Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, 30 Ekim’in üzerinden geçen 1 yıl boyunca depremin açtığı yaraları sarmak adına yapılan çalışmaları anlattı. Muhalefetten gelen, “Ne yaptılar anlatsınlar da biz de bilelim” çıkışını da değerlendiren Başkan Sandal, “Depremle ilgili meseleyi siyasal alana kaydırmadık. Siyaset üstü baktık. Büyükşehir Belediyemizle, tüm kurumlarımızla, Sivil Toplum Kuruluşlarımızla beraber ortak çalıştık, siyasal amaç gütmedik. Ülkemizin farklı coğrafyalarında doğal afetler oldu. Deprem sürecini birazcık daha sistematik değerlendirirsek ilk olarak enkaz kaldırma süreci var. Çadırların kurulma süreci var, yaklaşık 1 – 1.5 ay çadırlarda kalma oradan geçici konutlara yerleşme süreci var. Öncelikle Bayraklı Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi deprem anında, arama kurtarma ekipleri gelmeden müdahale eden ekipler, yaklaşık 200 arkadaşımız yıkılan binalardan alındı. Gelen arama kurtarma ekiplerinin malzemelerini Bayraklı Belediyesinin deprem konteynerlerinden karşıladık. O gün yaklaşık 5 bine yakın vatandaşlımın temel ihtiyaçlarını o gece çözdük. Hiçbir vatandaşımızın çadır ihtiyacı kalmadı, hepsini karşıladık, çadırlarda gıdadan temizlik malzemesine diğer ihtiyaçlarına kadar karşıladık. Telefon numaralarımızı verdik, yarım saat içinde tüm ihtiyaçları gerekli adresler ulaştırdık. Burada şunu da pas geçmemek lazım tüm devlet kurumlarımız, Çevre Şehircilik Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığına bağlı kurumlarımız, emniyetimiz, valiliğimiz, jandarmamız, arama kurtarma ekiplerimiz, AFAD, AKUT, sağlık birimlerimiz özellikle Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekiplerimize tüm Bayraklı halkı adına teşekkür ediyorum. Bunun yanında İzmir Büyükşehir Belediyemiz, diğer Büyükşehir Belediyelerimiz, ilçe belediyelerimiz, vatandaşlarımızla, STK’larımızla hep beraber bütün Türkiye’ye örnek, model olabilecek bir iş yaptık. Bizden sonraki afetlerde bile bu koordinasyonu göremedik. Bu bizim uyumumuz, bakış açımız, sorunlar karşısında çözüm odaklı çalışmamızın en önemli sıfatıdır” dedi.  

“ÖRNEĞİ HİÇBİR YERDE YOK” 

İzmir’deki birlik, beraberlik ve dayanışmayı, koordinasyon başarısını aktaran Sandal, “Geçici konutlara yerleştirme sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyemiz Hilton Oteli, Uzundere’deki evleri, Bayraklı Belediyesinin 400 vatandaşa bulduğu evler ve bu evlerin bütün beyaz eşya ihtiyaçlarından tutun, küçük ev eşyalarına kadar karşılandı. Bugün de sistematik olarak destek oluyoruz. Bir yerde temel bu işlerle ilgili eleştiri yoksa aslında orada müthiş bir başarı var. Biz belediye olarak bugüne kadar afetlerde benzeri görülmemiş bir işe imza attık. Yıkılan evleri yeni imar düzenlemesine göre değil, K sınırlarıyla esas ve usulleri Büyükşehir’imizden geçen ve Bayraklı Belediyesi’nin 8 günde hem kendi meclisinden hem de Büyükşehir’in vatandaşların yıkılan evlerinde herhangi bir hak kaybına neden olmaksızın yeniden evlerini yapabilmelerine olanak sağladık. Soruyu soran arkadaşlara şunu sormak isterim; diğer afet bölgelerinde bunu yapabildiniz mi? Evi yıkılan insanın evini yeniden yapması durumunda aynı hakkı verebildiniz mi” diye sordu.  

