GÜNDEME BAKIŞ - Konuyla ilgili söz alan CHP’li meclis üyesi Saadet Çağlın, meslek odaları ve bilim insanlarınca söz konusu alanda kurulan termik santrallerin bölgede çevre felaketlerine yol açacağına ilişkin 2012 yılında bir rapor hazırlandığını hatırlattı. 10 yıllık sürenin ardından bölgede yaşanan son durumu örneklerle anlatan Çağlın, konuyla ilgili gerekli önlemlerin alınması noktasında çağrı yaptı. Bir diğer CHP’li meclis üyesi Hakan Barçın da “Havzanın canlılığını tamamen kaybetmeden önlemler alınması sonucu yaşanılabilir bir Aliağa mümkün. Koruma kullanma dengesi gözetilerek, bütüncül düşünmek gerekiyor. Hem Aliağa’nın hem İzmir’in hem de ülkemizin bütüncül düşünmesi lazım. Bu anlamda da sektörlerin dağılımları sınırlandırılmalı” mesajı verdi.

‘GÖRÜŞÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Söz konusu önerge ile ilgili söz alan AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal ise, raporun meclis öncesinde kendilerine verilmediğini öne sürdü. Hızal, “Güzel bir çalışma… Ben bu raporu Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden aldım. Komisyon üyesi arkadaşlara sorduk, ‘Siz bu raporu görüşürken size rapor verildi mi?’ ‘Hayır’ denildi. 630 sayfalık bir raporun beş dakikada görüşülmesi mümkün değil. Burada bir gariplik var, problem, sorun var. İzBB’nin böyle bir karar alma yetkisi yok. Bu raporu, bugün burada gelip görevi olmaksızın oylanmasının samimi olmadığını düşünüyorum. O zaman adama sorarlar, ‘Ey İzBB! Sen Aliağa’da böyle bir sorun olduğunu biliyordun. O bahsettiğin işletmelere cezai işlem uyguladın mı? Körfez ile ilgili hazırlanan kararları meclise sundun mu?’ Sunmadın, sümen altı yaptın. ‘Ey İzBB! Sen Tire’de mera alanı içinde hala vahşi yöntemlerle çöp depolama alanı olduğunu bilerek bir rapor hazırlama ihtiyacı duydun mu?’ Hayır. Asıl görevleriniz bunlar, bunları görmezden geliyorsunuz. Sonra gelip İzBB ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile iş birliğinin artırılması noktasında karar alıyorsunuz. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bakanımızla görüşmek istedi de kabul mü edilmedi? İzmir’e geldiğinde temas kurmak istedi de ret mi edildi? Zaten böyle bir hak verilmiş, iş birliği yapmak zorundasınız. Yapmıyorsanız sorun var demektir” dedi.

“Raporun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum ama bu rapor üzerinden birtakım siyasi kazanımlar elde adına şov yapmaya gerek yok” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Hızal, “İki gündür bu kürsüde şov yapılıyor. Oturalım, konuşalım. Bakanlıkla yapılacak görüşmeler zaten yapılıyor. ‘Gemi ile ilgili bakanımızın ifadelerine itibar edin’ dedik. Çıkıp şimdi o geminin buraya girmeyeceği konusunda bakanlıkla iş birliği yapalım’ diye bir karar mı almamız gerekiyor? Zaten bu kurumun bakanlıklarla iş birliği yapma zorunluluğu var. Rapor, meclis üyelerinden ve meclisten saklanmış. Bu da yeni bir alışkanlık haline getiriyor. Meclisten bazı hususlar saklanıyor. Bu çalışma elbette kıymetli ve değerli ama bu rapor üzerinden, çevre hassasiyeti üzerinden siyasi prim elde etmek için meclisin ve kürsünün şov alanı olmasını kabul etmiyorum. Bu meclisin bir itibarı var; bu itibarın ayaklar altına alınması doğru değil!” ifadelerini kullandı.

