Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, yapımı yılan hikâyesine dönen Karşıyaka Stadı ile açıklamalarda bulundu. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile müellif mimar tarafından stat yapımının engellendiğini öne süren Tugay, Karşıyaka taraftarının sabırsızlandığını anlatarak, "Stadın tamamını Karşıyaka Belediyesi yaptırmayacak, bunu yapamayız, yapabileceğimiz bir şey değil. Ancak yapım sürecinde bazı şeyleri üstleneceğimi ve destek olacağımı söyledim aynı noktadayım. Son konuştuğumuz noktada Bakanlık 'Biz stadı yaptıramayacağız, buna maddi olarak imkanımız yok' dediği için; bunu Bakanla yaptığımız görüşmede kendisi söyledi, 'Şu anda kaynak ayıramıyoruz' dedi. Taraftarlarımızın bu konudaki rahatsızlığını bildiğim için bu konunun hızlı çözümü noktasında Büyükşehir Belediye Başkanımızla konuşacağımı ve ondan stadı yapmasını isteyeceğimi söyledim. Konuştuktan sonra Başkanımız Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi'nin stadı yapacağını söyledi. Arada bir anlaşma yapılması ve anlaşmanın ardından Büyükşehir'in stat yapım ihalesine çıkması noktasına gelindi fakat bir yerde takıldı olay" dedi. 

"MİMAR HAK SAHİBİ OLMUŞ"
Müellif Mimar Bahadır Kul'un muvafakatname vermediğini aktaran Tugay, "Stadın avan projesini yapan mimar, oraya alınan imar affı belgesi nedeniyle müellif olarak, hak sahibi olmuş. Onun izni olmadan başka birileri proje çizemiyor, çalışma yapamıyor. O da müelliflikten vazgeçtiğine dair muvafakatname belgesi vermiyor. Şu ana kadar bu olmadı, hala vermedi. Büyükşehir Belediyesi de mimar müelliflikten vazgeçtiğine dair muvafakat belgesi vermezse biz bunu ilerletemeyiz dedi. Çünkü ihaleye çıkılabilmesi için uygulama projelerinin yapılması lazım. Uygulama projelerinin hukuki olarak uygulanabilmesi, yapılabilmesi için mimardan belge alınması gerekiyor. Bakanlık bu konuda yardımcı olmuyor, mimar belge göndermiyor, dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi de projeyi yaptıramıyor dışarıya, ihaleye çıkamıyor" ifadelerini kullandı. 

"UYGULAMA PROJESİNİ YAPTIRIYORUM"
Tugay açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu arada 'projeyi yaptıramıyor' bölümünü halletmek için ben inisiyatif aldım ve bir mimarlık şirketi ile konuşup, desteklerini rica ettim. Kabul ettiler. Geçen hafta uzun bir toplantı yaptık, detayları konuştuk, mecburen aslına sadık kalmamız gerekiyor çünkü yeni bir dava açılmasını istemiyoruz. Avan projeye sadık kalarak uygulama projesi çalışmasını yürütüyorlar. Bunlar aylar süren işler, o yüzden biraz zaman alıyor ama sağlıklı şekilde yürüyor. Detaylar netlik kazanıyor. Stadın arazi olarak görülen boş yeri değil sadece aynı zamanda arkasında Orman Bölge Müdürlüğü'nün şu anda fidanlık olarak kullandığı alanı da bu kompleksin parçası olarak görmek daha doğru. Orası planlarda yeşil alan, statla da birleşik olduğu için stadın çevresinde ek alan olarak projelendirilebilecek alanlar. Hem çok güzel bir stat hem de güzel bir sosyal alan planlanacak noktaya gidiyor ve beni mutlu ediyor. Sağlıklı, çevreyi rahatsız etmeyen, estetik algısı güzel, memnuniyetsizlik olmayacak bir stat projesi yapıyoruz şu anda. Bittiği zaman Bakan Beyden ve mimardan muvafakat isteyeceğim, aldıktan sonra hazır projelerle Büyükşehir Belediyemiz ihaleye çıkacak ve yaptıracak." 

