Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ile geçtiğimiz günlerde hayata geçirdiği Sancar Maruflu Bilim Merkezi'nde bir araya geldik. Çocukların bilime merak duyması ve pek çok sorunun yanıtını eğlenerek öğrenebilecekleri merkez yetişkinleri bile heyecanlandırıyor.  Merkezin tavanını baştan sona kaplayan projeksiyon perdesinde gökyüzü, gezegenler, yıldızlar ve uzay hakkında bilmediklerinizi öğreniyor aynı zamanda da bir uzay aracında yolculuğa çıkıyorsunuz.

"BU ÖDÜLE LAYIK OLMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Bilim Merkezi'nde kısa bir uzay yolculuğunun ardından sorularımızı yanıtlayan Batur, "Bayrama özel" birbirinden samimi ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Avrupa Şeref Bayrağı Ödülü aldınız, bu ödülün kriterleri neydi, Konak'a getirisi ne olacak?
Konak Belediyesi olarak 2019'dan bu yana özellikle AR-GE Müdürlüğümüzün çalışmalarıyla, kardeş şehirlerimizle olan irtibatın yeniden sağlanması, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerle ortak projeler yürütülmesi, ayrıca kardeş şehirler dışında yeni şehirlerle kardeş olunması noktasında çalışmalara başlamıştık. Bu alanda sadece Avrupa Şeref Bayrağı ödülü almadık, geçtiğimiz yıl partner ödülü, demokrasi ödülü de aldık. "Batıya açılan pencere" diyoruz kentimiz için, bir yerel yönetimin Avrupa ile entegresini sağlayacak, kentin batıya açılan penceresinin  en önemli unsurlarından biri olan Konak Belediyesi'nin de bu tür çalışmalarıyla ön plana çıkmasını sağladık. Geçtiğimiz hafta 2020-2021 yılları içinde Avrupa'daki kardeş şehir ilişkileri, sivil toplum örgütleriyle yaptığımız projeler, Avrupa Birliği ile yaptığımız projeler ve projelerin neticelenmesi noktasında, bir de dezavantajlı gruplarla yaptığımız çalışmalar neticesinde Avrupa Şeref Bayrağı ödülü ile ödüllendirildik. Avrupa Konseyi parlamenter meclisinin değerli temsilcisi de geldi, bize o akşam bayrağı teslim etti. Bulunduğumuz konum itibariyle hep batıya yöneldik. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk batıyı hedef göstermiş, biz de ona uygun bir şekilde çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma noktasındaki çalışmalarımızı hem belediyecilik açısından hem ilişkiler açısından önemli olduğu için yürütüyorduk. Tabi bize verilen en büyük ödüllerden bir tanesi bu ödül. Layık olmaya çalışacağız. Çok da güzel bir tören yapıldı o akşam, bütün arkadaşlarımıza, katılanlara teşekkür ediyorum.

"BAŞKA KENTTE EN FAZLA 3 GÜN DURABİLİYORUM"
İzmir, Abdül Batur'a ne ifade ediyor?

İzmir'e doğduğum, büyüdüğüm, yıllardır çalıştığım, en güzeli de yıllardır yerel yönetici olarak hizmet etme şansını bulduğum şehir diye bakıyorum. Kentin gelişmesi, belli bir noktaya gelmesinde bana ikinci defa böyle bir onur verildi. Konak Belediyesi... Narlıdere'nin ardından yeni bir ilçede belediye başkanlığı yapma şansı verildi. Benim için çok büyük onur, Genel Başkanıma ve Genel Merkez Yöneticilerime çok teşekkür ediyorum. Bu yeni verilen görevle, İzmir kentinin kalbi olan Konak'ta, çalışmalarımızı yürütüyoruz. İzmir, benim aşık olduğum şehir. Başka kente gittiğimizde en fazla 3 gün durabiliyorum, 3 gün sonra kentimi ve insanlarını özlüyorum.

"10 GÜN ÇOCUKLARI GÖREMEDİĞİM OLUYOR"
23 yıllık belediye başkanlığı sürecinizde yoğun tempoda çalıştınız, çalışmaya devam ediyorsunuz. Eşiniz, çocuklarınız, torunlarınız bu durumdan şikayet ediyor mu? Onlara zaman ayırmakta sıkıntı yaşıyor musunuz?

