GÜNDEME BAKIŞ- CHP Parti Meclisi Üyesi (PM) Rıfat Nalbantoğlu, Ege TV ekranlarında gazeteci Onur Çakır’ın sorularını yanıtladı. CHP’li Nalbantoğlu, pandemi sürecinde hükümetin performansının kötü olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de ekonomi, sosyal hayat nasıl yönetiliyorsa, pandemi de böyle yönetiliyor. Yani yönetilemiyor. Bu konuda gerçekten söz hakkı olanları (Başta Türk Tabipler Birliği) dinlediğim zaman bu kanaatimi pekişiyor. Bazı işlerinin sonuçlarını çok net göremiyor olabilirisiniz ama bu can, can. Her gün yüzlerce vatandaşımız ölüyor. Sağlık bakanlığının aşı konusunda takvim açıklıyor. Ama bir türlü uyuşmuyor. Umarım düzelir” diye konuştu.  

DAHA DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE…

Nalbantoğlu, Menemen’deki başkanvekili ve Torbalı’daki başkan seçimi ile ilgili şunları söyledi:

“Meclis üyeleri, belediye başkanları, milletvekilleri adayları 'daha demokratik yöntemlerle' belirlense aidiyet duygusu yaratabilecek fikirler daha oluşturabilirse sorunlar daha az olabilir. Benzer sorunlar Türkiye’nin temel sorunlarından birisidir. Biz de bazı şeyler yaşıyoruz. Menemen olayı hiç kabul edilemez, hiç iyi olmadı. Kötü oldu. Torbalı çok şükür fire verilmedi. Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Başkanı iken başına gelen hukuksuz bir durumdan cezaevine girdi ve belediye başkanlığını bırakmak zorunda kaldı. O dönemde Cumhurbaşkanının bağlı olduğu parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclisinde dördüncü partiydi. Kim seçildi? Tutuklanan belediye başkanın partisinden birisi seçildi. Siyasetin en temel ilkesi ahlaktır. Menemen’de seçmen bir karar vermiş. Torbalı’da bir karar vermiş. Bunu başka başka yollarla zorlayıp, başka başka siyasi kararlar çıkarmak siyasi etiğe uygun değildir.”

CİDDİ HATALAR YAPILMADI!

“Daha demokratik yöntemler derken kastettiğiniz?" sorusuna Nalbantoğlu, “Tabi ki ön seçim olabilir. Partilerin aidiyet duygularını daha da geliştirecek adımlar atılabilir. Ön seçim de bunlardan birisidir. Ama mutlaka olsun diye bir şey söylemiyorum. Ben gerekli özenin il başkanlığımız aracılığıyla merkez yoklaması şeklinde yapıldığını ve meclis üyelerinin seçiminde ciddi hatalar yapıldığını düşünmüyorum. Ama sonuçta insan. Malzemesi insan olan her iş gündeme gelebilir. Yapacak bir şey yok” cevabını verdi.  


CHP’NİN OYLARINI BÖLECEĞİNE ÇOK İHTİMAL VERMİYORUM

CHP’den istifa edip Memleket Partisi’ne katılan eski İzmir Milletvekili Hakkı Akalın’ın “İzmir CHP’nin kalesi olmayacak” yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Nalbantoğlu, “Siyasi konularda önümüzdeki problemleri doğru tespit edip değerlendirme yapmamız gerekiyor. Örneğin, pandemide Türkiye’nin bir yönetilememesi sorunu var. Buna katkı sağlayacak bütün siyasi partiler doğru işler yaparlar. Bu işin başında CHP var. Bu ittifakın başındaki herkes, sorunun çözülmesi konusunda katkı koyarlar. En azından şuan ki kadro eski yol arkadaşlarımız. Umarım bu hedefe varma konusunda katkı sağlarlar. Benim kişisel kanaatim CHP’nin oylarını böleceğine çok ihtimal vermiyorum. Sayın İnce partiyi kurduğu gün açıklama yaptı. Bir konuyu çözüm üretebilmek için o konuyu iyi anlamak gerekiyor. Cumhurbaşkanı adaylığı sürecini çok doğru anlamamış sevgili dostumuz. 'Nerede kalmıştık' dedi, hayır o senin kaldığın yer değil. O CHP’nin Millet ittifakının adayı olduğu durumdu. Doğru tahlil yapamazsan, doğru sonuçlara ulaşamazsın” dedi.

BİR CHP’Lİ OLARAK…

Nalbantoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’unun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki düşüncelerini şöyle ifade etti:

“CHP üyesi, PM üyesi olarak tabi ki Genel Başkanımızı bu ülkenin değiştirmek üzere güçlendirilmiş parlamenter sistemi geçiş sürecinde Cumhurbaşkanı olmasını isterim. Koşulları doğru analiz edip, ona göre çözümler oluşturması gerekiyor. Her CHP’li Genel Başkanın yeniden parlamenter sisteme geçişte devlet başkanı olmasını ister. İstemek ayrı, koşullar ayrıdır. Millet ittifakıyla seçime gireceğiz. Tabanlarının onayını alınması gerekiyor. Genel Başkanımız da buna ‘bir süreç meselesi’ dedi. Ya da Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Tunç Soyer hepsi olabilir.”