"AK PARTİNİN AÇIKLAMALARI SAMİMİ DEĞİL"
Sürece ilişkin AK Parti İzmir temsilcileri tarafından yapılan açıklamaları da değerlendiren Tugay, "AK Parti kanadından gelen açıklamalar samimi değil. Geçmişten bahsediyorlar. Bugün neden yapmadıklarını açıklasınlar. Bugün zorla biz yapalım demiyoruz, lütfen yapsınlar, yardımcı olmak için elimden ne geliyorsa onu da yaparım. Şu anda devam eden dava yok, engel yok, ellerini tutan yok, yaparlarsa yapmayın da demiyoruz. Muvafakatnamenin verilmemesi mimarın bireysel bir tutumu değil. Bakanlıkla beraber ortak bir tutum ve amaç yapılmasını engellemek. Şu anda Bakanlığın stadı yapmasına engel olan kimse ve hiçbir şey yok. İhaleye çıkıyoruz deseler hemen ruhsat vermeye, önlerini açmaya hazırız ama yapmıyorlar. Neden, bizzat benim kulağımla duyduğum şey, 'Kaynağımız yok' dediler. Ne olacak bu durumda diye sordum; 'Bekleyecek' dediler. Bekleyecek kimsenin sabrı kalmadı, o yüzden ben Büyükşehir Belediyesi yapsın diye teklif ortaya attım. Bakanlık yapsa böyle bir şey söylemeyecektim" diye konuştu. 

"SİYASİ BİR KARAR"
Mimarın muvafakat belgesi vermemesinin siyasi bir tavır olduğunu savunan Tugay, "Büyükşehir Belediyesi'ne şu anda bir tahsis yapılmış değil. Sadece 'tahsis edelim' diyorlar ama mimar muvafakat vermeyince olay yine kitlenecek. Kitlenmesin diye Büyükşehir Belediyesi kabul etmiyor, 'Mimar muvafakat versin ondan sonra biz tahsisi alalım' diyor. Mimar da vermiyor. Bakanlık kapatıyor. Mimarla ben konuşmadım ama bu davranıştaki anlamsızlığa baktığımda açıkçası bunun bir siyasi karar olduğunu düşünüyorum. Stadın yapılmasını durdurmak, engellemek için alınmış bir siyasi karar olarak duruyor" açıklamasında bulundu.

"BELEDİYELER GAYRİMENKUL SATARAK BÜTÇE AÇIĞINI KAPATIYOR"
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yaşanan "Yeter sayı" krizinin sorulması üzerine konuşan Tugay, "Bugün ülkemizdeki siyaset yapış şeklinde 'Kendimiz daha başarılı olalım' değil de 'Rakibimizi başarısız yapalım' şeklinde bir siyasi anlayış var. Belediyelerin gelir kaynakları İller Bankası'ndandır. Normalde bir belediyenin bütçesinin en azından  yüzde 50'si ama bence doğru olan yüzde 70'i İller Bankası'nın belediyelere vereceği paylarla karşılanmalı. Bugün birçok belediyede bu oran özellikle CHP'li belediyelerde yüzde 20-25 bandına düştü. Yani belediyeye para vermiyorlar. Belediyeye kaynak sağlamayınca belediyenin çalışması imkansız hale geliyor. Birçok belediye sahip olduğu gayrimenkulleri satarak bütçe açığını kapatmaya çalışıyor ama yazık oluyor çünkü bunlar kamu kaynakları aynı zamanda. Merkezi hükümet yönetimi belediyelere yatırım yapabileceği kaynağı sağlar. Ben göreve başladığım zaman İller Bankası payı ile bugün ödenen arasında çok az fark var. Yıllık ortalama olarak yüzde 10-15 civarında... Ama sadece Ocak ayından bugüne kadar bütün giderlerimiz elektriğimiz, yakıtımız, personel giderlerimiz, yapım malzemelerinin fiyatı, hizmet fiyatı 4-5 kat arttı. İller Bankası payının da bu oranda artması lazım. En büyük sorun, engel burada. Bunu konuşmuyoruz. İnsanlar anlamıyor ama belediye para basmıyor, kaynak yaratabilmesi mümkün değil. İller Bankasının belediyelerin çalışmasını sağlayacak destek sağlaması lazım. En büyük engel burada. Bunun dışında da birçok noktada müdahalede bulunarak bizi açıkçası başarısız hale getirmeye çalışıyorlar" dedi. 

