Etkinlik kapsamında açılan sergide 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi gecesi korkusuzca işlerini yapan foto muhabirlerinin çektikleri ve tarihe not düşen karelerden oluşan 'Fotoğraflarla 15 Temmuz Darbe Girişimi Sergisi' gezildi.

Kısa film gösterimi sunumunun ardından, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) üyeleri tarafından gerçekleştirilen ve 248 kişinin şehit olduğu hain darbe girişimi sırasında Türkiye'nin büyük bir felaketin eşiğinden döndüğünü dile getiren Basın Yayın ve Enformasyon İzmir İl Müdürü Mehmet Kahraman Akseki, özellikle bir ay boyunca ülkenin dört bir yanında tutulan demokrasi nöbetlerinin ardından 7 Ağustos 2016'da İstanbul Yenikapı'da düzenlenen tarihi miting ile milli dayanışma ruhunun zirveye çıktığını söyledi. Toplumun her kesiminden yaklaşık 4 milyon kişinin katılımıyla düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanından Başbakana ve sanatçılara uzanan geniş bir katılımla milli birlik ve beraberlik açısından tarihte az rastlanır bir dayanışmanın sağlandığını dile getiren Akseki, "Genel müdürlüğümüzce dünyanın çeşitli bölgelerinden davet edilen 339 yabancı gazetecinin ağır saldırılara maruz kalmış kamu kurumlarında incelemeler yapmaları ve şehit yakınları ile gazilerle görüştürülmesi sağlandı. Bakanlarla biraraya gelerek o geceyi yaşayan kahramanlarla görüşüldü. Programlar çerçevesinde ülkemizde ağırlanan heyetlerin ülkelerine döndükten sonra yayınladıkları haberlerin derleme çalışması yapılmış ve bu çalışma 7 ciltlik kitap haline getirilmiştir. Uluslararası kamuoyundaki söz konusu darbe girişimi hakkındaki yanlış algı düzeltilmiştir" dedi.

'YAŞANANLAR İKİ GÜNLÜK HADİSE DEĞİLDİ'
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise konuşmasında 15 Temmuz 2016 gecesi askeri yapılar ve devlet içinde konuşlanmış FETÖ mensubu bir grubun kendi halkına silah doğrulttuğunu hatırlatarak şunları ifade etti:

"Milletin üzerine bombalar yağdırdılar. O gece Türk milleti yekvücut olarak özgürlüğüne, iradesine sahip çıktı. O gece milletimiz Malazgirt'te, Çanakkale'de, Milli Mücadele'de olduğu gibi aynı ruhla Anadolu topraklarının işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha haykırdı. Türkiye, 15 Temmuz 2016 günü yakın tarihinin en kanlı, en vahşi, en acımasız en kalleş gecesine tanıklık etti. O gece yaşananlar, 15 Temmuz'da başlayan 16 Temmuz'da sona eren iki günlük bir hadise değildi. Türk milleti, tarih boyunca varlığını büyük bedeller ödeyerek sürdürmüştür. Anadolu bu milletin kalbi, ta kendisidir. Bu necip millet 'Vatanın değeri uğrunda ödenen bedellerle ölçülür' diyerek Malazgirt'ten bu yana şanlı tarihinden aldığı güç ile 1000 yıldır bu topraklarda varolma savaşı vermektedir. Ruh köklerini, kefenini giyip atını düşmanın üzerine süren Alparslan'dan, çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmet'ten, 'Ya istiklal ya ölüm' diyen Gazi Mustafa Kemal'den alan bu millet, o gece hep birden şaha kalkmış, tarih yapan ve tarih yazan bir milletin torunları olarak yeni bir tarih yazmıştır."

'TÜRK DEMOKRASİSİ OLGUNLAŞTI'
Türkiye'nin 2 yıl önce gerçekleşen kanlı darbe girişimiyle işgal edilmek istendiğini söyleyen Prof. Dr. Budak, emperyalistler ve küresel güçlerin 15 Temmuz gecesi işgale kalkıştığını belirtti. FETÖ/PYD'nin din kisvesi altında Türk halkını ve devletini suiistimal ettiğini dile getiren Budak, "40 yıldır ilmek ilmek ördükleri ihanet ağını Türkiye'nin başına dolamak istediler. Fakat bilmiyorlardı ki asırlardır Anadolu çok ihanet görmüştü ve hepsini tarihe gömmüştü. 15 Temmuz gecesi gizli gündemlerini uygulamaya koyanlar hesapların üzerinde bir hesap olduğunu unutmuşlardı. Türk demokrasisi artık olgunlaşmıştı. O uzun ve karanlık gecede milletimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde tek yürek oldu. Cumhurun başının yaptığı çağrı üzerine vatanını seven herkes meydanlara akın etti. Milyonlar sokakları, caddeleri, köprüleri doldurarak milli iradeye, demokrasiye sahip çıktı. O gece, Türkiye tüm farklılıklarını, tüm renklerini, tüm meşreplerini geride bıraktı. Milletimiz, darbe girişiminin en şiddetli saatlerinde dua ve salalarla ayağa kaktı. O gece Türk milleti devletiyle bir bütün olarak canını hiçe sayarak şehadete yürüdü. Ve 15 Temmuz Türkiye'nin ve dünyanın kaderini değiştiren bir dönüm noktası oldu" diye konuştu.

Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, Anadolu halkının 15 Temmuz müdafaasının dünyada eşi benzeri olmayan erdem, cesaret ve fedakârlıkla kazanılmış bir zafer olduğunu belirterek, mücadelenin kazananının sadece Türkiye değil, tüm mazlum ve mağdur durumda olan coğrafyalar olduğunu ifade etti.

PANELDE ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ HATIRLATILDI
Moderatörlüğünü EÜ Atatürk İlke ve İnkılapları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Mert'in yaptığı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü paneline, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça ve EÜ Türk Dünyası Enstitüsü Müdür Vekili Prof. Dr. Nadim Macit konuşmacı olarak katıldı. Panelde tarihten örnekler vererek konuşan Prof. Dr. Hasan Mert, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bir konuşmasında söylediği 'En hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır' sözünü hatırlatarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin çağdaşlaşma, ilerleme ve kalkınma olduğunu belirtti. Bu sözden ilham alarak panel düzenlediklerini ifade eden Dr. Mert, "Atatürk öğretmenlere ise 'Ben sizlerden vicdanı hür, aklı hür nesiller isterim' diyordu. Bu sözün açılımı da kendi aklını başkasının iradesine kiraya vermeyen nesiller istemesidir. Yakın tarihte bu uyarıları fark edemeyen insanlar, kendisine hoca yaftası yapıştırmış kişilere iradelerini kiraya verdiler. 15 Temmuz bunun kanlı bir örneği iken dün yapılan operasyon da başka bir örneğidir" diye konuştu.

Konuşmacılara plaket takdim edilmesinin ardından etkinlik sonunda EÜ Edebiyat Fakültesi önünde 15 Temmuz şehitleri hayrına lokma ikram edildi.