GÜNDEME BAKIŞ – Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Milliyet Ege’den Gazeteci Aslı Öktener’le söyleşti. Seçim dönemine değinen Batur, "Konak’ı eskimiş gördüm. Yıpranmış ve yenilenmeye ihtiyacı vardı. Biz de bir mimar olarak onu yenilemeye geldik. Önceliğimiz kentsel dönüşüm. Söz vermiştik 6 ayda Gültepe planlarını hazırladık" dedi.

- Narlıdere’de 20 yıl başkanlık yaptıktan sonra şimdi Konak'tasınız, nasıl bir duygu?

Konak bizim için ayrı heyecan oldu. İzmir’in kalbi, Gündüz nüfusu 1 milyon 200, gece ise 400 bin olan bir ilçede başkanlık yapıyoruz. Kentin bütün dinamiklerinin olduğu, sivil inisiyatif kamu kurumlarının, ticaretin, finansın yönlendirildiği ilçe Konak. Burada görev yapmak bizim için onur. Seçim sürecinde de alanda değerlendirme yaptık. Günde 10 bin adım atarak her noktasına ulaşmaya çalıştık. Özellikle sırtlardaki mahallelerde sorunların geciktiğinin farkına vardık. Seçim sonucu da yüzde 64 gibi bir oy onanıyla seçildik. Konak tarihinde en yüksek oyla seçilen belediye başkanı olduk.  Ve bunun da hakkını vermek lazım.

- Seçim döneminde İzmir Büyükşehir’e adaylığınız bekleniyordu, Konak oldu… Nasıl karşıladınız? 

Hiçbir etkisi olmadı. Büyükşehir Belediye Başkanlığı herkesin gönlünde yatan bir aslan. Biz talebimizi, yapacaklarımızı anlattık. Genel Merkezimiz böyle bir karar aldı. Ona da saygı duyuyoruz. Dört dönem sonra Konak gibi İzmir’in kalbi olan ilçede bana görev verildi bunu da kıymetini bilmem lazım. Onun için parti yönetimine teşekkür ediyorum. Tunç Başkan’la zaten her hafta görüşüyoruz. Zaten Konak, Büyükşehir’le en çok entegre olan ilçe…

- Hatta yarı Büyükşehir...

Öyle demeyelim de. Devamlı başkanla birlikteyiz, yürüteceğimiz çok çalışma var. Kemeraltı için toplanacağız. Bu anlayışla yola çıktık. Konak’ta çok iyi netice olmamız, iyi işler yapmamız lazım.

- Öncelikli hedefleriniz neler?

Birincisi Konak’ın değişime dönüşüme ihtiyacı var. Vatandaşın en çok talep ettiği şey de bu. “Bu bölgeleri de aynı Narlıdere gibi yapmanızı istiyoruz” diyorlar. Özellikle Gültepe’de planlarımız var.

- Evet, Sema Pektaş’ın başlattığı ve yarım kalanlar… 

Evet, ama o planlar Büyükşehir’den reddedilmiş. Reddedilmesinde de hayır varmış. Çünkü revize ettik. Yeşil ve sosyal alanları artırdık. Mevcut planda 0.80 m2 kişi başına düşen yeşil alan miktarını 9 metrekareye çıkardık. Sosyal donatıalanı ise 42 hektardan 95 hektara çıktı. Sadece binaları değil, oradaki yaşam biçimini de iyileştirmek istiyoruz.

- Dönüşümler ülkemizde ‘kentsel’ değil ‘rantsal’ oluyor. Bölge halkı yaşadığı yerlerden uzaklaştırılmayacak değil mi?

Narlıdere’de modelimiz var. Herkes kendi mahallesinde oturmaya devam ediyor. Komşusu aynı, evi değişti sadece. Daha iyi bir yaşam şartına geldi, güvenli yapılara taşındı. Planlarımız hazır hale geldi. Aralıkta Büyükşehir’in de onayının ardından altı ay sonra vatandaşla sözleşmelere başlayacağız.

- Ne zaman bitirilecek?