"ÇOK ÇİRKİN BİR İTHAMDI"
AK Parti'nin başta bütçe olmak üzere birçok alanda CHP'li belediyeleri engelleyerek, başarısız olması için çaba sarf ettiğini dile getiren Tugay, "Ben o salondaydım ve yaşananlara çok üzüldüm. Açıkçası çirkinleşmesinin sorumlusu kesinlikle CHP grubu değil. Ben bizzat şahidim orada, gerek meclis başkanvekili, grup başkanvekili, grup sözcüsü bizde azami derecede nazik, demokratik ve herkese söz hakkı tanıyan bir tavır gösterdiler. AK Parti grubu ne yazık ki ortamı germek için tartışma açılması için kötü bir dil kullanıyor ve kullandığı dil provakatif bir dil oluyor. Bu da o gün bazı arkadaşlarımızı çok rahatsız etti haklı olarak ve tepki gösterdiler. Orada AK Parti Grubunun, 'Siz CHP'lileri içki masasından kaldırıp çağırdınız, getirdiniz' gibi bir söylemi vardı. Bu çok çirkin bir ithamdı. Mesela ben de geç geldim; nedeni o gün İnciraltı'nda geriatri kongresi vardı, orada konuşmam vardı, uzun sürdü. O toplantı biter bitmez meclise geldim. Gecikmeli gelenlerin her birine sordum hepsinin kendi ilçesinde katılma durumu olan programları vardı, hepsinin mazereti vardı. Bunlar olabilir, bu şekilde suçlamak gerçekten incitiyor, rencide ediyor insanı" ifadelerini kullandı. 

"AK PARTİ GRUBU PROVOKASYON DİLİ KULLANIYOR"
Tugay, AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın "Kadın meclis üyemize küfür ettiler" açıklamasının sorulması üzerine ise, "Ben kimsenin küfür ettiğini duymadım, gerçekten duysam söylerim. Bir tartışma başladı ve çirkin ithamların olduğu ortamda birisi kendini tutamamış olabilir ama ben duymadım. O ortamın yaratılmaması lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin geçmiş dönemlerdeki meclislerinin böyle olmadığı söyleniyor, bu dönemki meclisinde sürekli ortamı gerecek, provokasyon yaratacak bir dil kullanılıyor. Bu bilinçli yapılıyor diye düşünüyorum. Çok da üzülüyorum buna. İzmir eğitim seviyesi yüksek, özel insanların yaşadığı, kültür ve demokrasinin olduğu bir kent. Bu kente sokak ağzıyla sert konuşmalar yapmak yakışmaz. Eski siyasetçileri özlüyor insanlar. Birbirine hakaret etmeyen, aşağılamaya çalışmayan, nezaketini koruyan siyasetçileri özlüyoruz. Büyükşehir Meclisinde bazı meclis üyeleri bilinçli olarak çok kötü bir dil kullanıyor. Bu da bazen CHP'li meclis üyelerini çok rahatsız ediyor ve tepkiler de getiriyor. Onları hepimiz biliyoruz, kendi aramızda konuştuğumuzda da bu provokasyona gelmememiz gerektiğini tekrar tekrar söylüyoruz" dedi. 

