Yaşam savaşını önceki gün kaybeden Zeynep Perens’in 7 yaşındaki oğlu Çağan’ın, “Sen benim hayatımın kahramanısın. Yedime yetmişimi sığdırttın anne” satırlarına yer verdiği, Hürriyet’in ilan sayfasında yayınlanan veda mektubu herkesi ağlattı.

1 YIL KONUŞAMAYACAKSIN
Jeofizik Mühendisi Zeynep Perens, 2012 yılına geldiğinde, reklam ve satış alanında kariyerinin 10 yılını geride bırakmıştı, 37 yaşındaydı. Oğulları Çağan’a hamile olduğu günleri “Hayatlarımızla ilgili her şey normal görünüyordu. Bir şeylerin değişeceğine inanmak için hiçbir nedenimiz yoktu. Ne yazık ki, gelecek bize varsayımlarımızın yanlış olduğunu ispatlayacaktı. 2012 yılında hayatımız asla hayal bile edemeyeceğimiz bir şekilde değişti” diye anlatıyordu internet sayfasında paylaştığı hikâyesinde. O yılın eylül ayında, nadir görülen bir baş ve boyun kanseri türü olan Adenoid Kistik Karsinom teşhisi kondu. Doktorlar, tedavi bittikten sonra iyi olacağını ancak bir yıl kadar konuşamayacağını söyledi. Henüz 37 yaşındaydı. Küçük bir oğlu vardı. Hastalıkla savaşmaya kararlıydı.

ANNE SÜTÜNE, SESİNE HASRET
4 ay süren ağrılı bir ameliyat ve radyoterapi evresi geçirdi. İlaçlar yüzünde oğlunu emziremiyordu. Doktorların söylediği gibi konuşamıyordu. Çağan, 1 yıl annesinin sesini duyamadı. Zeynep Perens konuşmaya başladığında ise ameliyat ve tedaviler nedeniyle o ses kendi sesi değildi artık. İşi tamamen iletişim odaklıydı. Konuşamadığı için kariyeri bitmişti. Savaştığı hastalık onu konuşmadan çalışmasına izin verecek yeni bir iş modeli aramaya zorladı. Bir sanatçıdan temin ettiği el yapımı deri ürünleri internet üzerinden satacağı iş modeli üzerinde çalıştı. Negatif enerjileri emdiğine, onları yararlı ve canlandırıcı enerjilere dönüştürdüğüne inanılan, en sevdiği taşın adı markası oldu: Galen Leather. Müşterileriyle e-posta yoluyla iletişim kurabildiği için konuşamaması sorun olmuyordu. O sırada ekonomi eğitimini tamamlayan kardeşi Yusuf da ona katıldı.

KENDİSİ ÜRETİP DÜNYAYA SATTI
2013 Noel’inde siparişler artınca tedarikçi talebi karşılayamadı. Tam da o günlerde eşi Yunus Perens, not defteri ve tableti için deri kılıf istedi. O zaman kardeşiyle kendi deri ürünlerini üretmeye karar verdiler. Deri işçiliği öğrenmek için bazı üreticilerle ve internet üzerinden çalıştılar. Eşinin istediği ürünleri ürettiler önce. Pek çok denemeden sonra “Tamam oldu” cevabını alınca üretime başladılar. Türkiye’de üretimi pek yaygın olmayan deri kalemlikler, defter ve tablet kılıfları kırtasiye meraklılarının dikkatini çekti. Dolmakalem sevdalıları onu ve ürünlerini çok sevdi. Ürettiklerini dünyaya satmak için nakliye şirketleri ile anlaşmalar yaptı. İki kişilik küçük işletmesini dünyaya açtı.