Bu saydığınız ekip, yıllardan beri çalışma tempomuza alıştı. Fırsat buldukça beraber oluyoruz. Eşim Ferah Hanım, yıllardan beri özellikle çalışma tempoma alışkın ama bazen sitem ettiği oluyor. Tabi bütün bu çalışmalarda 23 yıllık belediye başkanlığı  noktasına gelmemde en büyük katkı ailemin katkısıdır. Onların bana gösterdiği hoşgörüdür. Çok özverililer. İnsanlar akşamüstü evlerinde otururken, sosyal faaliyet peşindeyken biz nikah kıymaya gidiyoruz, gelen davetlere gidiyoruz, ilçemizi temsil etmeye çalışıyoruz. Bunun için ailemin özverisine teşekkür ediyorum. Bazen 10 gün çocukları görmediğimiz oluyor ama kimsenin sitem ettiğini duymadım şimdiye kadar. Başarı noktasında, başarılı olmam noktasında çok büyük özveri gösteriyor bu saydığınız kişiler.

"SERZENİŞTE BULUNAMAM"
23 yıllık belediye başkanlığı hayatınızdan en çok neyi çaldı?

Sosyal yaşantıyı. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla olacağımız dakikalarda bir belediye etkinliği oluyor, koşturuyorsunuz, gitmeniz gereken konumlar oluyor. Ancak belediye başkanlığı insana haz veren, onur veren bir görev, herkese nasip olmaz. Ben doğduğum büyüdüğüm ilçede 20 yıl hizmet etme şansı buldum, daha sonra da hiçbir ilçe belediye başkanına verilmeyen bir onur benim için, yeniden bir ilçede görev yapma şansı buldum. Fazla serzenişte bulunamam. Bana verilen bu görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum.

"DOLU DOLU BAŞKANLIK SÜRECİ YAŞIYORUM"
23 yıl önceki Abdül Batur ile bugünkü Abdül Batur arasında ne gibi farklılıklar var?

Fiziki olarak pek fazla fark yok diyor arkadaşlar ama... (Gülüyor) Enerjimi hiç kaybetmedim. Konak'a geldiğimden bu yana yeni bir heyecan oldu Konak. Konak'ta yapılacak o kadar çok iş var ki... Her saniyesi her dakikası dolu dolu bir belediye başkanlığı süreci yaşıyorum. Arkadaşlarımızla beraber, meclis üyelerimizle, muhtarlarımızla, sivil toplum örgütleriyle hep beraber çalışıyoruz. Konak'ta yapılacak çok iş var. Bunları sırayla hayata geçiyoruz, kentsel dönüşüm, sosyal donatı alanları, kentin vizyonuna katkı sunacak tarihi yapıların restorasyonu, altın üçgenimiz var; Basmane, Kemeraltı, Kadifekale. Bu bölgenin ayağa kaldırılması var. Bunlar bizim için önemli.

"HAFTANIN 1 GÜNÜ MUTLAKA SAHADAYIM"
Abdül Batur'un 1 günü nasıl geçiyor?

Sabah 6,5 gibi uyanıyorum. Evimizde "Duman" isminde üçüncü şahsımız var. Sabahları onu gezdiririm, çünkü her sabah o beni 6,5'ta uyandırır. Onu gezdirip, onun sayesinde de 1 saat yürüyüş yapmış oluyoruz. Sporla başlıyoruz yani güne. Ondan sonra dolaşarak belediyeye geliyorum. Yani muhtarlarımıza uğruyorum, yapılacak çalışma ya da çalışma alanlarına uğruyorum. Belediyeye geldiğimde akşama kadar randevular, randevu dışında haftada 1 gün muhakkak dışarıda olmaya çalışıyorum. Kentin çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmaları yerinde inceliyorum. Esnafla birlikte olmaya çalışıyorum. Akşamları da sosyal etkinlikler var, belediyemizin etkinlikleri var. Yani 24 saat dolu dolu yaşayan bir belediye başkanıyım diye düşünüyorum.

"YA CEVAT YA AZİZ BEY GELECEKTİ BİZ AZİZ BEY' DEN YANA TERCİH KULLLANDIK"
2004 yılında Ahmet Piriştina vefat ettikten sonra kimin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olacağı çok konuşuldu. Kulislerde birçok hareket oldu. O dönem için söylüyorum; kimsenin beklemediği şekilde Aziz Kocaoğlu aday oldu ve seçildi. O günlerde sizin de ismini ön plandaydı, hakkınızın yendiğini düşünüyor musunuz?

