Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, gündeme yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. CHP’nin genel seçimlere hazır olduğunu kaydederek, CHP İzmir’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Bayır, “Bence şu anda tüm siyasi partiler içinde seçime en hazır olan parti, Cumhuriyet Halk Partisi. Sadece İzmir için söylemiyorum bunu tüm Türkiye için. Genel Başkanımız çok güzel bir performans gösteriyor, milletvekillerini de çalıştırıyor. İzmir’de her ne kadar taşlar yerine oturmamışsa da bazı ilçe başkanları görevden alınmışsa da… Hafta başında Deniz Başkan Ankara’daydı, kongre yapılması gereken 4 yerin kongreleriyle ilgili tarih saptamışlardır ve onları paylaşacaktır diye düşünüyorum. Deniz Başkanın hukukçu kimliği olması olaylara biraz daha disiplinli bakmasını getiriyor. Ben de disiplinliydim ama bu biraz da ekip oyunu. Yönetim kuruluna getirdiğiniz zaman ‘Şu ilçeyi görevden alalım, bu kişiyi disipline verelim’ dediğinizde yönetimin de benimsemesi, kabul etmesi lazım. Biraz yamalı bir yönetim yapılmışsa, atama gelmişseniz il başkanlığına, yarısını biri, yarısını başkası önermişse yönetiminizin; siz sadece denge unsuru olursunuz orada, hakim olamazsınız. Yönetim mekanizmaları, disiplin mekanizmaları tam çalışmaz o zaman” açıklamasında bulundu.  

“İL BAŞKANI TARAFSIZ OLMALI” 

Bayır, "Bana göre il ve ilçe yönetim kurulları, aslında il genel meclis üyesi, belediye meclis üyesi olmamalı. Çünkü o zaman dışarıdan talimat alabilirler ve il başkanı doğru çalışamaz. Bu anlamda il başkanı tüm örgütüne karşı tarafsız olmalıdır, tüm belediye başkanlarına, tüm milletvekillerine eşit mesafede yakınlıkta, eşit mesafede uzaklıkta olmalıdır. Aynı şekilde tüm ilçe başkanlarına da böyle olmalıdır. Dolayısıyla böyle bir il başkanı başarılı olabilir. Deniz Başkanın ikinci dönemi yavaş yavaş taşları rayına oturttuğunu, oturtacağını düşünmek istiyorum. Bu süreçte çok da problem olduğunu sanmıyorum. Zaten çok yaklaştık seçimlere, kongreler de anladığım kadarıyla ertelenecek. Dere geçerken at değiştirme meselesi çok mantıklı gözükmüyor. Bugün iktidar ‘Biz seçimleri 2023 yılında yapacağız’ dese… Bunu söylüyorlar ama samimi, inandırıcı değiller, kesinlik kazansa 2023 yılında olacağı, o zaman belki diğer siyasi partiler de kongrelerini tamamlayacaklar” ifadelerini kullandı.  

NİYE MİLLETVEKİLİ OLUYORSUN DENMEZ

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in “Milletvekili” olmak istediği yönündeki iddiaların sorulması üzerine konuşan Bayır, “Kendisi ‘Ben görevimin başlındayım’ diyor, tabi ki 2 dönem il başkanlığı yapmış, hukukçu kimliği olan bir insan, Büyükşehir’de meclis üyeliği yapmış bir insan milletvekili adaylığı düşünebilir, bu en doğal hakkıdır. Burada ‘Sen niye milletvekili oluyorsun’ denmez adama. Bizde Sayın Genel Başkanımızın, ‘Arkadaşlar, önümüzdeki dönemde milletvekilliği, belediye başkanlığı gibi görevler düşünüp, görev yerini terk edecek yönetici arkadaşlar varsa şimdiden ayrılsınlar, yerlerine yeni arkadaşlarımızı koyalım, o yöneticiler seçime hazırlasın partiyi’ gibi yaklaşımı vardır. O uyarı genel merkezden yapılır zaten. Şu ana kadar seçimin tarihi belli olmadığı için o uyarı yapılmadı Oğuz Kaan Salıcı tarafından. Seçim tarihi belli olunca, “Arkadaşlar seçimin tarihi belli oldu, Türkiye genelinde il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz içinde aday olmak isteyen arkadaşlarımız varsa lütfen bize bildirsinler, biz de yeni arkadaşlarımızı belirleyelim’ denilir. Kimi kongreyle kimi atamayla belirlenir, öyle gidilir” diye konuştu.  

“KOCAOĞLU’NA RAĞMEN BEN İL BAŞKANI OLDUM” 

Geçmişte sürecin nasıl işlediğini anlatan Milletvekili Tacettin Bayır, “Rıfat Nalbantoğlu aday olmak için ayrılmıştı görevden. O dönem biraz ortam sertti. Aziz Kocaoğlu Büyükşehir Belediye Başkanıydı, 7 ilçe belediye başkanlarıyla sürekli tartışma halindeydi. Mehmet Ali Susam tartışması vardı. Ben hiç talebim olmadığı halde Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel, Aziz Bey benim de onayımı aldılar ‘Ne diyorsun Mustafa Moroğlu olsun mu il başkanı’ diye, ben de ‘Olsun beni bozmaz’ dedim ama Genel Merkez İzmir’de araştırma yaptırmış ve şak diye beni aday gösterdiler, atadılar daha doğrusu il başkanı olarak. Ben televizyondan öğrendim il başkanı olduğumu hem de Büyükşehir Belediyesi ve başkanına rağmen, İzmir İl Başkanına rağmen ve İzmirli Genel Başkan Yardımcısına rağmen Genel Başkan beni atamıştı. Bir aday vardı ama Sayın Kılıçdaroğlu ‘Hayır, bu adam olacak’ dedi ki bizim o zaman tanışıklığımız bile yoktu Sayın Genel Başkanla” dedi.  