"KILIÇDAROĞLU'NU KARŞIYAKALILARLA BULUŞTURMAK İSTİYORUZ"

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ziyaret ederek Karşıyaka'ya davet eden Tugay, "Tam bir tarih belirlemedik ama birkaç defadır bu daveti yineliyorum. O da mutlaka geleceğini söyledi. Sadece çok yoğun bir programla özellikle partinin biraz daha olması gereken, oylarının düşük olduğu yerlere gitmeye çalışıyorlar. O yüzden ben de onları sıkıştırmak istemiyorum. Epeydir beklettiğimiz açılışlarımız var. Biz de Genel Başkanımızı Karşıyakalılarla buluşturmak istiyoruz. Onun da bunu çok istediğini biliyorum, gerçekten istiyor ve muhtemelen yakın zamanda önümüzdeki 1-2 ay içinde kendisini Karşıyaka'da ağırlayabileceğiz diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. 

"ASFALT ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"
İlçedeki asfalt ve yol yapım çalışmaları hakkında da bilgi veren Tugay, "Biz gücümüzün yettiğince kendi elimizdeki araç, gereç, personelle asfalt çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Serim çalışmaları var, yeni yollar yaptık, eskileri tamir etmeye çalışıyoruz. Bazı yerlerde biz müdahale edemiyoruz. Girne Caddesi'nde biraz sorunumuz var, Girne Caddesi'ne müdahaleyi biz yapamıyoruz, Büyükşehir'in yapması lazım. Çünkü orada ağırlıklı olarak İZSU'nun dahil olması gereken bir çalışma var. Dolayısıyla İZSU, İZBETON ve Büyükşehir Fen İşleri'nin bir çalışması olacak orada. Geçenlerde hem İZSU Genel Müdürü hem İZBETON Genel Müdürü hem de ilgili Genel Sekreter Yardımcısı Karşıyaka'ya gelip bu alanları gezdiler. Yakında bir çalışma başlaması noktasında sözleştik ve yapılacak. Bizim giremediğimiz, bizi aşan alanlar var ama onun dışında gücümüzün yettiği her alanda çalışıyoruz. Asfalt üretiminde hiçbir sorunumuz yok, plentimiz çalışıyor, üretiyoruz hatta Karşıyaka dışında birçok belediyeye asfalt veriyoruz. Bunu uzun zamandır yapıyoruz. Üretmede sorunumuz yok ama uygulamada araç, gereç ve personel yetersizliğimiz var. İş sadece asfalt dökmek değil, aynı zamanda altyapı çalışmaları gerektiren yerler var Girne Caddesi gibi, buralara biz müdahale edemiyoruz, Büyükşehir'i bekliyoruz" dedi. 

"ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"
Yaşanan ekonomik kriz ve iklim krizine dikkat çeken Tugay, "Biraz kötü bir zaman geçiriyoruz, gerçekten ciddi ekonomik kriz dönemi yaşanıyor. Üstü örtülmeye çalışıyor ama herkes aşırı pahalılık olduğunu, her şeyin fiyatının sürekli yükseldiğini, gelir adaletsizliği olduğunu, insanların günlük beslenmelerinden öğün çıkardığını, çocukların yeterli beslenemediğini görüyoruz, okuyoruz. İşsiz sayısı çok arttı. İşsiz olup evde oturmaya mahkum durumda 8 milyon gencin olduğu bir rapor okudum. Bunları alt alta koyduğumuzda Türkiye'nin çok büyük problemler yaşadığını görüyorum. Temelde kötü yönetimden kaynaklana problemler bunlar. Bunun dışında dünyayı ve bizi tehdit eden bir iklim, enerji ve gıda krizi var. Bunlara da hazırlıklı olmalıyız. Gerçekten zor zamanlar geçiyoruz. Böyle zamanlarda bilinçli olmak, ne yaptığını bilmek, iyi yönetimler seçmek, toplumun dayanışma içinde olması çok önemli. Bu niteliklere sahip olmamız gerekiyor. Burada en büyük görev aslında toplumun okumuş, bilgi sahibi olan insanlarına düşüyor. Bu yurttaşlarımızdan, bilgisi, birikimi olan yurttaşlarımızın daha aktif ve işbirliği içinde olmasını bekliyorum. Kamuya yardımcı olmalarını diliyorum. Çünkü orada biraz ego çatışmalarıyla insanlar işbirliği yapamıyorlar. Maalesef öyle bir sorunumuz var ama STK'lar üzerinden örgütlü yaklaşarak yapabilen herkesin ülkenin sorunlarını çözmek için elini taşın altına sokmalı tabiri vardır, kimse eline zarar versin demiyoruz ama birazcık yorabilirler kendilerini. Sorunların çözümlerine katkı sağlayabilirler. Bugün yapmazlarsa yarın çok geç olacak" açıklamasında bulundu. 

