Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, geçtiğimiz günlerde hayata geçirdiği Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü ve iklim değişikliği müdürlüklerine ilişkin açıklamada bulundu. Karşıyaka'da kentsel tarıma yönelik çalışmalara start veren Başkan Tugay, "Karşıyaka ağırlıklı olarak tüketim bölgesi. Kentler tüketimde bulunuyorlar. Son zamanlarda yaşadığımız tarım ürünleriyle ilgili krizler, yüksek fiyatlar ve yokluklar bu alanda herkesin bir şey yapması gerektiğini gösterdi. Biz de Karşıyaka olarak bir şeyler yapmalıydık. İsteğimiz her şeyden önce gıdaya erişebilmek. Eriştiğimiz gıdanın sağlıklı olması ve tabi makul bir fiyatta olması. Bunları sağlamak için neler yapabiliriz diye düşündüğümüzde tarımsal üretim yapanlarla kent arasında, Karşıyaka arasında bağlantı kurabiliriz, hem üretimin sağlıklı ve doğru şekilde yapılmasını destekleyebiliriz hem de burada kendi pazarlarımızda sağlıklı ve uygun fiyatlı gıdaya erişebiliriz diye düşündük. En çok bunu sağlamak için kurduk Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünü. Aynı zamanda kent içinde müsait olan alanlarda, kentsel tarım yapma olanaklarını da geliştirmeyi düşünüyoruz. Bunu bütün dünya düşünüyor aslında. Bazı ülkeler ve bazı şehirler bu konuda çok ciddi çaba gösteriyor. Yatırım yapıyor. Mesela Paris'te bin çatı bin bahçe diye bir proje uygulanmıştı, amaç; kentteki çatı ve teraslarda tarımsal üretim yapacağınız bahçe faaliyetleri yapmaktı. Hollanda gibi bazı ülkelerde kent içinde tarım çok yaygın olarak yapılıyor, bazı şehirlerin ciddi oranda kendi tükettikleri gıdayı ürettiklerini biliyoruz. Bir de yeni tarım yöntemleri var; dikey tarım, topraksız tarım gibi... Bunlar ileride biraz daha fazla dünya gündemine girecek. Onlarla ilgili de şimdiden çalışmalar, araştırmalar yapmayı düşünüyoruz" dedi. 

"TÜKETTİĞİMİZİ ÜRETEBİLİRİZ"

Tugay Karşıyaka'nın tükettiğinin hatırı sayılır bir kısmını üretebileceğine dikkat çekerek, "Yüzde 10 ila yüzde 30 arasında Karşıyaka kendi tükettiğini üretebilir. Örneklerine bakarsak tüketiminin yüzde 50'sini üreten şehirler var. Biz de elimizdeki mevcut atıl alanları kullanarak, bütün kamusal alanları kullanarak, aynı zamanda insanlarımıza kendi balkonlarında, bahçelerinde, teraslarında, çatılarında tarım yapmayı öğreterek, bu arada organik atıkları da komposta dönüştürme yönünde teknikler geliştirmeyi öğreterek tarımsal üretime katkıda bulunabiliriz diye düşünüyoruz" açıklamasında bulundu. 

"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ÇATI BAHÇESİ OLACAK"

Karşıyaka Pazar yerinin üstüne yapılacak çatı bahçesinde de üretime yönelik birçok faaliyetin gerçekleştirileceğini kaydeden Tugay, "Tarımsal üretim yapmayı, gıda ve tarımla ilgili çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Bunun içinde komposto üretimi de var, bostancılık, meyve üreticiliği, reçel, doğal ekmek, turşu, tarhana yapımı gibi ürünlerin yapına ilişkin atölye çalışmaları da var. İnsanlara biraz tarımı, doğayı, bitkileri öğretmeyi amaçladığımız bir alan orası. Yaptığımız zaman Türkiye'nin en büyük çatı bahçesi olacak. Bizim için de bir gurur vesilesi olacak. Toplamda 7 dönüm bir alan orası ama biz bunun 3 bin 500 - 4 bin metrekaresini çatı bahçesi olarak düzenleyeceğiz. Geri kalanında da güneş enerjisi panelleri yerleştirilecek" diye konuştu. 

