Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) Meclisi ekim ayı birinci olağan toplantısı Kültürpark’taki meclis salonunda Başkanvekili Mustafa Özuslu’nun yönetiminde gerçekleşti. Toplantının açılışı öncesi konuşan Özuslu, 13 Ekim’de SMA’lı çocukların tedavilerine destek olmak amacıyla Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek Feridun Düzağaç konseri hakkında meclis üyelerine çağrı yaptı. İzBB olarak ‘SMA Hastası Çocuklara Umut Ol’ adında bir kampanya başlattıklarını belirten Özuslu, “Konsere meclisimizin de destek vermesini istiyoruz. 50 Türk Lirası’na katılımsız bir bilet alarak kampanyaya destek, SMA’lı çocuklara umut olabilirsiniz” dedi.

CUMHUR İTTİFAKI’NIN ÖNERGESİNE RET
İzmir Büyükşehir Belediyesi Tramvay biriminde güvenlik görevlisi olarak çalışan  Hülya Onaylı (40)  duraktan tuvalet ihtiyacını gidermek için ayrıldığı sırada  bir aracın çarpması nedeniyle hayatını kaybetmişti. Bunun üzerine AK Parti, MHP’li meclis üyeleri tarafından konunun araştırması ve alınacak önemler yönünde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Ulaşım komisyonun yetkilendirilmesi hakkında önerge verildi. Önerge oy çokluğuyla reddedildi.  

BUCA CEZAEVİ TARTIŞMASI
Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yıkımı tamamlanan Buca Cezaevi’nin bulunduğu alanı rekreasyon yapacaklarını açıklamıştı. Söz konusu alanın rekreasyon ve otopark alanı olmasını içeren imar plan değişikliğine ilişkin önerge meclis gündemine geldi. Uzun süredir kent gündemini meşgul eden Buca Cezaevi ile ilgili ‘yeşil alan’ tartışmaları mecliste de devam etti. AK Parti meclis üyeleri Buca Cezaevi ile ilgili mevcut imar planında AVM görüldüğünü ve bu planın Büyükşehir'e ait olduğunu öne sürerken CHP Grubu ise söz konusu planın yıllar önce Bakanlığın isteğiyle hazırlandığını ifade etti. Tartışmaların ardından önerge komisyonlara gönderildi.

ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ
Konuyla ilgili söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “Bugün büyükşehir başkanlığı tarafından meclise de bir önerge getirdi, plan değişikliği yapılması yönünde. Bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından buranın planları yapıldı ve askıya çıktı. Ortada bir plan var. İBB geçmişte AVM olarak yapmış olduğu planı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıya çıkardı. Yani atı alan Üsküdar’ı geçti. Daha ötesi bakanlık tarafından rezerv alanı olarak ilan edildi. Bakanlık belediyeye bir yetki verilmemişse Büyükşehir Belediyesi’nin bir plan yapma yetkisi yok. Bu önergenin komisyonlarda görüşmemesi yasal değildir. Bir suç işleniyor. Ben önden uyarmak istiyorum. Sizin sadece plana dava açma yetkisi vardır. Başka bir yetkiniz yoktur. Bu önergenin bu şekilde gelmesinde yeşil alan hassasiyeti değil, bakanlığın yaptığı planlara karşı ön alabilir miyiz gibi bir hareket seziyoruz. Bu planların komisyonlara sevki doğru değildir. O iş bitti. AVM yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılacak ama bu da İzmirliye haksızlık olacak” diye konuştu.

CHP: KOMİSYONLARDA TARTIŞILSIN
Hızal’ın eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Başkan Vekili Murat Aydın ise, “Hukukun egemen olduğu yerde kimse atı alıp Üsküdar geçemez. Kimse oldu ve bitti ile hak ve hukuku bertaraf edemez. Sayın Başkan Vekili sürekli bu salonda parmak sallayıp ‘Suç işliyorsunuz’ diyor, bunu yanlış bulduğumu söylemek istiyorum. Burada pek çok kez önerge gönderdik, komisyon uygun bulmadı. CHP bu önergeyi komisyona göndererek tartışılmasını istedik. Komisyonlarda tartışılsın, meclis gündemine getirilsin” dedi.