‘AYNI ELEŞTİRİYİ ALABİLİRSİNİZ’

Hızal’ın açıklamalarının ardından Grup Başkan Vekili Özuslu, “Meclisimizce oy birliği ile komisyonlara gönderilmiş bir önerge hakkında görüşme yapılıyor. Bu önerge hakkında CHP grubu adına bir arkadaşımız ve komisyon adına da bir arkadaşımız söz aldı. Herhangi bir önerge ile ilgili söz alan arkadaşımızı şov yapmakla eleştirebilirsiniz ama yaptığınız konuşma ile siz de aynı eleştiriyi alabilirsiniz” dedi.

‘GOCUNACAK NE VAR?’

Aliağa’da yaşanan sorunlara dikkati çekerek açıklamalarda bulunan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç da, “Bu ilçede aynı zamanda çevreye duyarlı örgütlerin de hassasiyetleri yüksek. Belediyelerin görevi yasada yazılmıştır. Çevre konularında daha çok bakanlığın düzenleyici yetkileri var. Dolayısıyla İzBB’nin de sadece cezalar vererek caydırıcı olmasının konuya çok da faydası yok. Baktığınızda uzun yıllardır oradaki gemi söküm tesislerinin de insan sağlığına zararları ortaya konulmuş. Gerek yerel yönetimler gerekse bakanlık ve meslek odaları, bizim iş birliği içinde çalışmamız gerekiyor. Elbette biz iş birliği isteriz. Komisyondaki arkadaşlarımız kendilerine özel bir vazife edinmiş ve üniversitelerle beraber önemli bir çalışma yapmışlar. Bir rapor ortaya çıkarmışlar. Bunda gocunacak ne var? ‘İzBB yetkisinde değildir’ demek haksızlık olur. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışma sonucunda yetki ve görevler verilmiş bakanlıkla iş birliği yapılması belirtilmiş. 2002 yılından beri çıkmayan bir yönetmelikten bahsediyorlar… Bazı cezaların caydırıcı olması ve tedbirlerin alınmasını istiyor. CHP’li belediyeler olarak katılımcı demokrasiyi önemsiyoruz ve burada aldığımız kararı da birlikte çalışmayı öngören, yerel yönetimlere daha fazla inisiyatif sağlamasını öngören bu önergeyi kabul ediyoruz. Meclisimizin yetkisinde olan bir konuda karar alıyoruz” diye konuştu.

‘MEDET UMMAYAN TEK İLÇE’

Önergeye bir değerlendirme de MHP Aliağa meclis üyesi ve belediye başkan yardımcısı Hakan Şimşek’ten geldi. “Aliağa’da 55 yıldır sanayi var, biz MHP olarak sadece 8,5 yıldır yönetiyoruz. Gururla söylüyorum, bizden önce de Aliağa’da sanayi vardı, bizimle de var. Bazı arkadaşlar öyle bir sunum yapıyor ki, “İzmir’de 30 ilçe var, Aliağa olmasın, 29 olsun.” Sanki Aliağa olmasa Körfez’in kirliliği mi biterdi? 30 ilçe içinde İzBB’den medet ummayan tek ilçedir Aliağa, tek bir isteği olmayan ilçedir. Evet, bunları bilelim, iyileştirmek için uğraşalım ama kötü yönümüzü el aleme aleni bir şekilde göstermeyelim, içimizde konuşalım. Kötülüğü anlatsak sana ne fayda, bana ne fayda? Aliağa ile ilgili sürekli bir kum torbası bağlayıp aşağıya çekmeye çalışılıyor. İstediğiniz kadar konuşun, orada olan insanlar gerektiği zaman karar verir. Üçüncü dönemimizden sonra Aliağa, İzmir’in en gözde ilçelerinden biri olacak.”

‘NEDEN RAHATSIZ OLUYORLAR?’

