Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- Bilbao, Jeju ve Buenos Aires'in ardından dördüncüsüne İzmir'in ev sahipliğini yapmaya hak kazandığı Dünya Belediyeler Birliği (UCLG) Kültür Zirvesi başladı.

9-11 Eylül tarihleri arasında, ‘Kültür: Geleceğimizi Kurarken’ temasıyla düzenlenen zirvede 65 ülkeden kültür üreticileri çevrimiçi olarak buluşuyor. Zirve’de 346’sı çevrim içi olmak üzere toplam 864 konuşmacı ve katılımcı yer aldı.

Kültürpark 4. Hol’de düzenlenen zirvenin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve UCLG Eş-Başkanı Uğur İbrahim Altay, milletvekilleri, siyasi partilerin il başkanları, belediye başkanları STK’lar ve oda başkanları katıldı.

Öte yandan zirveye İsveç, Hindistan, İspanya, Fransa, Portekiz, Çin, Amerika, Meksika, İngiltere, Ürdün, Filipinler, Güney Kore, Kolombiya, Endonezya, Filistin Ulusal Yönetimi, Lüksemburg, Almanya, Fransa, Arjantin, KKTC, gibi ülkelerin ulusal ve yerel yöneticileri, akademisyenleri ve bilim insanları katıldı. 

KÜLTÜRSÜZ KENTLEŞME OLMAYACAKTIR
Kültürün geleceğimizi inşa eden unsur olduğunu dile getiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, “Kültür bir binayı bir arada tutan şey. Kültür bütün her şeyi bir arada kılan şey. Hayatın yapı taşı. Sadece sanat değil bilim spor siyaset kültürün omuzlarında yükselmektedir. Kültürü sadece sanatla kısıtlamak gelişimin önüne geçmektir. Sanatın da gelişiminin önüne geçmektir. Kültürde eksik ilerleme egositik ve maskulen zihinleri beslenmektedir. Kültür olmaksızın bilim olmaz. Burada anatomik bir bağ koymaktadır. Kültür olmadan ekonomi olmaz. Eğer olursa yıkım ve savaş meydana gelecektir. Kültürsüz kentleşme olmayacaktır. Afetler taşkınlar meydana gelecektir. Bu nedenle geleceğimizi kültürü tanımlamadan ortaya koyamıyoruz. Biz bu noktadan hayata bakıyoruz. Buradaki zirve doğru zamanda meydana geliyor. Bu zirve içinde şehirler kentsel dayanıklılığı ortaya koyacak ve ortak akıl ortaya konacak. İzmir deklarasyonu, yani zirvemizin çıktısı da aynı zamanda evrenimizi şekillendirecektir” diye konuştu. 

KÜLTÜRÜN TOHUMLARINI İZMİR’DEN DÜNYAYA YAYALIM İSTİYORUZ
İzmir’de 4,5 milyon kişi yaşadığını 8 bin 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Soyer, “Yıllardır İzmir’deki tüccarlar ipek yoluyla Avrupa’ya ve diğer ülkelere ürünlerini sunmakta. Dünyanın ilk şehirleri burada kurulmuş. Tarım tiyatro mimari ve müzik hepsi Anadolu’da ortaya konulmuştur. Pek çok ekonomik inovasyon, ticaret hepsi bu muhteşem yarımadada karşımıza çıkmakta. Binlerce yıldır bu kültür bir tohum gibi ilerlemiştir ve bu kök İzmir’den açılmıştır. Bu kültürün ortaya konması ve Anadolu bu akış aynı zamanda Akdeniz’de kendine yer bulmaktadır. Buradaki kültür kendini var etmiştir. Dünyadaki evrensel kavramlar demokrasi buradan çıkmıştır. Denizle birlikte bu kıtada etrafına hayat vermektedir. Anadolu batı medeniyetinin temeli İzmir’den beslenmiştir. İzmir Akdeniz’i beslemiştir. Yüzyıllar içinde kültür akışı bu mavi kıtada gelişmiştir. Bu mavi kıtadaki kültür sınırlarını aşmıştır ve insanların değerlerini tanımlamıştır. İzmir’deki kültür zirvesi anlamlıdır. Bu toplantıda kültürün tohumlarını İzmir’de atalım bütün dünyaya yayalım istiyoruz” ifadelerinde bulundu. Doğayla, geçmişle, birbirimizle ve değişimle olan uyumun önemli olduğunu belirten Soyer, “İzmir’de geçmişimizle uyumlu olmanın hayalini kuruyoruz. Geleceğin kültürünü bizden önceki kültürü koymadan değerlendiremeyiz” dedi. 