PROVOKE ETTİLER

Dilek ve temenni bölümünde söz alan AK Partili Hızal, geçtiğimiz hafta Çiğli’de yapılan toplantıda yaşanan tartışmalara değindi. Hızal, “Koku sorununa değinmek adına basın toplantısı yaptık. Toplantıyı ‘Sasalı bölgesi’ diye tabir edilen Çiğli’de bir alanda planladık. Burası sizin de kokunun kaynağı olarak kabul ettiniz, arıtma tesisini gören bir bölgeydi. Biz bu tarz yerinde basın toplantılarını ilk kez yapmadık. Daha önce defalarca yaptık.  Basın toplantılarımızı simgesel bazı alanlarda ama kamusal alanlarda yaptık. Geçen hafta yapmış olduğumuz ama birilerinin engellemek istediği basın toplantısını da aynı şekilde kamuya açık bir yerde yaptık. Bu bölgede yaptığımı alanda girişimiz engellendi. Daha sonra Sayın Tunç Soyer bir açıklama yaptı, ‘İzin istenilseydi verilirdi’ dedi. Biz oraya yanında önünde, arkasında, içinde basın toplantısı yapmak için gitmedik. Ama güvenlik görevlilerini dikmişlerdi. Aslında güvenlik görevlilerin suçu da değil. Yasal olmayan bir kapı, yasal olmayan güvenlik görevlileri koymuşlar. O güvenlik görevlilerini dizen Metin Acip, daha sonra kaçmıştır. Asla ve asla İl Başkanımızla birlikte herhangi bir tesisin önüne gitmiş değiliz. Hatırlayacağınız üzere Geçtiğimiz yıllarda bir uğultuyla bir sendika üyeleri Meclis’e girdi. Belediyeyi ailesinin çiftliğine çeviren sendika başkanı içlerindeydi… O isimler için suç duyurusunda bulundu mu, hayır. Tunç Soyer, işin önünü ve arkasını araştırması gerekiyor. Güvenlik görevlilerini oraya dizen, meseleyi provoke eden, siyasi akıl işte bu güvenlik amirleri. Tehlike nerede? Bir tehlike, bir sorun yoktu. Ama güvenlik amirleri, tamamen sayiklerle provoke ettiler” diye konuştu.

KONFORLU ALANLARINDAN YAPTIKLARI... 

İddialara yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “İzmir’e ve kendilerine yakışmamıştır. Kendisi de il başkanı da saygın hukukçulardır, yol yordam bilen insanlardır. Onlara bu tavır yakışmamıştır. Bir arbede içerisinde bulunmaları şık değildir. Beyefendiler, bu ülkenin sokaklarında basın açıklaması yapan insanların neler çektiğini bilmedikleri için… ‘Asker gibi ne diziliyorsunuz’ diyenler yurttaşların sokaklarda basın açıklaması yapmak içim TOMA’larla, güvenlikçilerle, biber gazlarıyla mücadele etmek zorunda bırakıldığını unutuyor. Şimdiye kadar basın açıklamalarını konforlu alanlarda yaptıkları, kendilerinin ‘Zillet’ dediklerinin terörist saydıklarının neler çektiklerini bilmedikleri için 4 tane özel güvenlik görünce bu tepkileri veriyorlar. Nasıl duracaklarmış? Bu ülkedeki yurttaşların, vekillerin, sendika başkanlarının, gezi davasında yargılananların karşısına geçen polis nasıl davranıyormuş bu ülkede? Bu ülkeyi İsveç haline getirdiler de bizim mi haberimiz mi yok? Bu ülkede biber gazı yemek nedir, biliyorlar mı? Bilmezler. TOMA’ların ne olduğunu bilmezler. Çünkü onlar saraylarda yaşıyorlar. Bizler ise sokaklardayız” dedi.

