Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, AK Parti'den gelen "Buca Metrosu ihalesi" eleştirilerine yanıt verdi. Arslan, en düşük teklifi veren firmanın teklifinde 70 kalemin boş olduğuna dikkat çekerek, "Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız bu konuda kamuoyunu bilgilendirici açıklamaları yaptı. Bir ihale katılımcılar tarafıyla mahkeme edilebilir. Uluslararası mevzuata göre yapılmış bir ihaleden bahsediyoruz, Kamu İhale Kanuna göre yapılmış bir ihale değildir bu. Avrupa İmar ve Katılım Bankası'nın da olduğu uluslararası mevzuata göre yapılmış bir ihale var. O ihale sonucunda 2 teklif var, bunlardan birinin 70 küsur kalemde, pozda hiçbir karşılık yazılmadığı, işçilik maliyetlerinin yazılmadığı belirtiliyor. Peki nasıl olacak herhangi bir bedel yazmıyorsa. Biz 'firma yetersizdir' diye bir şeyden bahsetmiyoruz, zaten firmaların tamamı teknik yeterlilik almıştır ama mali yeterlilik açısından yani o parayla o işin yapılıp yapılamayacağının değerlendirilmesi noktasında ve Avrupa İmar Bankası'nın da bu konuda 'bu firma bu ücretle bu işi yapamaz'  kararı olduğu için, arkadaşlarımız diğer firmaya vermişler. Firma mahkemeye gitti, 4. İdare Mahkemesi bir karar verdi, belediyemiz de Danıştay'a gitti. Birkaç ay içinde bu iş sonuçlanacak, yargının verdiği karara göre de hareket edeceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanımızın neden bu kararı aldıkları yönünde açıklama, bilgilendirme yapmasına rağmen, hala sanki bir yandaş kayırıyormuşuz gibi algı yaratmaya çalışıyorlar. En düşük teklifi veren firma bizim eski milletvekilimiz, bizim siyasi arkadaşımız olması ona kayırmacılık yapmamızı gerektirmez. Bir ihale kurulu var, karar vermiş ve işin altına bürokratlar imza atmış. Varsa bu konuda bir tereddüt, kamu zararı, bilirkişi raporunu hazırlar, mahkeme kararını verir. İhalenin iptaline yönelik bir şey de yok. Aşırı düşük bir teklif var, bununla ilgili sorgulama yapılıp yapılmadığı tereddüttü var" ifadelerini kullandı.

"YARIŞIN OLMASINI DOĞRU BULMUYORUM"

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü'nün, 11 Nisan Pazartesi günü gerçekleştirilecek İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkanvekilliği seçimlerine "Adayım" açıklamasını değerlendiren Arslan, "Bizim belediye meclis üyelerimizin hepsi çok kıymetli, hepsi çok değerli, hepsi de grup başkanvekilliği yapacak yeterliliğe sahiptir. Belediye Başkanları da o meclisin bir üyesidir. Onlar da bu görevi yapabilir ama biz şimdiye kadar parti içinde bir teamül olarak il başkanı ve büyükşehir belediye başkanı arasında; ilçe başkanı ve ilçe belediye başkanı arasında koordinasyonu, iletişimi sağlayacak, vakti olan, bu konuda işbirliği içinde olacak kişileri hep bu yöntemle belirledik. Bunun için şimdiye kadar bir seçim yapılmadı. 'Bu arkadaşla daha rahat çalışabiliriz' denilir. Bu aslında siyasi bir makam, CHP Grup Başkanvekili dediğimiz kişi, il başkanının temsilcisidir, İzmir İl Başkanı adına çıkar orada o görevi yapar ama Büyükşehir Belediye Başkanıyla da yakın mesai  yürütmek zorundadır ve uygun bir zamana da ihtiyacı vardır. Bu konuda da takdir il başkanımızla Büyükşehir Belediye Başkanımıza aittir. Onlar bu konuda en uygun çalışabilecekleri arkadaşı tespit etmelidir, o arkadaşı da meclis grubuna ifade etmeliler, meclis grubu da o arkadaşımızın arkasında durup başkanvekili olması yönünde gereğini yapmalıdır. Burada bir yarışın olmasını doğru bulmuyorum" dedi.

"DEPREMZEDELER HEPİMİZİN"

İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) tarafından tüm siyasi parti il başkanları ve milletvekillerine yapılan davete sadece CHP'nin katılmasının hatırlatılması üzerine konuşan Arslan, "Depremzedelerin yapmış olduğu çağrı çok değerli bir çağrıydı. Önemli bir çağrıydı. Deprem siyaset üstü bir mesele, siyaset üstü bir meselede çok siyaset yapmamak gerektiğine inanan, o prensiple hareket etmeye çalışan bir siyasetçiyim ben. Önemli bir çağrıydı çünkü; zaman zaman bizimle, zaman zaman yerel yönetimlerimizle, iktidar partisi milletvekilleriyle, bakanlıklarla bir araya geldiler. Kentin il başkanlarının ve milletvekillerinin o masa başında olması ve depremzedelerin istek, talep, sıkıntılarına yönelik söyleyeceklerini aynı ortamda dinliyor olmak çok değerliydi. Belki biz yanlış yapıyorduk, belki AK Parti, belki orada bir prensip ortaya çıkacaktı.Belki daha doğrusunu bulacaktık. Ortak aklın, fikrin ortaya çıkacağı siyaset üstü bir toplantıydı. Ben arzu ederdim ki tüm il başkanları ve milletvekilleri orada olsun ama maalesef arkadaşlarımız o toplantıya gelmedi. Depremzedeler hepimizin, kent hepimizin... Burada insanların acısını büyütecek iş ve işlemler yapılmaması gerekiyor. Bakın, kredi alamıyorlar. Oradaki insanların ekonomik yapıları malum. Zaten kıt kanaat bir evleri olmuş, depremde evlerinden, canlarından oldular. Bizim siyaset üstü bakarak depremzedelerin sorunlarını çözecek formülleri üretip çözmemiz gerekiyor. Artık yeter, 1 buçuk yıl oldu, insanlar artık evlerine girsinler" açıklamasında bulundu.

