GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir İl Başkanlığı, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın katılımıyla Ödemiş’te çiftçi, esnaf ve oda ziyaretleri gerçekleştiriyor.

İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, program öncesi basına açıklamalarda bulunarak, “Tarımın başkenti diyebileceğimiz Ödemiş’teyiz. Bir dizi ziyaretler gerçekleştireceğiz. Ardından örgütümüzle değerlendirme toplantısı yapacağız. Ekonomideki durum malum, tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın  sırtındaki yük her geçen gün daha da artıyor. Elektrik fiyatları üreticinin belini büküyor. Yem ve gübre fiyatlarındaki son yılarda yaşanan artışlar üreticiyi can çekişme noktasına getirmiş durumda. Girdi maliyetlerine baktığımızda, dünyada batma noktasına gelen tek çiftçi ülkemizdeki çiftçi. Her şeyi ben bilirim, anlaşışıyla şahsım hükümetinin tarım ve hayvancılıktaki yansıması Tarım Bakanı ‘Türkiye’de zarar eden çiftçi yok’ diyecek kadar olaylara Fransız. Bu sorunları iktidarımızda çözebilecek güçteyiz. Adaletli, liyakatli olarak bu sorunların hepsini çözmeye talibiz. Mustafa Kemal Atatürk; köylü milletin efendisidir; dedi. Biz CHP iktidarında köylünün milletine efendisi olduğunu hayata geçireceğiz Bugün bunu yaşayan bir belediye başkanımız var, Sayın Mehmet Eriş, tüm İzmir’de hayata geçiren bir Büyükşehir Belediye Başkanımız var, üreticiye, kooperatiflere yaptıkları desteklerden dolayı gıyabında da olsa teşekkür ediyorum. Bu programıma katıldığı için az sonra CHP iktidarında yapılacak çalışmaları sizlerle paylaşacak olan Orhan Sarıbal’a ve Ödemiş örgütümüze de ev sahipliğinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.  

SARIBAL: “KRİZ DERİNLEŞİYOR” 

Cumhuriyet Halk Partisi Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise yaptığı açıklamada, AK Parti iktidarını eleştirerek, “Sözün bittiği yerdeyiz. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkenin 20 yılda ne hale geldiği i içimiz acıyarak izliyoruz. 1 saat sonrasının ne olacağını bilmiyoruz. 84 milyonun aklıyla alay edilen bir dönemden geçiyoruz. İzmir’de Cumhuriyet döneminde tarımda devrim yapan Atatürk’ten sonra, tarımda devrim yapan Kocaoğlu ile başlayan Soyer’le devam eden tarıma destek, çiftçiyi kalkındırma mücadelesini saygıyla karşılıyor, alkışlıyorum. Pandemi döneminde paranız olsa da aç kalabileceğimizi gördük. Pandemi döneminde yeteri kadar paranız olmasa, ya da lojistik kısıtlı olsa açtık. Nedeni, ülkeler kendi üretim modellerinden vazgeçtikleri için, ithalatı tercih ettikleri için bu durumla karşı karşıya kaldık. Türkiye hiç hak etmediği bir dönemi yaşıyor. Genel Başkanımız, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek demişti. Bir ülkede böyle bir problem yoksa neden Genel Başkanımız bunu söylesin. Bu ülkede her gün 1 milyon insan yatağa aç giriyor. Büyük kitle yeterli gıdaya ulaşamıyor. Gıda krizi var. 2013-2014 yılından itibaren yoğunlaştı. 2006 da genç güveler kasaba gitti, kesildi. Türkiye ciddi gıda krizi içinde, ithalata bağlı olduğu için, tüketen bir ülke olduğu için, toplumun gelir düzeyi yüzde 60 civarında ne yazık ki yeterli geliri elde edemediği için kriz altında. Çiftçi zarar ediyor, köylü köyü boşaltıyorsa, orada kriz vardır. Tüketici akşam saatlerinde Pazara gidiyorsa, fiyatların düşmesini bekliyorsa, pazardan arta kalan ürünleri alma derdindeyse orada kriz vardır. Kriz derinleşiyor. Dün faiz açıkladılar. 15 dakika kala dolar düştü, belli ki içeriden bilgi geldi. 15 dakika sonra 100 baz puan düştü, dolar tavan yaptı bugün 12’ye yaklaştı. İktidar artık hiçbir şeyi kontrol edemez noktaya geldi. İndirdiğiniz faiz toplum tarafından sanayicisi, işçisi, tarafından olumlu algılanmıyor, dövize talep artıyorsa para politikası krizi vardır. Sizin duruşunuza kimsenin güvenmediği anlamına gelir” ifadelerini kullandı.  