TEKRAR DÖNMEK DİLEĞİYLE
Zeynep Perens, 10 Mayıs’ta Galen Leather’in Instagram sayfasında paylaştığı çalışırken çekilmiş fotoğrafına veda kokan “Bir gün tekrar geri dönmek dileğiyle. En güzel gün bugündür. Yarın hakkında hiçbir şey bilemeyiz” notunu düştü. Hastalığı ilerleyen Zeynep Perens, önceki gün 44 yaşında hayata veda etti. Perens’in sevenleri, dün onu  İstanbul Bahçeşehir Hacı Eyüp Saadet Çarmıklı Camii’nde cuma namazının ardından düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurladı. Zeynep Perens’in halı ve deri işiyle uğraşan eşi Yunus Perens taziyeleri kabul etti. Yunus Perens ve Çağan Perens cenaze namazını birlikte kıldı. Çağan babasına “Benim annem mi bu?” diye sordu. Baba ise oğluna sarılarak cevap verdi. Eşinin ölümüyle sarsılan Yunus Perens törenden sonra duygularını dile getirirken çok üzgün görünüyordu:

OLGUN BİR ÇOCUK OLDU
“Küçük bir oğlumuz var, olgun bir çocuk oldu, her şeyin iyi olmasını istiyoruz, eşim dünyaya veda etti. Şiiri birkaç ay önce eşim yoğun bakımdayken yazmıştım. Kanser hastasıydı 7 yıldır. Çok fazla tedavi denedi. Çok güçlü bir kadındı, inanılmaz bir insandı. Ömrü yetmedi. Bize çok kıymetli bir emanet bıraktı, oğlumuzu. Çok severek evlenmiştik, 13 yıldır evliydik. Çok sevdik birbirimizi. Oğlumuz annesine çok destek oluyordu. Annesi de onun için yaşıyordu. Çok iyi bir dosttu her şeyden önce.”

İYİ BAKMAZSANIZ RÜYANIZA GİRERİM
Çağan Ali Perens’in amcası Yusuf Perens ise “Zeynep oğluna ve ailesine çok bağlıydı. 2012 yılında hastalığa yakalandı. Çağan’a 6 aylık hamileyken, damak kanseri olarak hastalık başladı. Bu süreçte babasını, sonra ablasını göğüs kanserinden, geçtiğimiz yıl da annesini kaybetti. Oğlu için yaşıyordu. Çok güzel tasarımları vardı. İşinde dünya markası olmuştu. Vefat etmeden önce Çağan’ı bize emanet etti. Ona iyi bakmamızı söyledi. ‘Çocuğuma iyi bakmazsanız rüyanıza girerim’ diyordu. İyi bir insandı” dedi.

ANNESİNİN HEDİYELERİYLE
Çağan, annesinin cenaze töreninde, “Başımdaki şapka ile gözlüğü annem aldı. Bugün onları taktım. Omzumdaki çantayı annem bana verdi. İçerisindeki de annemin telefonu. Gazetede çıkan şiiri babam bana evde okumuştu” dedi.

BABAM DİYOR Kİ TÖRENİM VARMIŞ BUGÜN
Doğduğu günden itibaren annesinin hastalığı nedeniyle yaşamı ev ve hastane arasında geçen 7 yaşındaki Çağan’ın annesine yazdığı, Hürriyet’in ilan sayfasındaki veda mektubu, gözyaşlarına davetiye çıkardı.

Sevgili anne

Sensiz ilk günüm bugün.

Babam diyor ki törenim varmış bugün.

Geçiş töreni

Sensizliğe, olgunluğa, adamlığa,

Ergenliğe, gençliğe ve hayata geçiş.

Öğrettiğin gibi, en güzel elbiselerimi giyip gideceğim.

Sessiz öğretilerin, hep kulaklarımda çınlayacak.

Sonsuz gülüşün, hep aklıma geldiğinde kalbimi ısıtacak.

Ve tek bildiğim artık fazladan oksijene ihtiyacın olmayacak.

Gözün arkada kalmasın anne, babamı da merak etme, ben varım artık çünkü.

Ben oldum anne, yavrun oldum, bitanen oldum, gururun oldum.

Bugün tam oldum.

Sen öldün ve ben oldum anne.

Doğduğum günden beri, yanımda olmak için o amansız hastalıkla savaşan annem,

Sen benim hayatımın kahramanısın.

Yedime yetmiş sığdırttın anne.

İyi ki seni tanımışım, iyi ki annem olmuşsun.

Hoşçakal anne, hoşçakal.