Halil İbrahim GÜLER / GÜNDEME BAKIŞ – İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nden depremzedelere müjdeli haber geldi. Büyükşehir Meclisi’nde Bayraklı Belediye Meclisi’nin depremzedeler için aldığı yüzde 10’luk emsal artışı revize edildi.

PARSEL BAZDA YÜZDE 20!

İmar komisyonu; parsel bazında emsal artışının yüzde 20, ada bazlı ise yüzde 30 olarak olarak belirledi. Bu artışın sadece Bayraklı’yı kapsaması öngörüldü.  

Önerge CHP ve İYİ partilerin oylarıyla oy çokluğuyla geçti. 

BAŞKAN SOYER MÜJDEYİ AÇIKLADI
Depremzedelere müjdeyi açıklayan Başkan Soyer, “Daha önce yaptığımız çalışma ile K sınırı olarak yani korunacak alan sınırları olarak meclisimizce onaylanan bölgelerde yüzde 20 parsel, yüzde 30 ada bazında emsal artışı getirmiş olduk” dedi.

SADECE BAYRAKLI’YI DEĞİL TÜM İZMİR’İ KAPSAMASINI İSTERDİK

Önerge’nin yetersiz olduğunu kaydeden Hızal şunları söyledi:
“Siz tüm İzmir’in duymasını istediniz, depremzede vatandaşlarımızın da bazı gerçekleri duyması lazım. 30 ekimde deprem yaşandı, depremde enkazların kaldırılması için bütün kurumlar canla başla mücadele ettiler. O çalışmalar esnasında hiçbir kurumu diğerinden bağımsız düşünmedim. Enkaz kaldırmaları çalışmaları sonrasında esas bir gerçeği atladık, İzmir’in deprem gerçeği ve dönüşüm. Biz Cumhur İttifakı olarak K sınırlarının belirlenmesi çalışması içinde bulunduk. İyi niyetli yapıldığını düşündüğümüz bir çalışmaydı. İlk Bayraklı’daydık. Baktık ki K sınırları yaraya merhem olmuyor. Şu anda Bayraklı’da K sınırlarına dayanarak verilmiş toplam ruhsat sayısı 3 bilemedin 5… 10 ayda Bayraklı ve Büyükşehir Belediyesi’nin reaksiyon alması lazımdı. Bunu Bayraklı’da da tartıştık. Bütün merkezdeki ilçe meclislerinde arkadaşlarımız emsal bazında öneriler okudu, tepkiler gösterildi. Benim bulunduğum Bayraklı meclisinde de imar komisyonu başkanı arkadaşımız emsal artışının verilemeyeceğini, burada popülizm yapıldığını söyledi. Sayın Kılıçdaroğlu talimat verdi, emsal artışı çalışması yapıldı. Orada yüzde 10 artış verildi, yine itiraz edildi. Bugün geldiğimiz noktada revizyon yapıldı, sadece Bayraklı’da emsal artışı… Üç dakika süren bir komisyon tartışmasından çıktık. Başkan okudu, biz de bunun sadece Bayraklı’nın değil, tüm İzmir’i kapsamasını istedik. Karşıyaka’da az hasarlı ev sayısı 14 bin. Konak’ta 8 bin 826… Orta hasarlı olanlar da var. Bunu Bayraklı ile sınırlamanız eşitlik ilkesine aykırı. İzmir’de binlerce aile bu kararı bekliyor, bu ailelerin tamamı Bayraklı’da mı yaşıyor, elbette hayır. Yarın meydana gelecek bir deprem sadece Bayraklı’yı değil tüm İzmir’i etkileyecek. Maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili belediyeler 11 ay boyunca K sınırında debelenip durdular. Şu anda hala bazı ilçelerde K sınırlarının askıda olduğunu biliyoruz. Burada çok ciddi bir sorun hala devam ediyor. Biz önergeleri gerçekten samimiyetle bu sorunu ortadan kaldırmak için hazırladık.”