Aliağa Belediyesi meclis üyesi de olan İYİ Partili Sedat Sarı, “Bu Aliağa meclis üyeleri olarak bizim kaygılarımızla yapılan bir çalışmaydı, bilimsel anlamda da desteklendi. ‘Sanki Aliağa’nın her yerinde balıklar ölüyor, sanki Aliağa’nın hiçbir yerinde denize girilmiyor, sanki Aliağa’daki tüm sular kirli akıyor’ denildi. Bizim yaşadığımız kaygıyı kaygı olarak görmeniz için bütün balıkların ölmesi, tüm suların kirlenmesi mi gerekiyor? Bunun dil sürçmesi olmasını diliyorum. Aliağa’da kirlilik yaşanıyorken bilimle de bunun varlığını ispatlanmışken bunu İzmir halkına anlatmak emperyalist güçlerin sözcüsü olmak mı oluyor? Aliağa’daki kirliliği konuşacağımıza neden bu çalışmadan rahatsız oluyorlar?” açıklamalarında bulundu.

‘ETKİLERİ DE ARAŞTIRILDI’

DEVA Partili meclis üyesi Nezih Özuyar da, “Komisyondaki çalışmalara katıldım. Çalışmalar esnasında bu kirliliğin daha da büyümesini içeren birtakım konular görüşüldü. Bizler İzBB olarak bu faydalı çalışma hakkında kamuoyunu bilgilendirmek adına da konuşuyoruz. Bunu daha da çok konuşmalıyız. İkincisi, bu bilgilendirme bakanlığın tavsiye kararımızla ilgili ne yapacağını takip etmek de meclisimizin görevidir. Ayrıca boyutu daha da genişletilerek bu konudaki insan sağlığının etkileri araştırıldı, anne sütlerinde ve bebeklerin dışkılarında ağır metaller bulundu. Bu çalışmanın burada kalmamasını teklif ediyorum” dedi.

Önergeyle ilgili meclisten karar çıkması ile önergenin tavsiye niteliğinde kalması hakkında AKP ve CHP Grubu uzun süreli tartışma yaşadı. Son olarak söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Burada bir çağrı yapılıyor; Aliağa’mız için İzmir’imiz için beraber çalışalım diyoruz. Belediye meclislerinin görev ve yetkileri tartışması yapılıyor zaman zaman… Bazen belediyenin görev tanımı içinde olmamasına rağmen belediye meclisleri inisiyatif alır. Bu meclisteki hiçbir arkadaşımızın özellikle Millet İttifakı’ndaki arkadaşlarımızın amacı siyasi kazanım ya da şov değildir, İzmir ve dünyanın temel sorunu olan çevre kirliliğine dikkat geçmektir. Bizim çevre birimlerimiz görevlerini yerine getiriyor ve gerçekten büyük çaba sarf ediyorlar. Aliağa da tüm ilçelerimiz gibi bizim için çok değerlidir. Bu sorunlar hepimizin sorunlarıdır” diye konuştu.

Yaklaşık iki saatlik görüşmenin ardından CHP Grup Sözcüsü Kökkılınç, komisyonun aldığı kararı tavsiye karar mahiyetinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na raporun gönderilmesinin oylanması önerisinde bulundu.

GERİLİM TIRMANDI, SAYIM YAPILDI

CHP Grubu önergenin oylanmasını talep etti. Bu kez AK Partili meclis üyeleri, oylama için meclis yeter sayısı olmadığını dile getirdi. Meclise ara verilmesi önerisinin değerlendirildiği sırada CHP Meclis Üyesi Bülent Sözüpek ile AK Parti Meclis Üyesi arasında meclis yeter sayısı konusu üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Önergenin oylanması için meclis yeter sayısının sağlanması gerektiğinden, üye sayımı yapıldı. Başkanvekili Özuslu, divan üyelerinin mecliste 48 meclis üyesi tespit ettiğini açıkladı. Bunun ardından AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe divanın bulunduğu bölüme giderek kendi sayım yapmak istedi. CHP’li meclis üyelerinden AK Partili Boztepe’ye tepki gösterdi. CHP Grup Sözcüsü Kökkılınç, yönetmeliği işaret ederek oylama için yeterli sayı olduğunu dile getirdi. Bunun ardından AK Partili 2 meclis üyesinin salon dışına çıkması tepkilere neden oldu. CHP ve AK Parti arasında gerilim tırmandı. Meclis oturumuna CHP’li meclis üyelerinin ısrarı üzerine 1 saat ara verildi.