Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunularak, Cumhur İttifakı oylarıyla kabul edilen liman işletmelerinin 49 yıllığına özel şirketlere devredilmesine yönelik kanun teklifine sert tepki gösterdi. Cumhuriyet’ten kalan tüm değerlerin AK Parti yandaşlarına peşkeş çekildiğini savunan Bayır, “Söz konusu Türkiye’nin etrafındaki 18 limanın 49 yıllığına özelleştirilmesi teklifiydi. Daha önce yapılan sözleşmelerin çoğunu; 5 yıl kalan, 7 yıl kalan, 10 yıl kalan var; neden bunu tekrar 49 yıllığına uzatmak üzere ihaleye çıkmadan aynı kişilere  vermek istiyorsunuz. Bunun nedeni çok açık, artık iktidarı kaybediyorlar. Katarlılarla, 5’li çetenin meşhur adamlarının talebi olsa gerek ki, ‘giderayak 49 yıllığına limanları bize verin’ dediler. 2 defa ben yüksek sesle iptal ettirmeyi başardım, yeni yılda bir torbanın içine atarak tekrar getirdiler. Özellikle gençlerin uyuşturucu trafiğiyle ilgili son zamanlarda okuduğumuz haberleri gördüğümüzde, akaryakıt, nakliye, navlun fiyatlarının böylesine arttığı bir ortamda deniz taşımacılığı en uygun taşımacılık ve limanlar dünya ülkelerini birbirine bağlıyor. Dolayısıyla limanların kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarına yönelik kullanılması ve bizde kalması lazımdı. AKP 19 yıldan bu yana nasıl ki Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yarattığı tüm katma değerleri tek tek yandaşlarına peşkeş çektiyse şimdi de bunu yaptı ve limanlar elimizden gitti. İktidar olduğumuzda tekrar geri almaya yönelik gerekli hukuki işlemleri yapacağız” dedi.  

“VATANDAŞ ‘YANDIM ALLAH’ DİYOR” 

Saha çalışmalarındaki gözlemleri aktaran CHP’li Bayır, “Vatandaş ‘yandım Allah, bizi bir an önce bunlardan kurtarın’ diyor. Hatta açıkça ‘Ben geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, Milliyetçi Hareket Partisine oy verdim ama pişmanım, çocuklarım işsiz, mutfakta tencere kaynamıyor, yoksulluk aldı başını gitti’ diyenler var. Her gittiğimiz yerde mutlaka iktidarın değişmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Hatta Adalet ve Kalkınma Partisi zaman zaman ‘adayınızı belirleyin’ diyerek bizi sıkıştırıyor. Bizden adayımızı belirlememizi isteyenlere ben de siz seçim tarihinizi  belirleyin önce diyorum biz de adayımızın adını söyleyelim. Tarihi belli olmayan seçime aday söylemek doğmamış çocuğa don biçmek gibi bir şey” diye konuştu.  

“GÜBRE 13 BİN LİRAYA ÇIKMIŞ” 

Çiftçinin üretemeyecek duruma geldiğini kaydeden Bayır, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçen belediyelerde yüzlerce otomobilin hangi hizmetlere verildiğini, hangi vakıflara, derneklere neler verildiğini gördük, duyduk. İstanbul halkının parası Adalet ve Kalkınma Partisine çalışan vakıflara, yurtlara, okçuluk gibi vakıflara peşkeş çekilmiş. Ekrem (İmamoğlu) Bey geldi, Sayıştay raporlarını, denetim raporlarını koydu önüne, Ankara Belediye Başkanımız Mansur Yavaş da aynı işlemi yaptı, çünkü bunlar hesap adamı, bu işleri biliyorlar. Deneyimli insanlar. Biz Millet İttifakı olarak işimizi böyle yapacağız, herkes kendi işini yapacak. Sayın Genel Başkanımız Anadolu’yu geziyor, gittiği yerlere bizi de götürüyor. Son 1 yılda 45 vilayet gezdi Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, hem de öyle 1 milletvekiliyle değil. Gittiğimiz her yere 25-30 milletvekili olarak gittik, tüm ilçelere dağılıp, sanayi sitesinden Pazar yerlerine kadar geziyoruz. Halkı dinliyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin projelerini anlatıyoruz. Anadolu’da en büyük problem çiftçilerimizde. Bu yıl ekmeyeceklerini söylüyorlar. Hesap kitap yapmışlar, kredi çekip 120 bin lira masraf yapmış, gübresi, mazotu, kredi borcuyla biçtiğiyle 20 bin lira zarar etmiş. ‘Niye 20 bin lira zarar edeyim, ekmem de, zarar da etmem’ diyor. Bu tamamen tüketim toplumu yaratmaya dayalı bir proje. ‘Siz üretmeyin, tüketmekle meşgul olun, biz sizin yerinize üretiriz’ kapitalizm bunu yapar. Kendi ülkenizde üretim yapan köylüye gerçek hak ettiği değeri vermiyorsunuz. 12 liraya İspanya’dan alıp 9 liradan kendi köylüsünden alıyor. Bunun 3 lirasını destek olarak ver, İspanyol köylüsünü kalkındıracağına, kendi köylünü kalkındır. Kendi köylün zarar etmesin. Şu an insanlar perişan, hayatından memnun kimse kalmadı. Gübrenin fiyatı bin 500 liradan 13 bin liraya çıkmış, bu ne demek ya! Yüzde 900” çıkışında bulundu.  

“KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE GERİ ALDILAR” 

İnsanların tane ile meyve almaya başladığını aktaran Bayır, “Bir zamanlar kendi ülkemizdeki köylüye destek vermeyenler gidip Sudan’da arazi kiraladılar, ‘orada tarım yapacağız’ dediler. Ben aynı zamanda Sanayi Komisyonu üyesiyim, ayranı yok içmeye tahtırevanla gider bilmem ne yapmaya misali, saraylarda yaşıyoruz, uçaklarımız 14-15 tane, o saray yetmedi, bir tane daha, sokağa çıktık mı 500 arabayla, şaşaayla… Bunun adı itibarmış, itibardan tasarruf olmazmış. Buralardan tasarruf etmeyip halka kemerini sık diyorsunuz, durmadan gelen zamlarla insanların kemerini sıkıyorsunuz. Biz eskiden, gençliğimizde kiloyla alışveriş yapardık, şimdi insanlar taneyle alışveriş yapıyor, 3 tane portakal alıyor, peyniri 100 gram alıyor. Asgari ücrete güya zam yaptılar 2 gün içinde zamlar geldi. Kaşıkla verip kepçeyle geri aldılar” açıklamasında bulundu.  

''GEMİ BATINCA HEPİMİZ BOĞULURUZ''

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen yasa önerilerinin Cumhur İttifakı tarafından reddedildiğini kaydeden Bayır, “Dar gelirliye doğalgaz ve elektrik desteği için 50 milyar ödenek ayıralım, çiftçinin borcunu silelim, 50 bin öğretmen alımı için 6.2 milyar bütçe koyalım, EYT için 40 milyar bütçe ayıralım, dar gelirliye bebek bezi mama için ödenek dedik, ev kadınlarının sağlık sigortası için ödenek dedik hepsi reddedildi, bunları çoğu sarayın elektriğini kıssanız, sarayın aylık elektrik parasıyla yapılır. Devletler kalıcıdır, hükümetler gelir gider. Ben 60 yaşındayım Demirel, Ecevit, Tansu Çiller, Türkeş’i ve birçok ismi gördüm, 38 yıldır siyaset yapıyorum. Her zaman bu gemi batınca hep birlikte boğulacağımızı söylüyorum. Onlar böyle düşünmüyorlar. Komisyon toplantılarında ‘Bu iyi bir şey bunu yapalım’ diyoruz, ‘Tamam, bakalım’ diyorlar, meclise inince onların ne yapacağını yukarıdaki kişi söylüyor. Bizim gibi özgür düşünemiyorlar. Sayın Erdoğan her şeyi söylüyor, ‘yapacaksınız’ diyor. Meclislerde oy kullanan AKP’li arkadaşların yüzlerine bir bakın, bir insan bir şeye ‘Evet’ diyorsa elini kaldırırken biraz tebessümle söyler, inanıyordur ona, ‘Hayır’ da ise direnme vardır. AKP’li milletvekillerinde böyle bir şey göremezsiniz” ifadelerini kullandı.  

TRİBÜNLERE DEĞİL HALKA DOKUNMAK LAZIM” 

“Hangi AK Parti milletvekillerinde bunu görüyorsunuz” sorusu üzerinde konuşan CHP’li Bayır, “Hepsi benim kardeşim, ben onların abileriyim. Kaldırdığı el omzunu geçmeyenleri biliyorum. Aslında kendi de inanmıyor, karşı çıkıyor. Ya biz buna neden ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ diyoruz diye düşünüyor ama ne yapsın kendisini seçen o. Tekrar seçilebilmek için söylenileni yapıyor aksi takdirde bir daha seçilemez. Yolculuklarda bunları konuşuyoruz hatta bazen takılarak, şakalaşarak yapıyoruz. Geçenlerde Hamza Dağ’a, ‘Böyle bir laf etmişsin, yakıştıramadım sana Hamzacım’ dedim. ‘Ben kendime yakıştıramadım, senin ağzına da yakışmamış’ dedim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yularları bilmem kimin elinde demiş. ‘Ben bu cümleyi kabul edemem Hamzacım’ dedim. Benim boynuma kimse yular takamaz! Yular benim bildiğim insanlara değil hayvanlara takılır. Sen yüksek eğitim almış hukukçu bir insansın, bizim gibi insanlara küfrettiğimiz, karşı çıktığımız, nerede varsa boynu devrilsin dediğimiz PKK’nın elinde yuları dersen… Ben her gün bela okuyorum PKK’ya kardeşim sen nasıl benim için bunu söylersin! O zaman sen samimi değilsin sen tribünlere oynuyorsun, diye konuştum. Hamza Dağ da, ‘Ya abi özür dilerim, ben seni kast etmedim’ falan dedi. Ama öyle değil bu işler, öyle olmamalı. Tribüne değil halka dokunmak, halkı dinlemek lazım. Eğer oyuncuysanız da tekrar Genel Başkan Yardımcısı olacaksanız, tekrar milletvekili olacaksanız buraya sizi halk götürsün” dedi.  