"KENTE KÜÇÜK ORMANLAR YAPIYORUZ"

İklim Değişikliği Müdürlüğü'nün ise temel olarak şehrin karbon emisyonunu azaltmayı amaçladığını aktaran Cemil Tugay, "Bu müdürlüğümüz, yenilenebilir temiz enerji kaynaklarını artırmayı amaçlayacak bunlarla ilgili çalışmalar yapacak karbon yutağı dediğimiz yani havadaki karbonu çeken, ağaçlar ve sulak alanlar oluyor, bunların sayısını artırmak, bunları kent içine yerleştirmek için çalışmalar yapacak. Şu anda kent içine küçük ormanlar yapmaya çalışıyoruz. Bunlar kentin akciğerleri gibi görev görüyorlar. Küçük alanlarda çok sık ağaçlandırma ve bitkilendirme yapıyorsunuz, bunlar şehrin karbon salınımını çekiyorlar. Ne kadar fazla olursa o kadar çok karbon nötr hale geliyorsunuz. Her türlü iklim değişikliğinin yarattığı hasarla mücadele etmek artı kentin karbon emisyonunu azaltmak anlamında çalışmalar iklim değişikliği müdürlüğü bünyesinde yapılacak" ifadelerini kullandı. 

"KARŞIYAKA STADI İÇİN MİMARIN MUVAFAKAT BELGESİNİ BEKLİYORUZ"

İzmir'in en çok tartışılan konuları arasında yer alan Karşıyaka Stadı'nın yapım sürecine ilişkin son süreci değerlendiren Tugay, "Tunç Başkanla görüştük, bu konuyu uzunca konuştuk. Bizim duruşumuzda hiçbir değişiklik yok. Projesi hazır olduğu zaman, mimar muvafakat verdiği zaman Büyükşehir Belediyesi tarafından ihaleye çıkılacak ve stat yapılacak. Şu ana kadar mimarın muvafakat belgesi bize ulaştırılmadı. Proje çalışması devam ediyor, bir süre daha devam edecek. Teknik projelerin hazırlanması zaman istiyor, aylar gerektiriyor. Birkaç gün önce yaptığımız görüşmede çok güzel ve detay bir çalışmanın devam ettiğini anlattı ilgili arkadaşlarımız. Ankara'dan bir davet gelmedi bize şu ana kadar, eğer Kerem Ali Bey Ankara'ya gitmemiz gerekiyor derse Tunç Başkanın onayını alarak gidebilirim. Tunç Başkan'ın gelmesini gerektirecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. Şu anda Bakanlığın yapması gereken tek şey bize mimarın muvafakat belgesini göndermek ya da yapmak isterlerse de uygulama projelerini hazırlayıp onları göndermesi" dedi. 

"KUL'UN BİZE BİR YARDIMI OLMADI"

Stadın müellif mimarı Bahadır Kul'un bugüne dek sürece katkı koymadığını kaydeden Tugay, "Görüşmek istemiyor gibi bir tavrı var. Kendim direkt görüşmedim, sadece Büyükşehir Belediyesi'ne 2021 Aralık ayında mail yoluyla bir teklif ilettiğini biliyorum. O teklifi Büyükşehir Belediyesi tabi yüksek bulmuş ve biz kendi seçeceğimiz ekiplerle çalışmak istiyoruz demiş. Onu biliyorum. Ben kendisiyle görüşmedim, dolaylı olarak haberleşme oldu. Orada da ben üzerime düşeni yapmaya hazırım gibi bir cevabı vardı ama bugüne kadar bize bir yardımı olmadı açıkçası" ifadelerini kullandı. 

KARŞIYAKA ÇARŞISI BAŞTAN SONA YENİLENİYOR

Karşıyaka Çarşı'nın yenilenme sürecine ilişkin bilgi veren Başkan Cemil Tugay, "Esnaflarımızın görüşünü aldığımızda yaz döneminde yapmamamızı tercih ettiklerini söylediler. Ardından okulların açılma sezonu gelecek, o dönem de alışverişin yoğun olduğu bir zaman, o dönem tamamlandıktan sonra başlayabiliriz gibi gözüküyor. Bu da Ekim ayı demek, Ekim ortalarında başlayıp çok yoğun yağış olan kış günlerine ulaşmadan projeyi tamamlamayı düşünüyoruz. Çarşının zemini şu anda çok problemli, onun tamamen yenilenmesi ve değişmesi gerçekleşecek, bu bizim için en önemli madde. Bunun yanı sıra yapacağımız çalışmayla hem daha estetik görünecek hem de daha dayanıklı, kırılmayan türden bir zemin döşemesi yapacağız. Altyapı tamamen değişecek, temiz ve kirli su boruları, telekomünikasyon, elektrik hatları değişecek. Aydınlatmaları tamamen yenileyeceğiz. Yeni ağaçlar dikilecek yol kenarı boyunca, bazı yerlerde peyzaj alanları ve oturma grupları olacak. Mazgallar kaldırılacak, onların  yerine küçük drenaj alanları oluşturulacak. Bunları tamamladıktan sonra da binaların dış cepheleri ve tabelalarla ilgili düzenlemeler yapılacak. Bütün bunlar yapılırken çarşının genel denetimini de daha sıkı tutacağız. Motosiklet, bisiklet gibi araçların girmesi, dükkan önü işgalleriyle ilgili daha sıkı denetimler olacak" diye konuştu. 

