalışanlara destek olma amacıyla yapılan bir durum” dedi.

“HAVUZ VE DENİZDEN VİRÜS BULAŞMAZ, SOSYAL MESAFE İHLALİNDEN BULAŞIR”
Koronavirüsün havuz ve deniz suyunda yaşamadığına dikkat çeken İşler, sosyal mesafe kuralının önemine değindi. İşler, sosyal mesafenin ihlalinin denizde de, sokakta da, plajda da aynı riski taşıdığını vurgulayarak, “Kovid-19 virüsü solunum yoluyla bulaş sağlayan bir hastalık. Sudan, yiyecekten geçmiyor. Bir şey yediğiniz zaman bulaş yok, sadece solunum yoluyla geçerek akciğerlere yerleşen bir hastalık. Havuzun içinde klor var, denizin içinde de sodyum klorür var. Havuz ve denizde zaten açık havadasınız. Fakat havuz, denizin, plajın içindeki sosyal mesafeyi iyi ayarlamazsanız tıpkı sokakta yürürken karşılaştığınız risk buralarda da olur. Dışarı, alışverişe çıktığınız zaman nasıl sosyal mesafeyi korumazsanız bulaş riskiniz varsa, buralarda da o riskiniz var. Bu sabah Sayın Bakanımızın açıklamış olduğu hijyen kurallarına uyarsak, gerekli tedbirleri alırsak riski de bertaraf etmiş oluruz. Dolayısıyla burada denize ya da havuza girmekten değil ama bunlardan çıktığınız zaman kıyıda sosyal mesafeye dikkat edilmezse orada bir bulaş riski olur. Bu risk de sadece otellerde değil, çarşıda, alışverişte, araca binerken, işe giderken de alabileceğiniz bulaş riskinden daha az olacaktır. Çünkü otellerimiz Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Ziya Selçuk’un açıkladığı tedbir ve önlemleri yerine getirerek hijyen sertifikalarını alacaklar. Otellerimiz en yüksek hijyeni tedarik edecekler. Otellerimiz zaten bu konuda çok iyiydi. Bu sertifikayı aldığında çok daha iyi olacak. Burada önemli olan otellerin dışındaki alanlarda yerel yönetimlere ait olan yerlerde gerekli tedbirlerin alınması çok büyük önem arz ediyor” dedi.