Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), yurt dışı yerleşiklerle türev işlem yapacak finans dışı yurt içi yerleşiklere kullandırılacak ticari nakdi kredilere yüzde 500 risk ağırlığı uygulanacağını açıkladı.

Açığa satış (short selling), bir yatırımcının işlem esnasında sahip olmadığı bir varlığı, bu varlığın değerinde düşüş beklentisiyle satmasına deniyor. Söz konusu varlık vadesi gelince teslim ediliyor, varlığın iki işlem arasındaki değer farkıyla kar veya zarar ediliyor.

Ekonomi yönetimi, dış piyasalardaki TL miktarını kısarak, TL borçlanmanın maliyetini artırmaya çalışıyor. Böylelikle TL’ye yönelik ‘spekülatif’ hareketlerin önüne geçileceği düşünülüyor.

Ancak yatırımcılarsa bunun yolunu bir şekilde buluyor olacak ki, yetkililer sürekli yeni önlemlere başvuruyor.

Daha önce BDDK’nın yurt dışındaki offshore piyasalarda ‘spekülasyon amaçlayan’ Türk şirketlere borç verilmemesi için bankaları uyardığı ortaya çıkmıştı.

Bu şirketlerin arbitraj fırsatlarından yararlanmak için TL cinsi kredi talep ettiği düşünülüyor. Yurt dışı piyasalarda TL arzı düşük olduğu için faizler yurt içi piyasalara göre daha yüksek olabiliyor. Yatırımcılar da bunu fırsata çevirmeye çalışıyor.

Son olarak da Bloomberg ajansı Türkiye’nin, Uluslararası Finans Kurumu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi çok uluslu kurumların yurt dışında ihraç ettiği yüksek faizli TL tahvillerinin Türk şirketler tarafından alınmasını yasaklamaya hazırlandığını duyurmuştu.

Yurt içindeki yatırımcılar daha yüksek getirileri ve kredi notları nedeniyle bu tür tahvillere ilgi gösteriyor.

BDDK’dan yeni karar

BDDK’nın yeni kararı şöyle: “Bankalar ve finansal kuruluşlar dışındaki yurt içi yerleşik kişilerin, bu karar tarihinden sonra, yurt dışı yerleşiklerle türev işlem gerçekleştirmesi halinde, bu kişilere bu karar tarihinden sonra kullandırılacak olan TL ve YP cinsinden ticari nitelikli nakdi kredilere; 23.10.2015 tarihli ve 29511 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ‘Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik’ uyarınca sermaye yeterliliği oranı hesaplamasında; kredi riskine esas tutar hesaplanırken kullanılan yaklaşımdan (standart yaklaşım ya da içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımlar) bağımsız olarak, kredi riski azaltım teknikleri, kredi derecelendirme notları ve gayrimenkul ipotekleri dikkate alınmadan yüzde beş yüz risk ağırlığı uygulanmasına karar verilmiştir.”