BAŞKAN TUGAY SAHİLİ TEMİZLİYOR: "LAKAYIT İTHAMLARA MARUZ KALDIM" 

Hafta sonları belediyenin temizlik ekipleriyle birlikte sahil boyunca temizlik yapan Başkan Cemil Tugay, kendisini gören vatandaştan gelen tepkilerin sorulması üzerine, "Biz özel bir durum yaşıyoruz, Karşıyaka'nın sahili özellikle hafta sonları çok yoğun kullanılıyor. Sadece Karşıyakalılar değil belki İzmir'in üçte biri, belki yarısı bu bölgeyi bir şekilde kullanıyor. Çünkü güzel bir sahilimiz var, uzun bir sahilimiz var. Spor tesisleri, sosyal alanlar çok yoğun, dolayısıyla insanlarımız geliyor ve kullanıyorlar orayı. Biz de bundan çok mutlu oluyoruz. Sadece sonrasında biraz fazla kirleniyor ve bu kirlilik genellikle de çok şikayet konusu oluyor. Sahil bölgesi Karşıyaka Belediyesi'nin sorumluluğunda değil, Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda. Onlar gerçekten ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ama o kadar yoğun kirleniyor ki, onlar da başa çıkamıyorlar. Yani genel temizlik yapılıyor ama detaylarda problem oluyor. Sigara izmaritleri, şişe kapakları, çekirdek kabukları gibi küçük parçalarla oluşan kirlilik kalıyor bir şekilde orada. Onlar zamanla da artıyor. Şikayetler arttığı için ve bu şikayetlerin olması da bizi de rahatsız ettiği için bir özveri göstererek, sadece ben değil, Karşıyaka Belediyesi temizlik görevlisi arkadaşlarımız da geliyor. Onlarla birlikte çalışıyoruz orada. Pazar günü sabah, Cumartesi oluşan o çok kirliliği gidermek için iyi bir zaman, biz arkadaşlarımızla gidiyoruz, Büyükşehir Belediyesi'nin ekipleri de geliyor, hep beraber dayanışma içinde orada bir temizlik çalışması yapıyoruz. Vatandaşlarımızdan tanımayan oluyor, tanıyan ve şaşıran oluyor, genellikle takdir eden oluyor, ayaküstü görmüşken problemleri olanlar onları anlatıyor. Yani ben çok keyif alıyorum o işten çünkü hem iş yapıyoruz hem insanlarla temas ediyoruz. Hafta sonu tatilimden feragat ederek yapıyorum. Sabah erken başlayıp, öğlen saatlerine kadar devam edip öğlen normal yaşamıma devam ediyorum. Burada özellikle bunun reklamını yapmamak için de çaba gösteriyorum, yanlış anlaşılsın istemiyorum. Çünkü amacımız gerçekten kentimizin temiz tutulması ve bu konuda hem örnek olmak, hem teşvik etmek hem fiziksel olarak da bu işi yapmak. Ancak bazı insanların gerçekten çok gereksiz, lakayt ithamlarına maruz kaldım. O insanların oradaki sorunlara, şikayetlere, problemin ağırlığına biraz daha yoğunlaşmalarını öneririm. Çünkü sorun olmayan bir yere gitmiyoruz, gerçekten sorun olan bir yere gidiyoruz ve yüz binlerce insanın kullandığı, dolayısıyla aşırı kirlenen bir bölgede daha iyi temizlik yapılsın, sonuç alınsın diye uğraşıyoruz" dedi. 