Öyle bir takıntım hiç olmadı benim, o süreç kötü bir süreçti. Rahmetli Piriştina bize abilik yapan, düzgün, bize vizyon katan birisiydi. Narlıdere'de bugün kentsel dönüşüm yaptıysak rahmetli Piriştina'nın teşviki ve bize yaptığı olumlu katkılarla yapmışızdır. Kendisini rahmetle bir kez daha anıyorum. Kentin önemli belediye başkanlarından bir tanesiydi. O süreç öyle geçti ve Sayın Kocaoğlu seçildi. Sayın Kocaoğlu da bizim desteğimizle seçildi. Yani Narlıdere'de bana destek veren arkadaşlarımızın desteği ile seçildi. Çünkü kritik bir süreçti o, ya Cevat arkadaşımız seçilecekti ya Aziz Bey seçilecekti. Biz  tavrımızı Aziz Bey'den yana koyduk. 20 Haziran 2004 saat 17:00'de grup toplantısı vardı partimizin. Orada biz Aziz Bey'den yana tavrımızı koyduk. Aziz Bey de seçildi ve bu kente 3 dönem hizmet etme şansı buldu. Kendisiyle de 3 dönem gayet iyi çalıştık. Narlıdere'de yapılan çalışmalarda destek olmaya çalıştı. Biz de saygı ve sevgi çerçevesinde kendisine yaklaştık. Kendisi ile görüşüyoruz zaten arada sırada, bazı etkinliklerde de görüyoruz. Sağlıklı bir yaşam diliyoruz. Bu kente hizmet etmiş her Büyükşehir Belediye Başkanının emeği vardır. Çünkü Büyükşehir Belediye Başkanlığı kentin en önemli görevlerinden bir tanesidir. Bunu en iyi yapan belediye başkanlarından bir tanesi de Sayın Kocaoğlu'dur. Hizmetleri için kendisine teşekkür ediyoruz.

"BU PARTİ İKTİDARI HAK EDİYOR"
İyi ki birlikte siyaset yaptık dediğiniz birileri var mı?

Siyaseti biz geniş katılımlı yapmaya çalışıyoruz. Herkesle iyi olmaya çalışıyoruz. Çünkü siyaset insan kazanma sanatı, özellikle 1 saniyede insanı kaybedebilirsin ama onu kazanmak için verdiğin emeği düşünürsen dünya kadar emek verirsin, genelde siyaseti öyle yapıyoruz. Yani 'Şunla, bunla siyaset yaptık' değil, çünkü o ekipçiliğe girer. Ben kentte CHP içinde hemen hemen her grupla, her CHP'li ile iyi ilişkiler içinde olmaya çalışıyorum. Bu partiye yıllardır emek veren yoldaşlarımız var, yol arkadaşlarımız var, yeni katılan arkadaşlarımız var, Konak'ta yepyeni bir arkadaşlık çerçevesi, partili çerçevesi içinde çalıştığımız arkadaşlarımız var. Kişi olarak pek ayırmayı sevmiyorum ama ben CHP'de siyaset yapmaktan son derece onur duyuyorum. Ben, bu parti iktidarı hiç görmeden, 2000 yılında partiye geçtim. Partimiz o zaman baraj altındaydı. 3 tane belediye başkanıydık şehirde, Tevfik Alyanak, Ertan Avkıran bir de ben vardım CHP'den. Oradan buralara kadar geldik. Bu parti iktidarı da hak ediyor. İlk seçimde iktidar olacağımıza inanıyorum. Yol arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla artık iktidar olma vakti geldi diye düşünüyorum.

"O GÜNKÜ HEYECANIMI UNUTAMAM"
23 yıllık belediye başkanlığı sürecinizde unutamadığınız bir anınızı sorsak bize ne anlatırsınız?

Narlıdere'deki kentsel dönüşüm... Bir başarı hikayesidir. İlk tapuları dağıttığımız törenimiz vardı, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da gelmişti. O günkü heyecanımı hiç unutamam. İnsanların o mutluluğunu, verdiğimiz sözlerin yerine getirilmesi noktasında onun bir belgeye dönüşmesi, fiziki olarak bitirilmesi, o gün çok duygusal anlar yaşamıştık. Çünkü o mahallenin çocuğuydum ben. Başta çok büyük sıkıntılar çekmiştik. İnanmak çok önemli dönüşüm işinde. İnsanların o günkü heyecanı, ağlamaları, bana sarılmaları ve benim onlarla diyaloğum hiç unutamadığım günlerden, anılardan biridir.

"GÜLTEPE'DE DÖNEM SONUNA DOĞRU SÖZLEŞMELERİ YAPARIZ"
Konak'ta Gültepe ve Beştepeler bölgelerini, 500 hektarlık alanı planladınız. Birçok belediye başkanı bile şaşırıyor, çok büyük bir alan.  Dönüşüm için, ne zaman start verilecek?

