Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ – CHP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, ithal edilen çöplerin içinde geri dönüştürülemez atıkların da olduğuna dikkat çekti. Arslan, “Ben Çevre Komisyonu üyesiyim. Çevre Komisyonu üyesi olduktan sonra, ülkemizde çevre ile ilgili ‘Ne yapılıyor’ diye baktığımız zaman çok çeşitli sorunlarla karşılaştık. Doğamız, talan ediliyor. En son Selçuk Gökçealan’daydık. Oraya bir Jeotermal Santral yapmak istiyorlardı. Vatandaş istemiyor. Topraklar çok verimli. Meyvenin, sebzenin bol olduğu, ağacın, yeşilin çok olduğu bir yer. Vatandaşa rağmen, zorla oralara bir şey yapmak isteyen bir iktidar var. Denizlerimizin halini görüyorsunuz. Müsilaj (Deniz salyası) denilen bir belayla uğraşıyoruz. Aslında müsilaj bugün ortaya çıkmış bir sorun değil. Uzun yıllardır var olan ama yöneticilerin görmezden geldiği bir sorun. Kaz Dağları’nda, Cerrahtepe’de, diğer taraftan nükleer santrallerle, sürekli bir çevre talanı yapılıyor. Çevreye karşı acımasız  bir siyaset var. Bu konuların yanı sıra çöp ithalatı da yoğun takip ettiğimiz bir faaliyet. Türkiye, Avrupa’nın çöp sepeti olma yolunda çok hızlı bir şekilde ilerliyor. İngiltere’nin geri dönüştürülemeyen atıkları, maalesef Türkiye’ye geliyor. Çevre örgütleri, bu işin izini sürmüşler, ‘geri dönüştürülemeyen atıklar nereye gidiyor’ diye merak etmişler. Maalesef en son durak Türkiye. Peki bu atıklar Türkiye’de ne yapılıyor? Birileri sınırımızdan geri dönüştürülemeyen çöp sokuyor, kimse buna müdahale etmiyor. Sonra bunlar Türkiye’de ya yakılıyor ya da tarım toprağına atılıyor. En son 18 Mayıs’ta bu ithalatı durdurmuşlardı. Birkaç gün önce yine izin verdiler, gerekçe ise bu konuda çalışan, üretim yapan şirketlerin ham madde ihtiyacını karşılamak. Türkiye, kendi çöpünün yüzde 1’ini ayrıştırabilen bir ülke, bir başka ülkenin çöpünü, hammadde olarak buraya getiriyorlar. Ya biz önce kendi çöpümüzü ayrıştıralım” diye konuştu.  

“IRAK’TAN BİLE ÇÖP ALMIŞIZ” 

Plastiğin doğaya verdiği zarara vurgu yaparak, tek kullanımlık plastik ürünlerin üretimine son verilmesi gerektiğini belirten Arslan, “Öyle ilginç veriler var ki, Irak’tan bile çöp almışız. Irak’ın ekonomisi ne, Türkiye’nin ekonomisi ne! Irak bize çöp satmış. Biz o çöpleri alıp, buraya getirip, kendimizce hammadde olarak kullanıyoruz. Geri dönüştürülemeyen, menşeini bilemediğimiz birçok atık, tıbbi, kimyasal atıklar var. Bu, Türkiye’ye en büyük haksızlık. Greenpeace’in yapmış olduğu bir araştırmada Akdeniz’in hızlı bir şekilde plastik kirliliğine maruz kaldığı tespit edilmiş. Bu plastikleri yiyen balıkları da biz tüketiyoruz. Yapılan araştırmalarda balıklarda çok yüksek miktarda mikroplastiğe rastlanmaya başlanıldı. Biz, denizlerimizden sofralarımıza gelen balıklar aracılığıyla maalesef mikroplastik tüketiyoruz. Plastiğin geri dönüşümü çok zor. Tek kullanımlık plastik üretiminin hızlıca yasaklanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir pet bardağı kullandıktan sonra doğaya atıyoruz. Geri dönüştürülemiyor. Bunlara hızlı bir şekilde son verilmeli. Türkiye’nin artık Avrupa Birliği’nin çöğ sepeti olmaktan kurtarılması gerekiyor. Var olan kendi atığını da uygun bir şekilde ayrıştırması gerekiyor” açıklamasında bulundu.  