Hemen bitirilecek proje değil. 300 hektarlık alan 15 mahalleden bahsediyoruz. Söz vermiştim, “Altı ayda bitireceğim” dedim, bitirdim. Alanı dörde böleceğiz. Bir yerden başlanıldığında yürüyecek. Beştepeler bölgesi dediğimiz alanı da planladık. Kampanya döneminde Konak’ı eskimiş, yıpranmış ve yenilenmeye ihtiyacı olan bir yer olarak gördüm. Biz de mimar olarak onu yenilemeye geldik.

- Başkan Tunç Soyer, Yeşildere’deki evlerin boyanabileceğini söyledi. Sizce nasıl olur? 

Yeşildere çevresini Büyükşehir yapacak. Bir proje yarışması açılacak. Dönüşüme başlanacak. Evlerin renkli olmasına sıcak bakıyorum.  En azından görsel kirliliği ortadan kaldıracak.

Büyükşehir, Ballıkuyu ve Ege mahallesinde dönüşümü yürütüyor. Planları yapıldı. Sözleşmede kalındı. Müteahhitler girmedi. Bakın burada dönüşümle ilgili en büyük handikabımız, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve en çok etkilenen sektör inşaat sektörü. Biz planları bitireceğiz ihaleye çıkacağız. İhaleye girecek müteahhit bulabilecek miyiz bakalım? Şu anda ülkede konut stoku var. Belediye olarak altı ayda en fazla aktif olan müdürlük  İmar Müdürlüğümüz. İki inşaat ruhsatı kestik. Onlar da dörder katlı iki bina.

- Eskiden ne kadardı?

Eskiden insanlar sıraya giriyordu. Çok büyük sıkıntı var.

GÜNDE 10 BİN ADIM!

- İkinci önemli hedefiniz?

Tarihi alanların ön plana çıkarılması. Altın üçgen projemiz var: Kemeraltı-Basmane-Agora. Kente turist akışını sağlayacak en önemli bölgeler. Gece yaşayan bir Kemeraltı yaşatmak önemli. Tüm taraflarla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Öncelikle altyapı sorununu çözmeye çalıyoruz. Yağmur suyunu toplayacak Kemeraltı’na kadar uzanan hat yapıldı. Büyükşehir’in hemen yanında terfi istasyonu kuruldu. O hatta bağlanacak ara yollardaki kanallar döşenecek. Büyükşehir de tabela ve tek tip tente çalışmalarını sürdürüyor. Ardından Havra Sokağı’ndaki yapıların elde geçirilmesi projesi var. Bir de Agora var tabii. 20 bin kişilik bir tiyatro ortaya çıkarılıyor. Üç yıllık hedef konuldu. Basmane, bizim en fazla tarihi yapımızın olduğu alan. Orada da bu yapıları gün yüzüne çıkaracağız. Bir de Suriyeliler gibi yurtdışından göçün fazla olduğu bir bölge. Ama buradaki mesele, genel politika ile çözülebilir.

- Bütçeniz tüm bunlara yetecek mi?

Elimizden geleni yapacağız. Çok işimiz var. Bir de zaman olayı var tabii. Tarihi bir binayı restore etmek adeta iğne oyası işlemek gibi. Ama yapacağız. Başlamak işin yarısı, başlayacağız.

- Konak sizin ustalık döneminiz diyebilir miyiz?

Evet. Deneyimlerimi ve mimarlık mesleğimi Konak’a aktaracağım.

- Üçüncü önemli projeniz?

Gençler, kadınlar ve engelliler. Özellikle dar gelirli kadınlarımıza katkı için kadın kooperatifi kurduk. Toros ve Gültepe’de gençlere yönelik dershaneler açacağız. Mesela Konak sınırları içinde spor salonumuz olmadığını gördük. Oysa biz Narlıdere’de 2001 yılında yapmıştık. Gençlerin spora yönelmesi çok önemli. Sınırlarımızda madde bağımlısı olan gençler maalesef çok. Özellikle Roman mahallerindeki çocukların, gençlerin hayata katılmaları önemli. Bu spor, sanat yoluyla mümkün. Bir de Madde Bağımlılığı Komisyonu kurduk. Bir merkez açılacak. Yine Roman Mahallesi’nde kültür merkezi ve kreşler yapılacak. Çocuklar okula gitmiyor. Kreşten alıştırabilirsek hem anneleri çalışır hem de çocuklar bağımlılıktan ve suçtan uzak dururlar.

