Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Avrupa Birliği ile çalışmalarına başladığı Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı’nın (SUMPİZMİR) tanıtım toplantısı gerçekleşti. Programda kentte bisiklet kullanımı artırmak ve karbon salınımını bitirmek için izlenecek yol haritası anlatıldı. Toplantıya AB Türkiye delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nıkolaus Meyer-Landrut da katıldı.

CİTTASLOW VURGUSU
Göreve geldiği günden bu yana iklim kriziyle mücadele etmek amacıyla kararlılıkla çalıştıklarını ifade ederek açıklamalarına başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Bu amaçla İzmir’de iki önemli adım attık. İlk olarak İzmir Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı doğrultusunda Türkiye’de Avrupa Birliği’nden destek almayı başaran ilk kent olduk. İkinci olarak da ortaya koyduğumuz vizyonla şehrimize dünyanın ilk ve tek Cittaslow Metropolü unvanını kazandırdık. Şimdi bu iki değerli gelişmenin İzmir için ne anlama geldiğini açmak istiyorum: Cittaslow aslında nüfusu 50 binin altında olan kentlerin sahip olabildiği bir unvan. Ama bir yandan da günümüzün gerçeği olan büyükşehirler var… Dünya nüfusunun çoğunluğu artık kentlerde yaşıyor ve kentler her geçen gün daha da büyüyor. Diğer yandan iklim krizi nedeniyle artan sıcaklık, salgın hastalıklar, su baskınları, fırtınalar büyükşehirleri bir yuva olmaktan çıkarıp katlanılması imkansız yerlere dönüştürüyor. Cittaslow Metropol fikrinin başlangıç noktası da işte tam da bu şehirlerimizi yeniden dinlenebileceğimiz, huzurla yaşayabileceğimiz bir yuvaya dönüştürmek. Yani şehirleri, arabaların içinden hızlı geçtiği ve daha hızlı geçmesi için çabalar gösterildiği yerler olmaktan çıkarıp insanların yürürken birbirine gülümsediği, sosyalleştiği ve huzurla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadığı yaşam alanlarına dönüştürmek. Bugün bizleri bir araya getiren Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı, İzmir’in Cittaslow Metropol hedefinin en temel taşlarından birini oluşturuyor” dedi.

‘BİSİKLETLE ULAŞIM YÜZDE 82 ARTTI’
Cittaslow Metropol ve SUMPİZMİR programının kentimizde birleşmesinin de bir tesadüf olmadığının vurgusunu yapan Başkan Soyer, “Göreve başladığımız ilk günlerden itibaren kent içindeki bisiklet altyapısının güçlendirilmesi, kırsal bisiklet rotalarının artırılması ve şehrimizde bisiklet kültürünün çocukluktan itibaren oluşturulması için birçok adımlar atmaya gayret ettik. İzmir’i kuzeyden güneye doğru EuroVelo Bisiklet ağına dahil ederek şehrimizin sahip olduğu bisikletli ulaşım potansiyelini güçlendirdik. Belediyemizin bisiklet kiralama sistemi BİSİM’in istasyon sayısını 60’a, bisiklet sayısını ise 400’den 890’a çıkardık. Engelli ve çocuk bisikletlerini de bu networke dahil ettik. İzmir’de bisikleti bir ulaşım türü olarak tüm toplu ulaşım sistemine entegre eden çalışmalar yaptık. 2020 yılından itibaren bisikletli yolcuların Körfez içi vapur seferlerinden sadece 5 kuruş karşılığında yararlanmasını sağladık. Bu uygulama sonucunda bisikletliye ulaşımı tercih eden İzmirlilerin sayısı yüzde 82 arttı. Metrolarımızdaki asansörleri de bisiklet kullanıcılarının hizmetine açtık, bisikletlerin otobüslerde taşınabilmesi için özel aparatlar ekledik. Kent içinde sadece son bir yıl da bin adet bisiklet park yeri ve 10 adet elektronik bisiklet park kabini hazırladık” açıklamalarında bulundu.

DERELER VE ‘EKOLOJİK KORİDOR’

“İzmir’de uygulamaya başladığımız en önemli projelerden bir diğeri de Körfez’e açılan dere hatlarını birer ulaşım hattı ve ekolojik koridor olarak planlamamız” sözleriyle konuşmasını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, şunları aktardı: “İzmir’in içinde 20 dere var. Bu dereleri yeni ulaşım koridorları; bisiklet ve scooterler için ulaşım güzergahı haline getireceğiz. İlki Bayraklı ve Bornova arasındaki 6,5 kilometrelik deremiz. Bu dereyi Dokuz Eylül Üniversitesi iş birliğindeki istasyonundan Körfez’e bağlayan dere güzergahı boyunca bisiklet, scooter ve yaya yolu haline getireceğiz. Bu uygulamanın İzmir’in tüm derelerinde uygulanması heyecanımız var. Diliyorum ki dünyanın her yerinde de benzer uygulamalar yapılabilir.”