‘GELECEĞİMİZİ KURUYOR’
Zirvenin açılış konuşmasını yapan UCLG Genel Sekreteri Emilia Saiz, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Tüm katılımcılara hoş geldiniz demekten onur duyuyorum. Kültür bizim için son derece önemli. Kültür geleceğimizi kuruyor. Kültürü tüm politikalarımıza entegre ediyoruz, zorluklara karşı çözümlerimizi böyle ortaya koyuyoruz. Kültürün geçmiş ve gelecek arasında köprü olmasını istiyoruz. Kültürle birlikte bir araya gelmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerini takip etmemiz gerekiyor. Bizi bu güzel şehirde ağırladığınız için Tunç Soyer’e çok teşekkür ederim” dedi. 

KÜLTÜR HAYATI YAŞANABİLİR KILAN ŞEYLERDEN BİRİDİR”
9 Eylül kutlamalarının kendisini çok etkilediğini ifade eden Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Bu sabah dışarıda kutlamalar vardı hayatımda gördüğüm en büyük bayrak taşındı. İzmir halkının kurtuluş gününü kutluyorum” dedi. Yerel hükümetin önemine değinen Louisa Vinton, “Gelişim alanında çalışıyorum. Belediye başkanlarıyla çalışmış biri olarak alınan kararın öneminin farkındayız. Toplumla birlikte karar alınmalı. Öte yandan Türkiye Belediyeler Birliği’nin de çalışmalarının farkındayız. Birlikte çalışıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma hedefi var ve kimseyi arkada bırakmıyoruz. Kültür her şeyde var olmalıdır kimseyi arkada bırakmadan ilerlemek son derece önemli. Kültür yeterince takdir edilmiyor. Kültür ihmal edilen bir şeydi ancak sürdürülebilir kalkınmayla kültür birbirine yakınlaştı. Kültür hayatı yaşanabilir kılan şeylerden biridir” dedi.  

“KÜLTÜRÜN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜNÜ ÖN PLANDA TUTUYORUZ”
İzmir’in kurtuluşunun yıl dönümünde İzmir’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Günümüzde dünyanın nüfusundan yarısından fazlasını kentlerde yaşadığını hepimiz biliyoruz. Şehirlerimizi çağın gereklerine uygun planlama vakti geldi. Sanayileşme değil, yaratıcı sektörlerin önemi ortaya çıkıyor. İki yıl önce ifade ettiğimiz sıfatlar vardı. Adil, yeşil ve yaratıcı olması İstanbul’un hedefi olacak demiştik. İstanbul’un en fazla beslendiğimiz karakteri tarihsel birikim ve kültürel çeşitliği oldu. Kent mirasına sahip çıkarken, yeni kültür alanları oluşturmaya devam ediyoruz. İstanbul’u sevmemiz bu bilinci yaratabilmemiz güçlü bir yerel politika yaratarak oluşturulabilir. Kültürün birleştirici ve iyileştirici gücünü ön planda tutuyoruz” diye konuştu.  

ÜLKEMİZDE KÜLTÜR ENDÜSTRİLERİNİN YARATTIĞI CİRO YÜZDE 100’ÜN ÜZERİNDE 
Kültürün sürdürülebilir kalkınmayı destekleyici olduğunu dile getiren Ersoy, “Birleşmiş Milletlere bağlı ekonomik ve sosyal konseyin 2012’de gerçekleştiği bir çalışmanın metninde kültürün sürdürülebilir kalkınmayı yönlendirici ve destekleyici olarak 2 yoldan desteklendiği dikkate alınmalıdır deniyor. Kültürün kalkınma için ciddi bir itici güç olduğu vurgulanıyor. Kültür mirası, kültürel ve yaratıcı endüstriler sürdürülebilir kültürel turizm ve kültürel altyapı gelişmekte olan ülkelerde gelir yaratmada stratejik bir araç olarak hizmet verebilir. Dünyanın durma noktasına geldiği son 2 yıl öncesinde 2009-2018 yılları arasını kapsayan 10 yıllık süreçte kültür endüstrisinin Türkiye ekonomisine katkısını mercek altına alan bir çalışma yaptık bakanlık olarak. Ülkemizde kültür endüstrilerinin yarattığı ciro yüzde 100 ün üzerinde bir değer artışı göstermiştir ki yarattığı katma değerin gayri safi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 2,88 seviyesine yükselmiştir. Bu alandaki istihdam yüzde 4,82 oranında artmıştır” dedi.