Yaylacık Mahallesi'nde arkadaş olan kadınların "Anneler Günü'ne birlikte girelim" diyerek anlaşıp Marmaris'e gitmek için 13 Mayıs 2017'de bindikleri 03 FR 747 plakalı midibüsün, tehlikeli dönemeçleriyle bilinen Sakar Geçidi'nde yaklaşık 15 metrelik şarampolden yuvarlanması çoğu kadın ve çocuk 24 kişi ölmüş, 10 kişi yaralanmıştı.

Dava sürecinde hazırlanan bilirkişi raporunda, aracın orijinal fren sisteminin değiştirildiği ve bir tekerlekteki hidrolik sıvısının boşaldığı belirtilmişti. Midibüs sahibi Bülent Çetindağ, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan 18 yıl 9 ay cezasına çarptırılmıştı.

Birçok sakininin annesi, eşi, evladı ve akrabasını kaybetmesiyle derinden sarsılan Yaylacık Mahallesi, 4 yıldır kazanın getirdiği travmalarla mücadele ediyor. Yaşamını yitirenlerin anısına Yaylacık'a yerleştirilen "Anneler Anıtı" ise kazanın mahallenin kalbinde açtığı yarayı simgeliyor.

"3-5 kuruş para kazanmak için"

Trafik kazasından yaralı kurtulan ve yakınlarını kaybedenler, 4 yıl önce değişen hayatlarını AA muhabirine anlattı.

Yaralanan ve annesini kaybeden Yasemin Namlıarkan, kaza öncesi aracın hızlanmaya başladığını ve takla attıklarını hatırladığını, beraber camdan fırladıkları annesinin vefat ettiğini, kendisinin ise çok sayıda ameliyat geçirdiğini söyledi.

Kaza sonrası geçen 4 yılda hayatlarının çok değiştiğini ifade eden Namlıarkan, şöyle konuştu:

"Hayatımız mahvoldu. Oturduğum yerden taşınmak zorunda kaldım. Sürekli anılar gözümde canlanıyordu. Kendime yepyeni bir sayfa açtım. Hayatımı ve psikolojimi düzeltmeye çalıştım. Ailemi toparlamaya çalıştım. Psikolojik destek aldım. Giden geri gelmeyecek ama sanığa verilen cezayla adaletin yerini bulduğunu hissettim. Keşke daha fazla dikkat edilseydi ve sevdiklerimizi kaybetmeseydik. 3-5 kuruş para kazanmak için insanların hayatlarını tehlikeye attılar. Bir araya geldiğimizde, bu konu açıldığında herkes çok üzgün. Bir daha bu tür etkinliklere katılma düşüncem yok."

Eşini kaybeden Mehmet Akif Namlıarkan ise kazadan sonra çocuklarının başında durmak için işlerini bıraktığını, onlara hem annelik hem babalık yapmaya çalıştığını dile getirdi.

Mahalle ve aile olarak maddi ve manevi anlamda çöktüklerini belirten Namlıarkan, "Bu kaza sıradan bir kaza değil. Arabanın fren sistemine müdahale etmek kazanın oluşmasında en büyük sebep. Türkiye'ye ibret olması gereken bir kaza. Yaylacık Mahallesi aşağı yukarı birbirlerine akraba olan bir mahalle. Birçok aile var, kazadan sonra hiç kopmadık. Her gün birbirimize gelip gidiyoruz. Herkes çok üzgün ve dağılmış durumda." dedi.

Kazada annesini kaybeden Şeniz Özkeroğlu da kazadan sonra hayatının tamamen değiştiğini anlattı.

"Bu kazada yakınını kaybeden ya da yaralı kurtulanlarla her görüştüğümüzde ilk konu bu oluyor. Gidenler gitti onların yerini hiçbir şey dolduramaz. Ufak, umursanmayan, sorun edilmeyen şeyler 24 kişinin canına mal oldu." ifadelerini kullanan Özkeroğlu, insanların trafikteyken çok daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

"24 can kolay unutulmuyor"

İki kuzenini kaybeden ve 2 yakını ağır yaralanan Nergis Gülbak ise aile ve mahalle olarak maddi manevi yıkım yaşadıklarını, ölenlerin unutulamadığını dile getirdi.

Kazada anneleri ölen çocukların perişan olduğunu ifade eden Gülbak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kuzenimin oğlu hala psikolojik sıkıntılar yaşıyor. Midibüsün sahibine mahkemede ceza çıktı. Ömür boyu yatsa ne olacak ki herkes öldükten sonra. Her araçla trafikte seyahate gidilmeyeceğini anladık. O zamandan beri de kimse seyahate çıkmıyor. Korktuk açıkçası. Bütün mahalle çok etkilendi. Herkes burada aile gibiydi, birbirini çok iyi tanıyordu. Bir can yansa herkesin canı yanıyordu ki burada 24 can gitti. 24 can da kolay kolay unutulmuyor. Şu an dualarımızdalar. Artık kolay seyahat edemiyoruz."

O dönem muhtar olan Necdet Demirel de kazadan sonra bir ailenin, yaşadıkları travma nedeniyle mahalleden ayrıldığını, mağdurların ciddi sorunlar yaşadığını kaydetti.

Olayı anımsamak istemediklerini dile getiren Demirel, "Kolay değil, her aileden bir hanımefendi vefat etti. Her yıl dönümünde Anneler Anıtı önünde anma yapılıyor. Unutmak mümkün değil." dedi.

Kazada 2 teyzesini kaybeden Yağmur Aykut ise geziye kendilerinin de gideceğini ancak annesinin hastalanması nedeniyle vazgeçtiklerini söyledi.

Aykut, "Gitseydik belki annem ve ben de yaralanacak veya hayatta olmayacaktık. Unutamıyorum. Onları çok özlüyorum." ifadelerini kullandı.