“ÇOK ACİL ERKEN SEÇİM” 

Erken seçim çağrısında bulunan Sarıbal, “Türkiye’nin çok acil erken seçime ihtiyacı vardır. İktidara olan güven kaybedilmiştir. Yitirilen güveni tekrar sağlayabilmek çok zordur. Türkiye ciddi gıda krizi yaşamakta, çiftçi zarar etmekte, bu bölge süt sanayisinin en önemli bölgelerinden biri. 1 litre sütle 1 buçuk kilo yem alamıyorsanız hayvancılığı sürdüremezsiniz. 1 kilo yem 4 liraya yaklaştı, 1 litre sütle 1 kilo yem bile alamıyorsunuz. Süt işletmecisi aylık 500 bin liraya yakın zarar ediyor. 1 kilo kırmızı etle en fazla 14-15 kilo yem alabiliyorsunuz, et üreticisi ciddi zarar ediyor. Buğday üreticisi zarar ediyor. Buğday üreticisi aynı durumda, ucuza buğday verdikleri halde ekmeğe gelecek zammı önleyemiyor. 1 dolar 1 kilo gübre oldu. Azotlu gübre yok. Gübre fabrikalarını özelleştirdiler, 19 yılda 75 milyon ton gübre ithal ettiler, 22 milyar dolar para ödediler. Bugün çiftçi buğday ekmiyor. Çiftçiye gübre dağıtın dedik. Şeker kanunu çıkardılar, pancara kota getirdiler. Bizi mısır şurubuna yönlendirdiler. 3 buçuk milyon şekere ihtiyaç varken 2 buçuk milyon ton ürettiriyorlar. Tatlandırıcı bile zam yaptı. Fabrikalar zarar ettiği için piyasaya şeker sunmuyor. Yüzde 25 zam yetmediği için özel sektör hala yüksek zammı beklemekte” diye konuştu.  

“ÇİFTÇİ MUTSUZSA TARIMDA İLERLEYEMEZSİNİZ” 

Çiftçinin desteklenmediğini savunan Sarıbal, “Yunanistan zeytinyağına destek veriyor. Kameraların karşısında efelik yapıyor, itibardan tasarruf olmaz diyor, saraylara para bulabiliyoruz, beşli çeteye, geçmediğiniz köprü, gitmediğiniz havaalanı için sizden garanti alınıyor değil mi. Bir ülkenin vicdanı ve aklı varsa, insanın gıdasının hak olduğuna inanıyorsa, lütuf değildir, gıda haktır, gıda hakkı için garanti vermelisiniz. Bir devletin yöneticileri toplumun yeterli düzeyde beslenmesi, yeterli gıdaya ulaşması için her türlü tedbiri almalıdır diyor anaya bunu diyor. Asıl çiftçinin ürününe garanti vermelisiniz. Onlar için zeytine destek verme talebimizi onlar adına yenileyeceğiz. Çiftçisi mutlu olmayan toplumun tarımda ilerlemesi imkansızdır” dedi.  

Sarıbal, CHP’nin tarım politikalarını şöyle sıraladı:  

Çiftçimiz kazanacak bunun için bizim tarım politikalarımız açıktır.  

Tarım topraklarımızı koruyacağız.   Planlama yapacağız, hangi ürünü berede ne kadar üreteceğimize karar vereceğiz.   Çiftçinin borçları var, 2002 yılında 2 milyon 780 bin çiftçimiz vardı bugün 780 bin çiftçimiz kayıttan çıktı. Çiftçinin borcu 70 kat artmış durumda, borçları yapılandıracağız, faizleri sileceğiz, taksitlendireceğiz.   Doğal afetler… Yeni bir sigorta sistemini hayat geçireceğiz.   Alım garantisi ve taban fiyatı. Fiyatı ekilirken belirleyeceğiz.   Çiftçiyi örgütleyecek.  Girdiler, yem, gübre, mazot, tohum, elektrik ve su faturaları. Bu girdileri planlayacağız. Ya çiftçi ucuza üretecek ya da tüketim gücü artırılacak.   Tarımsal üretim araçlarına haciz gelmeyecek, hukuki düzenleme yapılacak. Et balık kurumlarını hayata geçireceğiz”