“GECE 2’LERE KADAR ÇALIŞIRDIK” 

İl Başkanının ilçe örgütlerine hakim, bilgili, donanımlı olması gerektiğini vurgulayan Tacettin Bayır, “İzmir İl Başkanının deneyimi ve birikimiyle ilçe örgütlerine hakim olması lazım. Verdiği talimatları uygulatabilmesi lazım. Çağırıp Konak, Karabağlar, Buca İlçe başkanını ‘Arkadaşlar il başkanınız olarak size Genel Başkanımızın talimatını iletiyorum. Yarından itibaren alanlara iniyorsunuz. Kadın kolları, gençlik kolları raporlarını istiyorum’ diyerek bu talimatları verdiğinde örgütü çalıştıracak bilgi, birikim donanıma sahip, o planlamaları, sevkleri yapacak bir insana ihtiyaç duyulur. Her seçimde duyulur. Bu illa ki il başkanı olmak zorunda mıdır, ben il başkanlığı yaptıktan sonra da il başkanı olmadan önce de defalarca bu çalışmaların, planlamaların içinde bulunmuştum. Yani il başkanı değildim bir titrim yoktu ama mevcut il başkanı çağırırdı, ‘Ya Tacettin Bey bize bu konuda yardımcı olur musun, sen ticarette sevkler yapıyorsun, organizasyonları biliyorsun’ derdi, böyle bir çalışmayı 30 ilçede nasıl yaparız diye benden her yardım istediklerinde yaptım. İl başkanıyken de yaptım, kocaman bir panomuz vardı gece saat 02:00’lere kadar çalışırdık” açıklamasında bulundu.  

“HALKLA CHP’Lİ BELEDİYELERİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEK İSTİYORLAR” 

Devletin boş arazilere bina yaparak, Gültepe gibi sorunlu alanları belediyelere bıraktığını kaydeden Bayır, “Nerede sıkıntılı dönüşüm alanı varsa CHP’li belediyelere bırakıyor, halkla belediye başkanlarını karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bu konuda her şeye rağmen Abdül Batur çizmeleri giydi ve ‘Ben Gültepe’yi yapacağım’ dedi. Çok kolay değil. Bunu yapamayacağı için söylemiyorum. Gültepe’deki vatandaşların ikna edilmesi, bire bir onlarla konuşulması… Narlıdere’de yaptı Abdül Bey kentsel dönüşümü. Vatandaşı ikna ettikten sonra diyelim ki 100 kişiden 95’ini ikna ettiniz 2 kişi gidip dava açtı mı 1 sene gidiyor” dedi. TMMOB tarafından açılan davaları da değerlendiren Bayır, “Büyükşehir binasıyla ilgili de tartışmalar var. Ben bu davaları anlamakta güçlük çekiyorum. Bir Büyükşehir’in yönetimiyle alakalı orada birçok meclis üyesi var. Bu meclis üyeleri yazılırken burada mimarı, mühendisi, şehir plancısı da yazılıyor. Komisyonlar var, çalışıyor. Odalarla birlikte çalışılmalı, ben odaları ziyaret ettiğim de bunları söyledim. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kenti birlikte yönetmek zorundayız. Doğruyu birlikte bulmalıyız. Konak Belediyesini yöneten Abdül Batur, Büyükşehir’i yöneten Tunç Soyer yaptığı bu yatırımları babasından miras kalan parayla yapmıyor. Devletin ve halkın parasıyla yapıyor” ifadelerini kullandı.  

“ÇOK OLAYIN ÜSTÜNÜ KAPATTILAR” 

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin intihar haberiyle sarsıldığı Tıp Fakültesi öğrencisine yönelik konuşan Bayır, “İntihar eden Enes kardeşimizin videosunu izlediğimde çok duygulandım. Tıp fakültesine giden bir öğrenci… Belli bir eğitim almış birisi neden ölümü düşünür, neden böyle bir çaresizliğe, karamsarlığa kapılır. Ne oluyor çocuklarımıza, yurtlarda nasıl bir baskı görüyorlar! Bağımsız beyin gelişimi olması gerekirken, farklı şeyler empoze ederek bu çocuklarımızın ruh halini değiştirip, nasıl empoze ediyorlar, inanılır gibi değil. Ben yurtlarla ilgili soru önergesi vermiştim, biliyorsunuz belli tarikatlara bağlı yurtlar var, bunların kontrolü yapılacak mı, ‘sabahın 5 buçuğunda sen kalkıp namaza gideceksin’, namaza gidip gitmemek herkesin Allah’la kendi arasındaki şey, ‘sen niye namaza gidiyorsun’ ya da ‘sen niye namaza gitmiyorsun’ diye genç bir çocuğa baskı yapılmaz, yapılmamalı. O kendi kararını kendi verecek, laik bir ülkede yaşıyoruz. O kendi kararını kendi verecek ve o baskıların sonunda çocuk intihar etti. Bunun gibi çok olay var üstünü kapattılar. Bizim de ‘20 yıl için özel yurt sayısı kaçtır, istatistiki verilerle denetlenen yurtların sayısını açıklar mısınız’ diye soru önergemiz var. Alamayacağız cevabı tabi ki, yine kem küm diyecekler” açıklamasında bulundu.