GÜNDEME BAKIŞ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kuraklığa ve yoksulluğa karşı ‘İzmir Tarımı’ Başlıklı strateji ve eylem planını açıkladığı Küçük Menderes Havzası turu sonrası değerlendirmede bulundu.

ÜRETİCİMİZ, MUHTARLARIMIZ NE DEDİĞİMİZİ ANLADI
Başkan Soyer, şimdiye kadar tarım politikalarını eleştirilerek, yerli tohum üretimine dikkat çekti. Soyer, “Geçen hafta Ödemiş, Kiraz, Beydağ ve Bayındır ilçelerinde geçirdik. Üreticilerimizle muhtarlarımızla kooperatifçilerimizle bir araya geldik. Baştan beri susuzluk ve kuraklıkla ilgili yeni bir paradigma ortaya koymamız gerektiğini söyledi. Bir süredir bununla ilgi çalışma sürdürüyorduk. Biz bir yandan tarımın başladığı bölge olarak övünürken, bir yandan tarımı bitirmişiz. Bu topraklara, bu kültüre büyük haksızlık etmişiz. Ne yazık ki bizi çıkmaza sürükleyen, üretimi engellerken, kırsal bağları bozan bir tablo ortaya çıktı.  Başka bir tarım mümkün adıyla başlattığımız temel ilkeleri vardır. Üretimden başlayan ihracata giden bir zincirden oluşuyor. İhracat destekleme birimi kuruyoruz. Araştırma geliştirmeye önem veriyoruz. Biz kuraklık ve yoksullukla mücadele edeceğiz. Bu toprağa uygun ürünler yetiştireceğiz. Burası mandanın anavatanı Anadolu, biz gidip İtalyanlara bırakmışız onlardan şimdi manda ürünlerini satın alır duruma gelmişiz. Bunlar gerçekten insanın aklını almayacağı, çok üzücü hikayeler. O yüzden Menderes’ten çok büyük bir umutla döndüm. Üreticimiz, muhtarlarımız ne dediğimizi anladı. Biz bir paradigmayı değiştiriyoruz. Gerçekten plansız su kaynaklarını düşünmeyen, üreticiyi köyünde tutmayı bir tarafa bırakan politikayı biz de bir tarafa bırakıyoruz” dedi.  

ARTIK SATIŞ GARANTİSİ DE VERİYORUZ
İzmir’de üreticiye destek vermek adına hayata geçilen ve geçilecek olan projelere değinen Soyer, “Plansız, su kaynaklarını düşünmeyen politikaları bir tarafa bırakıyoruz. Küçükbaş hayvanlarına süt yemini biz veriyoruz. Üretici yapmak istiyorsa, yavruyu büyütecek yemi biz veriyoruz. Diyoruz ki ben senin büyüttüğün buzağı alacağımı taahhüt ediyoruz. Kısacası bir taşla birden çok fazla kuş vuracağız aslında. Yerli ürünle üreticiyi buluşturacağız. Destek vereceğiz. O hayvanı üreticiden alıyoruz. Hem de vatandaşımızı etle buluşturacağız. Sadece üretimde değil, susuzlukla, yoksullukla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunun neticelerini muhtemelen bir yıl sonra göreceğiz. 2020 yılına kadar 144 milyon alım yapmışız. Bunun 128 milyonunu İzmirli üreticilerden aldık. 2021 yılında 330 milyona çıkarıyoruz. Bu ürünler; zeytin-zeytinyağı, hububat, bakliyat, süt olacak.  Beydağ’dan 100 ton kestane alacağız. Ödemiş’ten 300 ton patates alacağız, Bayındır’dan 200 ton salçalık biber alacağız. Satış garantisini ilk defa gündeme getirdik. Şimdiye kadar alış garantisi yapıyorduk. Burada biraz dengesizlik oluyordu. Bunu ortadan kaldırmış olup, ağı genişletmiş oluyoruz. Bu ne demek oluyor; üretimden başlayan satışa kadar bir destek zinciri olacak” diye konuştu.