“PLAN NOTLARINDA TARİH YAZIYORUZ” 

Bayraklı Belediyesi’nin vatandaşların evlerine kavuşabilmesi için büyük bir gayret sarf ettiğini belirten Sandal, “Bayraklı Belediyesi deprem sonrası plan notları alanında da tarih yazıyor. Nerdeyse 4’üncü plan notumuz hazır. Yapılaşmanın olduğu tarihler belli. Oradaki imar yönetmeliğiyle yapılan konutlarımız var ve bu konutların şu an yeniden yıkılma süreci var, alabilecekleri diğer ruhsatlar var. Binaların oturma ruhsatları, çekme mesafeleri gibi vatandaşların müracaatları ve vatandaşların öncesinde kendi aralarında anlaşmaları gibi süreçler var. Ağır hasarlı binaların yüzde 10’unda ruhsat aşamasına gelinde hatta ruhsatını alıp inşaatına başlayanlar da var. Getirdiğimiz emsal artışlarıyla ilgili de vatandaşın bir beklentisi var. Büyükşehir belediyemizden yüzde 20 parsel yüzde 30 ada bazlı geçirdiğimiz de bir uygulama var” dedi. Vatandaşa seslenen Sandal, “Binalarınızın ruhsatını alırken biz yardımcı oluyoruz. Yeni ruhsatlarda statiği yüzde 20 ve 30 emsal artışlarına uygun ama betonarmelerini K sınırlarına göre yapın. Ruhsat için beklemeyin, ruhsatlarınızı alın, bu söylediğim noktalara dikkat ederek alın. Eğer yüzde 20 ve 30’da sıkıntı olmazsa biz kat ilavelerini verip çıkacağız. Statiğini ona göre yapmazlarsa o gün kat artışı vermekte sıkıntı yaşanabilir” açıklamasında bulundu.  

“ORTA HASARLI BİNALARINIZ YIKTIRIN” 

Orta hasarlı binalar için yıkım süresinin sonuna gelindiğini hatırlatan Sandal, “Bir diğer mesele orta hasarlı binalarımız için, Ocak sonu itibariyle artık süreleri doluyor. Bir an önce yıkılmaları gerekiyor. Yıkılmadığı takdirde belediye marifetiyle artık bunu yıkmak zorunda kalırız. Bu yıkıldığı zaman da yasa gereği buradaki yıkımı rücu etmek zorunda kalırız. Böyle bir durumda da vatandaşlarımız zararlı duruma düşerler. Böyle bir olasılığın doğmaması için önümüzdeki kış şartlarını da düşünerek yıkımları hızlandırmalarında fayda var. Yıkım işi için, bir firmayla anlaşıyorlar, hatta bunun karşılığında belli de bir ücret alıyorlar. Bir an önce bu yıkım işlemini gerçekleştirsinler, son tarihlere gelindiğinde farklı sıkıntılar doğabilir. Bir an evvel orta hasarlı bina sahiplerimizin bu konuda tedbir almalarını rica ediyorum. Sıkıştıkları noktalarda ben de yardıma her zaman hazırım” diye konuştu.  

“K SINIRLARININ ÜZERİNE EMSAL ARTIŞI VERİLDİ” 

Yapılan toplantıların birçoğuna İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan’ın da katıldığını kaydeden Başkan Sandal, “K sınırlarındaki amaç, şu an 8 katlı bir binanız var ve 100’er metrekarelik daireleri var. Biz K sınırları ile diyoruz ki; yine 8 katın sabit kalsın yine 100 metrekareye yaklaşık daireni yap. Son yüzde 20 ve 30’u da bunun üzerine verdik. Biz vatandaşın içindeyiz, vatandaşın derdini , sıkıntısını bildiğimiz için emsal artışı çağrısında bulunduk. K sınırlarıyla ilgili süreç sanıldığı kadar kolay geçmedi. Bu toplantıların bir çoğuna Depremzedelerin derneği Başkanı Haydar (Özkan) Bey şahit, odalarla yaptığımız toplantılara şahit. Haydar Bey’i de çağırdık. Afet koordinasyon merkezimizde bu K sınırlarıyla ilgili ne tür bir çaba ne tür bir çalışma içinde olduğumuzun herkes farkında. Amaç; mevcudu koruyabilmek. Şartlar olgunlaştığında yeni işler ortaya çıkabilir, burada biz üzerimize düşeni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz” dedi.  