“KİMSE HAZIR OLA GEÇMEMİ BEKLEMESİN” 

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, “Ben de bağırıyorum bazen… Tacettin Bayır, İzmir siyasetinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin delisidir, şehrin delisidir, abisidir diyor bazıları. Çünkü aykırı şeyler söylemeyi seviyorum, inandığımı söylüyorum. Gelin, önseçim yapalım diyorum. Hepsi ‘partinin vekilini millet seçsin’ diyor ya; ben önseçimden gittim zaten 2015’te. Bu saatten sonra da bana lacivert takımları giydirip, boynuma kravat taktırıp genel merkez koridorlarında hazır ola geçmemi de beklemeyin benden. Ben hem ekonomik hem siyasi özgürlüğünü kazanmış, İzmir’de il başkanlığı yapmış birisiyim” açıklamasında bulundu.   

“HİZMET İÇİN MİLLETVEKİLİ OLMAM GEREKMİYOR” 

Her ne kadar kağıt üzerinde emekli olacaksam da siyaseten bazı arkadaşlar gibi emekli olmam. Çalışmaya, doğruları anlatmaya devam ederim. Bunu yapmak için illa milletvekili olmam gerekmiyor. Kaldı ki Başkanlık sisteminde her şey değişti, Bakan bile dışarıdan seçiliyor. Milletvekili olmanız gerekmiyor” dedi. Tacettin Bayır’ı Millet İttifakı iktidarında Bakan olarak görebilir miyiz” sorusunu yanıtlayan Bayır, “Böyle bir iddiada bulunmayayım önce Tacettin Bayır bunu istiyor mu diye bakmak lazım. Ben biraz özel yaşantıma düşkünüm, doğayı tabiatı çok seviyorum. Kedilerim, köpeklerim var, zeytin toplamayı, zeytinyağı üretmeyi seviyorum, tabi ki halka hizmeti de seviyorum. Bunun için illa bir şey olmama gerek yok. Olsa da olur olmasa da olur. Zaten bize parti ne zaman ‘Şu konuda sizin fikrinize ihtiyaç var’ dese toplanıp, konuşuyoruz. Beni seçenler de ‘sen bizim mecliste gözümüz, kulağımız, sesimiz ol’ diye seçip gönderdiler, ben de 6 yıldır bunu iyi yaptığıma inanıyorum. Zaten bugün önseçim yapalım diyorsa bir insan kendine güvenip söylüyordur. Yani Ankara’da benim dayım, amcam var, beni vekil yapsın diye konuşmaktansa halk seçsin” diye konuştu.  

BAYIR’IN MAAŞI 56 ÇOCUĞA BURS OLUYOR 

Milletvekili maaşını kız öğrencilere burs olarak dağıtan Bayır, milletvekilliği bittiği zaman öğrencilerin ne olacağının hatırlatılması üzerine konuşarak, “Beni en çok düşündüren ve yaralayan o aslında. Çünkü 56 çocuğum var. Her sene 10-15 tanesi mezun oluyor. Biri mezun olmuş, doktor olmuş mesela dün mesaj attı. Beni duygulandırdı. Yerine yenileri geliyor. Ben milletvekili olmadan da çocuk okutuyordum ama param 8-10 çocuğa yetiyordu. Milletvekili olunca maaş almayacağım diye söz vermiştim, 25 bin liraya yakın parayı şu an çocuklarıma dağıtıyordum. Onlar için de tabi devamlılık ve başarı şartımız var. Onlar da mezun olup ilk maaşı alınca onlar da çocuk okutuyorlar. Ben de inancımız ibadetlerimiz gereği bunları yaparak tatmin oluyorum” dedi. Bayır, “Belli olmaz bu işler, birileri sana ihtiyacımız var, devam et diyebilir. Burada benim ne düşündüğüm önemli. Sana bu görevi değil de şu görevi veriyoruz diyebilirler. Parlamentoda olmanız şart değil. Bakan olabilirsiniz, belediye başkanı olabilirsiniz, her şey olabilirsiniz” ifadelerini kullandı.