“KENDİ ÇÖPÜMÜZÜ KENDİMİZ BERTARAF ETMELİYİZ” 

Her kentin kendi ürettiği çöpü, kendisinin bertaraf etmesi gerektiğini aktaran CHP’li Arslan, “Çöp, sevimsiz bir kelime. Artık dünyada çöp, ‘Çöp’ olarak adlandırılmıyor. Katı atık olarak, bir değer olarak adlandırılıyor. Çöpün, hem bertaraf ediliyor, hem dönüştürülüyor olması gerekiyor. İzmir, 4 milyonu aşkın nüfusu olan bir kent, İzmir doğal olarak bir çöp üretiyor. Bu çöpü ben, siz, hepimiz üretiyoruz. Çöpün AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi yok. Kim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olursa olsun, uğraşmak zorunda kalacağı, çözmek zorunda kalacağı sorunların başında çöp bertaraf gelir. Biz çöpü ekonomik bir değer olarak görmeli, evrensel normlarda, dünyada yapılan iyi örnekler doğrultusunda bertaraf etmek zorundayız. Buna mecburuz. İşin ilk adımı evde başlamalı, insanlar kağıdını, camını, plastiğini, evsel atığını ayrıştırmalı, bunlar ilgili belediye tarafından alınarak, uygun tesislerde, çevreyi, doğayı, suyumuzu kirletmeyen tesislerde, bertaraf etmelidir. Doğru ayrıştırma budur ama biz İzmir’de nereye bir tesis yapmak istersek, hep bir karşı oluşumla karşılaşıyoruz. Kimse, ‘İzmir’in çöpü bana gelsin istemez’ çünkü kötü örnekler var. Harmandalı’ndaki vahşi depolama var, böyle bir örnek var. Yıllarca bölgedeki insanlar bundan mustarip oldular, hala oluyorlar. Tesisleri, daha doğa seven, toprağı kirletmeyen, suyu kirletmeyen, enerji elde edilen, ekonomik bir değere dönüşen bertaraf şekline getirmeliyiz. Kim olursa, bu tesisleri bir yere yapmak zorunda. En uygun yeri de siyasiler oturup, işin içine bilimsel verileri de katarak, tesisin konumunun artı ve eksilerini değerlendirerek yeri tespit etmeliler” dedi.  

“HIZAL, ERİŞ’İN DAVETİNİ KABUL ETSİN” 

Geçtiğimiz günlerde “Ödemiş katı atık tesisinin kurdelesi kesildi ama faaliyete geçmedi” açıklamasında bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’ın sözlerinin hatırlatılması üzerine konuşan Ednan Arslan, “Biz Ödemiş’te bulunan tesisin açılışını Sayın Genel Başkanımızla birlikte yapmıştık. Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekilinin tesisin çalışmadığına dair bir iddiası vardı. Hemen akabinde de bizim Ödemiş Belediye Başkanımız Sayın Eriş’in bir açıklaması oldu. ‘Gelsin, çalışmaları kendisine gösterelim’ demiş. Özgür Bey, bu kentte siyaset yapan bir arkadaşımız. İddia ettiği yerle ilgili belediye başkanımızın yapmış olduğu çağrıya olumlu bir yanıt verip, gidip orada tesisi görüp, bertaraf işleminin yapılıp, yapılmadığını yerinde izler, gözlemlerse daha doğru bir kanaate varmış olur” ifadelerini kullandı.  

“HALKIN İSTEMEDİĞİ HİÇBİR ŞEY YAPILAMAZ” 

Menderes’te yapılması planlanan ve tartışmalara neden olan çöp tesisine ilişkin soruları yanıtlayan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, “Menderes’e çöp tesisinin yapılıp yapılmayacağı çok ayrı bir tartışma konusu. Ben şuna çok önem veririm, halkın istemediği hiçbir şey yapılamaz. Çünkü bu işin sahibi halk, bu net. Orada eğer halk, muhtar, Sivil Toplum Örgütleri bu işi istemiyorsa yapılamaz. Bu işin bir de çevresel etkisi var. Eğer orada gerçekten çevreyi kirletecek, zarar verecek bir şey varsa bunu en başta biz istemeyiz. Neden isteyelim öyle bir şey? Doğaya zarar veren bir eylemi başka yerde istemiyorsak burada neden isteyelim? Ama sonuç itibariyle çöp sorununu hep birlikte çözüyor olmamız lazım. ‘İstemeyiz’ diyen arkadaşlarımızın ve ‘Evet, olsun’ diyen arkadaşlarımızın bir araya gelip, ortak masada toplanarak, ‘Doğru nedir, biz bu işi daha doğru nerede yaparız’ sorusunun cevabını bulduktan sonra, doğru yer Menderes ise orada, bir başka yer ise başka alanda olur. Sonuç itibariyle katı atık bertaraf tesislerinin artık İzmir’de yapılıyor olması gerekiyor” dedi.  