"BİSİKLET PARKURUNA YOĞUN İLGİ VAR"

Geçtiğimiz günlerde hayata geçirilen bisiklet parkuruna ilginin yoğun olduğunu ifade eden Başkan Tugay, "Orası inşa edilirken bile ilgi çekti ve popüler oldu, hava çok sıcak olduğu için gündüz saatlerinde tabi az kullanılıyor ama akşam ve sabah erken saatlerde birçok çocuğun geldiğini öğrendim. Orası İZBAN istasyonuna yakın bir yer, o yüzden Aliağa'dan bile gelenler oluyormuş. Çok güzel bir yer oldu. Bisikletin Karşıyaka'da kullanımıyla ilgili benzer yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Güzel birkaç projemiz daha yolda" açıklamasında bulundu. 

"ALZHEİMER MERKEZİ BİTİYOR"

Alzheimer merkezinin bitmek üzere olduğunu anlatan Başkan Tugay, "Alzheimer konusu bizim için önemli çalışma alanlarından biri olacak. Alzheimer derneğiyle bir protokol yapmak üzereyiz, hem eğitimler, hem terapiler, envanter çalışmaları hazırlıkları devam ediyor. Bir danışma kurulu ile beraber yöneteceğiz orayı. Sona geldik artık. Bu ay sonu ya da Eylül başında açmayı düşünüyoruz. Eğitim çalışmalarına her yerden insanlar katılabilecek ama günlük bakım anlamında yapılan hizmeti sadece Karşıyakalılara vereceğiz" ifadelerini kullandı. 

"BABALIK EĞİTİMİ YAYGINLAŞTIRILMALI"

Bir ilki gerçekleştirerek "Babalık eğitimi" vermeye başlayan Dr. Başkan Tugay, "20'şer kişilik gruplarla AÇ Ev'in eğitimcileriyle beraber babalık eğitimi veriyoruz. Onların 3 yaşın üzerindeki çocukların babalarına düzenlemiş olduğu eğitimi 0-3 yaş arasına kaydırarak adapte ettik. Psikolog arkadaşlarımız var bu eğitimleri veren. Burada babalık rolünü, babalığın görevlerini, çocuk bakımı ve eğitimi ile ilgili dikkat edilmesi gereken konuları anlatıyorlar. O kadar hayati öneme sahip bir konu ki... Bizim toplumumuz, baba  - çocuk ilişkisinde sorunları olan bir toplum. Ataerkil yapımız, baba figürünü biraz daha çocuğa uzak, daha çok çocuğun bakımı konusunda anneyi görevli kılan bir aile yapımız var ama bu yanlış ve hatalı. Aslında hem babaların hem çocukların çok şey kaybetmesine neden oluyor. Erken bebeklik dönemlerinde  de babaların çocukları için yapabileceği çok güzel şeyler var. Onlarla vakit geçirmek, oynamak çok keyifli. Onların bakımına katılmak çok keyifli. Bu arada babalığı doya doya yaşamak gibi bir seçenek var aslında. İnsanlar bunu kaçırıyorlar. Çoğunlukla da bilmedikleri için ya da geleneksel olarak sanki uzak durmamız gerekir diye onlara öğretildiği için böyle. Bunu aşmaya, değiştirmeye çalışıyoruz. Çünkü annelik de babalık da çok özel roller, vasıflar. İnsanın belki hayatında başına gelebilecek en özel şeylerden birisi anne baba olmak. O dönemleri bilinçli yaşamak, keyifle yaşamak varken bilinçsiz ve sorunlarla dolu yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu genellikle bizim ülkemizde böyle ama iyi eğitim almış, babalık konusunda bilgisi olan, bebeklerin gelişimi, hastalıkları, psikolojisi hakkında eğitim almış babalar çok daha hakim oluyorlar konuya. Dolayısıyla evde önemli konular ortadan kalkabiliyor. Ağlayan bir çocuğun neden ağladığını bilmeyince insanlar sadece huzursuzluk yaşıyorlar. Neden ağlamış olabileceğine yönelik olasılıkları bilirlerse, gerekenleri yaparlarsa çocuk da rahatlayacak, aile de rahatlayacak. Bizim kendi belediye çalışanlarımızdan da eğitimlere katılanlar olmuş. 2 tanesi bana gözlem ve deneyimlerini anlattı, o kadar olumlu etkilenmişler ki; evdeki havanın tamamen değiştiğini söylüyorlar bu eğitimi aldıktan sonra. Aslında bu konuda sorumlu olacak kamu kurumları bir an önce babalık eğitimi konusunda ailelere yardımcı olsalar toplumumuzda çok büyük bir düzelme görebiliriz" dedi.