GÜNDEME BAKIŞ - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 günlük İzmir programı kapsamında Ödemiş'te çiftçilerle bir araya geldi. Çiftçi buluşmasında, CHP liderinden önce bölgedeki kadın çiftçilere söz verildi. Çiftçiler mazot, gübre ve yem fiyatlarından şikayet ederek, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne çiftçiye verdiği destekten dolayı teşekkür etti. 

BAKANLIKTAN KADIN ÇİFTÇİLERE YANIT

Tarım ve Orman Bakanlığı, çiftçi buluşmasında konuşan çiftçi kadınların iddialarına ilişkin açıklamada bulunarak, iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürüldü.

SOYER’DEN AÇIKLAMA!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP liderinin İzmir programını değerlendirdi. 3 günlük program için, ‘olağanüstü iyiydi’ yorumunu yapan Soyer, “Genel başkanımız İzmir programı çerçevesinde birçok kesimle bir araya geldi. Onları dinledi. Her bir program çok iyiydi. Bunlar bizim çalışmalarımızın sonucu olmadı. Toplumun kendi içinden gelen bir teveccühü” dedi.

ONLARI BIRAKIN BİZE SALDIRIN!

Ödemiş’teki çiftçi buluşmasında kadın çalışanların yaptığı açıklamalar üzerinden başlayan tartışmayla ilgili konuşan Başkan Soyer, “Gerçekten çok üzücü…Bakanlık, ‘Herkes Çok mutlu’ mu demek istiyor? Geliri artırdık, tarım mükemmel gidiyor, üreten çok kazanıyor mu demek istiyorlar? İnanılır gibi değil! İnsanlar orada konuşurken boğazları düğümledi. Buna bizler, tüm Türkiye şahitlik etti! ‘Hayır siz yalan söylüyorsunuz’ demek nedir Allah aşkına?! İnsanlar acı çekiyorlar. Ve bunu bir şekilde dile getiriyorlar. Siyaset bu kadar sığ olmamalı. Üretici zor durumda. Vatandaşlar zor durumda. Zor durumda olanların üzerinden siyaset yapılması çok yanlış. Onları bırakın bize saldırın. Gerçekten çok yakışıksız. O insanların yerine kendinizi koyun. Üreticiler çorbasını nasıl kaynatacağını bilmiyor. Yaşananlar gerçekten korkunç” dedi.

ÇİFTÇİLER NE DEMİŞTİ?

ÇİFTÇİ FATMA DOĞAN: “HER AY İNEK SATIP AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYORUM”

Çiftçi Fatma Doğan, “2007’de büyükbaş hayvancılığa başladım, 3 ineğim vardı, 40 oldu. Şimdi ise her ay 5 inek satıp diğer ineklerimin karnını doyurmak zorunda kaldım. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Edebiyat Öğretmeni oğlum var, 100 puan bile alsa atanması mümkün değil. Toprağımda çalışmak zorundayım, her gün gelen zamlardan bıktım, nasıl insanlarımız koyun gibi oldu da sesini çıkarmıyor anlamıyor. Her gün zam zam zam, ben 57 yaşındayım hadi benden geçti, gençlerimiz ne yapsın? Gençlerimizin önü açılmasın mı onlar ekmek yemesin mi? Ben gelen misafirime 10 kilo süt hediye ederdim, artık değil süt vermek, karnımızı dahi doyuramıyoruz. Herkes korkuyor konuşmaktan hakkımızı aramak suç mu? Herkes hakkını aramaktan, konuşmaktan korkuyor korkmayacağız. Birlik olalım, beraber olalım ve her yerden sesimizi duyuralım. Biz böyle yaşamayı hak etmiyoruz. 1 yılda 3 hasat kaldırırız ama ben 20 dönüm toprağımın 10 dönümünü bu sene ekemedim. Neden boş kalsın neden milletimiz bundan yararlanmasın? Sesimizi duyuralım, lütfen birlik olalım. Ayakta kalmak için damımı küçülttüm, 20 liraydı yem, süt litresi 6.50 TL idi ve o zaman kazanıyordum çocuğumu böyle büyüttüm ama şimdi düşüşe geçtim” diye konuştu.

BAŞARAN: “EVDE EKMEK YAPAR SATARDIM ARTIK ONU BİLE YAPAMIYORUM”

Kader Başaran, “Ben bir anneyim ev hanımıyım Beydağ’da yaşıyorum, evde ekmek yapıp satıyordum ama artan maliyetlerden dolayı bunu artık yapamıyorum. 21 yıllık evliyim, çocuklarıma, evime katkı olsun diye uğraşıyordum, ben eken biçen, domatesini kendi üreten bir ailenin kızıyım, yumurtamızı kendimiz üretirdik. Bizim geleceğimiz karardı, çocuklarımızın kararmasın. Geçen gün çocuğuma 20 TL verdim şeker al gel dedim, çocuk bir geldi anne şeker 25 TL olmuş dedi, eskiden 10 TL’ye yumurta, süt alır çocuklara kek yapardım artık onu da yapamıyoruz” dedi.

"MALİYETLER BİZİ ZORLUYOR"

Hamiyet Eser, "Sorunlarımız belli, bizi en çok zorlayan mazot, gübre, elektrik, zirai ilaçlar. Geçen sene 250'ye aldığımı ilacı bu sene 1,5 liraya alıyoruz. Onu kullanmak zorundayız" dedi.

"BİZ ÖLDÜK, BATTIK"

Meliha Yılmaz, "Kadınım, üreticiyim, et, süt üretiyorum 95 liraya kesim 120 liraya maliyet. Süt 7,5 lira. Elimize 7,5 geçmiyor, masa başında süt fiyatı belirliyorlar, halkın içine girmiyorlar. Artık zarar etmiyoruz, battık. Batan hayvancılık zarar eder mi, artık zarar yok. 2 üniversite öğrencim var, dış ülkede bulaşık yıkmaya razı. Nerede ziraat, nerede hayvancılık, kredi çektim, her bankadan çektim. Kredi günü gelince ineğimi kestiriyorum. Saman senet, yeme senet, veterinere senet imzalıyorum. Senet günü geldiğinde ineğin altından buzağı alıp kestiriyorum. Bana bir şey olursa çocuklarıma senet bırakacağım. Aslında başka bir tarım mümkün, buradan çıkınca kaç kişi söyleyecek? Umudumuz 2023, 2023 yoksa biz yokuz, hayvancılık öldü. Annelik görevimi yapamıyorum, çocuğum anne bu ayın sonunu nasıl getirdim diyor. " dedi.

"TUNÇ SOYER'E TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Songül Başkan, "Daha yeni hayvancılığa başladık, süt ve süt ürünleri mezunuyum. 2 küçük çocuğum var. Tire yemyeşil diye hayvancılığa başladım. Küçükbaşa girdim, gelişmiş ülkelerde küçükbaş destek görüyor diye. Koyunlarım vardı, yem maliyetleri, mazot, elektrik bize yüktü. Bırakma kararı aldığımda Tunç Başkan bize yem katkısında bulundu bu bize can suyu, nefes oldu. Başkanımız bize güveniyorken bizim de kendimize güvenmemiz lazım dedim. Burada fabrika açacağını duyduğumda keçiye de girdim, peynir yapıyorum. Hayvanlarımız çocuklarımız gibi. Onların yemini peynirle halletmeye çalışıyorum. Siz bize destek verdiğiniz sürece biz üretmeye devam edeceğiz" diye konuştu.