“HALK BİLGİLENDİRİLMELİ, İKNA EDİLMELİ” 

Bölgedeki vatandaşın, tesise yönelik bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, “Halkın istemeyeceği hiçbir şeyi halka rağmen yapamayız. Yapılması gereken, oradaki halkın bu konuda bilgilendiriliyor olması. O tesislerin, halka açılıp, şeffaf bir şekilde anlatılıyor olması gerekiyor. Halkın ikna edilmesi gerekiyor. Halk ikna olmuyorsa bir tesisin oraya zorla yapılıyor olmasını, ‘Ben yaparım, oldu, bitti’ anlayışıyla yapılıyor olmasını da, ben kendi adıma doğru bulmam. Bunu hangi irade yapıyor olursa olsun. Bunu Bakanlık, Büyükşehir Belediyesi, AKP’li ya da CHP’li Büyükşehir Belediyesi de yapıyor olabilir. Ben siyaset üstü bir şeyden, bir anlayıştan bahsediyorum. Eğer, vatandaş buna ‘Evet’ demiyorsa, bunu istemiyorsa, yaşam alanını tehdit ettiğini düşünüyorsa ve bu iş onu tedirgin, huzursuz ediyorsa, o vatandaş doğru bilgilendirmeyle, bu işin ona bir zararının olmadığı gibi, ekonomik destek olacağını anlatmak, vatandaşı ikna etmek lazım. İkna edilemiyorsa da o tesisin orada olmaması lazım. Ben zaten vatandaşın istemediği bir yerde ÇED raporunun olumlu çıkacağını, tesisin orada yapılabileceğini düşünmüyorum. Olmaz diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.  

“KARAR VERİCİ MİLLETTİR” 

Bölgede yapılması planlanan tesis için gerçek karar vericinin ‘Millet’ olduğuna dikkat çeken Ednan Arslan, “Burada karar verici olan idarecilerden daha çok orada yaşayan millettir. Bizlerin de onların hassasiyetlerine uygun olarak davranıyor olmamız gerekiyor. Bu çöp meselesini de tüm siyasiler, siyasete malzeme etmeden,  oturalım, konuşalım. Bu kentte 2 büyük ittifak var, bir araya gelelim, komisyon kuralım, elimizi birlikte taşın altına koyalım. Doğru yer neresiyse, Bakanlık’tan da bu konuda destek alalım. Sonuçta Büyükşehir Belediyesi zorla bir yere bir iş yapmıyor. Doğru yer neresiyse birlikte karar verelim” dedi.  

“BU TESİSİ İHTİYAÇ VAR” 

Menderes’te yapılması planlanan tesisin, ihtiyaç olduğunu belirten Arslan, “O dönem Büyükşehir Belediye Başkanı ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin o dönemki il başkanıyla aralarında bir mutabakat vardı. Bu konuyla ilgili Bakanlığa gidilmişti. O günün Bakanları, bu konuda ön onay vermişti. Bugün mutabakat yoksa, bu işin çevreyle ilgili ciddi  anlamda sorun ve sıkıntıları var ise o zaman bir daha oturulur, konuşulur, tartışılır ve doğru yol bulunur. Siyaset yapmayı bırakarak, çöp sorununu, ortak sorunumuzu, İzmir’de yaşayan 4 milyon 400 bin insanın sorununun nasıl çözülebileceğini hep birlikte konuşuyor olmamız lazım. Bu katı atık bertaraf tesisi doğru bir tesistir, İzmir’de katı atık bertaraf tesislerine ihtiyaç vardır. Bölge halkının bilgilendirilerek, bu tesisin kente kazandırılması gerekiyor. Gerekiyorsa muhtarlara örnek tesisler gezdirilerek, teknik olarak açıklamalar yapılmalı ve halk ikna edilmelidir. Eğer tüm bunlara rağmen vatandaş ikna olmuyorsa o zaman başka bir yer bakılmalıdır” diye konuştu.