- Ya Engelliler Merkezi?

Eşrefpaşa Hastanesi'nin arkasındaki alanı 'Engelliler Köyü' haline getiriyoruz. Zihinsel Özürlüleri Yetiştirme ve Koruma Vakfı'nın oradaki binalarını yeniliyoruz. Orada akşam bakım merkezimiz de olacak ve veliler çocuklarını bize emanet ederek, sosyal hayata dönecek. Bir binanın restorasyonu bitti. 150 engelli vatandaş ailesi müracaat etti. o bölgede bir Akşam Bakım Merkezi de yapacağız. Ayrıca belediyemizde engelli ve esnaf masaları kuruldu. Yani, biz Konak'ın röntgenini çektik. 11 mahallenin 85’ine ulaştık. Diğerlerine de gideceğiz. Seçimden beri yürüyoruz. Yürüyen başkanım. Vatandaş dokunursa bizimle irtibatı daha iyi oluyor.

İZMİR DOST BİR KENT

- İzmir’de toplam kaç yıldır görevdesiniz? 

20 yıl Narlıdere Belediye Başkanlığı, 5 yıl da İZBETON. Toplam 25 yıl.

- Geriye dönüp baktığınızda İzmir’in hakettiği yere geldiğini düşünüyor musunuz?

Geçenlerde Mimarlar Odası ödül töreninde de konuştum. Dışarıdan hep İzmir’i eleştirme noktası şudur; “İzmir köy, bir türlü gelişmiyor” denilir. Ama İzmir diğer kentlere göre daha planlı daha ayakları yere basan şekilde gelişen bir kent. Her kafasına esen istediği projeyi yapamıyor. Planlar ne gerektiriyorsa o yapılıyor. Odaların ve sivil inisiyatifin de ciddi denetimi var bu kentte. İzmirliler her şeyi bir anda istemez. Karar mekanizmasının devamlı içinde. O da yöneticilerin yanlış kararlar vermesinin de önünü geçiyor bence. Bizleri de uyarıyor. Biz yavaş yavaş büyüyelim. Adımlarımız doğru olsun, İzmir gerektiği zamanda gerektiği noktaya gelecek. Bu anlayış rahmetli Ahmet Piriştina’dan bu yana devam ediyor. Doğru adamların neticelerini görüyoruz.

- İzmir denilince aklınıza ne geliyor? 

Anadolu’nun Batı’ya açılan penceresi. Göçle gelen insanların da İzmirli olabileceği, değerlerine sahip çıkabileceği bir anlayışı sergileyen bir kent burası. Dost kent diyorum ben İzmir’e. Herkesin dostu olabilen ve bunu her noktada hissettiren bir yer burası.

- Yoğun çalışıyorsunuz… 

Evet akşam geç saatlere kadar sürüyor işimiz. Hafta sonu da çalışıyoruz çoğu kez. 

- İzmir’de neresi sizi dinlendiriyor? 

Fırsat buldukça ailemizle Çeşme’deki yazlığımıza kaçıyoruz. 

- Eviniz nerede?

Narlıdere’de.

- Kopamadınız sanırım… 

Evet (Gülüyor.) Ama kağıt oynadığım arkadaş grubum var, işlerimin yoğunluğu nedeniyle gidemiyorum oraya.

- Göztepe sevdanızı biliyorum. Bir tür totem sanırım, spor yazarımız Fatih Tanfer’i maçlarda yanınıza çağırıyormuşsunuz… 

Evet. (Gülüyor.) Son maçta başka bir yerde oturuyordu. Çağırdım, yanıma geldi 1-0 yendik.

- Torunlarınız da maça gidiyor mu? 

Evet, iki torunum var. Onları da alıyorum. Benim gibi Göztepeliler.

- Peki, yenilenen Göztepe Stadı ile ilgili eleştirilere ne diyorsunuz?

Bakın bugün dünyanın her yerinde en büyük takımların statları hep şehrin göbeğinde. İstanbul’da da öyle; Fenerbahçe, Beşiktaş’a bakın… Ulaşım için de merkezde olması kolaylık. Dört saatlik yoğunluk oluyor zaten. Çevre düzenlemesini de biz en iyi şekilde yapacağız.