Gültepe'de yol kazası oldu, Şehir Plancıları Odası'nın mahkemeye müracaatıyla planlarımız iptal edildi ama biz yılmadık. Planlarımızı yeniden tamamladık. Geçtiğimiz ay içinde hem mimarlar odasına hem şehir plancıları odasına sunumlarımızı yaptık. 15 Temmuz'a kadar bize cevap vermelerini bekliyoruz; "Nerede sıkıntınız var, neyi değiştirmek istiyorsunuz, öneriniz var mı" diyerek, planlamayı şeffaf bir şekilde kendilerine sunduk. 15 Temmuz'a kadar bekleyeceğiz, ondan sonra da hem mahalledeki muhtarlarımıza yeniden hem de oradaki kooperatife sunumlarımızı gerçekleştireceğiz. Ağustos ayı meclisimizde Gültepe Planlarını yeniden gündeme getiriyoruz. Kısa süre içinde biter. Bu süreç bize zaman kaybettirdi, 300 hektar, inanılmıyor... 300 hektarın parselasyon planı 1 sene sürüyor. Bu sebeple tahmin ediyorum, dönem sonuna doğru artık sözleşmeleri yapar noktaya geliriz.

"GÜZEL ŞEYLER OLACAK, BEN İNANIYORUM"
Beştepeler'de şimdiye kadar çok şükür yol kazası görülmedi. Zaten parselasyon planlarını da Harita Mühendisleri Odası ile beraber yapıyoruz. Odalarımızla beraber çalışan bir belediyeyiz. Mimarlar Odası ile bir müze yapıyoruz. Çevre Mühendisleri Odası ile iklimlendirme, sürdürülebilir iklim değişiklikleri ile ilgili projeler yapıyoruz. Yani odalarla çalışan bir belediyeyiz. Asansör kontrollerimizi Makine Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri Odası ile yapıyoruz. Neticede bu kadar odalarla birlikte çalışırken sadece Şehir Plancıları Odamızla masa başında uzlaşamıyoruz. Ben bu son sunumdan sonra onların da bir kamu görevi olarak bu kentin değişimi noktasında ellerini taşın altına sokmasını bekliyorum. İyi, güzel şeyler olacak, ben inanıyorum.

"KADIN SIĞINMA EVİ, CEMEVİ VE YENİ HİZMET BİNASI YOLDA"
Şu an gündeminizde hangi projeler var?

Şu an gündemimizde 2 projemiz var. Bunlardan biri kadın sığınma evi, bunu paylaşmamız tabi konum açısından yasak kanunen, onun projelerini hazırladık, kısa süre içinde ihaleye çıkıyoruz. Bunun yanı sıra İsmet Paşa Ferahlı Mahallesi'nde bir cemevi projemiz vardı, onlara da başlıyoruz. Temmuz ayı sonuna kadar hizmet binamızın ihalesini yapıyoruz. İhale için bütün projelerimiz hazır, inşallah müteahhit katılımı olur. Artık ne noktaya geldiğimizi anlayın Türkiye'de. Müteahhitlerin katılmasını bekliyoruz, o noktaya geldik. Ekonomi öyle bir boyuta geldi ki özellikle inşaat sektöründe fiyatlar günübirlik, saatlik artıyor. Bazı iş kollarında teklifler 15 dakikalık veriliyor. "15 dakika içinde bize dönersen teklifimiz geçerlidir" deniliyor. Onun için inşallah müteahhit girer, biz her şeyiyle hazırladık. Biz ekonomik sıkıntı yaşanmayacak şekilde kendimizi hazırladık. Hedefimiz 1,5 sene içinde Konak'a güzel bir eser kazandırmak. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç (Soyer) Başkan da çok uğraşıyor, çok mücadele ediyor, ben onun mücadelesini görüyorum. Meşhur Basmane Çukuru ile... Orayı da Büyükşehir alırsa 2 kardeş belediye yan yana harika bir oluşum olur diye düşünüyorum. Kent meydanı olur.

"GÖREVE HER ZAMAN HAZIRIZ"
Bir şaka yapmış ve "Konak'a geçince başkanlık sıfırlandı" demiştiniz, bir sonraki dönem Batur var mı?

Kentsel dönüşüm uzun soluklu bir iş, vatandaşlarımız isterse, üst düzey parti yöneticilerimiz isterse biz göreve her zaman hazırız. Her zaman heyecanımız, tecrübemiz var. Kentsel dönüşümün Konak'ta hayata geçmesi için büyük bir heyecan duyuyorum. Narlıdere nasıl değişti biliyorum. Gültepe, Beştepeler projeleri hayata geçtiğinde ileride inşallah bizi çok güzel anacaklar. Çünkü önemli bir çalışma olacak. Biz göreve her zaman hazırız.