"YENİ ZAMLAR KAPIDA"

Artan enerji maliyetlerine yönelik konuşan Ednan Arslan, "İnsanlara kiraları aşan miktarda elektrik faturası geliyor. Ticarethanelerle ilgili düzenleme henüz gelmedi, onları da bir kademeli tarife işine soktular ama herhangi bir indirim yok. Daha yeni doğalgaza konutlarda yüzde 35, elektrik üreten santrallerde yüzde 44, kendi sanayisinde kullanacak olana yüzde 50 zam yaptılar. Bu yarın iğneden ipliğe her şeye zam demek. Çünkü üreticinin, sanayicinin elektrik maliyeti arttığında bunu bir yerden karşılamak zorunda. Bu da ürünün fiyatının artması demek. Elektrikte dışa bağımlılığı azaltmalıyız, doğalgazda dışa bağımlıyız, doğalgazı alıp elektrik üretimi yapıyoruz; bu da elektrikte dışa bağımlılık demektir. İthal kömürden elektrik elde ediyoruz. Geçen yıl kuraklık vardı, barajların seviyesi düştüğü için, ithal kömürden ürettiğimiz elektriğin payı arttı. Acil bir şekilde yenilenebilir, yerli enerjiye yönelmeliyiz. Yoksa biz bu zamlardan daha çok göreceğiz. Önümzüdeki günlerde de göreceksiniz yeni zamlar kapıda. Biz ülke olarak çok pahalı bir enerji kullanıyoruz" dedi.

"YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANMALIYIZ"

CHP iktidarında enerjide dışa bağımlılıkla ciddi mücadele edileceğini ve bunun için projelerinin hazır olduğunu anlatan Arslan, "Biz CHP iktidarında yenilenebilir enerjiyle ilgili çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Sayın Genel Başkanımız '5 bin megawatt'lık bir santral kuracağım, Diyarbakır'da kuracağım, önce bölgeye ardından tüm Türkiye'ye de elektriği çiftçiye ücretsiz vereceğim' dedi. 5 bin megawatt'lık bir santralin yıllık üreteceği elektirk 8 buçuk milyar kilowat saatle 10 milyar kilowaat saat arasındadır. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik 10 milyar kilowatt saat, yani biz o santrali kuracağız, bunu kooperatif şeklinde yapacağız. Çiftçi, yerel yönetim bunun içide olacak, çiftçiye bedavaya vereceğiz, kalanını satacağız" diye konuştu.

"KAMU PAYI ARTIRILMALI"

Elektrik fiyatlarının ucuzlaması için kamu paylarının artırılması gerektiğine dikkat çeken Arslan, "Elektrik fiyatlarının artmasının en büyük nedeni kamu paylarının azalmasıdır. Biz kamu payını ne kadar azaltırsak üretim santrallerinde özel şirketlere bağımlı hale gelirsek elektrik fiyatları artıyor. Bununla ilgili bir çalışma yapmıştık, zamanında kamunun payı yüzde 50-60'lardayken elektrik çok ucuzdu, kamu payı şu anda yüzde 13 buçuklarda. Kamu payı düştüğü için elektrik fiyatları fahiş bir şekilde artmaya başladı. Elektrik temel ihtiyaç ve bunun bir kamusal hizmet olduğu bilinciyle hareket etmek gerekiyor. Tuttular dağıtım şirketlerini özelleştirdiler, daha ucuz elektrik vaadiyle yola çıktılar. Gelinen noktada hem kaliteli hem de ucuz elektrik alamıyoruz. Akkuyu'ya Nükleer Santral yapıyorlar; yap, işlet, sahip ol modeli. Yapacak olan Rusya, işletecek olan Rusya, sahip olacak Rusya... Ya biz bu santrali neden yaptırıyoruz o zaman? Kendi ülkemde 2 milyon metrekare alana santral yaptırıyorum. 12.35 cent'e alım garantisi veriyorum ki pahalıdır bu rakam, teknolojisinden faydalanmayacağım, Rusya bana elektrik satacak, bu mantıklı mı, çok kötü. Bunun maliyeti 10 milyar dolar, bu 10 milyar doları 15 yıl içinde alım garantileriyle ödememiz gerekiyor. Gerçek maliyeti ne, 12.35 ile hesapladığımızda gerçek maliyeti 32 buçuk milyar dolar, biz bu parayı Ruslara vereceğiz. Herkesin düşünmesi lazım. Yıllık 2 milyar dolar Ruslara para vereceğiz, o santral bizim olmayacak, o santralden çıkan atık bizim olacak. Biz enerjiyi satın alıyoruz, atığını niye biz alıyoruz. Radyoaktif atığın nihai bertarafı diye bir şey yoktur. Öyle bir elementle, atıkla karşılaşırsınız ki bin yıl sürer korumanız gereken süre. Yerli enerjiye ihtiyaç var. Bizim petrolümüz, doğalgazımız yoksa güneşe, enerjiye döneceğiz. Dışa bağımlılıktan kurtulacağız" diye konuştu.