“PLAN TADİLATINDA RİSK DAHA BÜYÜK” 

İktidar kanadından gelen “Plan tadilatı değil, revizyonu” olsun çağrısını değerlendiren Sandal, “Aynı dava açılma riski orada da var. Plan notunda ağırlıklı olarak odaların itiraz ettiği artışla ilgili olan sıkıntılar. Plan revizyonu dediğimiz işe gelince, mesela şu an Folkart’ın olduğu bölgede plan revizyonu yapıyoruz biz, 10 yıldır sürüyor. Yani plan revizyonu, plan tadilatına göre yaklaşık 1 – 1 buçuk yıllık süreyi kapsıyor. Bölgenin tamamını alacaksınız, buradaki mülkiyetlerden, katlardan, tapulardan, donatı alanlarından, jeolojik etütlerine kadar bitireceksiniz. Bunu yaptığınızda daha büyük bir kitleyle karşı karşıyasınız. Plan notunda yüzde 20’lik bir itiraz kitlesi varsa tadilatta bu itle yüzde 70’lere çıkıyor. İtirazdan sonra mahkemeye gittiğinde sistem komple kilitleniyor. Oradaki risk daha büyük, teknik olarak daha sağlıklı gözükse bile risk daha büyük. 1 kişinin dava açmasıyla bütün Bayraklı’yı 10 yıl kitleriz” ifadelerini kullandı.  

ODALARA ÇAĞRI: “VİCDANIMIZIN SESİNE KULAK VERMELİYİZ” 

Odaların yapması muhtemel itirazlarını değerlendiren Sandal, “Bu olağanüstü bir durum. Mevzuatta, yasada olan şeyler var, bunlar genel mimarlık ve mühendislik teknikleri açısında üzerlerine düşen görevi yapıyorlar ama altını çizmemiz gereken önemli bir nokta şu ki; deprem olağanüstü bir durum. Ekonomik kriz, pandemi ve mevcut bu kitlenin sosyo ekonomik yapısı bir bütün içinde ele alınırsa biraz daha esas ve usullerden ziyade vicdani davranmakta fayda var diye düşünüyorum. Vicdanın, yüreğimizdeki Allah’ın sesi, biraz o sese kulak vermek lazım. Bu sorunların temelinde Bayraklı’nın afet bölgesi ilan edilmemesi var. İlan edilseydi, ne esnafımızın ne tüccarımızın ne de onların yanında çalışan vatandaşımızın derdi olurdu. Evlerin yapılmasıyla ilgili derdimiz, sıkıntımız olmazdı, niye afet bölgesi ilan edilmedi? Biz 117 canımızı kaybettik, 20 bin insanımız sokakta, afet için daha neye ihtiyaç var. Karadeniz’de selden kaynaklı devlet hızlıca bu kararı aldı. Bu kararı almasından da memnunuz, bir itirazımız yok. Yapılması gereken yapıldı, selden  mağdur olan vatandaşımızın evini barkını, kaybını yerine koymak devletin asli görevi. Biz bunu Bayraklı’da da yapmış olsaydık bu sorunların hiçbirini konuşmuyor olacaktık. Biz bunun faturasını ödüyoruz” açıklamasında bulundu.  