HOŞGELDİNİZ TÜRKİYE'YE 

Aydın konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Giriş yaptıkları yer, Çiğli İleri Biyolojik Arıtma Tesisi… Herkesin girip çıkabileceği yer değildir. O bölgenin özel güvenlik görevlisi vardır, o da Valiliğin izniyledir. ‘Bu yol halka açıkmış, herkes girip çıkıyormuş, onlar engellenmiş…’ Bu tesiste bir milyon metrekare çamur havuzu bulunmaktadır. ‘Biz buraya gireriz, basın açıklamamızı yaparız’ diyorlar. Kaklıç’ta askeri alanı var, oraya da gitsinler açıklama yapsınlar. Orası da güvenlikli koruma altında… İzBB tesisinde inceleme yapmak istediler de onlara ‘hayır’ mı dendi? Özel güvenlik görevlilerini aşarak girdiler. Bu basın açıklamasının daveti bile basın mensuplarına yer belirtilmeden yapılmış. Nerede basın açıklaması yapılacağı saklanmıştır. Tesisin girişi burası, bina burada, arıtma fazları da burada. Bir derdiniz varsa oradaki insanlarla görüşebilirsiniz, sorarsanız bilgi verirler. ‘Hiç güvenlik görevlisi yok, bizim için getirdiler’ dedikleri güvenliklerin kulübesinde klima var. Orada gece de güvenlik var. İspata hacet tok ama yine de söyleyeyim; özel güvenlik görevlilerin kaldığı yerde klima var. ‘Orada güvenlik görevlisi yok, o gün için getirildi’ derseniz ayıp olur. Bu ülkede ana muhalefet partisi lideri, devletin resmi idare binalarına giremedi. Özel bir güvenlik riski taşımayan binalara bu ülkenin seçilmiş milletvekili giremiyor. Kerem Ali Bey, ‘Ben eski milletvekiliyim’ diyor, eski milletvekilinin dokunulmazlığı mı var? Grup başkanvekillerinin, meclis üyelerinin dokunulmazlığı mı var? Bu ülkede özel güvenlik koruma statüsündeki bir tesise bu şekilde giremezsiniz. Gittiniz bir siyasi reaksiyon gösterdiniz. Oradaki güvenlik görevlilerini hakarete varan sözlerle rencide etmek, tartaklamak, zor kullanmak nedir! Hoş geldiniz Türkiye’ye… Bu ülkede insanlar barışçıl açıklamaları için bile polisin sıktığı biber gazına maruz kalıyor.

ÖZUSLU'DAN YANIT 

Yaşanan tartışmalarla ilgili bir değerlendirme de Başkan Vekili Özuslu’dan geldi. Özuslu, “Tabii ki AK Parti İl Başkanı sayın Sürekli, sayın Hızal siyaseten kendileri meseleyi nasıl gördükleri dahilinde basın açıklaması yapabilirler, sıkıntı yok. İktidar mensubu bir partinin üyeleri olarak konforlu bir alanda basın açıklamasını yüzlerce kez yaptılar. Bu şu anlamına gelmez: Bir kere algıladığınız ve bize şimdiye kadar yüklenen çerçeve dahilinde ‘Nezaketli, kibar insan’ kavramlarını bir kenara koyacak bir davranış modeli içine girmeniz anlamına gelmez. Videoları defalarca izledim, iş bitmiş, ayrılıyorlar. Orada gördüm, Sürekli çocukların elini sıkarken, sayın Hızal’ın ‘Yanlış yapıyorsunuz’ diyerek çocukların üzerine gitmiş olmasına gerek yok. Elimizi vicdanımıza koyup eğri koyup doğru konuşacağız. Siyaset yapacak, eleştireceğiz. Eleştiriyoruz da. Türkiye’de bu kadar açık ve net bir meclis daha yapıldığını gösterirseniz vallahi dişimi kıracağım. Siz ‘Kokuyla ilgili bir meseleyi dile getireceğiz’ dediniz, eyvallah. Orada 1 milyon metrekare çamur var, bugün oraya gelmedi. 1 Temmuz’dan itibaren bir gram çamur artık oraya dökülmüyor. Yakında o havuzun üzerinde inşallah hep birlikte piknik yapacağız. Bir irade ortaya konuluyor, buna itibar etmek lazım. Hızal ya da Sürekli, Sayın Soyer’e de İl Başkanımız’a da ulaşabilirler. ‘Gideceğiz’ diye bir bilgi verilseydi Başkanımız onları gezdirirdi” diye konuştu.