TOPU HÜKÜMETE ATARIZ
Hızal konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz emsal artışı vermeyi düşünürüz ama odalar dava açar, sıkıntıya gireriz’ dedi. Bu şehri odalar değil, doğrusu ile yanlışı ile siz yönetiyorsunuz. Odaların dava açma tehdidi bu vatandaşlarımızı ilgilendirmiyor. Muhtemelen buna da dava açacaklar. Bu çalışmanın öncesinde bu şehirdeki CHP’li siyasiler dava tehdidi olabilir dedi. Sizin görüşmelerinizde de ‘Odalar dava açar’ dediniz. Sayın Kılıçdaroğlu da, ‘Dava açılırsa açılsın bir şekilde topu hükümete atarız’ gibi siyasi bir manevra ile karşı karşıya kaldığınızı söyleyebilirim. Burada bir taraftan böyle bir çalışma yapıp öbür tarafta bu çalışmanın iptali için çalışmak doğru değil, haksızlık! Bu önergeleri çok samimiyetle hazırlamıştık çünkü ben Bayraklı’da yaşayan şu anda o bölgedeki vatandaşların mağduriyetleri gören bir meclis üyesiyim. Ben bir siyasi olarak sizin haklarınızı savunurum, bazen benim söyleyemediklerimi siz çıkıp söylüyorsunuz’ dedim. Burada samimiyetle hareket edilecekse İBB bugün bu sorunu kökünden çözecekse dışarı grup başkan vekillerimiz ve tüm meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte tüm İzmirliler’e gerçek anlamda sorunu çözmek adına bunu parsel bazında yüzde 30 yapalım, hep birlikte çıkalım oy birliği yapalım. Biz de sizi alkışlayalım.”

NİYET POPÜLİZM YAPMAK’

Toplantının gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan AK Partili Özgür Hızal, “Emsal artışı tartışmaları yapıldı, önergelerimizi sunduk kabul görmedi. Sorunu esasında çözmek istemediğiniz için kağıt üzerinde düzenlemeler yaptı. K sınırlarını belirlenme sürecinde bu mecliste komisyon toplantıları dışında yapılmış bakanlık düzeyindeki toplantılara katılan tek meclis üyesiyim. O toplantılarda Sayın bakan bunu K planı değil emsal artışı üzerinden yapın biz de destek verelim denildi. O toplantılarda Çevre ve Şehircilik Bakanımız plan ve emsal artışı yapılması ile ilgili biraz daha çalışalım derken Bayraklı Belediye Başkanı bakanlıktan biraz daha hibe alma peşindeydi. Sonra çıktınız baktınız K sınırları ile ilgili problem yaşadınız bir gün ansızın bu sürede olmayan bir kredi tartışması ortaya çıktı. Olamayan bir kredi üzerinden siyaseti siz mi yapıyorsunuz ben mi? Sonra belediye başkanı ben bir hata yaptım dedi ve böyle bir kredinin Cumhurbaşkanlığı’nda olmadığı ve görüşmelerin devam ettiği söylendi. Ancak hala görüşmelerin nerede olduğu konusunda bilgi yok. Sonra açıklama yapıldı, böyle bir karar yok. Sonra bizim hem komisyon toplantılarında hem meclis toplantılarında dile getirdiğimiz, depremzedeleri vatandaşlarımızın dile getirdiği emsal artış tartışmaları önünüze geldi. Aslında niyet burada emsal artışı falan değil. Niyet popülizm yapmak, siyaset yapmak… Bir yandan emsal artışı -mış gibi yapalım diğer yandan odalar nasıl dava açacak göreceğiz. Bakanlık 164 bin metrekareyi 200 bin metrekareye çıkardı. Bir yıl içinde yıktı, planı yaptı, askıya çıkardı, onayladı, inşaatı yaptı ve teslim etti. Şu anda toplamda 8 bin bağımsız bölüm konut yaptı, bunu 10 bine çıkaracağız. Bakanlık bunu yaparken İBB ve Bayraklı Belediyesi ne yaptı; K sınırı belirledi, gitti geldi… 5 metrekarelik dükkan yüzünden Bayraklı’da ruhsat kesemediniz” dedi.