“BAKAN KURUM’UN SAMİMİYETİNE İNANIYORUZ” 

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Ben çalışmalara siyasal olarak cevap vermek istemem, bu vatandaşın takdirinde olan bir iş. Ben şunu bilirim, deprem anında tüm siyasi partilerimiz, devletin kurumları elinden çabayı gösterdi. Bakanlarımız buradaydı, Sayın (Murat) Kurum buradaydı, çabasını ben gördüm. Valimiz, emniyet müdürümüz buradaydı, çabalarını gördüm. Arama Kurtarma ekiplerinin çabasını nasıl ödeyeceğiz bilmiyorum. Bu sebeplerle birisine siyasi suçlamada bulunma insani ve vicdani değil. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan belediyemize gelen 1 milyon, İçişleri Bakanlığı’ndan gelen para ise 2 milyon lira. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla olan durumu Sayın Bakanımıza ilettik. Gerekli düzenlemeleri yapabileceğini, bazı borçlarımızla ilgili de yardımcı olabileceğini söyledi. Biz Sayın Bakanımızın samimiyetine inanıyoruz ve güveniyoruz, sanırım telafi edilebilir bir durum. Bakanımızın bu konunun telafisiyle ilgili düşüneceğini, çözeceğini söyledi. Burada o ile ne kadar bu ile ne kadar gitti diye kıyaslamak yapmak çok doğru değil. Benim bütçem iyidir, 20 milyon liralık işle ilgili benim açığım 5 milyondur vana 5 milyon verir ama başka bir belediyenin açığı 10 milyon liradır, ona 10 milyon verir. Burada hasmane bir tutum doğru değil” diye konuştu.  

“ADALET MAHALLESİ PLANLARI MECLİSE GELİYOR” 

Adalet Mahallesi’nde yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Başkan Sandal, “Daha önce Adalet Mahallesi’nde bir plan revizyonu yapılmış ama bu vatandaşı çok memnun etmemiş. Bununla ilgili binlerce itiraz gelmiş, biz vatandaşı dinlediğimizde ilettikleri sorunların itiraz kaynaklarının çözülebileceği kanısına vardık. Plan revizyonu yeniden ele aldık, pandemiye, krize, depreme rağmen… Sadece orayı değil yeni kent merkezini de yaptık. Belki rezerv alana bir yol çıkacak o bölgeden. 2-3 ay sonra 600 hektarlık Yamanlar’ı, Nafiz Gürman’ı içine alan, Onur Mahallesini, içine alan bölgeyi de getireceğiz, burada da öncü bir kurumuz. Adalet Mahallesi’ndeki sorunlar giderilmiş bir şekilde arkadaşlarımız çalıştılar, bu çalışmayı ham olarak Büyükşehir’e sunduk, Büyükşehir’den gelen itirazlar doğrultusunda düzenlememizi yaptık. Biz kararı alıp, meclisten geçirip göndermedik. Taraflarla uzlaşı içinde bu meseleyi, götürdük. Meclise sunmadan önce de bütün meclis üyelerimize eski revizyon planı şu, yeni revizyon plan bu, değişiklikler de bu, sizin de itiraz ve önerileriniz varsa gözden geçirelim dedik. Meclise sunacağız. Oradan da Büyükşehir’e gidecek. Vatandaşlarımız rahat olsun, her işte önceliğimiz vatandaş, hiç endişeleri olmasın. Onlar kendileriyle ilgili 1 düşünüyorsa inanın ben 10 düşünüyorum. Depremzedelerimiz dahil. Ben öğretmen çocuğuyum, kendim de öğretmenim, eşim de öğretmen, o derdin, sıkıntının, çaresizliğin ne demek olduğunu biliyorum. Vatandaşlarımızın hiç endişesi olmasın, Biz bütün enerjimizle, bütün gücümüzle, vatandaşın yanındayız. Eksik olduğumuz yer olabilir, varsa ve bunun çözümü varsa, bize önerileriyle gelirlerse o önerileri de dikkate alırız. Amaç; sorunu çözmek” diye konuştu.