Geçen cuma günü meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından kurtarma çalışmaları tüm hızıyla sürerken, yıkılan binaların sebepleri de araştırılıyor. Daha önceki depremlerde olduğu gibi kötü zemin, malzemeden çalan müteahhit, bilinçsiz vatandaş, kolonları kesilmiş binalar ve deniz kumundan yapılan demiri yetersiz bloklar depreme dayanamıyor. Depreme dayanamayan ve dört bloktan üçünün yıkıldığı Barış Sitesi sakinleri, yıllar önce evlerinin sağlam olduklarını düşündükleri için satın aldıklarını söyledi.

GÖLCÜK DEPREMZEDELERİNE TAHSİS EDİLMİŞTİ

99 yılında Gölcük depreminden sağ çıkanlar için Barış Sitesi’nin tahsis edildiğini söyleyen sakinlerden Güler Elçi, “Biz bu apartmanı alırken, 99 yılında Gölcük depreminden çıkarılan kişiler için bu binaların tahsis edildiğini öğrendik. Sonrasında da bu kişilerin de sattığını öğrendik. Biz de, o Gölcük depreminden kurtulan bir kişiden almıştık evimizi. Burayı depremzedeler için tahsis ettiler diye güvenli bir yer sandık. Çok güzel diye aldık. 20 senedir burada oturuyoruz. Böyle olacağını bilseydik almazdık. Sağlam diye aldık” dedi.

APARTMAN GÖREVLİSİNİN EVİ YIKIMI DURDURDU

Yıkılmayan A bloğun altında apartman görevlisinin evi ve apartman yöneticilerinin toplantı odasının bulunduğunu dile getiren Elçi, şöyle konuştu: “Yıkılan C-D bloğunun altı boştu. Yıkılmayan A blokun altında ise site yöneticilerinin toplantı odasıyla, apartman görevlisinin evi vardı. Belki de bu blok ondan yıkılmadı ama içinin yıkık olabileceğini söylüyorlar.” dedi. Bina sakinlerden Emine Şanlı ise, A-C-D bloklarının müteahhitlerinin farklı olduğunu dile getirerek, “Bu ev yapılırken, 3 tane müteahhit değiştirmiş. Sağlam yapılmadığını söylüyorlar.”

BİNALARIN KOLON SAYILARI FARKLI

Ekonomi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu ise, bloklardaki kolon sayılarının birbirinden farklı olduğunu ifade ederek, şu ifadeleri kullandı: “Bu 4 bloktan oluşan Barış Sitesi’nde 3 blok hasar görmüş. Biri yan yatmış, biri yıkılmış. Arkadaki daha düzgün görünüyor. Baktığımız zaman bu yan yatan binanın birinci katının yatay vaziyette durduğunu görüyoruz. Burada bir zemin probleminden çok, binanın sağ tarafında kolonlarında zayıflık söz konusu olabilir. Projesine bakıldığında burada bu hasarı doğuracak bir nokta görebiliriz veya imalat sırasında eksik yapılmış bir kolon, eksik yapılmış bir kiriş veya imal edilmiş bir üretim, uygulama görülebilir. O bakımdan bir bakışta binanın neden bu kadar hasar gördüğünü söylemek mümkün değil. Bir blokta kapıcı dairesinin olduğu söyleniyor diğer blokta ise, kolonların 3,35 metre olduğu, yıkılan binalarda da kapıcı dairesi olmadığı, kolonların 4,5 metre olduğu söyleniyor. Bütün bu farklar bile, bu deprem sırasında bu tip hasarları doğuracak hasarlar olabilir.”

'DEPREM YUMUŞAK KATI VURUR'

Prof. Dr. Kozanoğlu, şöyle devam etti: “Üretim sırasında malzeme doğru olabilir, üretim doğru olabilir. İşçilik yanlış olabilir. Her şey doğru olabilir zemin dikkate alınmamış olabilir. Dolayısıyla hangi kısım zayıfsa deprem gelir o kısmı bulur. Binayı yıkar. Doğru malzeme doğru işçilik ve doğru proje ile yapılmazsa kolon kesilirse altına projede olmadığı halde otopark yapılır, duvarlar kaldırılıp vitrin amaçlı camlar konulursa o katta bir zayıflık doğurmuş olur. O zayıflıkta, depremde bizim yumuşak kat dediğimiz bir olayı meydana getirir. Deprem de bu yumuşak katı vurur.”