TUNÇ SOYER’İ ÇOK BAŞARILI BULUYORUM 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in performansını değerlendiren CHP’li Nalbantoğlu, “Sayın Başkan benim yakın arkadaşım, yol arkadaşım. Bu konuda biraz taraflıyım. Ben bu şehirde yaşayan bir insanım. Bu şehirde yaşayan bir kişi olarak gerçekten Tunç Başkan ile övünüyorum. Ortaya koyması gereken hepsini ortaya koyduğunu düşünüyorum. Sevgili Başkanımız Aziz Kocaoğlu döneminde başlatılan Narlıdere Metrosu, hiçbir şey aksatılmadı. Söz verilen tarihte bitecek. Çiğli Tramvayı'nın ihalesi yapıldı ve başladı. Buca metrosu, İzmir’de ulaşım konusunda önemli sorunu çözecek bir proje. Bunlar Türkiye’nin hiçbir yerinde yapılmıyor. Ben bunu belediyelerle de kıyaslamıyorum. Keza iklim koşullarının değişmesi nedeniyle İzmir'in hep karşı karşıya bulunduğu yağmur sonrası baskınlar için önemli projeler gerçekleştiriliyor. Kemeraltı için yenilenmesi, kuşaklanması sel baskınlarının önlenmesi gibi çok önemli adımlar atılıyor. Mavişehir’deki su baskınıyla ilgili sorun hemen hemen çözüldü. İzmir’in tanıtılması, tarım gibi… Tunç Başkan işinde ciddi bir uzman. Kendisini çok başarılı buluyorum. Siyaset yolunda birlikte hedef koyduğumuz arkadaşlarımızın ilçe belediyesinin gerektiği performansı, vizyonu koyduğuna düşünüyorum. Zaman zaman sorunlar çıkabiliyor ama ilçe başkanlarımız başarılı bir performans koyuyor” diye konuştu. 

2009 YILINDAKİ SEÇİM BAŞARISINI HATIRLATTI

Nalbantoğlu, 2009 yılında CHP İl Başkanı olduğu süreçte alınan başarıyı anımsatarak, “2009 yılında 29 ilçeyi kazanmış, sadece Bayındır’da belediye başkanlığını 16 oyla kaçırdığımız dönemde ortada çok başarılı bir tablo vardı. İzmir halkı bizi seçmeye karar vermişti. Biz sadece bunun için bir ortam yarattık. Sevgili belediye başkanımız Abdül Batur’un bahsettiği ortam budur. Tunç Başkan’ın birleştirici, uzlaştırmacı tavrının çok önemli bir tavrı var” diye konuştu. 

TUNÇ BEY İLE KÖRFEZ’DE YÜZERİM

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “3 yıl sonra Körfez’de yüzeceğim” sözleri hatırlatılarak, “Siz de Tunç Bey ile yüzer misiniz?” sorusuna Nalbantoğlu, “Tabi ki yüzerim. Ama Tunç Başkan her sabah koşuyor, başka sporla meşgul olduğu için bizim performansımız o kadar iyi olamaz. Tunç Başkan verdiği her sözü tutar. Mutlaka o Körfez’de yüzecektir” yanıtı verdi. 

İZMİR’DE DE KANTARIN TOPUZUNUN KAÇTIĞI OLDU 

Nalbantoğlu, “Hepimiz CHP’nin başarısı için bu cabanın içerisindeyiz. Ama bu çabayı gösterirken, zaman zaman farklı yapılar, arkadaş grupları daha fazla inisiyatif isteyebiliyor. Ama kantarın topuzunun kaçması İzmir’de de oldu, başka illerde oldu. Bunun bir dengeye oturması gerekiyor. Ben bu dengenin var olduğunu söylüyorum. Hizmet edebilme, belli noktalarda görev alabilmek için yapılan yarışta kantarın topuzunun kaçmadığını artık görebiliyorum” diye konuştu.  

İZMİRLİ OLMANIN HAKKINI VERMEK LAZIM

Nalbantoğlu, İzmir’de muhalefetin eleştirileri tarzıyla ilgili ise şunları söyledi:

“Muhalefet, eleştirmek, takip etmek, kendince doğru olduğu şeyi isteğini söyleme hakkı vardır. Yerel yönetim anlamında muhalefet, eleştirir, kendince doğru olduğu düşünceleri dile getirir ama bütün bunları getirirken, siyasi etik meselesine dikkat etmeli. Bunu eleştiri dozundan çıkartıp, hakaret, iftira aşamasına noktasına vardırmak hiç kimseye yakışmaz. Ben İzmir’deki muhalefetteki arkadaşların duyarlı olacağını inanıyorum. İzmirli olmak başka bir duydu. Bunu hissetmeleri lazım ve hakkını vermek lazım.”

İZMİRLİLER BİZE ÇOK CİDDİ GÜVEN BESLİYOR

Nabantoğlu, “Doğruluğu hiç tartışamayacak en temel şey seçim sonuçlardır. Türkiye’nin yüzde 65’i yakını CHP’li belediye başkanları tarafından yönetilme iradesi koydu. Bunun hakkını vermek gerekir. Bu hakkı doğru veremezsen, zaten uzaklaşırsın. Yerel seçimlerden sonra tüm belediyelerimiz bir kentin nasıl yönetebileceği konusunda örnek oldular. Süreç böyle işliyorsa, bir de yönetilememekten gibi bir durum varsa tabi ki iktidara yakın hissedersiniz. Bu en doğal hakkıdır. Türkiye’de geldiğimiz nokta yakın değil, mecbur hissediliyor. Biz iktidara mecburuz. CHP ve Millet ittifakına mecburuz. Vatandaş bu durumu da algılıyor. Türkiye’de şuan hiçbir kamuoyu yoklaması mevcut iktidarın devam etmesi yönünde bir işaret vermiyor. Sürekli araştırmalar yapılıyor. Başladığımız noktasının çok ilerisindeyiz. İzmir halkı bize çok ciddi bir güven besliyor. Bunlar ölçülebilir işler. Biz de bu konudaki çalışmalarımızı hiç aksatmadan devam ediyoruz” dedi.