HIZAL’DAN TÜLOV İDDİASI

“Siz engel olmayın hükümet yapar” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Hızal, “Karabağlar’da sosyal konut yapılacaktı, dava açılıyor iptal ediliyor. O konut İzmirliler’e yapılacaktı. Sizin 15 yıldır yapamadığınız kentsel dönüşümü TOKİ zaten yaptı. Sonra çıkıyorsunuz kamu kaynakları oraya aktarılıyor, hiç endişe etmeyin kamu kaynakları devlet tarafından güzel yerlere aktarılıyor. Elimde TÜLOV’un davetiyesi var. Bu davetiyenin altında CHP eski milletvekili ve şimdinin TÜLOV Başkanı Nurettin Demir, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın imzası var. Bu davetiye İBB CHP ve İYİ Partili meclis üyelerine gitmiş; AK Parti ve MHP meclis üyelerine gelmemiş. Bu organizasyonun maliyetlerini kim vermiş? İzmir Büyükşehir Belediyesi vermiş, bizim ret oylarımızla. Kamu kaynaklarının aslında kimler ve kimler tarafından hangi siyasi gerekçelerle nereye harcadığı ortada. 11 milyar bütçeniz var, çok eleştirdiğiniz 8 katlı binalardan bir tanesini de siz yapsaydınız keşke…” açıklamalarında bulundu.

‘HAKLARI NEDEN KÜÇÜLTTÜNÜZ?’

“Bu alınan meclis kararına karşı kim ne tepki gösterir, zerre önemi yok. Aslolan İzmir’de bir karar tecelli etmiştir; bu karara CHP grubu evet, AK Parti grubu ‘Hayır’ demiştir” diyen Grup Başkan Vekili Özuslu ise, “AK Parti sözcüsü arkadaşlarımız hep bir problem, hep bir sorun olarak tarif ediyorlar; doğrudur. Bakanlık neden mevcut imar haklarına uygun inşaatlar yapmadı? Planlı yerlere kendine göre neden plan yaptı? İnsanların mevcut inşaat haklarını neden küçülttünüz? Bayraklı’da yapılan toplantıda hakları gasp edilen insanların çığlıkları AK Partili her bir meclis üyesinin yakasına yapışacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanından bürokratlarına kadar yapılacak çalışmalara katkı koymak istiyorsanız sizlerle çalışmaya hazırız. Önerilerinizi bugün toplantıda dile getirdiniz, biz de bunları önümüzdeki günlerde değerlendireceğiz” diye konuştu.

‘37 MİLYAR 585 MİLYON DOLAR NEREDE?’

Toplantının sonunda konuşan İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer ise, AK Partili Hızal’ın eleştirilerine yanıt verdi. Başkan Soyer, şu ifadeleri kullandı: “Böyle bir kredi yok deniliyor. 340 milyon dolarlık kredi finansmanı hazır. Cumhurbaşkanımızın önüne koymayan hazine ve maliye bakanlığı. Dünya Bankası ile 4 ay sürdürdüğümüz müzakereler tamamlandı. Fakat bu para Hazine Bakanlığı’nın garantisi olmadığı için orada bekliyor. Sonuçta bir kredi var, hazır ama bakanlık onay vermediği için gelemiyor. Ancak ben başka bir paranın hesabını soruyorum: Yaklaşık 37 milyar 585 milyon dolarlık rakamın nereye gittiğini merak ediyorum. Marmara Bölgesi ve civarında meydana gelen depremin yol açtığı kayıpların giderilmesi amacıyla kanun çıkmış durumda, 1999 yılından bu yana çıkan rakam toplam 37 milyar 585 milyon dolardır. Ben deprem yaşamış bir şehrin vatandaşı olarak soruyorum, bizim bu vergide hakkımız yok mudur? Genel Başkanımızın çok güzel bir sözü var: İyilikte yarışın. Biz iyilikte yarışmaya devam edeceğiz.”