Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- İzmir Ticaret eski Başkanı Ekrem Demirtaş ve 22 sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın ardından açılan davanın beşinci duruşması gerçekleşti.  

SAYIŞTAY’DAN EMEKLİ HEYET TARAFINDAN BİLİRKİŞİ RAPORU HAZIRLANACAK

Mahkeme Heyeti, incelenen bilirkişi raporu hakkında Ankara’da Sayıştay’tan emekli bir heyete bilirkişi raporunu incelemesi ve görüşlerinin alınması kararı aldı.  

BİLİRKİŞİ RAPORU HAKKINDA SAVUNMALARI ALINDI  

Davada mahkeme başkanı tarafından davacı ve sanıkların bilirkişi raporu hakkında görüşleri soruldu. Sanıklar bilirkişi raporunda aleyhte olan görüşlere katılmadıklarını belirtti. Davalı İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in Avukatı Aykut Dikencik ise raporda ciddi maddi çelişkilerin olduğunu, yeniden değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.  

DEMİRTAŞ’DAN BİLİRKİŞİ RAPORU SAVUNMASI  

Mahkemede hazır bulunan Demirtaş, raporla ilgili görüşlerini dilekçe halinde heyete sundu.  Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Öncelikle katılan tarafın beyanlarında, Vakıf Üniversitelerinin kamu ihale mevzuatına tabi olmadığım kabul etmiş olması karşısında, önceki savunmalarımızda da belirttiğimiz üzere, iddianamede ileri sürülen iddiaların dayanağı ortadan kalkmıştır. Zira, iddianamenin dayanağı olan ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarında büzün saptamalar, kamu ihale mevzuatı hükümleri esas almayarak katılan tarafça bilirkişi raporunun yanlı düzenlendiğinin ileri sürülmesi ise tamamen bir hukuki talihsizlik olarak değerIendirilmiştir. Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarının değerIendirildiğinden bahisle soyut ve hukuki temeli olmayan böyle bir iddia ileri sürülmesi açıkça hukuka aykırıdır. Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarının bilirkişi kurulu tarafından değerlendirilmesi, bilirkişilik görevinin gereğidir. Bilirkişi kurulunun hazırladığı raporda, iddialara konu her bir eylem yönünden ayrıntılı Olarak yapılan açıklamalar ve soruşturma aşamasında alman bilirkişi raporlarının değerIendirilmesi sonucunda, bu bilirkişi raporlarında varılan sonuçların neden yanlış olduğunun mevzuat çerçevesinde, bir bilirkişi raporunda olması gerektiği şekilde. Hukuki değerIendirmeye girmeden teknik olarak açıklanması nedeniyle rapor hukuka uygundur. Kaldı ki bilirkişi kurulunda yer alan bilirkişilerin uzmanlık alanlarına girmeyen master plan ile şirketlere ilişkin konularda mevzuat çerçevesinde değerIendirme yapılmasıyla yetinilip, ayrıntılı değerIendirmenin, alanında uzman kişilerden alınacak raporlar ile açıklığa kavuşacağının belirtilmesi de isabetli ve hukuka uygun nitelikte olduğunu. Bilirkişi kurulunun konuyu tamamen tarafsız ve çelmik olarak değerIendirdiğini ortaya koymaktadır. 

Kanlan tarafın dilekçesinde yer alan 'İş bu bilirkişi raporu, sanıklar sanki eşiş hakkındaki savunmaları Mahkemeye sunmuş gibi düzenlenmiştir." şeklindeki tespit, ayrı bir hukuki talihsizliktir. Zira. kanlan taraf iddialarının doğrulanmadığı ve savunma makamı olarak savunmalarımızda sunduğumuz hususların doğrulanması nedeniyle bu saptamanın yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu hukuki bir değerIendirme değildir. Kaldı ki esas hakkında savunma yapılacağı aşama geldiğinde, hukuki nitelikte bir esas hakkında savunmanın nasıl yapılacağını da biz savunma yaptığımızda. Bilirkişi raporunun önceki bilirkişi raporlarından ‘kes, kopyala, yapıştır şeklinde yapıldığının ile’ sürülmesine karşılık iddianamenin bölümlerinin kes, kopyala, yapıştır şeklinde dilekçeye aktarılıp, her bir iddianın alana, "Bu nedenle soyut iddialarla tanzim edilen bilirkişi moruna katılmadığımızı beyan ederiz" şeklinde yapılan açıklamaların da hukuki bir değer taşımadığı ve kendi ileri sürdükleri iddia ile olduğu açıktır. 