"EN HAZ DUYDUĞUM PROJE ENGELSİZ YAŞAM KÖYÜ"
Konak'ta göreve geldiğiniz günden beri dezavanatjlı gruplara pozitif ayrımcılık yaptığınızı görüyoruz.

Sadece Konak'ta değil, Narlıdere'de de yaptık. Narlıdere'de de ilk engelli merkezini kuran belediye olduk. Engelli çocuklarımızın fizik tedavisinden bireysel eğitimine kadar, ailelerinin daha rahat edebilmesi için 2 merkez birden kurduk. Konak'ta göreve başladığımda düşündüğüm ilk dezavantajlı grup, engelli çocuklar oldu. Özellikle otizmli ve zihinsel engelli çocuklarımız. Onlar eğitimle bir yere gelebiliyorlar, eğitim verildikçe onların gelişimini görüyorsunuz. Narlıdere'de yaşamıştık bunu. Konak Ege Mahallesi'nde de bir köy yaptık. Dezavantajlı bir mahallemizde yaptık engelsiz yaşam köyümüzü. "En fazla haz duyduğunuz proje ne" derseniz bu dönem için; şu ana kadar odur. Fiziki birçok bina yaptık, bilim merkezimiz, sosyal tesis alanlarımız, restorasyon yaptığımız işler var ama en haz duyduğum ve sık sık ziyaret ettiğim yer orası. Çünkü sadece engelli çocuklarımız değil onların velilerine de hizmet ediyoruz, bu çok önemli. Türkiye'de yüzde 12 civarında engelli vatandaş olduğu söyleniyor, bunu çarptığınız zaman nüfusumuzun hemen hemen yüzde 30'u oluyor. Çünkü 3-4 kişi yani aile etkileniyor bu durumdan. Bu sebeple bence yaptığımız en güzel işlerden bir tanesidir.

"KADIN DOSTU BELEDİYECİLİK ANLAYIŞIMIZ VAR"
Roman vatandaşlarımız da bence dezavantajlı grupların başında geliyor. Onlar için Roman Kültür Merkezi, Gençlik Destek Merkezi gibi o bölgede güzel projeler üretiyoruz. Elimizden geldiğince iş ve aşla ilgili de istihdam projeleri yapıyoruz. Kadınlarla ilgili çalışmalarımız kapsamında 14 semt merkezimizi 17'ye çıkardık. Dezavantajlı bölgelerdeki kadınlarımızın semt merkezlerinde hukuki problemlerinin aşılması, onların yeteneklerinin ortaya çıkartılması, her türlü konuda destek veren kadın dostu bir belediyecilik anlayışımız var ve bununla övünüyoruz. Çocuklarımız için kreşler açıyoruz, 5 kreş açtık ve açmaya devam edeceğiz. 1. Kadriye'de yaptığımız bir sosyal tesis alanı var, aynı Toros'taki gibi orada da kreşimiz var. Çocuklara, gençlere, kadınlara dokunan projeleri üretmeye devam edeceğiz. Bizde dezavantajlı mahalle, bölge çok ama neticede onlara dokunan projeler yapmaya çalışıyoruz.

"KONAK'TA CHP'NİN OYU YÜZDE 5 ARTTI"
CHP'nin oyu Konak'ta arttı mı?

Şu anda CHP'nin oyu 5 puan daha arttı. Yani iyi yoldayız daha da iyi olacağız. İktidar partisinin oyları ise Konak'ta da kentte de eriyor. Bunu hem anketlere hem de sahaya dayanarak söylüyorum. Hep birlikte pazara, esnafa gidelim soralım, vatandaş memnun mu değil mi? Mutfakta yangın var, o yangın iktidar değişince sönecek. Biz kendimize güveniyoruz, Millet İttifakı olarak bu seçimden büyük bir başarıyla çıkacağımıza ben inanıyorum.

"SİYASET SONRASI İÇİN PLANIM YOK"
Siyaset bir gün bitecek, siyaset bittikten sonra ne yapacaksınız, hiç plna yaptınız mı?
O kadar alışmışız ki siyasete 30 senedir devam ediyor. Belediyecilik İZBETON Genel Müdrülüğü'nden gelen bir şey, bir gün bitecek tabi ki, ömür boyu yapılacak diye bir şey yok. Dinlenme fırsatı buluruz herhalde. Az önce söylediğimiz sosyal faaliyetlerimizi yaparız. Bunun dışında planladığım bir şey yok.