"YURTDIŞINDA GÜL BAHÇESİ YOK"
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay açıklamasını şöyle sürdürdü: 

"Gençlere bir şey söylemek isterim; umutsuzluk herkese adeta buradan kaçmayı telkin ediyor. Herkes Türkiye'den  kaçınca iyi şeyler olacağını zannediyor. Ben Amerika'yı da Avrupa'yı da çok deneyimleyerek yaşamış biri olarak şunu söylerim: İnsanın en mutlu olacağı yer kendi ülkesidir. Alıştığı insanlarla yaşam ortamında bulunmasıdır. Gezmek, farklı yerler  görmek, turizm güzeldir ama nihayetinde yabancı bir ülkede yaşamayı seçmek çok zor bir karardır. Oralarda dikensiz gül bahçeleri yok. İnsanları ayak işlerinde kullanıyorlar. Kendi vatandaşına 10 lira verirken o iş için yabancılara 1 lira veriyorlar. Adaletsizlikler var, her zaman yabancı oluyorsunuz ve oranın vatandaşı gibi olmuyorsunuz. Bizim dünya güzeli bir ülkemiz var, özel bir kültürümüz var. Bu kadar güzel bir ülkede mücadele etmek yerine kaçıp başka ülkelerde ikinci, üçüncü sınıf vatandaş olarak yaşamak bence çok yanlış bir karar. Böyle düşünmesinler. Yerlerinden kalkıp iyi ve güzel şeylerin olması için mücadele etsinler, kendilerinde bu gücü bulsunlar. Çünkü bu ülkede bir şeylerin düzelmesi çok kısa zamanda gerçekleşebilecek bir şey. Bilinçli bir halk, demokrasi ve hukuk sistemi ve doğru seçilmiş bir yönetim çok kısa zamanda ülkemizdeki tüm sorunları düzeltebilir. Bunun için bilgisi, birikimi olan insanlar inisiyatif alacak, işin içine katılacak hem de evinde oturup sadece yurtdışına gitme hayali kuran gençler de ülkeye sahip çıkacak, sahip çıkmayı öğrenecek. Sorunların çözümü için bir adım öne atacak. Bir sürü program var, bunlara katıldıkça, sorunlar çözüldükçe kendilerinin işsizlik ve gelir sorunlarının da çözüldüğünü görecekler. O yüzden kimse başkalarını suçlayarak, kendini de ben günahsızım diye görmesin. Bir şey yapmamak da suç, bir şey yapmak gerekiyor. Bunun tam zamanı. Bu çağrıları yapmak istiyorum, ekonomik kriz, iklim krizi, gelir adaletsizliği, sosyal adaletsizlikle mücadelede herkesi görev almaya, dayanışma içinde olmaya davet ediyorum. Bu davetim sadece Karşıyaka halkına değil tüm Türkiye'ye."