HÜKÜM AÇIKTIR

Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarında, kafeterya ve restoran kiralama işlemlerinin Yap İşlet Devret şeklinde olduğu kabul edilerek hukuki yapısının dahi doğru tespit edilemediği açıktır. Katılan taraf da aynı hukuki yanılgı üzerinden giderek bu işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasını ileri sürmektedir. Önceki savunmalarımızda da açıkladığımız üzere, bu işlemde, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile idarenin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması yönteminin kullanıldığı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Alım Satım Yönetmeliği hükümleri nazara alındığında, kiralama işlemlerinde bu yöntemin kullanılmasını kısıtlayan bir hüküm bulunmadığı açıktır. Bu kapsamda bakıldığında katılan tarafın dilekçesinde Ve iddianamede atıf yapılan 3996 sayılı Kanun düzenlemelerinin de üniversite ihaleleriyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Bilirkişi kurulunun raporunda da İzmir Ekonomi Üniversitesi Alım Satım Yönetmeliği hükümleri ve teknik değerIendirme yapılarak, kira bedellerine ilişkin yapılan hesabın doğru olmadığı. yapım dönemine ilişkin kira bedeliyle uygulama dönemine ait ki'2 bedelinin karşılaştırılamayacağı, bu nedenle de yapılan ödemelerde üniversite Zarar bulunmadığı Saptamasının yapılması isabetli ve hukuka uygundur”

MADDİ GERÇEĞE AYKIRI

İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzelbahçe Kampüsü için yaptırılan "Master Plan'ın, soruşturma aşamasında düzenlenen bilirkişi raporundan hareketle 80.616,42 Euro bedelle yaptırılabileceğinin iddia edilmesi de maddi gerçekle örtüşmemektedir.  Önceki savunmalarımız kapsamında dosyaya sunduğumuz iki ayrı Uzman Mütalaasında da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, master planının, imar planı niteliğinden çok daha kapsamlı bir plan olduğu açıktır, Bir master planın, imar planıyla eş değer tutulması bile açıkça hukuka aykırıdır. Bilirkişi kurulunun raporunda belirtildiği gibi, "master plan" yapımı için yurt dışından hizmet alınmasının mevzuata uygun olduğu, alınan hizmetin bedelinin hesaplanmasında fiyat araştırması yapılırken yurt içi ve dışı piyasa şartlarına hakim bir şehir plancısının görüşünün dikkate alınması, ihale konusu sözleşmenin niteliğinin göz önünde bulundurularak fiyat analizi yaptırılmasının önemli olduğu son derece açıktır. Bilirkişi kurulunun raporunda bazı konularda yeterli bilgi ve belge bulunmadığının belirtilmesine karşılık, kanlan tarafça her türlü bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunduğunun ileri sürülmesi de maddi gerçekle örtüşmemektedir. Zira, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarında dahi aynı hususun vurgulandığı, bazı konularda yeterli bilgi ve belge bulunmadığı ve eldeki verilerle bir sonuca varıldığının belirtildiği açıktır.  Kanlan tarafın dilekçesinde sonuç kısmında, bilirkişi kurulu raporunda Vakıf Üniversitelerinin. Devlet İhale Kanununa tabi Olmadıkları ve kendi Alım Satım Yönetmeliğine tabi olduğunun belirtilmesinin denetimi ortadan kaldıracağı iddia edilmesi ise ciddi bir çelişkidir. Dilekçelerinin başlangıç kısmında aynı hususu kabul etmiş olmalarına rağmen. sonuçta aksini savunmak hukuki olmadığı gibi, maddi gerçeğe de açıkça aykırıdır.  Kaldı ki katılan tarafın gözden kaçırdığı bir gerçek de bir vakıf  üniversitesi Olan İzmir Ekonomi Üniversitesi Kamu İhale Kanununa tabi Olmadığı gibi Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan işlerde dahi idarelerin maliyet hazırlığı yaparken Bakanlık birim fiyatlarını kullanma zorunlulukları bulunmamaktadır. Özetle katılan tarafça sunulan beyan dosya kapsamına ve maddi gerçeklere aykırı, kendi içerisinde dahi çelişkiler içeren iddialar ileri sürülmesi nedeniyle hukuka aykırıdır, Mahkemece dikkate alınmaması gerekir. 

DİKKATE ALINMASIN

Katılan tarafın bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçede ileri sürdüğü iddialar, dayanaksız ve hukuka aykırı nitelikte olduğu gibi, kendi içinde çelişki taşıması ve maddi gerçeklerle örtüşmediği nazara alınarak, Mahkemece bilirkişi kurulu raporunun değerIendirilmesinde dikkate alınmamasını talep ediyorum.  

Demirtaş ve 40 sanık hakkında İzmir Ekonomi Üniversitesinde görev yaptıkları döneme ilişkin soruşturma yürütülmüş 23 sanık hakkında “kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırma”, “görevi kötüye kullanma”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “edimin ifasına fesat karıştırma” suçlarından dava açılmıştı.