‘HAZIRLIKLI OLMALIYIZ’

Bütün bu çalışmaları övünmek için saymadığının da altını çizen Başkan Soyer, “Ne yapsak az, daha yapacağımız çok şey var” dedi.  Hayatın içinde artan taleplere daha fazla cevap verme mecburiyetinde olduklarını da sözlerine dahil eden Soyer, “Daha çok çalışmak, bisiklet kültürünü kent içinde daha çok yaygınlaştırmak mecburiyetindeyiz. Çünkü geleceğimizi tehdit eden ve etkileri gittikçe büyüyen iklim krizi ve kuraklık gibi küresel sorunlarla başka türlü başa çıkmamızın imkanı yok. Kentlerde nüfus artıyor; artan nüfus beraberinde çarpık kentleşmeyi, kirliliği ve buna bağlı motorlu taşıt bağımlılığını getiriyor. Kentlerde yoğun bir trafik yükü de karbon salınımını artırıyor. Verilere göre 2030 yılında bugünkünden 2.2 kat daha fazla araba olacağı öngörülüyor. Sürdürülebilir bir ulaşım politikası inşa edemezsek şehrimizdeki yaşam kalitesi düşecek, kentlerde yaşanabilirlik azalacak ve karbon salınımı artacak. Küresel iklim krizinin etkilerini hep beraber çok daha fazla hissedeceğiz. Eğer gezegenimizi, ülkemizi ve yaşadığımız bu güzel şehri çocuklarımıza yine aynı güzellikle miras bırakmak istiyorsak toplu ulaşım ve bisikletli ulaşım konusunda çok kararlı adımlar atmak mecburiyetindeyiz. Şehrimizdeki doğa olaylarının felakete dönüşmemesi için yaşadıklarımızdan ders çıkarmak ve olası krizlere hazırlıklı olmak mecburiyetindeyiz. Bu yüzden SUMPİzmir bizim için çok önemli. Bu plan, dünyada ilk Cittaslow Metropolü olmaya hak kazanan şehrimiz için yepyeni ve kalıcı bir ufuk tarif ediyor. Ulaşımın sorun olmaktan çıkıp şehrin tüm alanlarını birbirine bağlayan çok yönlü ve bütüncül bir çözüm sunuyor. İzmir’de ulaşım konusunda dünya öncülerindeki değişim öncülerinden biri olmaya çalışıyoruz. Ortak akılla İzmir’i dirençli bir kent haline getireceğiz. İnanıyoruz ki doğayla uyumlu olmak mümkün; başka bir kent mümkün” diye konuştu.

KARBON SALINIMINI AZALTILACAK
Toplantıda Konuşan Meyer-Landrut da projenin önemine vurgu yaparak, “Burada bulanmak büyük bir keyif. İlk defa gelmiyorum, son kez de olmayacak. Bu projenin açılış törenine katılmak da büyük bir fırsat. Bu bir farkındalık oluşturmak ve egzersiz planı aslında. 50’den fazla ülke 3 binden fazla şehir ve kasaba var. Bunun neden yapıyoruz. İklim değişikliği bir gerçek. Etkilerini günlük yaşantımızda görüyoruz. Buna bir tepki göstermemiz gerekiyor. Yapılan araştırmalardan bunun çözümü karbondioksit salınımı azaltmaktır. AB bir sözü 2050 yılında sonlandırmak. 2053 yılında Türkiye’nin bir sözü var. Tabi bunun bir pazarlığı olmaz ama bunun için hemen bir harekete geçmemiz gerekiyor.  Araçlar, başka ulaşım yöntemleriyle değiştirebilir. Hem kamu yönetimi, hem belediyelere ihtiyacımız var. Ayrı zamanda vatandaşların bu değişime katılmaları ve etkinliklere gönüllü olmaları gerekiyor. Dönüşüm organize etmesi açısından birlikte yapmanın önemi de buradan kaynaklıyor. Böyle bir plan kapsamlı bir plandır. Sadece ulaşımı kapsamaz. Burada bisiklet olacak, burada olamayacak, denilemez. Bu sadece bir parçasıdır. Daha dirençli çok modelli bir ulaşım sisteminin kurulmasına yardımcı olacak. Böyle bir planın İzmir’de başlıyoruz. Bu büyük çabaların sonucu, şehrin halihazırda yaptığı çalışma sonucu oldu. Sayın Başkanımızın AB delegasyonuyla çok iyi bir uyumu var. İklime uyumlu, nötrleme ile ilgili bir çalışmanız bulunuyor. Çalışmalarınızdan dolayı size çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.